• ikinci yarida konu daha iyi ilerlemi$ gordugum kadariyla. ilk bolumdeki kavga sahneleri begeni toplayinca "ne yapalim o zaman boku ciksin bari" mantalitesiyle hareket eden wachowski biraderler malkocoglu ile street fighter arasi bir$ey cikarmi$lar ortaya, ozellikle ilk yarida. yeni karakterler oldukca guzel, konunun ilerleyi$i de iyi ama sonu sicmi$, yani bir yerlere baglansa guzel olurdu ama ucuncu filme suspense yaratmak icin kasilmi$. bir de gozumden kacmadi ki film giderek daha cok bir cizgi romani andirmaya ba$ladi, konusu, karakterleri vs ile.

    son olarak filmdeki araklamalara gelelim. oncelikle zion lothlorienden kopya edilmi$tir genel olarak, ozellikle casin "its nice to be home zibi zibi" gibi bi$iler dedigi yerdeki goruntu, lothlorieni ilk gordugumuz goruntunun nerdeyse aynisidir. ikinci olarak zionun kapisi, kara kapiya cok benzer, di$liler falan da sarumanin kalesini hatirlatir bizlere. star warsdan bi$iler hissettim ozellikle teknolojik yerlerde konseyde falan ama tam aciklayamiycam sadece killanma olabilir. son olarak da zionun kapisi kapanirken gordugumuz bariz goliath kopyasi robot ile son noktayi koyuyorum.

    edit ps: bu kadar polemik oldu, sonuc itibariyle guzel bir film, ama birincisini tercih ederdim, on yuz bin kere izlememi$ olsaydim.
  • "bu bölümün felsefi yanı olmamıs,action filmi olmus bu" gibi gudik acıklamalar yapan elestirmenler bunun bi ücleme oldugunun,üc filminde tek bi hikayeyi anlattıgının we birinde ki derin felsefe nin tüm hikayede ki felsefe oldugunun farkında degiller herhalde...ayrıca filmin felsefi yanı kanımca daha da gelisti we degisti.kopmus wachowski kardesler bu kadar düsünceyi,inancı,felsefeyi,nası düsünüp tek bi hikayede anlatiolar gercekten anlamak mümkün degil.söyle bir düsünüldügü vakit binbir türlü ögretiyi we felsefeyi icinde barındırması takdir edilesi bir olay.filmde ki oracle we architect dialogları,felsefe isteyen,entel im ben diyenlere yetmeli kanısındayım..."yetmez" dienlere de "ne anladın anlat bakalım" demek oldukca yerinde bir hareket olucaktır.sonuc olarak,felsefi acıdan,kafası calısan we popüler her türlü hadiseye önyargı ile yaklasmayan,entel olma kaygısı olmayan kisilerin hemen gidip görmesi gereken bir film.hatta gitmeden önce ilk bölümü bir daha izlemekte yarar war...

