• sevgilisinin kendisi ile barışmak için yanına elinde bir bardak asit ile gelmesi. canı sıkılınca asidi etraftaki çocukların üzerine dökmesi.

    (bkz: develi restoran'da çocuklara kezzap atılması)

    siz hala goy goy yapın kezban aşağı, kezban yukarı diye. bu kızlar kezban oluyorsa bir sebebi var.

    bir başka yerde de başlık açılmış sokakta taciz edilince bayılan kız diye. yorumlar arasında "demek şimdiye kadar taciz edilmemişmiş, alışık değilmiş" gibi yorumlar var.

    (bkz: tacize uğradıktan sonra bayılan kütahyalı kız)

    evet türk kızı, suratına asit atılmasına, sokak ortasında oranın buranın ellenmesine alış. yoksa ekşi sözlük yazarları seni kezban yapar. hakkında başlıklar açar, seni küçümser.

    ne ayıp!
  • türk kızı denen nane; ataerkil ve islami bir düzenin dayatmasını, hayatın gerçeği olarak kabul eden bir toplum içinde büyüdüğü için yabancı kızlardan biraz farklıdır.

    çünkü sadece erkeklerin değil, içi nasıl aldıysa bu düzeni içselleştirmeyi başarabilmiş bazı amorf hemcinslerinin de hedefi halindedir ve ondan adeta kadın olduğu için özür diler gibi yaşaması beklenmektedir.

    avrupada büyüyen hemcinsi; eğitimine, hobilerine, kendini geliştirmeye, arkadaşlarına, sevgililerine vakit ayırırken, türk kızı kendisini, başkalarına göre nasıl göründüğüne göre şekilledirmek zorundadır. hep orda olmayan üçüncü bir gözün onayını almak zorundadır. haliyle bunlarla uğraşırken mükemmel bir kişilik gelişimi göstermediği içinde türk erkekleri tarafından beğenilmemektir.

    oysa nasıl bir konforla çevrili yaşadığını bilmeyen, orta zekalı bile diyemeyeceğim, beyni iğdiş edilmiş ortalama türk erkeklerinin arasında birey olmaya çalışmak yorucudur. başarmak ise neredeyse imkansıza yakın.

    türk kızı, an be an, her gün, kendini, iffetini tekrar kanıtlamak zorundadır, başaramazsa öldürülebilir.
    çünkü türk kızlarının fıtratında öldürülmek vardır. ayrıca öldürüldüğüne göre kesin "o da bi şeyler yapmıştır". neden başkasının değil de kendisinin ödürüldüğünün hesabını vermek zorundadır.
    neyseki öbür dünya var. orda öldürülmesinin cezasını çekecektir. içiniz rahat olsun.
  • aslında buraya çok uzun bir entri yazmıştım ama en özet şekliyle türk kızının farkı şudur: naz yapar kezban olur, naz yapmaz adı malum sıfata çıkar. evlilik düşünür gene kezban olur evlilik düşünmez sadece yatılıp kalkılacak kadın olur. aşırı makyaj yapar doğal olmaz (ama erkekler nedense bayılır) makyaj yapmaz bu sefer de kimse beğenmez. net olur, iyi bir kadın olmaya çalışır kolay kadın olur (yabancı kadın yapsa çok net kadın abi ya olur) net olmasa bu sefer de ne isteğini bilmiyor olur. maddiyata önem vermez yalancı olur önem verir paragöz olur.

