• kuruluş amacı türkiye'de tüm bilim alanlarında;
    araştırmaları, bilimci kişiliğini, araştırıcılığı özendirmek,
    bu alanlarda emeği geçenleri onurlandırmak,
    gençleri, bilim ve araştırma alanına yöneltmek,
    türkiye'deki bilimcilerin ve araştırmacıların toplumsal statülerinin yükseltilmesi ve korunmasına çalışmak,
    bilim ve araştırma standartlarının uluslararası düzeye çıkartılmasına yardım etmek olan eylül 1993'te yürürlüğe giren 497 sayılı kanun hükmünde kararname ile kurulan akademi...
    http://www.tuba.gov.tr/
  • yurt dışındakilere bakınca çok geç kurulmuş olduğunu buruk bir sevinçle karşıladığım akademi
  • ayda bir çıkan bülteni 'günce'yi düzenli takip ettiğim güzel adamlar topluluğu.
  • şerif mardin gibi bir bilim insanının üyeliğini, islamcıları koruyor gibi saçmasapan bir gerekçe ile hem de iki kez reddeden sözde bilim yuvası.
  • engin bermek in başkanlığını yaptığı bilim akademisidir.
  • ne işe yaradığını bir türlü anlayamadığım, sanki birkaç adam sırf egolarını tatmin etsin diye masonik bir şekilde örgütlenmiş gibi görünen, yankı uyandıran tek icraatı sağa sola ödül dağıtmak olan bir topluluk bu. sitesinde bahsedilen "kuruluş amacı"nın tübitak'ınkinden ne farkı olduğunu merak ediyorum.
  • engin ardıç ın o giydirdiği kurumlardan:

    "profesör doktor şerif mardin’in üyeliğini, hem de üçüncü kez reddetmiş.

    oylamaya katılan sevgili çiğdem hocam (prof. dr. çiğdem kâğıtçıbaşı), “gerekçe gizlidir, açıklayamam” diyor ama uçan kuşlar bile duydular:

    gerekçesi, “said-i nursi” üzerine araştırma yapmış olması...

    hayır canım, “nurculuk” etmiş falan değil, fethullah hocaefendi hazretleri’ne de çalışmıyor; yalnızca “nedir bu” diye merak etmiş, araştırmış. adam koskoca profesör, sosyal bilimci, bunu araştırmayacak da ayak parmakları arasında oluşan mayasılın tedavisinde kortizon kullanımının olumlu ve olumsuz yan etkileri üzerinde mi çalışacak bilim adamı sayılması için?...

    yahu bunu zülfü livaneli bile anladı da bürokrat ruhlu politikacılarımız anlamıyorlar... onun için de her seçimde babayı alıyorlar.

    fakat hayır, “objektif” bir yaklaşımla araştırmak bile makbul sayılmıyor.

    karşı çıkacaksın, ama öğrenip üzerinde düşünerek değil, büyüklerin sana öyle emrettikleri için karşı çıkacaksın. fazla kurcalamadan.

    hani hayatta en hakiki mürşit ilimdi ulan? atatürk öyle dememiş miydi?

    hayır, bu ülkede atatürk’ün en büyük düşmanları, hep söylerim, atatürkçü geçinenler.

    şerif hoca yatsın kalsın dua etsin, ismail beşikçi’ye yaptıkları gibi içeri de tıkabilirlerdi... atatürk’e “adam” dediği için hayatı karartılan izmirli profesör gibi kalp spazmı da geçirebilirdi...

    robert college yüksek okulu boğaziçi üniversitesi’ne yeni dönüşmüştü, ne yapacağımızı bilemiyorduk, kendimize bir yol çizemiyorduk; şerif hoca geldi ve sosyal bilimler bölümü’nü kurdu, biz de oranın ilk mezunları olduk. aradan otuz yıldan fazla zaman geçti. şerif hoca o bölümü açmasaydı, bendeniz şimdi büyük bir ihtimalle bir holdingin genel koordinatörü ve de mutsuzluktan alkolik olmuş bir kayıptım. beni “elim bir ziya” olmaktan o kurtardı.

    o zamanlar “türkiye’de alevilik olgusu” üzerine çalışıyordu, biz de “bu adam bu konuyu niçin kurcalıyor” diye şaşıyorduk, hatta şaka yollu “cia ajanı” olduğu söylentisi bile çıkmıştı; sonra okulu bitirdik, günün birinde kahramanmaraş olayları patlak verdi, hanya’yı konya’yı o zaman anladık.

    kendisine bayılmam, ama “akademik özgürlüğünü” sonuna kadar savunurum.

    bu özgürlük elbette 12 eylül düzeninin kurduğu “yüksek lise” zavallılığına sekiz numara büyük gelecektir, uymayacaktır. uymasın.

    böyle bir ülkede akademiye alınmak değil, alınmamak şerif hoca’nın onurudur. hiç üzülmesin. (bu olayın, stanford’da ders veren adamın bilmemneresinde olduğunu da hiç sanmıyorum ya... burada akademi üyesi olacağına stanford üniversitesi’nin çayocağını işlet, daha iyi...)

    demek araştırmak, öğrenmek yasak ha... demek karşı çıkmak için bile merak etmek tu kaka... demek düşmanını tanımaya çalışmak bile suç... demek bombalamak amacıyla pkk mevzilerini saptamaya çalışan komutanı bile mahkemeye vereceksiniz neredeyse!... kürtçe öğrenen mit ajanlarımızı ne zaman emekliye sevkedeceksinz?