    gelelim filmin action sahnelerine...saka gibi...tamam,diyelim cok yetenekli bu kardesler,acaip görsel düsünceleri war,para da war,ama gene de "oha be kardesim bi yere kadar hersey" dedirtecek kadar basarılı sahneler.bütcesi inanılmaz olan bir sürü action filmi war fakat kullandıkları en iyi efektlerin bile matrix efektleriyle ilgisi alakası yok.bir cok acıdan* sinema tarihine damgasını vurmus olan matrix simdi de "araba sahnesi" kavramına yeni bir boyut getirdi ve oha dedirtti...her karesi efektlerle süslenmis,göz kırpmadan izleten feci bir film olmus...ellerinize we aklınıza saglık demek tebrik etmek gerek.komplex li ruh ları arındırıp,her basarılı olaya bok atma egilimde olmadan gidip efendi gibi oturup izlemek we anlamaya calısmak gerek...
  • insanların yıllardır güldüğü cüneyt abiye saygı duymamız gerektiğini bize hatırlatan,geçenlerde bir yudum insan programında gördüğümüz fantastik türk filmleri kapsamındaki batman,superman,dünyayı kurtaran adamın yaklaşık otuz yıl önce ne kadar başarılı prodüksiyonlar olduğunu ortaya çıkaran,seyrettiğim salondaki izleyicinin düşük kalitesi(oha,vaaav,süpeer,vah amuna goyyim ve birçok ıslık sesi) ile buna ters orantılı olarak hızla yükselen ısı(klimalar çalışmadı sanırım),ilk filmdeki soğuk metalik mavi rengin ve filmin her yanına sinmiş dokunun bu filmde kullanılmaması ve sanki zion evinizdir buyrun gezelim şeklinde sıcak bir aile ortamı yaratması(ki bunu da yeşil rengin hakimiyetiyle perçinlemiştir) filmin negatif yönleri.gitme bu kez dönemeyeceksin,içimde kötü bir his var diyen kadının erini geyik avına yollamayan fatma girik'in yakarışlarından farkının olmaması mı desm,neonun maymunlaşıp bi kolunu da öne doğru çıkarıp "heeeyt çekilin ben supermandan daha hızlıyım" şeklinde uçuşu ve örümcek adam klişeleri mi desem,kara murat filminde görüp kahkahayı basanların hayret dolu bakışları arasında neonun ajan smith'in yetmedikçe daha daha haykırışları ile çoğalan klon ordusu ile dalga geçer gibi dövüşmesi,hatta bir ara kafalarına basa basa "al sana al sana" şeklinde yürümesi mi desem...hele o neo ile trinity'nin fazlaca abartılmış aşklarına ne demeli?hani o ilk filmdeki çarpıcı sözler,sahneler...sonuç olarak;
    1.beni kimse bu filmin senaryosunun ilk filmle birlikte yazıldığına inandıramaz
    2.wachowski kardeşler olsam filmin sonuna adımı yazacağıma "nasıl yediniz ama.." yazardım
    3.bir daha bir filmi ilk gün seyredersem anam avradım olsun
    4.bir insanı tanımak istiyorsanız onunla savaşmanız gerekir
  • şimdi gerçekten bilim kurgu olmuş.
  • film biter ve duydugunuz muzige inanamazsiniz (bkz: rage against the machine)
    bi tesaduf olmasa gerek die dusunduruo bu grubun ismi de insana, super , super..
  • hayir her seyi bir kenara birakip iyi niyetimle yaklasayim diyorum lakin, sen ki masraftan kacinmayip dunyanin en iyi 3d tasarimci-modellerlarini bunyende toplayip bu ise bas koyuyorsun, sonucta odunsal bir anatomiye sahip, realistik fakat insansiliktan uzak model silsilesini gorup de neden cg ekibine revizyon getirmiyorsun, bana bunlarla gelmeyin demiyorsun, en azindan olmamis bastan modelleyelim arkadaslar diyemiyorsun...*
  • kendisini* malkoçoğluyla özdeşleştirebilecek bir neslin ortaya çıkmasına sebep olmuş yapıt.
  • neo'nun ermiş edasına büründüğü papaz kıyafetleri içinde dolaştığı film. üçüncü filmin habercisi gibi bir şeydi.
  • temel olarak kendimi "spoiled" hissettigim bir film oldu the matrix reloaded.. ne guzel matrix kafamizda sadece belli ba$li unsurlarini bildigimiz gizemli bir olguyken bunlarin hepsine mantikli aciklamalar do$endi, "bu da buydu aslinda" dendi, o kadar yalin ve basit gorunmesin diye devasa bir kaynakca da dokuldu.. kisaca ilk film ile ikincisinin farkini erotizm ile porno arasindaki fark gibi goruyorum..

    diger yandan bu "her $eyi aydinliga kavu$turma" kaygisi oldukca ozenli ve dikkatli yapilmi$, en azindan amacini gercekle$tirmi$. bu filmin ikinciden cok daha karakter zengini olmasini da yerinde buldum. ikinci film yine sadece morpheus ve neo ile olmazdi..

    filmin tek kotu, icime sindiremedigim "offf yapma daha fazla devam etme dayanamayacagim" kismi morpheus'un 10. yil nutkunu attigi zaman oldu. morpheus'un asla ses tonu miriltidan oteye gitmeyen, karizmatik, agir abi modeli, mikrofondaki teknik aksakliktan olsa gerek partikullerine ayrildi gozumde.

