• önünüzdeki araçla aranızda belli bir mesafe bırakmanız gerektiğini unutmayın. şahsen ben bundan böyle unutan olursa trafiğin durumu da uygunsa arabayı durdurmaya karar verdim. gerekirse inip mesafeyi koruması konusunda arkadaki arabayı nazikçe(!) uyarıcam. anlaşılan o ki böyle böyle düzelecek bu işler..
  • türk insanının özellikle erkeklerinin üzerinde durmadığı, öğrenmek istemediği, gereksiz bulduğu kurallar.
  • bazen hayvanların bile daha çok uyduğu kurallardır
    http://www2.dha.com.tr/…n-dakika-haberi_126079.html
  • türkiye'de neden önemsenmediğini anlayamıyorum. park yasağı olan yere park ediliyor. yolun ortasında aniden duran şoförler var. yaya geçidi diye bir kavram yok. yollar zaten çukur. motosiklet sürücülerinin çoğu kask takmıyor. bölünmemiş yollarda, tam 2 şeridi ortalayarak gidenler var. egsozlar patlak, felaket bir hava kirliliği yaratıyor. herkes kurallara uysa, hepimiz rahat etsek nolur ki? çok mu safım ulan.
  • çiğnenmemesi gereken tek kurallar bütünü. devrim yapacaksan başka konuda yap.
  • istanbul versiyonu için: 10 adımda istanbul trafiği
  • araktır:

    ""almanya'da bir dost ziyaretinden dönüyorduk. arabayi
    ben sürüyordum.
    yolun ilerisinde bir kaza oldugunu gördüm. ne olmus
    diye bakarken, birden dört yol agzinda oldugumuzu fark ettim. isik
    kirmiziya dönmüs ve ben geçmistim. yapacak bir sey yoktu, olan olmustu.
    duramazdim, yola devam ettim. gece yarisindan sonraydi. saat 2
    gibiydi. allah'tan, çevrede polis falan da yoktu.

    bu olayin üstünden bir hafta kadar geçmisti. bir
    mektup aldim; karakola çagiriyorlardi. gittim. beni bir odaya
    aldilar.

    "bir konuda bilginize basvuracagiz. size bir fotograf
    gösterecegiz. bu araba sizin sirkete ait. geçen hafta, su gün, saat 02:12'de su kavsakta kirmizi isikta geçerken kameraya yakalanmis. bakin
    bakalim, direksiyondaki kisiyi taniyor musunuz?"

    fotografa baktim, "pek taniyamadim bu kisiyi" dedim.
    bunun üzerine bir fotograf daha çikardilar. bu benim
    fotografimdi. "bu sizin fotografiniz, bunu yabancilar
    subesinden bulduk. biz, otomobildeki kisi ile bu fotograftaki
    kisinin ayni oldugunu düsünüyoruz? ne dersiniz?" dediler. "cevap
    vermeden önce, isterseniz avukatinizla görüsünüz" diye de eklediler. "isterseniz size prosedürü anlatalim;
    eger bu arabayi süren ben degilim derseniz, sizi
    mahkemeye verecegiz.
    mahkeme uzmanlara basvuracak. eger resimdeki kisi oldugunuz ispat
    edilirse para cezasi alacaksiniz. bu ceza, eger arabayi sürenin siz
    oldugunu kabul ederseniz vereceginiz cezanin birkaç kati olacak. bir
    de resmi makamlari oyalamaktan dolayi ayri bir cezaya maruz
    kalacaksiniz."

    düsündüm...
    avukatima soracak bir sey yoktu. "verin, bir daha bakayim
    fotografa" dedim. sonra da "evet, bu arabadaki kisi benim" dedim.
    memnun oldular, "dogru seçim yaptiniz" dediler. yüklü bir
    ceza ödedim.. ama ehliyetime el koydular. "ne zaman alirim ehliyetimi
    geri?" diye sordugumda "bizden haber bekleyiniz" dediler.

