• ferrero yu anlamak için öncelikle 1937 yılında ordu'da kurulan ve 1990 larda krizlerle beli bükülen sonrasında tmsf ye devredilen türkiyenin en büyük çikolata üreticisinin nasıl dünya markası olamadığını araştırmak gerek. türkiye de hiçbir başarı cezasız kalmıyor ne yazık ki.
  • karadenizli bencilliğinin, hırçınlığının ve açgözlülüğünün sonucudur.
    üretici komşusuna itibar etmez, tüccara bel bağlar.
    tüccar gelecek sezon mahsulünü üç ay önce satın alır ve satış bağlantısını yapar.
    rekolte belli olmadan paralar el değiştirir.
    kooperatifleşme, dernekleşme, örgütlenme becerilemez, üstelik düşmanlıkla karşılanır.
    kimse itiraz etmesin.
    karadenizliyim.
  • yanlış anlaşılma var.

    serbest piyasa, özel sektör cart curt vb.

    anlayacağınız dilde özetlersek,
    fındığınızı ferreroya satmak zorunda değilsiniz,
    fındığınızı fiyatını beğenmediğiniz kurumlara satmak zorunda da değilsiniz.
    fındıktan bağımsız olarak, pamuğunuzu, tütününüzü, domatesinizi, bokunuzu, püsürünüzü de aynı şekilde satmak zorunda değilsiniz.

    fiyatını belirlemiş toptan alıcıya belirlediği fiyattan satış yapmakta serbestsiniz.
    piyasada başka alıcı varsa onunla irtibat kurmakta serbestsiniz.
    ürününüzü satmayıp fındıkla beslenmekte de serbestsiniz.

    alım yapan firma ise sizin giderlerinizi, işçi maliyetinizi vb. hesaplamak zorunda değil.
    geçen sen şundan aldın, bu sene neden bu fiyattan alıyosun tartışmasına girmek zorunda değil.
    geçen sene x ton aldın bu sene neden y ton alıyorsun tartışmasına girmek zorunda da değil.

    toptancı firma, fındık tüccarlarına istediği fiyattan ürün satmakta özgür.
    fındık tüccarları fiyatı beğenmezse almak zorunda değil. fiyatı beğense de almak zorunda değil.
  • bu başlıktan ben şunu anladım: ülkeye fındık ihracatı yapan marka değeri yüksek firmalar lazım. x fındıkçılık, y fındıkçılık gibi.

    elin ferrero'su bizim fındığın başına geçip, fiyatı da kendi belirleyip tüm süreci yönetiyor ve anladığım kadarıyla rakipsiz.

    kişisel düşüncem ise bu firmanın bu çarkı döndürmek için birilerine sağlam rüşvet verdiği ve gerektiği halde rakibini susturacak gücü olduğu yönünde. konunun üzerinde durmak lazım. adam bizim fındığı bize bile hayvani fiyatlara satıyor.

    ayrıca kaliteli fındık yurtdışına mı gidiyor bilmem ama ben uzun zamandır iyi fındık yediğimi hatırlamıyorum.
  • rekabet kurumu zamanında (bkz: oltan gıda) nın
    ferrero'ya satışına onay verdiğini hatırlamak lazım 2006-2007 yıllarında karayolu kapatılarak uzun süre protesto gösterisi olmuştu hatırlar iseniz. (bkz: mukadderat) dersiniz ne oldu diye soran olursa.
  • bence nutella hakli. kendi hükümeti kendi vatandaşını düşünmüyor, ben ne düşüneyim? diyerek bindiriyor. helal valla.
  • gündeme gelmesinden sıkıldığım konudur.

    her fındık mevsiminde bu haberler başlıyor.

    fındık üreticisi de ağlamaya başlıyor öldük bittik, devlet şu kadar verdi,gübre bu kadar oldu rerörörör.

    fındık üretilen bölgelerdeki oy oranlarına bakın, demek ki memnunlar bu düzenden.

    (bkz: svihs)
  • hata ferrero'nun değildir. her şirket hammaddeyi aldığı ülkedeki eksiklikleri kendi lehine çevirmek için hamleler yapar.

    hatayı ya da çakallığı dış güçlere bağladığımız sürece ferrero gibi şirketler bizi daha çok öperler. önemli olan devlet ve üreticinin elele verip bu ferrero gibi şirketlere karşı güçlü şekilde durabilmesi ve pazarlık yapabilmesidir.
  • bu ferrero, findik, cuneyt zapsu, fiskobirlik, oltan gida'nin satisi, rekabet kurulu'nun buna izin vermesi vs. konulari turkiye ekonomisinin ve siyasetinin guzel bir ozetidir.