    1971 tutuklamalarında bir aydının evi basılır, kitapları falan topluyorlar, adamı da götürecekler... adam demiş ki, “yahu benden ne istiyorsunuz, ben antikomünistim!”

    görevli şöyle bir bakmış, “farketmez,” demiş, “biz komünizmin her türlüsüne karşıyız!”

    gönül isterdi ki, her ne kadar göstermelik de olsa kapısında türkiye bilimler akademisi yazan bir kuruluş, 12 mart görevlilerinden iki gömlek ileride olsun..."
  • yeni başkanının yücel kanpolat olduğu bilim akademisi.
  • tubitak'in bilim ve teknik'te darwin'e sansur skandalindan sonra asagidaki aciklamayi yaparak ayakta alkisi hak eden kurumdur, turkiye'nin "bilimler akademisi" olarak su an hala ayakta kalan tek bilimsel otoritesidir.

    http://www.tuba.gov.tr/duyuru.php?id=149

    türkiye bilimler akademisi duyurusu

    son günlerde evrim kuramıyla ilgili olarak gelişen olaylar ve basında yer alan tartışmalar nedeniyle bazı görüşlerimizin kamuoyuyla paylaşılması zorunluluğu doğmuştur.

    türkiye bilimler akademisi’nin (tüba) ankara’da yapılan ortak akıl ve irade belirleme yolundaki toplantısında benimsenen görüşler ile akademi konseyi görüşü kamuoyunun dikkatine sunulur.

    bilim ancak, özgür ve özerk bir ortamda yaşar.

    bilimin uygulanıp sürdürüldüğü ortamlarda sorgulama, dolayısıyla araştırma bir yaşam biçimi olarak zorunludur.

    bilimsel çalışmalar, özellikle akademik çalışmalar, özgür bir ortamda yapılabilirse gelişebilirler.

    türkiye’nin çağdaş bilgi toplumuna ulaşma yolundaki en büyük tehdit bilimsel gerçeklerin göz ardı edilmesidir. evrim, çağdaş bilimin kabul ettiği bilimsel bir gerçektir. bu gerçeğin çarpıtılması, engellenmesi kabul edilemez.

    yirmibirinci yüzyılda diğer ülkelerle her yönden rekabete girişen ülkemizin, sorgulayan ve araştıran genç nesiller yetiştirmeye yönelik bilime dayalı, çağdaş düşünceyi temel alan, dogmalardan uzak bir eğitim anlayışını hayata geçirmesi zorunludur.

    türkiye bilimler akademisi’nin benimsediği, paylaştığı ve desteklediği bilim, evrim ve eğitim konusundaki görüşleri, 1998 yılında yayımlanan iki bildiri, dünya akademiler birliği’nin (iap) evrim hakkındaki görüşlerini içeren tüba dahil 68 ülke akademisinin imzaladığı bildirisi ve ayrıca türkiye bilimler akademisi’nin, amerika bilimler akademisi’nden alıp tercüme ederek yayımladığı bilim ve yaratılışçılık kitabındaki görüşlerdir. bu metinlere akademi’nin web sitesinden ulaşılabilir. (www.tuba.gov.tr)

    tüba, bilimi rehber alan çağdaş bir türkiye’yi özgür ve bağımsız bir bilim anlayışı içinde düşünmek istediğini, saygılarıyla kamuoyunun bilgilerine sunar.
  • üyelik kriterini anlayamadığım bir bilimsel oluşum. kendi alanım fizik için konuşacak olursam, dışarda bazı tüba üyesi fizikçilerden çok daha fazla makale basmış, atıf almış 35 yaşında doçentler var. yahut, sosyal bilimlerde şerif mardin örneğinde olduğu gibi, hem yaş olarak hem makale-atıf olarak tüba üyesi olmayı hakeden insanlar var. bu konuda yurtdışında çok sağlam bir üniversitedeki yüz küsür makale basmış bir hocanın "tüba istisnalar dışında, bir arkadaş grubudur benim için" gibi bir yorumu vardı, ki gün geçtikçe daha iyi anlıyorum olayı.
hesabın var mı? giriş yap