• 80 yaşındaki babamızın turkcell bayisi tarafından dolandırılması konusunda başlık açamıyorum. bu konuda yardımcı olabilecek varsa sevinirim.

    80 yaşındaki parkinson-alzheimer hastası olan babam, faturanın yüksekliği nedeniyle yardım almak için turkcell bayisine gitmiş. oradaki yetkili, faturasının yüksek gelmesinin nedeninin telefonuna giren virüs olduğunu, eğer telefon cihazını değiştirmezse faturasının yüksek gelmeye devam edeceğini söylemiş. böylece babamın yeni, herhangi bir sorunu olmayan, garantisi devam eden telefonu 'eskisini getir yenisini götür' kampanyasından faydalanabileceği söylenip, elinden alınmış. babam, yetkili tarafından zihinsel sağlık durumu ve teknolojik bilgi eksikliği kötüye kullanılarak kandırılmıştır. olayın ayrıntısını öğrenmek için bayiye gittiğimizde bize kampanya kapsamında bayiye getirilen telefon olarak babama ait olmayan farklı marka ve renkte, kırık bir telefon fotoğrafı gösterilmiştir. satıcı tarafından önceki telefonun 3.600 tl'ye sayıldığı söylenmiştir. önceki telefonumuzun mobilfon'a (geri dönüşüm firması) gönderildiğini söylemiş ancak bütün bu süreçlere dair herhangi bir belge oluşturulmadığını belirtmiştir. internet üzerinden yaptığımız araştırmada da babamın turkcell faturasına yansıtılan cihaz bedelinin, turkcell pasaj uygulamasında cihazın 12 ay taksitli satış bedeliyle aynı olduğunu, yani önceki telefonunun bedelsiz alındığını gördük. özetle, bu turkcell bayisinde babamın garantisi devam eden, sorunsuz telefonu satıcı tarafından babamın kandırılmasıyla bedelsiz olarak elinden alınmış, ihtiyaç duymadığı modeli düşük başka bir telefon turkcell faturalarına yansıtılacak şekilde satılmıştır.
  • hayatımda gördüğüm, deneyimlediğim en korkunç operatördür. bana yaşattıkları rezalet ise şu şekilde:

    29 nisan 2023 tarihinde hattımı turkcell’e taşadım ve 35 gb interneti; çeşitli avantajları olan bir paket ile taahhüt yaptım. geçişimin 4.ayında turkcel bana tam 1 günde 35 gb internetin tamamını harcağımı iddia etti. böyle bir şeyin nasıl mümkün olabileceğini sorguladım, görüntülü konuşma yapmışsınız dedi. o tarihte görüntülü görüşme yapmışım doğru, ancak görüşme süresi 1,5 dakika idi.

    o kadar sinirlendim ki cayma bedeli ödemeyi göze alarak hattımı hemen o gün vodafone’a taşıdım. çünkü lanet olsun dedim anlıyor musunuz? siz hırsızsınız ama lanet olsun dedim.

    aradan 2 ay geçti, bana cayma bedeli ve paket aşım ücretlerinin de yer aldığı yaklaşık 1500 tl’lik fatura yansıttı turkcell. yine lanet olsun ödeyeyim bunlarla uğraşılmaz dedim. yeter ki kurtulayım bunlardan her şey beklenir dedim.

    ancak ödeyemedim. çünkü numaram artık turkcell numarası değildi ve sistemlere erişim iznim yoktu. tamam dedim çağrı merkezini arayayım. müşteri danışmanı, sizi sesli yanıt sistemine aktararıyorum diyip yüzüme telefonu kapattı.

    defalarca inceleme, araştırma talep ettim. şikayet kaydı oluşturdum. turkcell’in umrunda bile değilsiniz bir müşteri olarak. nasıl olsa bana bir şey olmaz diyor. biz kimiz ki?

