• elizabeth holmes ve thenaros'u anlatacak olan hbo yapımı belgesel film.
  • here is the official trailer:
    https://www.youtube.com/watch?v=wtdap18ogfw
    premiere: 18 mart 2019

    bir de şöyle daha kısa bir youtube/coldfusion belgeseli var konu ile ilgilenen veya theranos neymiş elizabeth holmes kimmiş, merak edenler için.
    https://www.youtube.com/watch?v=3cccfnrpptm
  • leziz bir belgesel olmuş.
    kadından ürktüm.
    theranos'un hikayesini başından sonuna takip eden biri olarak ayrı bir zevk verdi izlemesi.
  • theranos haberlerini az takip etmiş olanlar veya "hepsini baştan alalım" diyenler için ilginç bir belgesel.

    --- spoiler ---
    geçen haberlerde elizabeth holmes'un "akıl hastası olması nedeniyle malum amelleri işlediği" iddiasını okuduktan sonra "akşam ne izleyelim" sorununu çözüyordum ki bu belgeselle... popüler psikolojide adolf eichmann ve milgram deneyi'nden beri dönen en ilginç konulardan biri çıktı.

    dan ariely repliklerine dikkat. belgeselde anlattığı "bencil olmayan gerekçelerle hile/yolsuzluk yapanları yalan makinesi daha zor algılar" bulgusu son n yılımızı da özetledi bana. büyük ihtimalle insanlar bencil olmayan kılıf ayarladığında eşdeğer sonucu elde edebiliyorlar.

    ian gibbons kısmı wikipedia'dan farklı anlatılmış ya da orada biraz uyuklamışım.

    --- spoiler ---
  • bugünlerde davası görülmeye başlanan theranos startup'ına ilişkin yer yer çiğleşen* ama iyi toparlanmış bir belgesel. gerçi biyoteknolojiden anlamayanlar için biraz fazla teknik olabilir ama zamanın ruhunu on ikiden vurduğunu düşünüyorum bu belgeselin ve de tabii ki rise and fall of theranos vakasının. çağımız girişimcilik, biyogirişimcilik, biyoteknoloji, hızlı tanı, aşı, vb işlerinin aşırı derecede pompalandığı, adeta herkesin silikon vadisinde yarışacak bir fikri olduğuna inandığı, bir fikir gazıyla dört bir yandan fonlar yağan ve herkesin kısa yoldan zengin olmaya uğraştığı bir çağ. üniversite terk dahi steve jobslar, elon musklar kol geziyor. ama işe yarar bir çalışma yapmaya geldiğinde işler o kadar da kolay değil. silikon vadisinin fake it till you make it kültürü ve biraz özgüven sosu, (genelde işten anlamayan) yatırımcı bulmak için yeterli belki, ama iş fark yaratan gerçek bir buluş ortaya koymaya geldiğinde hele bir de karşılaştırılabilecek altın standart teknolojiler var olunca iplikler hızla pazara çıkıyor (bazen de çıkmıyor).

    theranos davasının nasıl sonuçlanacağını göreceğiz. elizabeth holmes, özgüveni ve soğukkanlılığı, doğru zamanda doğru kişilerle buluştuğu sağlam networkü ile birçok yatırımcıyı etkilemeyi başarmış bir figür olarak, belki giyimiyle stiliyle sıklıkla refere ettiği steve jobs referansıyla jüriyi de etkileyecek, ama 2020lerin doğru sorusu: bu sistemde sadece özgüven ve belki doğru görünen bir ekip ve "başarılı" algısı, belki de blöfü, başarmak için hakikaten yeterli mi? fake olan ve gerçek olan nedir? bir şeyleri yapmış gibi görünmek/göstermek, satranç oyar gibi sağlam bir hukuk birimi ile savaşmak; gerçekten yapmak ve belki de bu süreçte bürokrasi dehlizlerinde debelenirken şirketinin bütün enerjisini tüketmekten daha mı akıllıca? yani aslında istenen ve dolayısıyla desteklenen işe yararlığından bağımsız olarak, sadece heyecan verici bir fikir ve pazarlama mı?*
  • konudan bağımsız çok iyi bir belgesel. konuyla ilgili hiç bilgisi olmayan benim gibi cahilleri alıyor ve adım adım sonuna kadar elimizden tutarak yürütüyor.

    belgeselin en sevdiğim yönü konuşanların kim olduğuna dair sonuna dek bir fikir vermemesi. mesela her belgeselde olur, konuyla çok da alakası olmayan düşük seviye bir çalışan kendini parlatmak için konuşur da konuşur.

    --- spoiler ---

    asyalı kökenli kız, elisabeth'i idealize etmiş, yaşadığı ihanetin hayal kırıklığıyla konuşuyor gibi. laboratuvardaymış kız, düşük seviye tipik. torun schultz soyadı sayesinde belgeselcilerin dikkatini çekmiş de şirketin kötü yönlerini konuşuyor gibi. o da düşük seviye mühendis olarak girmiş zaten. belgeselin genel tonu bu iki kişinin sıradan çalışanlar olduğu şeklinde son yarım saate dek. oysa asyalı kız izinlerin geri alınmasına sebep olan mektubun yazarı, torun schultz gazeteye bilgi verip olayın verilerini sağlayan adam. o kadar uzun süre bu ikisini ciddiye almamamızı sağladı ki belgesel acayip takdir ettim. öyle diğer çalışanların arasında konuşup durdular.

    o davranışsal ekonomist mesela şirkete motivasyon koçu olarak girip direkt içeriden bilgilerle konuşuyormuş, biz bunu son 10 dakikada öğreniyoruz.

    --- spoiler ---

    resmen katman katman konu açtılar. theranos'un yükselişi ve düşüşü zaten yeterince ilgi uyandırıcı ama bu şekilde abartısız bir anlatıma da şapka çıkarmak lazım.

    bir de epey arşiv taramışlar, o da çok iyi. elisabeth holmes bir sürü yere röportaj veren bir kadın neticede, o kadar çok referans çıktı ki belgesel boyunca, bu kısma da bayıldım. özellikle başta geçen cilt kanserinin başka konuşmada beyin, başka konuşmada kemik olarak geçtiği yer bir araştırmacılık zirvesiydi.

    özetle konudan bağımsız, sadece belgeselcilik olarak, citizenfour'dan beri izlediklerimin en iyisi olabilir. hatta bunun tam karşıtı icarus. o da çok iyi ama belgeselciliği yönünden değil konusuyla. orada tüm sürecin başlaması bir tesadüf sonucu oluyor ve buram buram amerikan milliyetçiliği hissettiğimiz anlar var. ama konu çok enteresan diye izledik. burada konu zaten enteresan ama belgeselcilik çok iyi esas.

    sevmediğim yanı bazı şeyleri görselleştirmeye çalışırken fazla çabalamış olmalarıydı. mesela edison içindeki sorunları görselleştirdikleri yer çok güzeldi. ama gerginlikler ve laboratuvarda çıkan sorunları biraz oyunculuk tadında verdikleri yerler bayağı gereksiz. saf beğenmiş olmayayım diye kusur olarak bunu bulup çıkardım, yoksa cidden çok beğendim *.
hesabın var mı? giriş yap