    aradan bir hafta geçti... bir hastaneden davet aldim.
    beni göz klinigine çagiriyorlardi. gittim. siki bir göz
    muayenesinden geçtim. sonra beni bir grup doktorun karsisina çikardilar. her
    biri benim raporu eline alip, "renk körü degilsiniz. gözünüzün saglam
    oldugunu biliyor musunuz? ama kirmizi isikta geçmissiniz" dediler. artik bana
    ehliyetimi geri verecekler diye düsündüm. ama vermediler. aradan bir
    hafta, on gün geçti. yine hastaneden bir davet aldim; bu kez
    psikiyatri bölümünden.
    verilen tarihte hastaneye gittim... beni bir odaya aldilar. odada
    dört doktor vardi. ilk doktor, "raporunuza bakiyorum, gözleriniz
    saglammis. ama trafik isiklari kirmiziya döndükten tam 58 saniye
    sonra geçmissiniz. bunun yanlis oldugunu biliyor musunuz?" diye sordu.
    ben de "evet, yanlis bir davranis" dedim. ayni seyi, diger doktorlar
    da aynen tekrarladi. ben de "evet, yanlis bir davranis" diye
    ayni cevabi verdim. artik bana ehliyetimi geri verecekler diye
    düsündüm. ama vermediler...

    aradan bir hafta, on gün gibi bir süre geçti. bir mektupla
    karakola davet aldim. gittim, sanirim artik ehliyetimi geri
    alacaktim. ama düsündügüm gibi olmadi. "sizi, trafige çikaracagiz"
    dediler. bana bir program verdiler. bu, günde iki saatlik, dört günlük
    bir programdi.

    ilk gün gittim. "arabaya binin, sehir içinde dolasacagiz" dediler.
    benimle birlikte üç kisi daha bindi arabaya. hareket ettim.
    ilk trafik isiklarinda durdum. yanimdaki görevli "buna, trafik
    isigi denir. kirmizida durulur. sari isik, kirmiziya dönüsü
    gösteren uyaridir. anladiniz degil mi?" dedi. ben de tekrarladim "evet,
    kirmizi da durulur. sari isik, kirmiziya dönüsü gösteren
    uyaridir." isik yesile döndügünde kalktim. görevli, "yesil isikta da
    kalkilir. degil mi?" dedi. ben de tekrar ettim, "evet, yesil isikta
    kalkilir." yolda bir süre sonra kirmiziya dönen bir isiga rastladik. bu kez
    arkadaki görevlilerden birisi, "buna, trafik isigi denir. kirmizida durulur.
    sari isik, kirmiziya dönüsü gösteren uyaridir. anladiniz degil
    mi?" dedi. ben de tekrarladim, "evet, kirmizida durulur. sari isik,
    kirmiziya dönüsü gösteren uyaridir." diye tekrar ettim. bu sahneyi
    iki saat süresince her isikta tekrarladik. o günden sonraki üç
    günde de, yine arabama üç görevli bindi. her isikta ayni sahne
    usanilmadan tekrarlandi. ama sonunda ben de ehliyetimi geri aldim.""
  • türkiye cumhuriyeti sınırları içerisinde neredeyse kimsenin iplemediği kurallar. kötü olan, gün geçtikçe işlerin daha da berbatlaşmasıdır. devletin otoritesini takan kalmamış.

    son birkaç aydır özenle trafiği ve insan hareketlerini gözlemlemekteyim. gerçekten birkaç sene evveline kadar durum bu kadar kötü değildi. birkaç hayvan trafik kurallarını ihlal eder, diğerleri bunlara küfür ederek sıradan hayatlarına devam ederdi. şimdi artık kimse kimseyi sallamıyor. misal avrupa yakasında tem otoyolunu kullanan çift katlı belediye otobüsleri emniyet şeridi nedir bilmiyor. adamlar takır takır emniyet şeridi ihlali yapıyor. neredeyse tüm otobüslerin bunu yapması açık bir şekilde bu adamların bir şeylere ya da birilerine güvenip hareket ettiklerinin göstergesidir. o şeyler nedir, güvendikleri kimdir bilemiyorum.

    yine tem otoyolunda bilhassa lüks arabalar, şirket arabaları, doblo, kangoo tipi araçlar ve yine kapalı kasalı ticari araçların umursamaz tavırları, çok süratli bir şekilde ilerlemeleri, takip mesafesini hiçe sayarak 1 metre mesafeden selektörle tacizleri, slalom yaparcasına şerit değiştirmeleri coşmuş vaziyette. eskiden baba parasıyla alınmış birkaç arabanın sürücüsü bu işleri yaparken artık önüne gelen sağlı sollu yardırıyor. bu hareketler cezasız kalmaya devam ettikçe de masum insanlar hayatlarını kaybetmeye devam edecek. üstelik bu örnekler yüzeysel kalıyor. bir gazeteci, bir ay boyunca tem ya da e-5 üzerinde yolculuk edip, ihlaller hakkında orta halli bir roman kadar not tutabilir zaar.

    bahsettiğim yol gayet işlek, kontrol edilmeye müsait bir yol. eğer bu yol böyleyse, türkiye'nin çeşitli noktalarındaki yollar ne alemdedir merak etmek bile istemiyorum.

