• basrollerinde glen ford, paul ford ve marlon brandonun oynadigi, isgal sonrasi japonyasinda, okinawada bir koye demokrasi egitimi, kalkinma egitimi vermek amaciyla atanan subaylarin bir cay evi insa edislerini anlatir. cok carpici sozler ve sahnelerle dolu huzunlu bir komedidir. lotus blossomin captain fisby icin yaptigi dans ve cay evi yikildiktan sonra bos alanda pandomim seklinde ona cay ikram edisi pek unutulacak sahneler degildir.
  • harputta bir amerikalı
    ırak'ta bin amerikalı gibi versiyonları olabilecek bir film.
  • 1956 yapımı filmde marlon brando bir japon karakteri canlandırır.
  • ülkemizde "çayhane" adı ile gösterilmi$, 1956 tarihli film. daniel mann'in yönettiği bu filmde, amerikalı bir yüzba$ının bir japon köyüne demokrasi! getirmesi anlatılır. sanki memlekette japon yokmu$ gibi marlon brando bir japonu canlandırır. ama ne canlandırma/oynama sanki bir japondur kendisi. hatta o kadar japondur ki çoğu seyirci ve sinema solunu sahibi filmi izledikten sonra oynayan ki$inin marlon brando olmadığını ve kandırıldıkları dahi iddaa etmi$lerdir.
  • okinawa mon amour. vernon sneider'ın aynı adlı kitabından uyarlanmış bonibon tadında bir film. henüz 32 yaşındaki brando, koluna taktığı glenn ford'la coşup giderken, filmi izlerken suratınıza yapışan aptal sırıtıştan kurtulmak sonrasında birkaç saat daha mümkün olmuyor. diyor ki sakini başlarken ve bitirirken: "what was true at beginning remains true: pain make man think, thought make man wise, and wisdom make life endurable."

    col. wainwright purdy iii- that's despicable. making a personal fortune off the labor of these ignorant people.
    capt. fisby- i haven't touched a cent of this money, colonel. now, it's banked in the name of the tobiki cooperative company. see, everybody in the village, they're all partners, don't you see? you know, share and share alike.
    purdy- that's communism!
    fisby- it is?

    all moons good, but august moon little older, little wiser... so may august moon bring gentle sleep. sayonara.
  • bu kış gününde bile akla düşünce ısıtan ağustos gibi bir film. klasik komedi öğeleriyle bezeli aslında. sahip-uşak ilişkisi, saf görünümlü kurnaz uşak tiplemesi... fakat esas güzel olanı çayevinin yapımına karar verilmesine neden olan sözler. yaşlı oşira, yüzbaşı fisby'e ettiği "ruhun bu dünyadan pişmanlık ya da arzuyla göçmesi hiç de iyi bir şey değildir. bize çayevini verin. ruhumu özgür bırakın." gibisinden lafların başka zihinlerde ne ampüller yaktığını bir bilseydi kendiyle gurur duyardı.
  • 1956 yapımı film.
    bizim için üzücü önemi ise 24 ocak 1959 yılında çayhane adıyla gösterimdeyken, istanbul küçükyalı'daki neşe sineması faciasına tanık olmasıdır.
    ne yazık ki bu filmin oynadığı sırasında salon çökmüş ve 50'ye yakın insan hayatını kaybetmiştir.
  • captain fisby'nin mutluluğun anahtarını verdiği filmdir: ı used to worry a lot about not being a big success. ı've made peace with myself somewhere between my ambitions and my limitations...
hesabın var mı? giriş yap