tipitip

• 2.5 liraaa diye bağırarak babamın aldığı bir kutunun yarısını çiğneyip, yarısını da satarak ilk harçlığımı çıkarttığım ,şimdinin antika olan sakızı.
• muhtemelen bir kuşağın süt dişlerinin ilk çiğnediği sakız.
  kokusu, söz konusu kuşağı çocukluk yıllarına doğru bir yolculuğa sürükleyebilme yeteneğine sahiptir. bu cikletten çıkan ve adı tipitip olan kahramanın karakteri ve başından geçen olaylar konusunda hiç bir şey hatırlamıyor olmamı esefle karşılıyorum. zaten onun unutulmaz olan yanı belki de evet, tipiydi. iyi biri izlenimi uyandırırken aynı anda çalışkan ve mesafeli ama sakar çocukları hatırlatan bir yanı da vardı. papyon, şapka, ütülü pantolon... büyüyememiş bir yetişkin resmi. belki başından geçenleri ancak çocukların anlayabileceği, en rahat onlarla iletişim kurabilen bir marjinal..
  
  tipitip'in tipi tip anlamına gelen manalı bir kelime topluluğu olduğunu yıllar sonra beynimde çakan bir şimşekle anlamıştım. tipitipin yüzüne karşı tipitip denmesine de bir parça bozulmuştum nedense..
• en kahraman ridvan'in çizerinin yarattigi çiklet kahramani.
  küçükken de severdim.hala da severim.
  ayrica bir de pembo vardi ki aman diyim yani.
  (bkz: pembo)
• muhtemelen ilk cignedigim sakiz..
• rus meraklılardan çılgın bir tipitip koleksiyonu:
  
  http://wrappers.ru/?act=coll&acm=coll&id=37
• (bkz: bulent arabacioglu)
• kucukken bir kutusu^* mahallede satmam icin elime tutusturulan, akabinde sadece 5-10 tanesi satilip geri kalani cekmecemde bayatlayip kuruyan ama o takir takir haliyle bile cignedigim sakiz markasi..
• çocukken ilk ticari girişimlerimde önemli bir yeri olan sakız markası. 8-9 yaşlarında belki yazları köyde yapacak pek fazla bir şey olmadığından belki de ticaretin çekiciliğinden ısrarla aldırırdım babama 100 sakızlık paketi. hepsini satsam % 20 gibi bir kar kaldığını hatırlıyorum. bense bu karı doğrudan zarara girmeden çiğnebilecek sakız olarak görüp her 5 satıştan sonra 1 tane çiğnerdim genelde.
  
  bir de içinden çıkan karikatür kağıtların üzerinde bulunan sayılarla köy çocukları olarak ilk kumarımızı oynardık. şans çekişmek dediğimiz bu kumarda numarası büyük olan alınan 2 sakızın da parasını öderdi. kaybeden yaş ve ebat olarak sizden büyükse cığıza yatarak (mızıkçılık) sakızların parasını vermediği olurdu. bir süre ağlayarak borcu tahsil etme yöntemi denenir olmazsa büyükler devreye sokulmaya çalışırdı. sanırım ticarete olan soğukluğumda bu sakızın etkisi önemlidir.
• üretilip üretilebilecek en güzel kokulu sakız, 80ler ve/veya 90lar aşığı bünyelerde fetiş unsuru.
  kutu kutu alınıp her moral düşüklüğünde iki tane birden çiğnenmesi makbuldür, orgazmiktir, nostaljiktir.
• migros'ta yapilan nostalji kampanyasiyla birlikte tekrar raflarda gordugumuz efsane sakiz. hemen gidip aldim kutusunu. once 2 küsür liralik fiyatiyla üzdü, sonra da kutunun içinde eski tipi yerine yeni (diger sakizlarinki gibi) sekliyle karsilayarak hayal kirikligi yaratti. ayrica kutunun icinde tek bir karikatur vardi sadece. yeni tipitip'le ilgili tek guzel sey, cantama sinen kokusu oldu, cocukluguma goturdu beni.