    siyasetin yozlasmisligi ve neoliberal yontemler kullanilarak turkiye'nin nasil somuruldugu konusunda dersine calismak isteyen birisi buradan baslarsa konuya gayet guzel hakim olur, formulu kavrayip bunu baska urunlere, baska sektorlere uygulayip genel cerceveyi cok guzel anlayabilir. baslikta ve sozlugun genelinde yeterli bilgi var.

    findik konusunda eksik kalan bir nokta olmus, onu da ben tamamlayayim ki bazi seyler yerine otursun. karadenizli findik ureticileri hala akp'ye oy veriyor o yuzden svihs falan denmis de, bildigim kadariyla findik ureticileri devletten tesvik aldigi icin halinden pek sikayetci degil. ege, trakya ve akdeniz ciftcileri surunuyor ama akp karadenizden oy aldigi icin findik tesvikleri konusunda eli nispeten boldur.

    aslinda ureticinin atiyorum 10 liraya satmasi gereken findigi ferrero piyasanin hakimi oldugu (olmasi bilincli olarak saglandigi) icin gelip 2 liradan aliyor, arada kalan 8 lirayi da devlet tesvik adi altinda ureticiye oduyor, uretici zengin olmasa da hayatta kalacak kadar mamasini devletten aliyor, bu yuzden de ekmeye devam ediyor.

    yani burada aslinda olan sey, devletin findigin kilogrami basina 8 lirayi sizin vergilerinizden alip ferrero'ya vermesi, bunun karsiliginda da siyasilerin komisyonlarini alip catir catir yemesidir. ne halleri varsa gorsunler demeden once bunu da dusunmenizi tavsiye ederim.

    burada kimseye sinirlenmenin luzumu yok. uretici halinden memnun, ferrero halinden memnun, devlet ve siyaset halinden memnun, herkes cikarlari dogrultusunda kendisinden bekleneni yapiyor. burada aptal olan sizsiniz, bunun farkina ne kadar hizli varirsaniz bazi konularda jeton o kadar hizli ve takirtisiz duser.

    halktan dahi aptal olan tek grup ise su konuda gelip serbest piyasa oven beyinsizler saniyorum. neymis, fiyati begenmiyorsaniz urununuzu satmak zorunda degilmissiniz, baskasina satabilirmissiniz.

    neyse aciklanmis, bir de ben anlatmayayim, size hayirli tiraslar:

    (bkz: #93011407)
    (bkz: #93009650)
  • (bkz: türkiye'nin fındık politikası/@uzaktan algilama)

    2008'de yazmışım.

    --- spoiler ---

    türkiye'nin etkili fındık politikasındaki en yetkili ( birinci söz sahibi ) için;
    (bkz: allah)
    (bkz: allah ne isterse o olur)

    bu konuya da açıklık getirdikten sonra biraz daha ayrıntıya girebiliriz. türkiye fındık konusunda ilk politika'yı atatürk'ün "belli başlı ürünlerimizi ilgilendiren birlikler kurulmalıdır" sözüyle toplanan 1.ulusal fındık kongresi sonrasında 1938 yılında fiskobirlik kurulmasıdır. yıllar içinde fiskobirlikvatandaşın fındığını koşulsuz ve hesapsız alan ( oy uğruna ) bir kurum haline gelmiştir. gerekli yapılanmayı tam olarak başaramamış ve kontrolsüz fındık ekiminin önüne geçemediği için talepten fazla üretim olmasına sebebiyet vermiştir. türkiye'deki fazla fındık ekiminin önüne geçmek isteyen hükümet bir yasa ile fındık bahçelerini sökenlere belli bir para ve fidan vereceğini söylemiştir.

    fikir buraya kadar güzeldir ama devletin ekilmesi için vereceği ağaç kanun nezdinde kesilmesi yasak, özel izinle kesilse bile sadece kağıt yapımında kullanılan ve bu hale gelmesi içinde 10 yıl geçmesi gereken bir ağaç türüdür. geçiminin büyük bir kısmını fındıktan sağlayan halk'ın 10 yıl aç kalmasını daha sonra 14 saat uzaktaki sekafabrikasına ( ki özelleştirildi artık almaz sanırsam ) götürmesi ve bundan kar etmesi beklenmesi doğal olarak yöre halkı tarafından saçma karşılanmıştır.

    daha sonra dahihane fikirlerle gelen hükümetlerden bir tanesi her üreticiye bir kota konmasını kararlaştırmış ama o zamanlarda nispeten bağımsız bir yönetime sahip fiskobirlik'e bunu denetleme ve gerektiğinde cezalandırma yetkisini oy kaygılarıyla vermediği için havada kalmış bir uygulama olmuştur. halk fındığının bir kısmını fiskobirliğe, kalanını tüccarlara satmaya devam etmiştir ve bu arada karadeniz kıyısı ve iç kesimlerinde kontrolsüz fındık ekimi devam etmiştir.

