• bir dizi senaryosu nasıl yazılır bilmem, hiç görmedim ama bu dizinin nasıl bir senaryoya sahip olduğunu tahmin edebiliyorum. şöyleki;

    şafak sezer kanepede oturmaktadır[gülme efekti]. yanında kimse olmadığını farkeder[gülme efekti]. kapı çalar[gülme efekti]. şafak şaşırır[gülme efekti]. kulaklarını temizler[gülme efekti]. bir kez daha kapı çalar[gülme efekti]. kapıya doğru hareketlenir[gülme efekti]. kapıyı açar[gülme efekti]. kimse yoktur[gülme efekti]. mahallenin çocukları çalıp kaçmıştır[gülme efekti]. şafak çocuklara bağırır[gülme efekti]....
  • anne o kadar şeyi nasıl aklımda tutayım ben yaa otistik miyim ben şeklinde bir cümle geçen ve bu talihsiz cümleye gülmemiz beklenen dizi.

    böyle bir cümlenin kullanılması kabul edilemez hele ki aylardan nisan ise ve nisan ayı da tüm dünyada otizm farkındalık ayı olarak kabul edilmiş ise.

    bazen insanlar başkalarının dertlerinin kendilerine hiç uğramayacağı yanılgısına düşüyorlar ve empati yoksunlukları cehaletleri ile de birleşince berbat bir durum yaratabiliyorlar. otizm ve diğer tüm hastalıklar, tüm özürler, tüm illetler, tüm olumsuzluklar ve tüm caresizlikler hepimiz için. o güldüğümüz şey bizim ya da bir yakınımızın başına gelebilir.

    insanların sorunlarına ve olumsuz durumlarına karşı birazcık duyarlı olmak bu kadar zor olmasa gerek. ortalık duyarsız mallardan geçilmez oldu.

    http://www.otizm.org/?p=455
  • bu diziye imdb'de 10 puan veren 24 kişinin tek tek amına koyayım.
  • rtük'ün bozuk türkçe kullandığı için hazırladığı raporda ki aynobik (aerobik), esperesko (espresso), aykut testi (iq testi), boy frenk (boy friend) gibi kelimelerin hangisinin türkçe olduğunu merak ettiğim dizi.

    ne zamandan beri boy friend türkçe oldu lan ben nerde yaşıyorum acaba?
  • (bkz: tehlikenin farkında mısınız)
    günden güne abiye ve erman tarzında konuşan insanların (özellikle çocukların) sayısında artış sağlayan dizi.
  • komedi için iyi bir kadrosu var aslında, düzgün bir hikaye, kaliteli mizah unsurlarıyla ile başarılı olabilirdi. misal, geniş aile şu an komedi dizisi olarak, türk televizyonlarındaki en kaliteli yapım. bakıp, iyi komedi nasıl yapılır diye örnek almaları lazım.

    bir yapıma, sırf başarısız bulduğum için "kim bunu izler ya, seviyesizler" diyecek değilim. "izleyeni var, emek veriliyor" diye geçmek lazım. ama işte bu dizi için "emek veriliyor" diyemiyorum. niye mi?

    öncelikle, fikir yaratıcı değil. her ne kadar yönetmeni ve senaristi tayfun güneyer bu dizi için, "çok orjinal fikir. o yüzden adı türk malı" dese de konseptin "married with childiren"'dan arak olduğu belli. hadi buna "şans" deyip geçelim. dün akşam izlediğim yarım saatlik bölümde duyduğum üç esprinin üçü de (ç)alıntıydı. hem de öyle başarısız ki, orjinalinde duyup güldüğüm, aklımda yer eden espriler çok beceriksizce harcandı.

    1. cem yılmaz'ın gösterisinde, business class ve portakal suyu üzerine yaptığı espri.

    2. çakmaktaşlarda, barney ile fred arasında geçen diyalog aynen kullanılmış.
    (fred ve barney uçaktadırlar)
    -fred, uçaktan bakınca insanlar gerçekten karınca gibi görünüyorlarmış.
    -saçmalama barney, daha havalanmadık. onlar zaten karınca.
    (bunu daha sonra bir kaç fıkrada duydum. ama orjinali çakmaktaşlardan çıkmadır diye biliyorum)

    3.airplane! isimli filmden unutulmaz bir sahneyi de araklamışlar. sahneyi hatırlayalım:
    hanging lady: nervous?
    ted striker: yes.
    hanging lady: first time?
    ted striker: no, i've been nervous lots of times.

    aynı diyalog uçakta hostesle abiye kuzu arasında geçiyor.

    bunların hepsinin tesadüf olması mümkün mü? başarısız bile olsa orjinal bir fikir üstüne konuşulabilir hatta savunulabilir. ama araklayıp yapılan bir şeye "hepsi benim fikrim", "çok orjinal", "benzersiz" falan demenin savunulacak bir tarafı yok.
  • bu dizinin etkilediği bir ara kuşak var. hatırlarsınız bir ara "kuzu ailesi" taklitleri yapan çocuklar vardı. işte o çocuklara dikkat edin; ileride bizi çok büyük tehlikeler bekliyor olabilir. allah'tan uzun soluklu bir dizi değildi de etkisi altında bıraktığı insan sayısı bir miktarla sınırlı kaldı.
  • bir bölümünü bölük pörçük izlemenin bile mide bulantısı için yeterli olduğu dizi. binnur kaya'ya çok yazık olmuş, kendine yazık etmiş.

    "işte türk ailesi bu, hepiniz busunuz lan ahaha.. bak adam komşunun evinde geğirdi, gülsenize buna" mantalitesiyle türk ailesini oluşturan bir adet cinsel açlık içerisinde, kıllı ve yağlı, cimri, kurnaz erkek, bir adet kalçaları yayla kadar olmuş, "goca"sına karşı en büyük silahı vermek ya da vermemek olan avam ötesi bir kadın. çiğ çiğ bel altı espriler, büyükşehir insanına karşı` :komşular` cehaleti, görgüsüzlüğü, pisliği, eğitimsizliği, kadın erkek eşitsizliğini, şark kurnazlığını bir adım öne geçirmekle, onların eğitimliliğinin, entelektüelitesinin bu anadolu ruhunu korumuş tipik cicicik agucuk türk ailesi karşısında nasıl komik duruma düştüğünü göze sokmakla izleyicinin büyük kısmını oluşturacağını umdukları seda sayan'ı güvenilir bulan kitleye ego mastürbasyonu malzemesi olma çabaları.

    uzun zamandır hiçbir yapımı bu kadar basit ve zararlı bulmamıştım, akaysa durağı, küçük kadınlar, hatta unutulmaz'ı bile.
  • kendi kendini bitirerek büyük centilmenlik yapmıştır.aynı centilmenliği arka sokaklar'dan bekliyoruz.
  • eğer haber doğru ise binnur kaya bu projeye başlayarak hepimize yapmış olduğu kötülüğü yayından kaldırılmasına sebep olarak nötrlemiştir. saygılar sevgiler kendisine.
    tanım; türk malı olamayacak kadar kötü bir dizi.
hesabın var mı? giriş yap