• 21 aralık 2012 'de amerika'da gösterime girecek, judd apatow'un yazıp yönettiği, paul rudd, leslie mann ve jason segel'in oynadıkları komedi filmi.
  • devlet bahçeli'nin filmde kısa bir süre de olsa konuk oyuncu olarak yer alacağı söyleniyor.

    (bkz: 40 yapar)
  • taglineı the sort-of sequel to knocked up olan judd apatow yapımı. zaten paul rudd, leslie mann ve jason segel knocked up'taki aynı karakterlerini oynuyorlarmış.
  • artık judd apatow'un kanka ortamına elinde kamera ile gömülmekten başka bir vizyonu yok gibi görünüyor. knocked up gibi orta karar bi filmden kimsenin kaderlerini merak etmediği yan karakterleri alıp onlara film yapmak, yani bu ne aga? ulan sinema mı yapıyorsunuz kendi aranızda geyik mi? tamamen kafayı yemiş bunlar. imdb'ye de 6.3 ile giriş yapmış, box office listelerinde de 3. sırada. meh.
  • dis is kırk şeklinde okunur.
  • bir gün paul thomas anderson gibi "acaba daha kısa süreli film çekebilir miyim?" diye kendini test ettiğinde çok çok iyi bir iş çıkarma ihtimali çok çok yüksek olan bir yazar/yönetmenin son filmi. funny people yoktan yere vurulduğum bir filmdi, bundan da çok nefret etmedim, hatta sevdim bile diyebilirim. ama özellikle kötü müzik kullanımı (jon brion imzalı iki fiona apple şarkısı hariç elbet) ve haddinden en az yarım saat uzun süresiyle bir olmamışlık hissi yaratıyor. apatow evlatlarından büyük olanın berbat oyunculuğu filmde ağırlığı olan bir karakteri fazlasıyla baltalayınca ne yazık ki geriye bazı sahnelerine çok güldüğünüz, genelini gülümseyerek izlediğiniz, ama dönüp bir daha izlemek istemeyeceğiniz bir film kalıyor. diyalogları apatow'dan bekleyeceğiniz zekada ve eğlencede, ama hikayenin kendisine gelince filmin adından yola çıkarak on maddelik tahminlerde bulunun desek bir bir sayacağınız şeyler bir bir oluyor ve bu tahmin edilebilirlik ve sıradanlık başka filmde olsa "ne güzel gözlem yapmış adam!" diyecekken aynı şey etrafında durmaksızın dolanan bu filmde rahatsızlık yaratıyor. filmin tartışmasız yıldızı ise önlenemez yükselişini büyük bir sevinçle ayakta alkışladığım melissa mccarthy. hele ki final jeneriğinde bir sahnesi var ki...

    "this is 40"nin en büyük başarısı sayesinde kazandığımız yepyeni muhteşem fiona apple şarkısı, uzun lafın kısası (kullanıldığı yer de pek güzel, itiraf ediyorum): http://www.youtube.com/watch?v=z7nekceeryg
  • komedi filmi degil. aile drami, orta yas krizi, cocuk-ebeveyn iliskisi vs olarak bakmak gerek. boyle bakinca da derin bir film yok ortada. ustelik cogu tespitini temellendirmiyor veya cozmuyor. temellendirdiklerini de yamuk amerikan aile anlayisi icinde yukseltiyor.

    neticede, "o yok bu yok ne var lan it?" derseniz, bilmiyorum vallahi. ustelik 2 saat 10 dakika suruyor? yalan yok, ilk saatten sonrasinda tam odaklanamadim filme. elimde telefon bir seyler yapiyordum ki bu film izlerken hic yaptigim bir sey degil.
  • uzun zamandir bu kadar gulmemistim, baya bir eglendim. 40 yasina merdiven dayamis bir ciftin; cocuklar ile ilgili sorunlarina ve ekonomik problemlerine deginerek guldurmeyi basaran bir film yapmis adamlar. tavsiye edilir. filmle ilgili imdb'den ogrendigim bir istatistigi de paylasayim: filmde 'fuck' kelimesi 99 defa geciyormus. adamin biri oturmus; usenmemis saymis vallahi azizim.

    --- spoiler ---
    filmde o gicik cocugun annesi ile esas ciftimizin girdikleri diyalog yaran bir sahneydi gercekten. bir de asagidaki diyalog da baya bir guldurdu:

    debbie. so you would do sex with me?
    jay. do sex? what are you, borat?
    --- spoiler ---
  • gereksiz yere uzun bir filmdir. 134 dakika boyunca leslie mann'in başkalarının her repliğini tekrar etmesiyle oluşur bu film.
  • içinde chris o'dowd, jason segel ve lena dunham varken bu kadar komik olmayan bir komedi filmine imza atabildikleri için yayında ve yapımda emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.
hesabın var mı? giriş yap