• ahahahah birisi de sormuş " dağıtım yapılırken kitaplar raflara yerleştirilirken fln başkalarının da eline değiyor. o zaman tılsımı gitmiyor mu ? " diye.
    cevap "sorun yok sahibine uyarlanıyor" demiş. puhahhahhahahha
    tosuncuk uruguay'da duvarları yumrukluyordur su an.
  • "spritüel yaşam danışmanı" olduğunu iddia eden ve "kurabiyenizi yeni ay döneminde yaparsanız içine yeni ay ışığı düşer, sevdiğinize yedirdiğiniz anda yeni aşk başlar" tarzı beyanatları olan, fazlaca "cadılı film" seyretmesinden kelli kendisini tatlı cadı türü birşey zannettiğini düşündüğüm balık etli, sarı saçlı ama bir o kadar da kara kaşlı hanımefendidir...
    "kekinize peri enerjisi koyun ki yakışıklı zengin nazik zeki ve iyi sevişen erkek de size koys..".. ıhhımm "sizi sevsin" türünde bir bakış açısı olduğuna ve bu tip gazlar vermek suretiyle fazla zengin ama fazla üzgün kadınlar sayesinde para kazandığına dair bir öngörüm var...
  • türkiye'de pek çok insanda ciddi kaygı bozukluğu var. müthiş sayılarda antidepresan kullanılıyor bu ülkede. psikiyatr bir arkadaşım günde 142 hasta görüyor. hasta başına ortalama 1 (yazıyla bir) dakika düşüyor. anadolunun nispeten küçük bir ilinde doktor başına günde 140-150 psikiyatrik yakınması olan hasta düşüyor. her gün.

    insanlar sorunlarını çözmek için yeterli donanıma sahip değiller. öyle devasa sorunlar var ki toplumda... çok az insan bunlarla baş edebiliyor.
    peki baş edemeyenler ve psikiyatriste gitmeyen büyük çoğunluk ne yapıyor?

    'maneviyata sarılmak' diye bir kavram ortaya çıkıyor burada. modernliğin tadını almış ama birikim edinmek için emek harcamak gerektiğinin farkında olmayan, ezberci ama asla sorgulatmayan eğitime maruz kalmış kitleler yol yordam ararken, kulaktan kulağa bazı isimler fısıldanıyor. kadınların sayısal olarak fazla olduğu fısıltı grupları, kendilerine söylenen isimleri sosyal medyada takibe alıyorlar. orada dertleşiyor, sorunlarını anlatıyor, dm'den mesajlaşıyor, yazışıyorlar.

    'dindar' markalı televizyonlar, sosyal medyada yeterince ünlü olmuş bu şahsiyetleri 'şifalı' programlara, yemek tariflerinin arasında konuşmaya çağırıyor. ve bingo, artık kim tutar bu maneviyatçı modern önderleri.

    tuğçe ışınsu gibi hatunlar, hem 'spiritüel' gibi sözcükler kullanıyor hem anlamları bilinmeyen arapça dualara yer veriyor kitaplarında. işin sırrı bu sentezde.
    amerika'da yazılmış 'güç' adlı kitaptan alıntılar yapıp atıf göstermeden paylaşıp aralara 600 kez şu duayı okursanız bolluğa geçeceksiniz, 21 gün boyunca 3894673 kez o duayı okursanız rahata varacaksınız, önünüzdeki iç engeller kalkacak diyor. tam obsesif (takıntılı) insanlarla anahtar kilit uyumu taşıyacak tarz.
    tekrar tekrar aynı şeyi yapmak. sorunlarından kurtuluşun tekrarlardan geçtiğini sanmak.
    ne yazık ki bu çembere bir kez girdikten sonra çıkmak çok zor. bakın o instagram sayfasındaki yorumlara... kocası tarafından şiddet gören kadınlar, anne babasının istismar ettiği çocuklar, parasızlıktan kıvranan borçlular, köyden kente göçmüş tutunamayan kişiler, parayı bulmuş ama iç çatışmaları dinmemiş yeni şehirliler.
    tuğçe ışınsu görüntüsü itibariyle gayet modern (ingilizce bölümde okumuş), telkin ettikleriyle insanları itaat döngüsünde ustaca tutmayı başaran önemli bir motif.
    her obsesif öğe gibi, insanların sorunlarına 'gerçek çözümler' bulmalarının önündeki zihinsel engelleri güçlendirme rolünü başarıyla sürdürüyor.

