aynı isimde "the witcher" başlığı da var
  • oyunu oynayanların asla tatmin olmayacağı dizi. the witcher, the witcher 2 assassins of kings, the witcher 3 wild hunt çıtayı öyle bir yere çıkardı ki, hbo, amazon ve netflix bir araya gelip dizi yapsa o kaliteyi yakalayamayacaklar. ilk sezondan birkaç bölüm izleyip bırakmıştım. bu diziye güzel diyenler muhtemelen oyunun trailerını bile izlememiş insanlardır.
  • ikinci sezonunu çok beğendim. sinematografi çok iyiydi.(beğenmeyenleri anlayamıyorum.) senaryosu derli toplu ve temposu yüksek bir sezondu. kitabını defalarca okuyan hakiki fanların eleştirilerine saygı duyuyorum fakat bu evreni sadece oyunlarından takip eden biri olarak ben çok keyif aldım. tüm ekibe teşekkürler.
  • 2. sezonun efsane 1. bölümü hariç beğenmediğim sezon. netflikşin yönetmen sorunu olduğu kesinleşti, bu kadar bütçeyle böyle kalitesiz işler çıkarmak ancak yeteneksiz yönetmenlerle yapılır. çok mu zor bi hbo kalitesinde çekmek şu diziyi onu da geç bi tane düzgün dizisi yok bu platformun.
    çokça bahsedilmiş ama hintli yennefer nedir kardeşim ortaçağ avrupasında zenci danışman nedir? adamlar kızıl diye dışladıkları irlandalıları daha 21. yüzyılda kabullendiler siz neyin kafasını filme çekiyosunuz? madem gandi kılıklı birine oynatıcaktınız yenneferı da bari güçlü, sağlam duran at gibi bi kadın bulsaydınız. geraldın o şekilde bakabileceği güçlü yetenekli bi kadın profili kesinlikle çizemiyor ki güzelliği zaten baştan geçtik. hele ki o triss, üniversitedeki sempatizan ablalar gibi geziyo ortada kızıl birini bulmadınız da saçını niye inatla kızıla boyadınız bi de olmadı papatya suyuyla açıp eline de çiçek demeti tutuştursaydınız.
    bu arada dizideki olmamışlığın nedeni castın kötü olması yanında uyumsuz da olması, geraldı malezyalı 1.55 kavruk bi adama oynatsaydınız cast ın kalanıyla tam uyumlu olurdu. işte o zaman evren kendi içinde tutarlı yapıya kavuşurdu.
  • bir yapımı değerlendirirken kullanabileceğiniz en basit ayrım iyi, kötü ve yetersizdir. iyi yapım eksiklikleri olsa da kendisini izletir. kötü yapım sinir bozucu derecede kötü ile o kadar kötü ki iyi gibi alt kategorilere sahiptir. (bkz: kanal d'nin gece yarısı filmleri) yetersiz yapımlar da aslında iyi bir fikirle başlamlarına rağmen bunları doğru düzgün işleyememiştir.

    işin garip tarafı witcher'ın birinci sezonunu bu kategorilerin hiçbirine koyamıyoruz. felaket bir cast ve karman çorman bir hikaye anlatımı var. buradan baksak dizi kötü gibi. ama bir yandan henry cavill karakterle müthiş uyumlu. ayrıca aksiyon sahneleri çok başarılı. lore'a baktığımızda ise bir fikir var ama pek aktarılamıyor diyebiliriz. bu açıdan bakınca dizi yetersiz gibi görünüyor. bu nedenle her ne kadar izlemesi keyifli olsa da diziye net iyi ya da kötü demek zor. şimdi bakalım ikinci sezon ile birlikte taşlar biraz daha yerine oturmuş mu?

    ilk önce biraz da mecburiyetten cast seçiminden bahsetmek gerekiyor. çünkü cidden yazık edilmiş bir potansiyel var. henry cavill karakteri elinden geldiğince özenli ve kitaplardakine benzer bir şekilde canlandırmaya çalışıyor. ayrıca şöyle bir bakıyorum adam aşırı karizmatik zaten. yani diziyi sürüklemek için gerekli her şeye sahip. ancak bu alanda ekip arkadaşları tarafından aşırı yalnız bırakılmış. bunun da cast seçimindeki oyuncuların dış görünüşüyle gerçekten alakası yok. (aslında o da var ama hadi onu geçtim gözüyle bakıyorum şu an) seçilen oyuncular canlandırdıkları karakterlerin karizmasından gerçekten yoksun. mesela cahir bu sezon konumundan düşmüş bir komutan ama şimdi bir jaime lannister'ın düşüşüne bakıyorum arada dağlar denizler kadar fark var. ya da fringilla'nın bir takım politik oyunlarla güç elde eden bir sorcerer olması gerekiyor ama o tehditkar ve kontrollü havayı yansıtamıyor oyuncu.

