theodor benjamin clay

• prof. theodor benjamin clay'ın bugünlere gelebilmesinin yegane sebebi asistanı dr. hashato'nun mümtaz kişiliğidir. bir nevi laurel hardy, bir bukle edi ile büdü kırması olan bu ikili, vakti zamanında kongreden kongreye seminerden seminere koşmuşlar, moosologiea konusundaki engin bilgilerini binlerle ifade edilen kalabalıklarla paylaşmışlardır. ya da en azından böyle olduğu rivayet edilmektedir. yarward haricinde hiç bir yerde moosologiea kürsüsü olmamasına rağmen, üniversitelerin bu önemli bilim dalına ilgi duymasını ve sağlayanlar ise yine bu ikilidir. ^***
  
  dr. hashato ilk ve orta öğretimini buruklinde tamamlamıştır. babası, hashato'nun çin mahallesindeki kürkçü dükkanlarının başına geçmesini, böylece bu ata yadigarı mesleğin daha nesiller boyu icra edilmesini isteyen önemli bir tüccardı. hashato'nun annesi ise, evde kalmış soya yağlarından sabun yapıp sattığı küçük dükkanını bir nevi güzellik salonuna dönüştürmüş girişimci bir kadındı. anne ve babasının, tüccarlık konusundaki bu engin deneyimine rağmen hashato bu şan, şöhret, para seçeneğini elinin tersiyle itti ve üniversitede kalarak theodor benjamin clay'ın asistanı olmayı tercih etti.
  
  clay ise hashato'ya ilk zamanlar ciddi şekilde kıl olmaktaydı. çiçekli şort giydiği günlerde bile şemsiyesini elinden düşürmeyen çekik gözlü birine kim olsa kıl olur zaten. ancak hashato, azimli çalışmaları sayesinde clay'ın bu önyargısını yendi ve onun başasistanlığına yükseltildi. ikisi moosologiea konusunda temel sayılabilecek eserlere imza attılar. clay ile hashato arasındaki ilişki o kadar derindi ki, herif^** doktorasını almasına rağmen clay'ın asistanı olmaya devam etti. gerçi, hashato'nun doçentlik tezi için konu sıkıntısı yaşadığı günlerde, ona yardımcı olmak isteyen clay'la, clay'ın tahitideki yazlığına gittikleri ve bir ay hiç dışarı çıkmadan tez için konu bulmaya çalıştıkları, bunu takip eden günlerde de hashato'nun doçentlik tezini vermekten vazgeçip ömür boyu clay'in asistanı olmaya karar verdiği de akademik çevrelerde dolaşan bir başka rivayet. tabii clay ve hashato'nun, kürsüleri itibari ile sadece bu rivayeti bile tez konusu yapabilecekleri bir başka mevzu.
  
  hashato hiç evlenmedi. bir kere şemsiye dükkanında hawaii asıllı bir moğolla karşılaştı, ondan baya bi etkilendi. ancak kızı istemeye gittiklerinde ailesi "sana verilecek kızımız yok bizim" demiş derler. hashato ondan sonra karı kız işini bırakıp inzivaya çekilmiş. istese atom mühendisi bile olabilirdi o ayrı tabii.
• çok gizemli bir kişiliktir. zaten kendi alanında verdiği eserleri ele geçirmek bile büyük uğraşlar sonucunda belki mümkün olabilir. kızılderili olması çok muhtemeldir. ateist değildir, lakin şamanlığa olan yakın ilgisini hep gizli tutmuştur. eserlerinin satır aralarını okumayı bilebilmiş olanlar nasıl rasyonelite ile ezoterizmi birleştirdiğini görürler. sekreterinin meksikalı olması da zaten kadersel bir durum değil, bilinçli yapılmış bir seçimdir. huichol asıllı olan maria marcela martha rodriguez gonzales clay sayesinde azınlık burslarından yararlanarak eğitimini tamamlamış gayet zeki ve aynı zaman da güzel bir hatundur. sadece sekreteri olmadığı konusunda bazı söylentilerde vardır. yanlış anlaşılmasın burası tamamen akademik bir kaygı var burada. maria aslında okurken yapı bozumculukla kafayı hafif çizdirmiş bir hatundur ve sekreterliğini yaparken, clay'in bugüne kadar verdiği eserleri derinlemesine okuyup değerlendirmekte ve hatta hayranlığını asla gizleyemediği bu karmakarışık adamın eserlerini deconstruct ederek onun ruhunu çözmeye çalıştığı söylenceleri akademik ortamların dedikodusudur.
  özel hayatından daha fazla bahsetmemize gerek olmayan clay müthiş bir zekanın sahibidir, eserlerinde zekası ve aynı zamanda dengesizliği açıkça görülür...insana keşke böyle acaip hocalarım olsa dedirtir...
  kendisiyle tanışmama, yazılarını biraz olsun okuyabilmeme vesile olmuş grimaka teşekkürlerimi sunmadan edemeyeceğim. sanki bir teze girişteki teşekkür kısmına döndü bu ve fakat evet clay kendi başına bir tez konusudur. bu arada bu kadar entry girilmiş olmasına rağmen hakkında hiç kimse yaptığı surreal heykellerden bahsetmemiştir. evet aynı zamanda dali'nin taşlara ruh katan versiyonudur bu deli. yuriniaka adını verdiği heykeli de ayrıca tez konusu olabilir.
• geçenlerde bir basın toplantısına şahit oldum yabancı bir kanalda. konuşmasından pek bir şey pek anlamadım ama gâlibâ cassius clay ile akrabalığı olmadığını anlatmaya çalışıyordu.
  
