*

  • gilda'da ifadesiz suratıyla rita hayworth'a eşlik etmiş, benim aklımda son derece donuk bir şekilde söylediği (o vakit donuk olmak karizmatik olmakla eşdeğerdi belki, bilemem) "nowww what? soooo what?" gibi sonu "what?" ile biten replikleriyle kalmış 1916 doğumlu aktör.
    yanılmıyorsam pek çok western filmde de rol almıştır kendisi.
  • hatta yanlış yazılmışı da mevcutmuş sözlükte, (bkz: glen ford)
  • ilk superman filminde clark kent in babasini oynami$ gamzeli afacan cocuk bakisli aktor.
  • (bkz: the big heat)
  • zamanında 'gelen ford giden desoto' gibi iğrenç bir espriye konu olmuş aktör.
  • farewell to johnny farrell. dün, doksan yaşında hayata gözlerini yummuş kanada doğumlu oyuncu. gerçek adı gwyllyn samuel newton ford idi.

    (bkz: http://www.glennfordonline.com/)
  • western filmlerini keyifle izledigim, sert gorunmeye calısan temiz yuzlu kovboy.
  • gerçek bir hollywood efsanesiydi. tam adı gwyllyn samuel newton ford'dur. heaven with a barbed wire fence ile giriş yaptığı sinema kariyerinde gilda, the big heat, 3 10 to yuma, the gazebo, the teahouse of the august moon ve blackboard jungle gibi önemli filmlerde rol aldı. 4 başarısız evliliği olan çapkın bir yıldızdı. başrollere pek az çıkmasına karşın yıldızlardan sahne çalmayı bilirdi.
  • bir glenn ford'da afro-amerika'dan geliyor.

    12 mart 2014'te dünya ajanslarına düşen glenn ford'un haberi, güzel ülkemize bir gün gecikme ile, bugün intikal etti.

    tabii türkiye basını "köpeği ısıran insan" haberine bayıldığı için, glenn ford'un haberi de arsız iştahları cezbetmekten geri duramadı.

    neydi peki haber niteliği taşıyan bu glenn ford'un başına gelenler?
    efendim, 1984 yılında, birleşik devletler'in louisiana eyaletinin shreveport kentinde bir sarraf ve saatçi soygun sırasında vurularak öldürülür. silah bulunamaz. şâhit yoktur. 1950 doğumlu glenn ford da bu sarrafın getir-götür işlerini yapmaktadır. (kuyumcuların, sarrafların, saatçilerin getir-götür işlerini yapan, serbest çalışan, güvenilir taşıyıcılar vardır. işbaşı ücretle, sipariş veya randevu ile çalışırlar.)

    nihâyetinde soruşturma tamamlanır. 1988'de amerikanya'nın o meşhûr mahkemesi, yeterli delil ve şâhit olmamasına rağmen glenn ford'u ölüm cezâsına mahkûm eder.

    glenn ford, 1988'den beri sadece hapiste yatmıyordu, amerikanlar'ın "ölüm hücresi" dedikleri bir ceza ile hapis yatıyordu. ölüm cezası yiyen mahkumların, cezanın tatbik edileceği günü bekledikleri hücrelere bu ismi veriyorlar. yâni sadece hapis yatmakla kalmıyorsunuz, her gün yine, bir kez daha ölüyorsunuz. hele bir de glenn ford gibi suçsuz, mâsumsanız...

    şimdi bazı sosyolojik, topoğrafik ve coğrâfî bilgileri bilmeden "glenn ford vakıası"nın vehâmetini idrâk edemeyiz. shreveport, louisiana eyâleti'nın en büyük üçüncü şehri. 200 bin nüfusu var. louisiana, güneyde, "zenci" eyaletlerden biri. "ark-la-tex" denilen arkansas, louisiana ve teksas eyâletlerinin kesişim noktasında, bölgenin en gelişmiş kenti. shreveport nüfûsunun %60'ı zenci. ama shreveport'u beyazlar idâre ediyor. "glenn ford davâsı"nın jürisinin de tamamı beyazlardan oluşturulmuş. adam suçsuzum demiş, görgü tanığı yokmuş, delillerde yeterli değilmiş. ama hukûk'un olayı bu ya; "daha kuvvetli" bir ihtimal olmadığı için, suçlu mu suçsuz mu bakılmaksızın, "heralde bu yapmıştır, başka ne olabilir ki!" düsturunca beyaz jüri, zenci glenn ford'u ölüm cezasına çarptırmış.

    glenn ford da, tam bir "amerikan hikâyesi"nin kahramanıdır. amerika adâletsizliğin olduğu kadar, adâletin de ülkesidir. aslında bu adâlet ve adaletsizlik meselesi sadece amerika'nın değil, hukukun ve hukuk felsefesinin temel paradoksudur. glenn ford, 25 yıl ve küsür gün boyunca ölüm cezasını bekleyerek suçsuz yere hapis yatmıştır. ve fakat 25 yıl sonra da olsa adâlet temin edilmiş, hak yerini bulmuş ve suçsuzluğuna kanâat getirileren glenn ford serbest bırakılmıştır. yâni, yine, yeniden birleşik devletler vatandaşlarının hukuka itimatı temin edilmiştir.

    glenn ford, serbest kaldıktan sonra yaptığı ilk açıklamasında, serbest kalmasına sevindiğini belirtmiş ve fakat 35, 38 veya 40 yaşında yapabileceklerimi yapamadım ama yine de suçsuz olduğum anlaşıldığı için çok sevinçliyim." meâlinde konuşmuş. emîn olunuz kî, şimdi hikâyes, anıları bestsellerlara, film senaryolarına temel teşkil edecek ve 65 yaşında milyoner olacaktır. gidenler, geri gelir mi, orası muğlak...

    bu vesîle ile "suç nedir", "suçlu kimdir", "mutlak adâleti temin etmek mümkün müdür" sorularına yanıt vermeye çabalayan müthiş bir kitabı ferdinand von schirach'ın "verbrechen" isimli meslekî hatıralarını ivedîlikle tavsiye ederim. ntv yayınları türkçesi'ni yayınladı.
hesabın var mı? giriş yap