    bu insanlar psikiyatrik, psikolojik desteğe ulaşma imkanlarından yoksunlar. çevreleri, hayat görüşleri önlerini tıkıyor.

    kötü olan, bu durumu düzeltme yetisi olan tek kesim, entelektüel psikiyatrlar tuğçe ışınsu gibilere prim verenleri 'enayilikle' suçluyorlar instagram, facebook sayfalarında.
    sözlükteki yazarlar 'enayi' gibi ifadeler kullanabilir. toplum ruh sağlığı ile ilgili ne yeterince bilgileri, ne de sorumlulukları var. ekşi, insanların zihinlerine gelen her şeyi yazabildikleri bir yer.
    ama ruh sağlığı alanında bilimsel işler yapan kişilerin alaycı tarzla yaklaşmak gibi bir lüksleri yok. onlar 'anlamakla' görevliler, yaftalamakla değil. anlamak ve açıklamak, ihtiyacı olanlara yol göstermek görevleri. ki, koruyucu ruh hekimliği yapılarak on binlerce vaka engellenebilirken, alaycılar kervanının başına psikologlar, psikiyatrlar geçiyorlar. hedefleri? kendilerine hak ettikleri değeri vermeyen topluma kırgınlıklarını ifade etmek... ne asil bir kırgınlık...

    tanıdığım bir teyze var. yıllarca tüm öfkesini bastırmış, akrabalarının, eşinin ailesinin her şiddetini sineye çekmiş. şimdi eşi ölünce hayatta tümüyle desteksiz kalmış gibi hissediyor. mutsuzluktan patlamak üzere. ve bunları kimseyle paylaşmıyor. biraz konuşabilse, 60 yıldır kendisine tanınmayan konuşma hakkını bir kullanabilse rahatlamaya başlayacak. ama bir psikoloğa gitmeyi asla kabul etmiyor. acısından doktor doktor dolaşsa bile..
    bu teyzeye, günde 100 kez şu duadan oku, seccadene kapan diyen birinin ulaşması, ruh sağlığı çalışanının ulaşmasından ne kadar daha kolay tahmin edin.
    siz de teyzeciğe 'enayi' diyip burda, orda, instagram sayfalarında mastürbasyon yapın.
  • kendisine bir kez olsun "la yürü git" diyebilmek için herhangi bir hayır kurumuna maddi bağışta bulunabilirim. greenpeace olur, unesco olur, united colors of benetton olur...
  • başlıkta yazanlar üzerine instagram profilini inceledim. yorumlarda onlar adına ben utandım . bizim ülkemizde insanları düdüklemek ne kadar kolay. yalnız bir diyaloğa koptum.
    takipçi:tuğçe hanım felçlilerin iyileşmesi için hangi kitabı ya da neyi tercih edersiniz?
    tı:ol der kitabımda şifa bölümü var. ailemde iki felçli insan vardı vefat ettiler.
    takipçi :çok teşekkürler
  • (bkz: yazık lan)
  • lisedeki herkesi tanıyan hafif kilolu merve tavırları var kendisinde.
  • anlattıklarının parodisini yapmaya kalksan başaramazsın.
  • bu kadını zararsız bulurdum. ama çok sağlam duyumlarıma göre, mide kelepçesi ameliyatı geçirmesine rağmen regresyon ile zayıfladım yalanıyla insanları kandırmasına sessiz kalamadım.

    üzgünüm.
hesabın var mı? giriş yap