    kısaca her şekilde türk kadını ne yaparsa yapsın yaftalama altına alınacaktır. isterse en iyisi olsun isterse en kötüsü olsun karşılaşacağı muamele bellidir. yabancı kadınlar yapsa "abi kadın çok klas ya" denilecek şeyler türk kadını söz konusu olduğu zaman sonuna mutlaka bir "ama" ile başlayan cümle getirilmiş olacaktır.
  • tacize ve tecavuze ugrama oranlaridir.
  • türk kızı mı, hangisi? böyle bir tip mi var? istanbul'un caddelerindeki mi, şehrin dışa doğru kenarlarındaki mi? vanlı kız mı artvinli mi? trakya'dan olan mı yoksa hataylı mı? ve hangi yabancı kızdan ayıracağız onu? "yabancı kız" ne demek? danimarkalı mı, nijeryalı mı, amerikalı mı, pakistanlı mı, ıraklı mı, ingiliz mi? bırakın allah aşkına! kimi, kimden, nasıl, neye göre, hangi özellikleriyle ayırıyorsunuz? ne kadar da insan sarrafısınız öyle...
  • turkce konusmasi. bi de hayati boyunca boyle dingillerle muhatab olucak olmasi.
  • türk kızlarının, türk erkekleri tarafından en çok eleştirildiği noktalar, naz yapmaları, evlilik meraklısı olmaları, makyaj yapmaları, kendilerini çok beğenmeleri ve benzeri. şimdi bunları açalım;

    1) naz yapmayan bir türk kızı, hoşlandığı erkeği zorlamıyorsa, ne istediğini net ortaya koyuyorsa uğraştırmayan kolayz kız; naz yapan kız içinse kezban yorumu yapılıyor.

    naz yapmayan, istediği erkekle istediği anda sevişebilen yabancı kadın ise kadın oluyor.

    2) türk kızlarının evlilik meraklısı olması. ya hu sözlükte '28 yaşında bekar kadın'; '30 yaşını aşmış hala evlenememiş kadın' gibi saçma sapan bir sürü başlık var ve bu başlıkları kadınlar açmıyor. öncelikle kadının belli bir yaştan sonra evlenmemiş olmasını yadırgayan zihniyetinizi durdurun.

    kadın 'ben şuanda evliliği düşünmüyorum' dediğinde türk erkeğinin beyninde binlerce kıvılcım çakıyor. biliyorum çünkü benim en çok kullandığım cümlelerden biridir. 'stabil bir ilişki istiyorum, çocuk sahibi olmak isteyene kadar da evlenmeyi düşünmüyorum, o kadar kolay alınabilecek bir karar değil bu' dediğim de aldığım tepkiler gerçekten çok değişik.

    inanmayacaksınız ama kezban diye sınıflandırdığınız türk kızı kadar kamil olarak nitelendirilebilecek bolca erkek var hem de kendilerini modern sanıyorlar.

    3) fazla makyaj yapmaları. makyaj yerine göre güzel bir durumdur. ama şimdi mesela bakıyorum etrafıma çoğu erkeğin (ki bunların bazıları düzgün de insanlar) yanında yüzündeki makyajdan bir parmak alsam bütün yüzümü kaplayabileceğim derecede makyaj yapmış hanımefendiler var. makyaj yapmayan kadına da bakımsız sıfatını takabilecek kadar da sığ türk erkekleri bulunmaktadır.

    4) kendilerini fazla beğenmeleri. iyi de yine kendisini çok fazla beğendiğini göstermeyen alçak gönüllü davranan kadına da özgüven yoksunu sıfatını takan aynı adamlar. çünkü onların lügatında alçak gönüllü olmak diye bir şey yok. olsa şu başlık açılmaz zaten.

    işin özü birini eleştirmeden önce kendine bakacaksın. neymiş türk kızları kasıntıymış, eğlenmeyi bilmiyormuş, tabuları varmış, evlilik meraklısıymış falan filan. bugün özellikle avrupa ve amerika gibi ülkelerde kadın bir birey olarak kabul edilirken türkiye'de öyle kabul edilmiyor. örnek verelim ki iyi anlaşılsın;

    bir erkek bir kadınla seviştiği zaman bunu öncelikle çok dillendiriyor, sanki süper lüks bir şey yapmış, imkansızı başarmış gibi. haydi geçelim onu 'karıyı eve attım abi' nasıl bir cümledir. sanki o hatun kişisi seni istemese yapabileceksin bunu. ha yaparsın da onun adı sevişmek olmaz tecavüz olur. türk erkeği sevişmenin iki kişilik bir durum olduğunun bilincinde değil.

