• bigün biri bana gelseydi, "lan tikey lan" deseydi, ki böle bi girişle baştan kaybetti zaten, "bi yer olacak, börgır kink'ten daa güzel soğan halkası yapacak." buna var ya, norrrrmal gülmezdim normal. anıra anıra ama böle, aaaaaaaaaa hahahahaha diye gülerdim ökkküz gibi*.

    bu fiktif kişiden özür diliyorum.

    tramvay cafe, tramvay usulü chicken alfredo'su ile olsun, davuklu sezar'ı, çikın kesadiyas'ı, beef fahita'sı ile olsun, bi 4 senedir falan aklımı ve damaamı oynatmış bir mekandır. bildiğin davuk şinitseli bile bambaşka ya?! davuk şinitsel altı üstü ya? ama nası ince yapıyo, nası böle iyice pişiyo naletler var ya. taksim civarında isem, burası 2 alternatifimden biri. ya bu adamlar yüzünden başka yerde yemek yemekten keyif alamaz oldum. bi 2. yerim kaldı işte sildirtemedikleri, asmalı mescit'te, helveşya diye bi yer, o kadar.

    ya lezzetten sinirlenir mi bi insan ya, ben bunların soğan halkasını yerken sinirleriniyorum ya. ayıp ya. neye sinirlendiğimi anlayamıyorum bile.
  • yere düşen bir tepsi dolusu çatal bıçağı yerden toplayıp aynen servis edilmek üzere çatal bıçak çekmecesine yerleştiren bir garsonu ve bu hareketi görüp arkadaşlarını uyarmayan birçok garsonu bulunan mekan*. nar ekşili, beyaz peynirli salatası şukela yalnız.
  • yeni menüsü ile pek sevindirdi beni. bikaç değişik yemek, antin kuntin kahveler geldi, bunlar da iyi de, asıl çikolatalı sufle geldi, o çok iyi oldu.

    çokkk güzel yapıyolar sufleyi de, hemen diğer her şey gibi.
  • mantarlı peynirli kıtır krep diye bişeyleri var. çooook lezzetli. et yemeyenlere tavsiye ederim. bir de çok güzel elmalı pay yapıyorlar. içeri girince camekanlı bir bölme var tatlıları teşhir ettikleri. oraya bakın kesilmemişse elmalı pay taze demektir. taze elmalı payın yanında çay söyleyin. afiyet olsun.
  • alman lisesi, avusturya lisesi, gs lisesi gibi istiklalde ogrencilik hayatini gecirmis bilumum gencligin zamaninda yemek yedikleri yerdi. hele cuma cikisi okul kantini gibi olurdu. hala oluyor mudur bilemiyorum, mezun olali epeyi zaman gecti.
    ama istanbula yolum ne zaman dusse ugradigim yerdir. servis hizli, porsiyonlar doyurucu, garsonlari nazik ve fiyati da uygundur. yillarin aliskanligidir.
  • aynı yemeği yolun karşı tarafındaki midpointte 10 - 15 tl farkla yiyebileceğiniz mekan. garsonların suratsız olmasına katılmakla birlikte alıp koynuma mı sokucam siktir et diyip devam ediyorum.
  • alman lisesinde okuyan gençlerin sıkça gittiği bir mekan kendisi. öğrenci bütçesine pek de uygun sayılmaz ama loş ışığı ile kesmek ve kesilmek isteyen, kanı kaynayan gençliğe hitap eder.
  • beyoğlu civarında bugüne kadar (13 yıldır) yediğimi tüm yemeklerin yüzde 40'ını burada yemişimdir. diğer yüzde 60'ı ise en az 30 mekana dağıtırım. öyle bir bağımlılığı var.

    garsonların suratsızlığı için bir şey diyemeyeceğim. belki beni tanıyorlar diye güleryüzlüler. ama bunu herkesten esirgiyorlar ayıp ediyorlar. yeri geliyor güleryüz, yemeğin kötülüğünü bile örtebiliyor.
  • her bakımdan on numara olan, ancak tuvalet konusunda sınıfta kalan cafe. içerde sadece tek bir kabin olduğundan genelde sıra beklemek zorunda kalıyorsunuz.
  • giriş katının ileri kısımları korkunç derecede ağır yemek kokusuna teslim olmuş olan mekan. ukala garsonları da cabası.
    dışarıda oturmak istediğimizde sıra olduğunu söyleyen garsona içeride oturmak istemediğimi çünkü içerisinin havalandırmasının yetersiz olmasından dolayı kötü koktuğunu söyleyince şöyle ukala bir tavırla karşılaştım: "yemek yapılan bir yer olduğu için yemek kokması normal".... "haasskktir gerçekten mi??" dememek için kendimi zor tuttum. kendisi çalıştığı yer dışında dışarıda hiç yemek yememiş heralde zavallı.
hesabın var mı? giriş yap