• polis, adalet, politika, eğitim ve gazetecilik gibi çok ciddi konulardaki çürümüşlüğü çok ince şekilde işleyen bir dizi. yalnız her ne kadar dizinin vermek istediği mesaj bu olsa da ben bir türk izleyici olarak bütün bu çürümüşliklere rağmen hayran kaldım işleyen sisteme. türkiye'deki ile kıyas bile götürmeyecek derecede profesyonellik ve ciddiyetle yapılıyor işler. şu dizinin aynısı tüm çıplaklığıyla herhangi bir türk şehrinde çekilse ve gösterilse baltimore'da, yatıp kalkıp ellerindekine şükrederler.
  • baltimore, maryland sokaklarında yaşananları anlatan dizi.

    üçüncü sezon jeneriğinde duvarda yeralan graffitiler olayı özetler aslında.

    --- spoiler ---

    bodymore, murderland

    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    mcnulty sahte seri katil işini bunk'a anlatır:

    - hadi ama mcnulty! bu işin sonunda yakalanırsan sıçarsın, biliyorsun değil mi?!
    + şu etrafına baksana bunky! bizi kim yakalayabilir ki?!

    --- spoiler ---
  • eski yunan tragedyasının modern dünyaya adaptasyonu olan bir dizidir. bunu tv dizisi izleyicisi bakış açısıyla anlamak mümkün olmadığından david simon amca birkaç röpörtajında yunanlardan aşırdığını itiraf etmiştir. nedensiz yere, insanlara ibnelik yapmaktan çekinmeyen ve bundan zevk alan tanrıların yerine günümüz kurumları kullanılmıştır.
  • bir bölümü yaklaşık 60 dakika falan, ağır ilerliyor, çok aksiyon da olmuyor. böyle ağzın açık "hassiktir lan nolucak şimdi?" de demiyorsun pek çok yerinde ama o 60 dakika en fazla 10 dakika gibi geliyor. dizi sitelerinde parçalar halinde olduğu için sonunda her partı kontrol ediyorum atlamışmıyım diye ama yok hepsini izlemişim. anlamadım gitti.
  • kalite olarak bu dizinin üstüne çıkmak imkansız gibi bir şey. çünkü bu bence parayla yapılacak iş değil, yaparlarsa oturup onu da izleriz ama her yanıyla mükemmel bir şeyin üstüne çıkmak nasıl mümkün olur bilemiyorum.

    dizideki favorim ise kesinlikle frank sobotka'dır. tamam omar'ı da unutmamak lazım ama sobotka'nın yeri bende ayrıdır. çünkü sobotka diğerleri gibi işin şovunda değildir, limanında çalışan işçiler için feda etmeyeceği şey yoktur, amerika gibi kapitalizmin cenneti bir yerde bile işçilerin iyiliği için sendika işleriyle uğraşır, zaman zaman belaya da bulaşır ama gerektiğinde kötü adamlara siktiri çekmesini de bilir, kısacası adam gibi adamdır. ve bu şarkıyla sobotka'yı tekrar anıyoruz. (bkz: efuge efuge)
  • bu anma gecesinde bir kez daha söz alıp çok 'memleketler gezdim böyle dizi görmedim' demek isterim. ne sopranos'lar geldi oz'lar geçti, six feet under'lar çok yaklaştı ama senin gibi görmedim wire. allahından bul.
  • yapılmış açık ara en iyi dizi.
  • son sezonuna gelmeme rağmen bir aydır bittikten sonra ne bok yerim acaba diye sallana sallana izlerken 8 bölüm itibari ile beni benden almış adaletini sikim dünya dedirtmiştir.
  • bütün sevdiğim insanların izlemesini istediğim ve sonsuza kadar hakkında konuşmak istediğim dizi.

    bugün martello kişisi bana "wire'ı izleyip bitirdikten sonra düşünmediğim bi gün bile olmadı" dedi. bitireli 5 ay kadar oldu üstelik.
    the sopranos da fena gitmiyor amma, wire'ın yeri bambaşka yahu. gideyim de youtube'da omar testifies against birdü izleyeyim bari.
hesabın var mı? giriş yap