    turkcell genel merkezde çalışan arkadaşıma mail attım. belki bir muhattap bulurum diye. beni genel merkezden aradılar, derdimi anlattım. inceleyelim dediler. dedim ki allah aşkına bana anlatın, ben nasıl ve ne yaparak 35 gb harcamışım 1 günde??? matematiksel olarak mümkün değil çünkü. inceleyelim dönelim dediler.

    incelediler. ve ne dediler biliyor musunuz? “işte facebook instagram falan” :)))))(

    güler misiniz ağlar mısınız? benim o tarihte facebook hesabım bile yoktu. üstüne üstlük ilk konuşmada söylendiği üzere ben hani görüntülü konuşma sebebiyle aşmıştım? o kadar yalan dolan, o kadar acınası, o kadar üzücü ki…

    benim para falan umrumda değil. kendilerine de aynen bu şekilde söyledim, dedim ki ben size 5000 tl bağışta bulunayım, siz de bu yaptığınız dolandırıcılığı itiraf edin ve benden özür dileyin.

    tazminat davası açsam kazanacağım bir konu için bu diyaloglara girmekten çok yoruldum. bu entryi okuyan herkesten ricam bana turkcell ile yaşadığı problemleri yazmaları. umurlarında olmasa dahi bu firmayı cümle aleme rezil etmek, ipliklerini pazara çıkarmak boynumun borcudur. keşke fazlası da elimden gelse.
  • 12 yılık beraberliğimizi yarın noktalıyorum.sebebi çok ama en sonuncusu bardağı taşırdı ve çok komik:
    bugün hattımı aramalara kapatmışlar, sebebi 2006 yılında ödemediğimi iddia ettikleri ve mobil ödemeyle ödediğim bir fatura.
    madem ödemediğimi iddia ediyosunuz 3 yıldır nerdeydiniz de şimdi önüme koyup hattımı kapatıyosunuz, müşteri hizmetlerini aradım, bu nasıl iş diye 3 yıl önceki faturadan bahsediyosunuz araştıramayız dediler.ben de dedim ki siz getirdiniz önüme asıl 3 yıllık meseleyi ki ben zaten ödemiştim mobil ödemeyle diye, 3 aydan önceki fatura olduğu için itiraz kabul edemiyoruz, savcılığa gitmeniz lazım dediler.

    e yani şimdi ben ne yapıyım? savcılık mavcılık uğraşmak yerine o faturayı sineye çekip yarın vodafone a geçmek farz oldu artık.yıllırdır sağıldığım yeter zaten..

    bugüne kadar verdiğim milyarlar ve son olarak ikinci kez yatıracağım 2006 yılına ait fatura da haram olsun.amin.
  • fatih altaylı'nın "turkcell’deki mesele aile içi mesele" başlığıyla 11 gün önce genel müdürlüğe atanan, öncesinde de yönetim kurulu başkanı olarak görev yapan bülent aksu'nun ani biçimde görevden alınması hakkında yazdığı telekomonikasyon lirketi.
    kaynak

    --- spoiler ---
    turkcell genel müdürü bülent aksu’nun ani biçimde görevden alınması dün konu ile ilgili ilgisiz herkesin ortak konusuydu.

    ancak aşağıda anlatacaklarımı, turkcell’den ve kamu reklamlarından beslenen medyasının hiçbir yerinde okuyamazsınız.

    11 gün önce genel müdürlüğe atanan, öncesinde de yönetim kurulu başkanı olarak görev yapmış biri nasıl olur da 11 günde kapının önüne, hem de buz gibi bir basın açıklaması ile koyulurdu.

    meseleyi bilenler için ise olay gayet anlaşılırdı.

    hem parti, hem de daha dar anlamda “aile içi” bir mesele idi.

    aslına bakarsanız, dışardan tek parça, monoblok bir parti gibi görünen ak parti hiç de öyle değil. tam aksine farklı parçalardan oluşmuş bir mozaik ve bu parçaların arasında çok ciddi bir çekişme, özellikle de 4 sene sonrasına yönelik bir planlama var.

    güçlü iktidarın elindeki özellikle mali imkanlar ise, bu parçalar arasında çekişmeye neden oluyor.

