the animals

• 1960'da newcastle'da kurulmus, unlendikten sonra 1964'te londra'ya tasinmis grup. don't let me be misunderstood sarkisiyla kucuk bir beatles etkisi yapmislar ama kinks ve beatles'in golgesinden asla kurtulamamislar.
• ladytron’un 7 yıl sonra çıkartacağı yeni albümünün ilk single’ı.
  
  https://youtu.be/aewj8vke9w8
  
  roket bir albüm geliyor sanki.
• house of the rising sun
  
  böyle de müthiş şarkılara imza atmış grup.
  
  tarantino filmlerinin bitiş müziği gibi. (bkz: django unchained) gözümde belirdi birden.
• kendilerinden son bir yılda haberdar olduğum blues grubudur.
  
  tanımı yaptığımıza göre düşünceleri paylaşayım. bir kere bunların yanında the beatles’ı anmak müziğe, hayata, blues’a hakarettir. bir insan eğer “ya bu blues nasıl bir müziktir?” diye soruyorsa ona the animals dinletilmelidir. ali baba’nın çiftliği kıvamında “hey jude” dinletileceğine “i put a spell on you” dinletilmelidir. her gün doğduğumuna “the house of rising sun” ile başlanmalıdır, ülkesi ekonomik kriz, yoksulluk, politik krizlerle cebelleşiyorsa “we gotta get of this place” denmelidir, yeni ayrılmışsa “baby blue” , ayrıldığına pişmansa “bring it on home to me” olmalıdır rakı masasında.
  
  söyleceklerim bunlar “please don’t make me misunderstood”
• 60'larda, müziğin, genel geçer sosyal hayatta gençler tarafından hangi şartlarda tüketilebildiğine 10 numara örnek bir gruptur.
  
  60larda, müzik, aileler/ebeveynler uygun görürse onların izniyle tüketilebiliyordu.
  gençlerin hem ekonomik bağımsızlığı olmaması, hem de müziğe fiziken kolayca erişememe problemleri vs.
  
  bir de bunun yanında toplumca uygun görülmeyen(!) grupların, konserlerin yasaklanması, polis baskınları vs vs
  
  en azından british invasion'ı kaçırmadılar, abd'de #1 oldular
  
  the animals'ın -benim gözümde efsanedir, ama yine de anonim bir ezginin cover'ıdır- the house of the rising sun klibi bu dönem için tam bir örnektir. adamlar kravat ceket ve sükunet içinde (ki bir çok grup o dönemde aynı şekilde yapmıştır) inanılmaz bir parçayı çaldıktan sonra en sonda bir de eğilip falan reverans yapıyorlar "ablacım, sevgili babamız, ellerinizden öperiz, biz iyi çocuklarız, teyze oğlundan hallice uslu çocuklarız, çocuklarınıza izin verin, bizi dinlesinler"
  
  sonra neden the rolling stones gölgesinde kaldılar, neden punk patladı.
• lazım olur diye 8 nisan'da satışa çıkacak bilet linkini buraya bıraktığım efsane konser
  
  http://www.biletix.com/etkinlik/ye412/turkiye/tr
• yapı kredi'nin 75. yılı çerçevesinde türkiye'ye getireceği grup. dilerim ülkedeki ilk konserlerinde sevenleri vw arena'yı doldurup hakkını verir konserin..
• ilk dinlediğimde; gerek sözleri, gerek hammond kullanımlarıyla, amerikalı bir grup olduğunu düşündüm. hatta blues rock'ın amerikalı mihenk taşları falan sandım ve "vay be amerika ingilizlerin eline vermiş 60'lı yıllarda" dedim. lakin ingilizlermiş.
• bu akşam dünya gözüyle dinleyeceğimiz ve tecrübe edeceğimiz gruptur. hala kararsızlar var ise bu tecrübeden uzak kalmamalarını şiddetle öneriyorum.
  
  (bkz: toruna anlatılacak konserler)
• şu anda canlı dinlemekte olduğum gruptur. bir an önce şu aşırı göz alıcı ışıklara çare lütfen.
  not editlenecek.