• doğalgaz merkezi projesinde rus tarafında yol haritası ve ilk planlamalar yapılmış.

    https://www.aa.com.tr/…haritasi-hazirlandi-/3018027
  • türkiye'nin rusya'ya ihraç ettiği savunma sanayii ürünlerindeki artışın “batı'da kaygı yarattığı” kaydedildi. financial times'ta yer alan haberde, türkiye'nin ocak-eylül 2023 döneminde aralarında rusya'nın da bulunduğu eski sovyet ülkelerine 158 milyon dolarlık "kontrol uygulanan mal" ihraç ettiği, türkiye'nin g7 ülkelerinden bu mallara yönelik ithalatının da arttığı vurgulandı.

    peterson uluslararası ekonomi enstitüsü adlı düşünce kuruluşunda kıdemli araştırmacı olarak görev yapan ve kiev ekonomi okulu'nda dış politikadan sorumlu başkan yardımcısı olan elina ribakova, "bu malların rusya'ya gittiği çok açık" dedi.
  • dönüm noktası, iki devletin de tam olarak aynı döneme gelen eskiyi yıkma ve kuruluş dönemine denk gelmesi olan ilişkiler.

    özelikle 2. dünya savaşı ve josef stalin'in dünya savaşı galibiyetinin verdiği yüksek özgüvenle beraber montreaux konusunda türk devleti'ni masaya çekme hamleleri, ismet inönü'nün üstün başarıları sayesinde masaya çekilmesi ve bir dönem sarsılmasına rağmen, vladimir ilyiç lenin ve lev troçki döneminde atılmış olan sağlam temellerin üzerinde duruyoruz.

    öğrenegeldiğiniz üzere, türk devleti, hasta adam kimliğine sahip iken, rus imparatorluğu tarafından bugünkü türkiye cumhuriyeti dediğimiz bölgenin kuzeydoğusu ciddi manada parçalanma noktasındaydı.

    mustafa kemal atatürk'ün en büyük şansı, zaten bütün dünya ile mücadele ederken, şans eseri müesses nizama ve rus hasta adamına darbe vuran mevkidaşı yani muhalefetin bir numarası vladimir ilyiç lenin idi.

    özellikle slavlarla olan dost sohbetlerinde, kemalist rejimin kuruluş döneminde bu kadar büyük bir şansa sahip olması, masada yanına çektiği ve sosyal demokratlarla ortak paydası olan müesses nizam düşmanlığı sscb ve kemalist türkiye'nin çıkarlarının yaklaşık 200 yıllık aradan sonra uyuşması anlamına geliyordu.

    yakın tarihte kırım'da(19. yy) jeopolitik amaçlar doğrultusunda ruslarla çarpışan türk devleti, bu iki yeni ortak paydada buluşmuş aktörün dünya tarihine altın harflerle girmesiyle beraber, cephede kazandığı ve kazanacaklarını masada da kazanmasına yardımcı olan bir iktidarı yanında buldu.

    bazılarının şans, bazılarının çıkar ilişkileri dedikleri bu durum, kemalist rejim türkiyesinin, her ne kadar antlaşmalar sonrasında rejim değiştirmiş olsa da(1992) rusya ile hala bu sağlam temeller sayesinde, yeni savaş durumlarında tarafsız kalmasını sağlıyor.

    kars ve moskova antlaşmaları, mustafa kemal atatürk'ün tıpkı sscb'deki bolşeviklerin yaptığı gibi imparatorluk aleyhine bir devrim ortaya koyması temeliyle, bugün hala daha ermenilerin nefret ettiği kararlarla kars, ardahan ve ağrı dağı'nın türk devleti'ne ait olması, ekstradan da yine "imparatorluk düşmanı olan kemalist türkiye" doğrultusunda yapılan maddi yardımlar(1920'ler) ile beraber, esasında bir paket halinde türkiye cumhuriyeti'nin kurtuluşu olmuştur.

    lenin rusyası, cumhuriyetin kurucu babalarından birisinin de, bugün çok dile getirilmese de vladimir ilyiç lenin olmasını sağlamıştır. kemal atatürk'e bağlı her türk vatandaşı, bir yerde mutlaka lenin'in kemalist rejime katkısını bilmeli, bunları da etrafına anlatmalıdır.

    zira müesses nizamın, emperyal rusya'nın olduğu bir dönem rusyası, türkiye cumhuriyeti'nin bugün kuzeydoğusunu çoktan eline geçirmiş, bölgede tarafsız bir cumhuriyet adıyla ermenistan'a daha geniş topraklar bırakmış durumdaydı ve kars, ardahan ve ağrı dağı, belki de daha da iç bölgeler ermenistan topraklarıydı.

    türk-rus ilişkilerinde 1917-1924 arası dönem, bugün üzerinden 100 yılı aşkın süre geçmiş olmasına rağmen türkiye cumhuriyeti'nin temellerine büyük katkı sağlamıştır.

    unutulmaması gereken ayrıntı, şu andaki rus rejiminin 1917-1924 dönemi değil, 1917 öncesi dönemin arzusunda olduğudur.

    türkiye cumhuriyeti hiçbir şekilde, rusya'nın olduğu savaşlarda taraf tutmamalı, şu anda yaptığı ve 2. dünya savaşı döneminde yaptığı gibi tarafsızlık iddiasında olmalıdır.