    yabancı ülkelerde bir kadının çocuk sahibi olması için evlenmesi gerekmiyor, türkiye'de toplum ve aile baskısı nedeniyle bu bir zorunluluk gibi. aksi halde kadına söylenecek lafların yanı sıra çocuğa takılacak lakapları da biliyoruz. ve bilin bakalım bu lakapları en çok kim takacak; türk erkeği.

    türk kadınının rahat olmadığından cinselliği yaşamayı bilmediğinden hemen evlenmek istediğinden bahsedilmiş. bugün böyle konuşan erkekler yarın evlenecekleri zaman bakire kadın peşinde koşabiliyorlar. önce sevişmeyi, cinselliği bilen kadınlara 'o.ospu' sıfatını takmamayı öğrenin.

    bir diğer nokta türk kadınının biraz daha duygusal olması. arkadaşım herkes farklı kodlanmış. cinselliği özel olarak nitelendirip gerçekten duygusal olarak bir şey hissetmeden yaşayamayan yaşadığında da bir halt anlamayan kadınlar var. ve bunu kezbanlığa bağnazlığa yormak nasıl bir mantık hatasıdır. kaldı ki herkesin kendi tarzı kendi zevki kendi isteğidir.

    velhasıl sevgili türk erkeği önce kendinizi bir yabancı erkekle kıyaslayıp ondan sonra türk kızlarını yabancı kızlarla kıyaslayınız. çünkü kıl, trip, naz, tabu ve benzeri olgular türk erkeklerinde de bulunmakta olup tek farkı kendilerinde olduğunu kabul etmemeleridir.

    tanım: türk olması kadar basit bir ayrımdır. türkçe konuşur.

    not: her genellemenin istisnaları vardır mutlaka.
  • genellemeden tespit edilmesi imkansızdır. bu genellemeler ucundan kıyısından tutar o ayrı. amerika için konuşursak hem çok, hem yok olan özelliklerdir. durumu olmayanlar son paragrafı okumakla yetinsin.

    kırsal kesim amerikasında yetişen kızların da üzerinde örf, adet ve din baskısı mevcuttur. çok sallamazlar o ayrı. bir de bizde zorla türbana sokan zihniyet onlarınkiyle karşılaştırıldığında, amerika'nın en cühela din adamı bile melaike gibi görünür.

    amerika'da amish denen bir topluluk vardır mesela. tarikat gibi bir şeydir. dışarıya çok kapalı, aşırı dindar bir topluluktur. kadınlarının makyaj yapması, saçını boyaması ve hatta okula gitmeleri falan kesinlikle yasaktır. okuma yazmayı evde öğrenirler. tüm topluluk günümüz teknolojisini reddeder. değişik versiyonları vardır. kimi belli bir tarihe kadar olan teknolojiyi kabul ederken diğerleri tamamen reddeder. yani elektriği bile kullanmamayı seçerek gaz lambalarıyla ağıllarda dolaşan insanlardan bahsediyoruz. bu topluluklarda yetişen kız çocukları da her şeyden mahrum büyür. bekaret hayati derecede önemlidir.

    buna rağmen çocuklar büyüyüp belli bir yaşa geldiğinde kısa bir süre için dış dünyaya salınırlar. maksat o dünyayı görsünler ve gitmekle kalmak arasında seçim yapabilsinler. olay aynı zamanda devlet güvencesindedir. eğer normal hayatı seçerlerse aileleri peşlerine düşemez, töre cinayeti kılıklı şeyler olmaz yani. en uç topluluklardan birinden örnek verdim ki farklar anlaşılabilsin.

    devlet güvencesi ve toplum yapısı kadını her halükarda kolladığından amerika'lı kızın ayakları yere daha sağlam basar. yaşadığı hayatı seçme hakkı vardır ve o bunun bilincindedir. türkiye'de de böyle hatunlar vardır ama mesela hem üniversite okumuş hem de ev hanımı olmayı seçmiş kadına türkiye'de yaslanmaya meraklı asalak organizma ya da zayıf insan ve hatta belki enayi gözüyle bakılırken amerika'da vay bee, helal olsun denebilir. kadının çocuklara bakmak için kariyerini feda etmesi büyük bir olaydır yani. hatta işler ters gider de bir boşanma hasıl olursa, uzun süreli evliliklerde erkek dışarda çalışırken kadının da ev hanımı olarak evde çalışmakta olduğu, bir sürü kariyer fırsatını kaçırıp fedakarlık yaptığı ilkesi benimsenmiştir.