  ayrıca doktora tezinin çalıntı olduğu iddialarını da yalanlamış. "varlığın ispâtı yokluğun ispatından kolaydır, orjinalinin varlığını ispat etsinler" gibi bir açıklama yapmış.
  
  ilginçtir daha önce hiç duymamıştım bu adamı.
• moosologiea alanını ile ilgili bir dava konusu olmuş kişi. amerikan patent dairesi'nde çalışan bir arkadaşı vasıtası ile ilgili canlıların ayrı bir bilim dalı olarak incelenmesi gerektiğine dair bilimsel araştırma sonuçları amerikan patent dairesinden kaybolmuş ve beş yıl sonra moosologiea ismiyle bile olsa ortaya çıkmış.
  
  araştırma sahibi patent dairesini mahkemeye vermiş; delil olarak tükenmez kalem ile yazdığı orjinal müsvedde notları ile deneyler sırasında doldurduğu teyp bantlarını göstermiş. velhâsılı davacının bir trafik kazası sonucu ölümü ve kaza sırasında araçta bulunan delillerin de imha olması, savcının da dava açmaması sebebi ile olay kapanmış.
• evet kaybolan deliller de diğer arabanın ön camından onun arabasına tesadüfen fırlamıştı.
  
  zaten bunlar evinde bulunduğunda "notlar benim, kasetlerin nasıl geldiğini bilmiyorum notlarım okunarak başkası tarafından doldurulmuş olabilir" demiş. aynı savcı yine sessiz kalmış.
• geliştirilmekte olan adminmisin adlı ilacın prototipinin çalınması ile ilgili olarak olaylarla hiç bir bağlantısının bulunmadığını iddia etmiştir.
  
  hatırlanacağı üzre tv.'de basın toplantısını izleyen bir kimyagerin, clay'ın yüzünde beliren lekelerin henüz test edilmemiş bir ilacın yan etkileri olabileceğini söylemesi ile hakkında tahkikat başlatılmıştı.
• "çalışmalarıma, bilime ve insanlığa yaptığım faydaya bir değer biçmeye çalışmak, bilime ve insanlığa yapılmış en büyük hakârettir"
  
  theodor benjamin clay, üniversitede fazla mesâi yapıyor gözüktüğü saatte otel çıkışında bir bayanla birlikte iken saldırıya uğraması ile ilgili olarak günlerdir süren sessizliğini bozdu ve kendini savundu.
  
  hatırlanacağı üzere geçen ay sonunda otel çıkışında theodor benjamin clay'ı gören, trafik kazasında şüpheli bir şekilde ölen elijah mosselogghia'nın oğlu jonathan mosselogghia, clay'a saldırmış, clay saldırıyı hafif sıyrıklar ile atlatmıştı.
  
  bu olayın basında duyulması üzerine üniversite güvenlik görevlileri, kayıtlara göre akşam üniversitede olması gereken clay'ın otelde bulunmasını şaşkınlıkla karşılamışlardı. clay ise kampüse giriş çıkış yaparken kullandığı manyetik kartın bir süre önce başkaları tarafından ele geçirildiğini öne sürmüş, hâlen kendisinin nasıl giriş çıkış yaptığı sorularına ise tepkisiz kalmıştı.
  