    2. dünya savaşı döneminde ismet inönü'nün almanya tarafında savaşa girme kararı aldığını bir düşünmeye davet ediyorum sizleri. josef stalin'in, 2. dünya savaşı'nda taraf olmayan bir ülkeye karşı agresif tutumu, taraf olduğumuz takdirde nerelere gelirdi, inönü döneminde nelerle karşı karşıya kalırdık bir düşünün.

    1. dünya savaşı'nda ihtiyaç doğrultusunda almanya yanında savaşa giren türkiye cumhuriyeti, 2. dünya savaşı'nda bağımsızlığını tamamen kaybederdi. dönem türkiyesinin içindeki alman hayranı paşalar ve politikacılar biliniyor.

    kemal atatürk'ün tarafsızlık ve pasifist söylemi her sene bir daha kendini belli ediyor. cumhuriyetin kurulumuna kadar yaklaşık son 200 yıllık süreçte hiç net bir işgal galibiyeti olmayan türkiye cumhuriyeti, böyle bir riski hiçbir zaman almamalıdır.

    ismet inönü paşanın, gözümüzde ne kadar yüce bir yere geldiğinin en büyük göstergesi için:

    (bkz: kahire konferansı)
    (bkz: ikinci kahire konferansı)

    tahran konferansı, sonrasında 1943 dönemindeki 2. kahire konferansı organize edilirken, türkiye'nin muhtemel dünya savaşı katılımını içeren konferans churchill'in balkanlardaki yeni cephe arzusu, roosevelt'in ise arada derede kaldığı düşünceler üzerine gerçekleşti. zira 1943'te gizlice adana'da inönü ile görüşen churchill'e karşılık, roosevelt türkiye'nin savaş dahlini riskli görüyordu. iki ayrı koldan, inönü'ye fikirlerini empoze etmek isteyen liderler inönü'nün kararlı tutumu ile muhtemelen bir sonraki buluşmaya kadar aşırı ısrarcı olmadılar. inönü ise, zaten daha yeni kuruluş dönemini arkada bırakan ve ağır savaşlar geçirmiş türkiye'yi 2. dünya savaşı'ndan uzak tutmak isterken, konferans sonunda roosevelt'e olası bir savaş sonrası stalin'in elindeki güce güvenerek kuzeydoğu'yu ve boğazları tehdit etmesini önlemek amaçlı incirlik üssü sözü verdi.

    hem biz hem de roosevelt istediğini alarak konferanstan ayrılırken sonradan hitler'i mağlup eden tarafta olan churchill türkiye'yi savaşa sokamamış oldu. türkiye cumhuriyeti, 1945 yılında artık savaş son demlerinde defacto, nato'ya girerken, ismet inönü haklı çıktı ve josef stalin 2. dünya savaşı galibiyetinin getirdiği özgüvenle türkiye'yi diplomatik yollardan tehdit ettiğiyle kaldı. konferanstaki inönü hamlesi sebepli bunu eyleme dökemedi.

    mustafa kemal'e dil uzatamayanların, dil uzatmakta ve iftira atmakta hiçbir zaman geri adım atmadıkları ismet inönü'nün kim olduğunu müfredatta eksik bırakıldığı için anlatmak sizlere kalmış bir şeydir. kurucu babaların en önde gelenlerindendir ismet inönü. bu tip ince işçilikleri, masa başındaki akıllı tutumu kuruluş dönemi nefretini yaşayanların üstünü kapatmak için en çok uğraştıkları şeylerdir. rusya olmadan, rusya'nın dönem iktidarının olası tehditlerini öngörmüş ve türk rus ilişkileri için ön almış bu muhteşem insana iftiralar devam edecektir.

    türkiye rusya ilişkileri, on yıllardır süregeldiği üzere çıkar çatışmalarına sahne olmuştur. türkiye cumhuriyeti bugün yaptığı gibi, her zaman tarafsız olmalıdır.

    bu yazı aracılığıyla bir kez daha kemal atatürk, inönü ve lenin'in ruhu şad olsun.

    yukarıdaki yazı ile ilgili redaksiyon amacı gütmüyorum bu yüzden kars antlaşması ve moskova antlaşması ile ilgili yazacaklarımı buraya koymak yerine ya ilgili başlıklara ya da başka bir başlığa koymayı düşünüyorum. belki de lev troçki başlığına yazarım belli olmaz.
  • ukrayna krizi dönemine dair bir değerlendirme; https://www.academia.edu/…_bildiri_İstanbul_türkiye
hesabın var mı? giriş yap