    çoğu kamyoncu, üç kuruş daha para kazanmak uğruna 24 saat kamyon sürmeye zorlanıyor. neredeyse uyku yüzü görmeden ülkeyi baştan başa katetmek durumunda bırakılan bu insanların haklarını koruyacak ya da onları denetleyecek bir sistemin olmaması, var olsa bile işlememesi de ayrı fecaat.

    çok basit işlerimi halletmek için bile hala sağa sola kağıt götürmek zorunda olduğum bir dönemi atlatırken, basit sayılabilecek işlerimin neredeyse bir hafta boyunca sürmesi sebebiyle daha ciddi işlerin peşinde bürokrasi mağarasına ışıksız sürüklenen diğer insanların yaşadıklarını hayal ettiğim zamanlarda gün geçtikçe ideallerimi yitiriyorum. herkes için umut ve sabır diliyorum. işimiz hiç kolay değil.

    100.000 tl'lik arabaya binmekle övünüp üç kuruşluk dolmuş altında kalan insanların hayatlarını sürdürdüğü, köprü trafiğinde kaderine terk edilmiş insanların saatlerce kaosla cebelleştiği bir ülkede iyi düşünmek gittikçe zor hale geliyor.

    metrobüs denen çağdışı sisteme bile değinmeden, sorunları anlatarak dinleyene tüm gün çalışmış kadar baş ağrısı yaşatmak mümkün. gerçi ortada bir görünen köy mevzusu var ya.

    tüm bunlar pkk'nın yaptığı kimlik kontrolü haberinden sonra iyice mana kazandı. devlet otoritesi demiştim ya başta.

    trafik ihlalleri, para cezalarıyla halledilemiyor burası açık. zaten bu cezayı uygulayan/uygulayabilen yok. alman otoyollarındaki gibi sensörler ve kameralarla denetlenen bir sistemin kurulması bir nebze yardımcı olabilir. ancak kendi adıma görmek istediğim, bir zamanlar yaşadığım bir ülkede gördüğüm basit bir sistem. trafikte seyreden sivil polis araçlarının, trafik ihlali yapan aracı tespit ettikleri an durdurması. cezaların da, ihlali yapan kişiyi rencide edici nitelikte olmasını dilerim. adam durdurulur, araçtan indirilir, yere yatırılır, kelepçelenerek bir süre yerde bırakılır. ardından nezaret ve hukuki sürecin işlemesi. yani biletin, trafikte o katliamlar yaşanmadan katliamı yaşatacak kişiye kesilmesi. trafik kazalarının %90'dan fazlasının insan hatasından kaynaklandığı ortadayken harekete geçmek için zaman kaybetmemek önemli.
  • uyanin, her sabah aynanin karsisina gecip, 100 defa "ben enayiyim" demesi gereken kurallar butunu...

    misal ben araba kullanirken surekli yapiyorum dikiz aynasina ya da yan aynalara bakarak...
  • minibüs ve otobüsler için istanbul'da ya yoktur ya da kendilerine özgü bazıları vardır. misal;

    - dönüşlerde herkes sıra beklerken onlar en dış şeritten gelip onlarca insanın hakkını gasp edebilirler. hatta sadece bunu yapmak için en iç şeritten en dış şeride dik olarak çıkarlar.
    - ışıklar diğer araçlar içindir, ışıklarda durmak yolcu yoksa çok da önemli değildir.
    - yolcu indirip bindirmek için işlek caddeleri hatta ana yolları komple durdurmak serbesttir.
    - kavşaklar öncesi ve sonrası ile, yaya geçitlerinin üzerinde durma yasağı diye bir kural olamaz, böyle saçmalık mı olur?
    - emniyet şeritleri minibüs ve otobüslerin hızlı geçmesi içindir, başka türlüsü düşünülemez.
    - duraklara yanaşmak gereksiz efor harcattığı için durağa yanaşılmaz bir şerit yandan beklenir.
    gibi sürer gider bu...

    ayrıca (bkz: #28660585)
hesabın var mı? giriş yap