    iktidarın kontrolündeki kamu ya da kamu paylı şirketlerin gücü, kavganın asıl nedeni. bunların en önemlileri kamu bankaları ve turkcell.

    bunlar hem yakınlarına kadro sağlamaya yarıyor, hem de bunların mal ve hizmet alımları kontrolü elinde tutanların yandaşları için parasal imkan sağlıyor, bunların toplamda 1 milyar doları bulan reklam bütçesi ise özellikle medya üzerinde güç ve etkinlik sağlıyor.

    bu yüzden partideki güç dengelerinin değişmesi, bu şirketlerde de sarsıntılara, artçılara neden oluyor.

    turkcell’de olan da bu.

    turkcell’in eski ceo’su ve 11 günde görevden alınan genel müdürü bülent aksu bu savaşın kurbanı.

    aksu’yu yıllardır koruyan, kollayan ve o koltuklara oturtan güç berat albayrak idi.

    çalık holding’deki görevinden bu yana berat albayrak ile birlikte olan bülent aksu bakanlığı döneminde albayrak’ın yardımcısı idi.

    turkcell’in yönetim kurulu başkanlığına da bu sayede gelmişti.

    ancak son genel kurulda turkcell’in yönetim kurulu başkanlığı berat albayrak’ın adamından bilal erdoğan’ın yakını şenol kazancı’ya geçti. kazancı bu dönemin iki önemli özelliğine sahipti. hem trabzonlu idi hem de “turkish harvard” diyebileceğimiz kartal imam imam hatip lisesi mezunu, bilal erdoğan’ın da arkadaşıydı. uzun yıllardır erdoğan’ın yanında, önemli görevlerde bulunmuştu. ve ne yalan söyleyeyim, çok da sempatik biriydi.

    kazancı yönetim kurulu başkanı olunca, eski başkan aksu da genel müdür yapılmıştı.

    herkes turkcell geleneğine uygun olarak yönetim kurulu başkanının, günlük operasyona karışmayacağını düşünüyordu. ancak öyle olmadı. kazancı, bülent aksu’dan özellikle atamalarla ilgili bazı taleplerde bulundu. aksu bu talepleri kabul etmedi.

    bunun üzerine istifası istendi.

    o da etti ve gitti.

    anlayacağınız turkcell’deki mesele sizin, benim meselem değil.

    aile içi mesele.

    kaybedeni ise berat albayrak…

    bazılarınız “zorla kamu malı haline getirilmiş bir şirketin yönetimi nasıl aile içi mesele olabilir” diyecektir.

    nasıl olabildiğini 22 yıldır izliyoruz.
    --- spoiler ---
  • "aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor" anonslarının meşhur ve bilinir olmasından dolayı derhal geçeceğim operatör. çünkü marka olmak böyle bir şey.

    faturayı da şenay gürler ödeyecek zaten.
  • bazı tarife paketlerinde 12 ay kalma sözünüze "katlanan internet" diye bir kampanya ile internet kotanızı ikiye katlayan operatör. ilk bakışta güzel geliyor değil mi? amma velakin olay şu;

    örneğin şu anda 8gb internet sunan platinium+maksi paket 119.90 tl. 12 ay bu paketi kullanma taahhütü verirseniz katlanan internet kampanyası ile aynı fiyata aylık 16 gb internet veriyor. fakat açıklamalarda şöyle bir madde var: "taahhüt kapsamında katlanan internet faydası bulunmaktadır, fiyat taahhüt kapsamında değildir."

