• bir bucuk saat suren sikmadan izlenen bir komedi filmi olarak tanimlayabilecegimiz the matador hic kuskusuz pierce brosnan'in bugune kadarki en iyi performansi diyebilirim. bu adamda ciddi, sert, asil rollerin karizmasindan ziyade komedi karizmasi var diye dusunenler de epey fazla olsa gerek ki kendisi golden globe komedi dalinda en iyi aktor adaylarindan birisi.

    filmin hikayesi surekli kaybettigini dusunen bir satici ile bir kiralik katilin tesadufen tanismasi ve arkadas olmalari ve bunu takiben giris, gelisme, sonuc ve elbette ki mutlu son.

    siddetle tavsiye etmesem de sadece bond'dan gorup alistigimiz ciddi rollerin adami pierce brosnan'i bu enteresan * * hali ile gormek icin bile izlenebilir.
  • richard shepard tarafından yazılıp yönetilmiş bir 'dark comedy'.
    pierce brosnan ve greg kinnear da fazlasıyla hakkını vermişler rollerinin. kiralık bir katil bu kadar sevimli olur ancak. hayatın sillesini yemiş, buruk bir adam bu kadar anlayış gösterebilir olan bitene... ve birbirinin zıddı iki adamın atraksiyonu mide bulandırmadan, tadında bir gülünçlükle hicvedilip, keyifle sunulur izleyiciye...
  • --- spoiler ---
    film sırasında pierce brosnan ın kullandıgı "little greek island with little greeks" ibaresi yabancı bir ulkede sinemaya gitmis olan bizlerin salonda kopmasına yol acmış olan film. önümüzeki zenci anlamadı o ayrı.
    --- spoiler ---

    fabulosos cadillacs grubundan cıkma olan matador isimli birde soundtrack i bulunmaktadır
  • televizyonda gösterilen fragmanı film fragmanı tarihinin en geri zekalı fragmanı olan film. montajı yapan herif gözleri kapalı makasla girişseydi bundan daha iyi olurdu.
  • pierce brosnan adı her zaman beni bi filme çekmeye yetmiştir, buna da çektiği kötü olmamış. pierce amca psikolojisi bozuk kiralık katili süper oynamış, filmi tek başına sürüklemiş gitmiş. karizma açısından ise en vahim filmi diyebiliriz ama olsun varsın, onu seyretmek her koşulda güzel.*
  • pierce brosnan'ın, bond tipi rollerden sıkıldığı için özellikle seçtiği bir senaryo olmasına rağmen farklı paraleldeki bir bond diyebiliriz bu filmdeki performansı için. sanki x-men de iyilerden ayrılıp kötülerin ekibine katılmış bir mutant.
    hem julian, hem de james bond temelde aynı şeyleri yapıyorlar. birinci sınıfta yolculuk etmek, buldukları kadınları becermek ve kendi organizasyonları (dikkat ederseniz dünya barışı, boku, püsürü demedim. egemen bir ülkenin* ulusal çıkarlarıdır söz konusu olan.) için gözünü bile kırpmadan adam öldürmek. aralarındaki saç kesiminden, içki tercihinden, kadınların kalitesinden kaynaklanan farklar tamamen göz ardı edilebilecek ayrıntılar.
    diğer yandan greg kinnear'ın canlandırdığı danny, tavır hal ve hareketleriyle julian'ın tam zıttı bir portre çizmesine rağmen bu herifle düşe kalka ona benziyor ama hollywood klişeleri burada devreye giriyor ki daha fazlası spoiler'e girer, işin tadı-tuzu kaçar.

    lakin filme getirmem gereken yorumu minimalize edip, sinemaya gitmeden "seyuranto usta ne yazmış, kaç yıldız vermiş" diye meraklanan gençlere yol göstermem gerekirse:
    film, satış sorumlusu ned flanders* ile hayatını kiralık katillik yaparak kazanan homer simpson'ın * dostluğunu anlatan, erkek-egemen bir film.
  • pierce brosnan'in mukemmel karizmasi ve replikleriyle akip giden, bizi ulkeden ulkeye hizli tempoda gezdiren izlenesi film.
  • hoş bi film. iddiasız ve keyifli. pierce brosnan'a kanım kaynadı bu filmdeki rolüyle. buzdağı gibi adam bilirdik meğer nasıl komik bişeymiş. güzel yaşlanan biri ayrıca kendisi malum. süper de oynamış.
  • çok az da olsa spoiler içerir.

    --- spoiler ---
    anlatım bakımından son dakikaya kadar tırmanışta olan bir film, bir buçuk saat boyunca pierce brosnan ve greg kinnear'ın mimiklerine sürekli tebessüm ederek karşılık veren seyirciyi son 5 dakikasında ters köşeye yatırarak resmen mest ediyor.
    --- spoiler ---
  • pierce brosnan'nın iyi performansı dışında pek de bir numarası bulunmayan, güzel başlayan ama kopuk devam eden ve vasat bir sonu olan film.
hesabın var mı? giriş yap