    binbir referans, latince'den ingilizce'ye pek kullanilmadiklarindan hic degi$meden girmi$ kelimeler ve soluk vermeden bir nefeste hizlica sarfedilen paragraflar sayesinde cok karma$ik bir $eymi$ gibi aciklanan matrix felsefesi ise temelde saglam lakin basit bir olguya dayaniyor. bunun farkinda oldugunuz muddetce tum referanslar ve kafa bulandirici cumleler onemini yitiriyor. hele bir yerde hamman "what's control?" dedi neyse ki neo "aman hoca o konuya hic girmeyelim istersen" ayarinda bir cevap verdi de kurtulduk..

    bulutlarin ustundeki makaminda bir yandan foto$op ogrenip bir yandan bize seslenenlerin dahi inkar etmek icin kulp bulamadigini gordugumuz ba$ariyla kotarilmi$ unsurlara hic deginmiyorum.. nitekim "dovu$ sahneleri cok guzel, bi de beyaz ikizleri begendim" tespitine numara versek iyi olacak mesela "13" deyince "dovu$ sahneleri cok guzel, bi de beyaz ikizleri begendim" anlamina gelsin.. 13.

    filmin anafikri ise $oyle: karar verebilen $eyler yapmak kotu bir karardir..
  • ziondaki toplu rave ve orgynin olayi da aslinda bana baska birsey hatirlatti. o sahneyi epey kucumsedik ama aslinda o sahne filmde epey onemli bir yer tutmakta bence. oradaki sahnenin insanligin daha primal icgudulerine donmesinin ve teknolojiden uzaklasmayi tercih etmesinin bir simgesi. yani "makinelesmis bir toplumun makinelesmis insanlariydiniz" (bkz: dunyayi kurtaran adam) durumunun kendilerine getirdigi sondan kurtulan insanlarin kendi sehirlerindeki teknolojiyi gormezden gelerek reddetmelerinin (neo ve councilmanin engineering bolumune yaptigi ziyaretteki muhabbeti hatirlayiniz) onemini yadsimamak lazim.

    ayrica yapilan rave ve orgynin sanki ecstacy alinarak yapilmiscasina olmasi, morpheusunu inanclarinin ilkel bir dine benzemesi de bana terence mc kennanin "archaic revival" fikirlerini animsatti.

    bu adama gore insanligin normal ve mutlu modu shamanist (bkz: samanizm) bir toplum. pschedelic maddeler alinarak ve kendinden gecilen danslar yapilarak insanlarin birbiriyle baglanmasi ve daha ust bir bilince ulasmasindan bahsettigi gibi, gittikce gelisen teknolojinin de gelistikce gozden kaybolup bu effekte ulasabileceginden de bahsetmekte (lsd almakla virtual realityde fanteziler kurmanin bir gun farki kalmayacak belki)

    bir kac alinti yapmak gerekirse kendisinden (terence mc kenna yani) :

    "the archaic revival is a clarion call to recover our birthright, however uncomfortable that may make us. it is a call to realize that life lived in the absence of the psychedelic experience upon which primordial shamanism is based, is life trivialized, life denied! life enslaved to the ego and its fear of dissolution in the mysterious -> matrix <- of feeling that is all around us. it is in the archaic revival that our transcendence of the historical dilemma actually lies. there is something more. it is now clear that new developments in many areas, including mind machine interfacing, pharmacology of the synthetic variety, and data storage imaging and retrieval techniques; it is now clear that new developments in these new areas are coalescing into the potential for at truly demonic, or an angelic self-imaging of our culture. "

    "how can the archaic revival exist in an 'interneted' planet of six, seven, eight, billion people? the answer is what is always the answer: through technology, through virtual reality, through nanotechnology. eventually i want to see us end up in a place where we walk naked on a beach at sunset. we appear to be completely primitive people. healthy, naked, no infrastructure, no cities, no nothing. but if you were suddenly to find yourself in the body of one of those people and close your eyes, you would see menus hanging in space. these are the menus of the culture: world news menus, world weather menus, latest menus. talk to your friend on the other side of the planet. in other words, the internet will become an integrated prosthesis of the human body. "

    daha detayli bir sekilde gormek ve sozlukteki gibi linkten linkte ucmak ichin: http://fusionanomaly.net/archaicrevival.html

    (bkz: fusion anomaly)

    ayrica bu ikinci filmdeki bazi fikirler ile serial experiments lain arasindaki bazi benzerliklere de deginmek isterdim ama detayina inmek hem matrix hem lain ichin spoiler olacagindan yapamiyorum.
hesabın var mı? giriş yap