    kadının ev hayatını seçmesini kınayacak tipler tek tük çıksa bile eleştirilerin göbeğindeki kişi böyle şeyleri çok sallamaz. amerika'lı kız için kimin ne dediği çok önemli değildir. türk kızı yapısı gereği bu tip şeyleri önemser. genel olarak toplum onayına ihtiyaç duyar, kendine yetmeyi öğrenmesi zor ve uğraştırıcı bir süreçtir.

    amerikalı hemcinsler cinsel anlamda çok daha özgür büyür. sevgiliyi aileyle tanıştırmak genel olarak normal bir şeydir, hatta çok iyi kabul edilen bir harekettir. bizde muhtemelen cinayet çıkar. otuz yaşına geldiği halde anne babasına hesap vermekte olan, evliyse kayın takımını memnun etmeye çalışan kadın sayısı bizde çok fazladır.

    amerika'lı kız genel olarak çok daha iyi araba kullanır. ülke büyük, mesafeler uzak olduğundan ve toplu taşıma bizde olduğu şekilde yaygın olmadığından araba kullanmak lüks değil ihtiyaçtır. araba kullanamayan insana pek iyi gözle bakılmaz.

    aynı şekilde üniversite çağına gelmiş amerikalı kızın ailesiyle yaşaması bir sakatlık alametidir. hem aile, hem çevre durumu ayıplar. bizde ise kız başına, hem de bi de tek başına ev tutması çok sıkıntılı bir durumdur. kısmeti kapanabilir, adı çıkabilir vs. otuz yaşında, henüz evlenmemiş türk kızının tek başına yaşamasından bahsetmiyorum. amerika'lı kız yirmilerinde evden ayrılmalı, kendi kanatlarıyla uçmalıdır. o saatten sonra aileye hesap verme durumu tamamen ortadan kalkar. haberleşir, ziyaret eder, yeni sevgilisini tanıştırır, yeni arabasıyla ebeveynlerini tatile götürür falan ama bunları mecburiyetten yapmaz. hayatını seçerek yaşar.

    türk kızı için bekaret belayken, amerikan kızı için evlilik dışında hamile kalmak sakat bir durumdur. iki ülkenin de insanları da bu konuda gelişmeye devam etmekte olduğundan istisnalar azımsanmayacak kadar fazladır.

    başka bir açıdan bakacak olursak türk kızı genel olarak daha bakımlıdır. modayı takip etmese bile yapıp yakıştırmayı, takıp takıştırmayı iyi bilir. türkiye'de kadınlar arasında yaygın olan basit güzellik sırları amerikalılar için yeni keşifler gibidir. amerika'da türk kızları genel olarak fancy bulunur, bunları tavlamış amerikan erkeklerine you lucky bastard muamelesi yapılır, bu erkeklere imrenilir.

    kıl tüy meselesine gelince, avrupa ve slav asıllılar saldım çayıra mevlam kayıra mantığıyla hareket edebilirler. çok güzel bir hatun kolunu kaldırdığında süğüm süğüm koltuk altı kılları arz-ı endam edebilir. ender de olsa bıyık bırakan amerikan kızlarına rastlayabilirsiniz. türk kızı bu konuda daha dikkatlidir. daha büyürken bazı tüy gruplarını yolmak itinayla kendisine öğretilir. acısa da bir nevi geisha mantığıyla yetişir türk kızı. kendisinin mutfakta aşçı, evde temizlikçi, çocuklara dadı ve ayrıca namuslu orospu olması beklenir. gariptir ama öyledir. ateşli olsa kaltaklıkla, ağır başlı olsa soğuklukla suçlanır. bunun ikisinin ayarını tutturması amerikalı hemcinsine göre daha zordur çünkü türk erkeği amerikan erkeğinden farklıdır. bu sırf sevgiliyi değil, aynı zamanda baba ve erkek kardeş figürlerini de içeren bir değerlendirme.