    yani turkcell diyor ki; bana 12 ay taahhüt verirsen her ay sana 8 yerine 16 gb internet vererek kotanı ikiye katlarım ama misal bir kaç ay sonra paket fiyatını 119,90'dan 169,90'a çıkarmamam için önümde hiç bir engel yok. paket fiyatı tamamen benim insiyatifimde. çünkü bu "katlanan internet" kampanyası ile senin 12 ay kalma taahhütüne karşılık ben de bu 12 boyunca internet kotanı iki katına çıkarma taahhütü verdim, 12 ay boyunca 119,90'dan vereceğim diye bir söz vermedim.
  • bu kuruma(!) güvenip 35 tllik kamu tarifesinden aldım. ilk 4 ay herşey güzeldi. 35 tl, 38 tl, 78 tl fatura ödedim. ama agustos ayında fatura tutarımı 496,30 tl olarak gördüm. ilk baktığımda göz bozukluğumun ilerlediğini düşünüp virgülü sağda gördüğümü zannettim. 49,63 ne ki ne faturalar ödedik diye... müşteri hizmetlerini aradım. 1940 dakika görüşmüşüm. eee dedim 1940-1200= 740 dakika; dakikası da 15 kuruştan 111tl+35 tl 136 tl borcum olacak dedim; ne dedi biliyormusunuz?

    "türksel kampanya şartını değiştirdi; 1200 dakika bitince türksellilerle dakikası 64 kuruştan; diğer operatörleri 24 kuruştan aramışsınız o yüzden bu kadar fatura gelmiş"

    iyi aile evladı arkadaşım benim; ben senle sözleşme imzaladım, dakikası 15 kuruş dedin bana. şimdi kalkmış 4. aydan itibaren böyle birşey yapıyorsun. ben 740 dakika için 460 tl mi ödeyeceğim şimdi dedim. karşımdaki de bana "türksel kampanya değişiklik hakkını saklı tutar" dedi.

    anlayacağınız ben bu 496 tllik parayı sike sike ödeyeceğim arkadaş. bana dediği bu. böyle birşey var mıdır? bu ülkede her isteyen her istediğini yatırıp çatır çatır sikebiliyor mu? hukuk yok mu lan bu ülkede?

    edit: öncelikle (bkz: #16672456)

    "değerli müşterimiz,18.82009 tarihli başvurunuza istinaden , 10.8.2009tarihinde kesilen faturanızdan, 267,88 tl düşülmüştür. kalan tutarı ödeyebilirsiniz. saygılarımızla, turkcell."

    hukuk varmış bu ülkede. yoksa bile en azından belli bir hatrı var ki durumum düzeldi. sonuç olarak: harbi light necosh wins!!!
  • (bkz: #106016415)

    sanıldığının aksine turkcell ramazan ayında herkese aylık 1gb internet hediye etmeyecektir. veri işleme ve reklam tanıtımları için izin verenlere bunun karşılığında aylık 1gb internet verecektir. açıklamalarda son satırı okuyunuz.
  • son gnctrkcll zırvasından sonra, konuşma paketimin bitmesine müteakip kalan 10 tl mi ve sarı kutu puanlarımı kullanarak avea ya geçecem. hatta puanlarla internet paketi alıp torrentten porno indirecem, sonra da 31 çekip sim in üzerine boşalacam bu kadar sinirlendirdiniz lan beni, 12 senelik müşterinizi. avea bayine de gangnam style dansıyla girecem ki hangi operatörden geldiğim belli olsun mk.
  • musteri hizmetlerinden bir kiz aradi bugun, bana ozel teklifleri varmis turkcell'e gecmem icin.

    nedir diye sordum, oncelikle bana uygun bir teklif sunabilmek icin benim mevcut operatorumle olan tarifemi sordu. 500dk, 2000sms, sinirsiz internet icin 40tl odedigimi soyledim.

    bir miktar beklettikten sonra kendi tekliflerinin 500dk, 1000 sms ve 1gb internet icin 49tl oldugunu soyledi.

    ama siz bana daha az hizmet verip daha cok para istiyorsunuz dediğimde, soyleyecek bisey bulamadi bu kizcagazimiz ve bir sessizlik olustu. ben dayanamayip ama turkcell kalitesinde hizmet almis olacagim belki deyince evet evet diye direk sarildi bu dusunceme. sonra mevcut operatorum sizden daha kaliteli deyip tesekkur edip kapattım telefonu.
hesabın var mı? giriş yap