  clay, o günden sonra ilk defa kameralar karşısına geçti ve kendini savundu. bu güne kadar maddi karşılık beklemeden bilim ve insanlığa karşı pek çok hizmetler yaptığını dile getiren clay, mesâide gözüküp dışarıda olduğu sürelerde de zihninde sürekli bilimsel bir şeylerin olduğunu ifâde ederek, "günün 24 saati bilim düşünen, bilim için çalışan bir bilim adamıyım. bu tür kişiler için mekânın önemi yoktur, her yer bilimsel çalışma yapmaya müsâittir. zihnim her zaman araştırmalar ile meşgul olduğu için mesâi hakkımı almakta bir beis görmedim. kaldı ki bilimsel çalışmalara, bilime ve insanlığa yapılan faydalara maddi bir değer biçmeye çalışmak, bilime ve insanlığa yapılmış en büyük hakârettir" şeklinde konuştu.
  
  öte yandan clay'ın yakın ilişkiler içerisinde bulunduğu ve oswald z. chiawabumba'nın da akrabası olduğu iddia edilen okayi yabashiba kombamba'nın aslında güney afrika değil japon asıllı olduğu, okayi yakashimo kombassan olan gerçek ismini 28 şubat 1997 sonrasında türkiye ile olan iş ilişkilerinin bozulmaması için gizleyerek bu yeni ismini aldığı iddia edildi. iddialar üzerine, clay'ın kimliği ve oswald z. chiawabumba ile olan ilişkisi de incelemeye alındı.
• izmir adnan menderes havalimanında meydana gelebilecek kazaların başlıca sorumlusu bu kişidir kanımca. zîrâ geyik pisliği toplamak için 3.2 km.'lik pistin devâmına 6.8 km boyunda bir platform yaptırmıştır. pilotlar, bir pist standartlarına erişememiş bu bölümü pistin devâmı olarak algıladığı için büyük bir tehlike oluşturmaktadır bu da.
  
  chemistry of moose alanında doktora yapmak isteyen, bilime, insanlığa canını fedâ edebilecek ve istenen şartları sağlayan sözlük yazarları kendisi ile görüşmek için randevu istediklerinde bizimkinin^* randevuyu bile yüzyüze görüşerek verebileceğini söylemesi ile karşı karşıya kalıyorlar, mecburen de bizzat gidip görüşüyorlarmış.
  
  görüşmeden dönen 9 yazarla bizzat görüştüm. 6'sı elenmiş. üçü mülâkâtı geçip 2. görüşmeye hak kazanmış. bunlardan ikisi de tuzak soruya cevap vererek 3. görüşmeye katılma haklarını kaybetmişler.
  
  ilk görüşmede elenenlerin tümünün bir ortak özelliği var : 6. nesil azimli yazar.
  diğer ikisi de tuzak soruyu cevaplarken hatalı entryleri mesajla ispiyonladıklarını belirtmişler.
  
  demek ki zât-ı şâhânelerinin karanlık faaliyetleri pek fazla ve sadece eğitim alacak bir doktora öğrencisinin bile farkedebileceği derecede ayyuka çıkmış; o yüzden de ispiyonlamayan^*, salla başını al eğitimini yap yağını cinsinden adam arıyor.
• kendisinin ne kadar büyük bir bilim adamı olduğu, trışkadan bir sözlük yazarının kendisine akademik rakip olarak görülebilmesi ile bile ölçülebilir. ayrıca kendisi herhalde şu levhayı hiç görmemiş : "araç giremez, iett otobüsleri hariç".
• okkultist incelemeleri içinde, uzun süre yuvarlak masa kadınlarıhakkında araştırmalar yapmış, bazı makaleler yazmıştır... özellikle tanrıçalardan catus, geyikli ana kaamooseve katanalı ana solloniellaahakkında önemli araştırmaları olmuştur... bugüne kadar yaptığı en gizemli araştırma budur ve tabi ki sekreterinin bu araştırmadaki rolü büyüktür... çok büyük ihtimalle yuvarlak masa kadınlarının bugünkü toplantılarına katılabilmektedir ve bazı bilgilere clay böyle ulaşmaktadır... bu makalelere ulaşmak imkansızdır...