    bunun da sebebinin diziyi uyarlayan kişilerin witcher'ın temel fikrini kavrayamaması olarak görüyorum. aslında sezon da fena başlamamıştı bakarsanız. nivellen hikayesiyle, geralt'ın yaptığı iyiliklere karşılık dünyadaki kötülüğün aslında azalmadığını aktarmayı başarmışlar. ama bu noktadan sonra her şey resmen yokuş aşağı. mesela ciri'ye bakalım. ciri aslında hiçbir zaman prenses havasında olmadı zaten. bu nedenle kaer morhen'dayken aşırı hevesli ve mutluydu eline geçen fırsat nedeniyle. bu dizideki ciri ise bildiğiniz kendini kanıtlamaya çalışan atarlı ergen gibi hareket ediyor. ayrıca oyuncu da burnu havada prenses şeklinde geziyor ortalıkta. ben bu sahneleri izlerken acaba ben yanlış seriyi mi okudum diye düşünmeden edemedim. gerçi bi tane kitap olsa hadi neyse de insan oturup 7 tane kitabı da arka arkaya yanlış okumaz herhalde. ondan sonra karar verdim ki bu dizinin yazarları, yönetmenleri ve oyuncu ciri'yi hiç anlamamış aslında.

    ama gelin görün ki diziyi izlerken eğlendiğim yerler de oldu. o nedenle bir kısımda da hakkını vereyim. mesela ilk sezonda neden bilmiyorum hem zaman hem karakter atlamalı karman çorman bir hikaye kurgusu benimsemişlerdi. bu nedenle kitapları okumuş olsanız bile bölümleri takip etmek hayli zor oluyordu. bu sezonda ise bu felaketten vazgeçmişler. daha az karaktere odaklı ve az sayıda ana olayın yaşandığı bir akış var artık. ki bence bu diziyi izlemeyi hayli kolaylaştırıyor. eskel'e, yennefer'a, triss'e vesemir'e falan yapılan zulmü bir şekilde göz ardı etmeyi başarırsanız en azından dizi hızlı bir şekilde akıp geçiyor diyebiliriz.

    sonuç olarak eğer çok aslına sadık bir yapım bekliyorsanız bu kesinlikle o değil. işin kötüsü yapılan değişiklikler ya burası aslında pek olmamış gibi onu biraz düzeltelim denilerek yapılmamış. çünkü aslına sadık olsalar zaten hem kitaplar hem oyunlar falan hikaye anlamında bu diziden fersah fersah ileride. ha yine de henry abinin emeğine saygı göstermek için dizi izlenebilir. aldığım bazı duyumlara göre sadece kendisi var diye diziye başlayan allah'ım çok güzel ölücem şimdi falan derken olayları kaçıran insanlar da var çünkü :)
  • “ikinci sezonu izlerken ilk sezonu hatırlarım nasıl olsa” deyip ikinci sezonunu izlemeye başladığım, aslında ilk sezondan çok az şey hatırladığımı gördüğüm halde yine de bitirdiğim dizi. şimdi sil baştan birinci sezonu izleyeceğim, sonra yeniden ikinci sezon… kısır döngü. yine aşırı zekiyim. allah beni n'apsın ya.
  • an itibariyle ağlayarak 2.sezonu bitirdim. yemin ediyorum daha iyi bir gerard olamazdı,sayın cavill aşk olsun size neler yapıyorsunuz.
    bayılıyorum yennefer le ikisine. birbirlerini o kadar güzel seviyorlar ki gerçi yen biraz şerefsiz ama olsun sonunda yola geldi.
    gözlere cgi olayını halletmeleri lazım gerard reisin gözler çok tuhaf duruyor.
    oyunu unutun ilk defa konudan haberdarmışsınız gibi izleyin çok iyi gidiyor.
    sanki son bölüm aceleye gelmiş ama neyse olur o kadar :)
  • ilk sezonu “ananskm diziye bak” tadında, ikinci sezonu ise “yine gapçuk götlü got serisine bağlamışlar” tadında geçti.

    abi koskoca witcher adam, duygulardan arındırılmış yaratık avlıyor amk; ama yennefer adını duyunca küçük emrah gibi kaşları kaldırıyor. seks sahnesi koyacaksan koy; ama envai çeşit mutasyonlu yaratığın çıktığı diziye de aşk acısı, çocuğum olmuyor draması yerleştirme be.

    bu sondu vallahi, daha netflix'e bir kuruş para vermem.

    ha bu arada zenci elf koyan kafanızı da ayrıca sikeyim. koskoca ırkı mundar ediyorsunuz.
  • 2. sezona başladığımda ilk sezona dair hiçbir şey hatırlamadığımı farkedip 1. sezondan başlatan dizi. büyük ihtimalle 3. sezon geldiğinde de ilk ikisini tekrar izlemem gerekecek.
  • olum çok fazla isim ve yer mekanı adı geçiyo dizide, izlerken kafam karışıyo amk. yani bi got havası vermeye çalışmışlar ama isimleri ve mekanları tam yedirememişler gibi geldi bana. yok fringilla yok göteborg yok cintra. bazı diyalogları anlamak için 10 saniye geri sarıp tekrar tekrar okuyorum.
  • ben de az önce bitirdim. üstte arkadaşlardan biri yazmış. aynısı bana da oldu. 1. sezon kafada yok gibi :)

    mecbur 1. sezona geri döneceğiz.
hesabın var mı? giriş yap