    özetle türkiye'de kadın olmak ayıpken, kadın deyince akla delinmiş bacak arası gelirken amerika'da kadın olmak kız çocukluğundan çıkıp yetişkin olmak anlamında kullanılır. o yüzden türk kızı başlıklarına pek de itibar etmemek lazım aslında. kız dediğin sabi sübyandır, yarı çocuktur. kadın, ister bakire olsun ister cinselliği yaşamış, kız çocuğunun büyüyüp yetişkin birey olmuş halidir. yaşını yaşayan insanın dengesini doğal olarak taşır. türk kızı daha zor gelişir, daha çok çaba sarf etmesi gerekir.
  • tek bir tanedir. aralarındaki tek fark bu coğrafyanın kızlarının gerçekten çok şanssız olmasıdır, böyle bir ülkede böyle bir dönemde doğmuşlardır.
  • isveçli bir arkadaşımın türk kızları hakkındaki tespitleri ve memleketindeki kızlarla yaptığı kıyaslamalar;

    "türk kızları çok bakımlılar. işe giderken, sokağa çıkarken güzel giyiniyorlar, makyajlarını yapıyorlar. bizdekiler bir kot, bir t-shirt giyip öyle çıkıyorlar dışarı."

    "türk kızları çok cana yakın ve güler yüzlü. dışarıda tanımadığım biri olsun, ya da ofistekilerden biri olsun bir şey sorduğum zaman hep gülümseyerek cevap veriyorlar. yardım istediğimde yardımcı oluyorlar, isveçliler daha soğuk ve mesafeli."

    "kesinlikle çok güzeller. evet, isveçli kızlar da çok güzel ama türkiye'de böyle güzel kızlar varken siz neden yabancı hatunlara bu kadar bayılıyorsunuz anlamak zor."

    "tanıdığım türk kızlarının hepsi çok sigara içiyor. bizdeki kızlar da sigaraya çok düşkün."

    "evlilik ve çocuk konusunda çok saplantılılar. isveçli kızlarda böyle bir durum fazla yok."

    "erkeklerden çok fazla beklentileri var gibi ama bu zayıflıktan değil kendilerini beğenmelerinden kaynaklanıyor sanırım çünkü ne kadar hoş olduklarının farkındalar. isveç kızlarının bu kadar beklentisi yok, kendi işlerini kendileri görüyorlar."

    bahsettiğim arkadaşımın bir sene kaldığı ülkemizin kızlarıyla ilgili hatırladığım yorumları ve kendi ülkesindeki kızlarla mukayeseleri bunlar. ikinci madde dışında söylediklerinin hepsine katılıyorum. yanlış anlaşılmasın, türk kızlarıyla ilgili söylediklerine katılıyorum, isveçli kızları yerlerinde görmedim henüz.

    sözlükte "türk kızları şöyle, türk kızları böyle" gibi çok fazla başlık var. haksızlık ediyoruz bence. evet yabancı, bilhassa slav ve iskandinav, hatunlar dikkatimizi daha fazla çekiyor ama bu bence daha güzel olmalarından değil bize daha farklı gelmelerinden kaynaklı. aynı şekilde, ikinci maddede arkadaşımın belirttiği gibi, türk kızları da yabancı erkekleri daha çekici buluyorlar ve onlara davranışları daha farklı. bu durumu da bizimkiyle aynı sebebe bağlayabiliriz. tabi türk erkeklerinin ayılığının da biraz etkisi olduğunu göz önünde bulundurarak. açıkça itiraf edelim, hangimiz biraz şefkat, sağduyu istediğinde bir kızla dertleşmek istemez? sevgilimiz olsun ya da olmasın hangimiz bir kızla dışarı çıktığında kendini daha mutlu hissetmez? hangimizin içi, otobüste ya da metroda yanımıza bir kız oturduğunda kıpır kıpır olmaz? daha fazla haksızlık etmeyelim, türk kızı candır...

    edit: yazım
hesabın var mı? giriş yap