    burada bir parantez açmak istiyorum, bu dönemlere tekamül eden zamanlarda fiskobirlik elindeki fazla fındığı eritmek için çotanak dediğimiz fındık yağını üretmeye başlamıştır.

    en son aşamada ise hükümet fındık konusunda benim kadrom gelecek demiş ve yönetim seçiminde kendi adaylarını getiremeyince fiskobirliğin hazine yardımını keserek nakit sıkıntısı içine girmesini sağlamış, aldığı banka kredilerininde bankalara masa altından abayı göstermek suretiyle kredi vermelerini engellemiştir. daha sonra bir orman mahsülü olan fındığı toplaması için kendi kadrosunu yerleştirdiği hazırlıksız ve bu konuda altyapısı olmayan tmo'ya devretmiştir. bu dönem çok sancılı geçmiştir. tmo'nun fındık depolamak için tuttuğu mekanlara verdiği para o dönemde fiskobirliğin ihtiyacı olan paradan daha fazladır.

    ayrıca kalitesiz fındık üreten batı karadeniz bölgesinde alınan fındık fiyatı ile ordu, giresun ve trabzon gibi kaliteli fındık üretilen yerler arasında 1 ytl 'lik bir fiyat farkı sözü verilmiş olmasına rağmen verilen sözler oy kaygısı ile tutulmamıştır.

    toparlamak gerekirse fındık bir orman mahsülüdür ve ağaçtan büyük emekler harcanarak toplanan, işlenen bir üründür. genel olarak fi tarihine kadar rusya'ya sattığımız fındığı rusya bize geri satarak ticarete yeni bir boyut kazandırmışızdır.

    türkiye dünya'nın en büyük fındık üreticisidir. bu yavaş yavaş türkiye tarımda kendi kendine yeten bir ülkedir söylemine dönüşmektedir zira fındık yunanistan, italya ve amerika'da da üretilmektedir. en kalitelisi hala türkiye'dedir ama tarım olarak yağmur yağarsa bol fındık, yağmazsa az fındık çıkaran türkiye dünya piyasasına ihtiyaç olan fındığı dönem dönem veremediği durumlara düştüğü için pazarını giderek bu ülkelere kaptırmaktadır. özellikle italya gümrük konusunda bir çok arıza çıkararak kendi pazarını büyütmeye devam etmektedir. bu konuda adım atması gereken hükümetin üst kademe adamlarından biri olan cüneyd zapsu ise dünya fındık borsası başkanı ve dünya üzerinde alıcılar için fiyat belirleyen kişi konumundadır. kendisi fındıkla alakam yok derken bu ünvanını ve çıkarlarını korumakla yükümlü olduğu bu diğer devletleri yok saymamızı, türkiye'nin büyük fındık toptancılarından olan abisini ise hiç ağıza almamamızı istemektedir. kısaca kafa bulmaktadır.

    bir parantezde buraya açmak icap ediyor. şili( chile de 100 dönüm araziyi bir üretici 4 kişilik personel ile dönümünü 1 dolar gibi bir fiyata toplayabilmektedir. türkiyede ise 14 dönüm araziyi 15 kişi ile 2 haftada toplayamamaktayız. kişi başına verilen parada günlük 50-70 ytl arasında bir fiyat. rekabet ettiğimiz üreticiler bunlardır.

    türkiye cumhuriyeti yakın zamanda fındık konusunda kota haricinde bir kalite çizgisi ( randıman sınırı ) koymaz ve kalitesiz fındık ekimine izin vermeye devam ederse türkiye'de bir avuç fındık cilde iyi gelir geyiği devam edecektir. şuan için fındık fiyatları baz alınırsa bir üretici için toplanan fındıktan edilen para ile maliyet iyi zamanlarda eş vaziyette, kötü zamanlarda ise zarar konumundadır. geldiğimiz durum budur.

    en kısa sürede fiskobirliğin yeniden yapılanması ve içinde bulunduğu nakit sıkıntısının aşılması için gerekli çalışmalar bazı inatlar uğruna yapılmamaya devam ederse götümüze sokabileceğimiz tonlarca fındığımız olacaktır nokta.
    --- spoiler ---

    cüneyt zapsu ve saz arkadaşları için fiskobirliği bitirmek için elinden geleni yaparsan, kime ait olduğu önemli değil bir firmanın tekel (monopol) olmasına göz yumarsan, gelir böyle vatandaşını domaltır öper.

    10 senede bir bok değişmediğini dikkate alırsak, bunlar daha iyi günleri fındık üreticisinin.

    ha biz fındık işini bıraktık o ayrı. evin arkasında 2 dönüm bir alan vardı, belediye başkanı olacak göt, ilçe içinde fındık ağacı istemiyorum diyip, kanuna aykırı bir şekilde kesti. kaymakama, polise şikayet ettik ama sonuç alamadık niyeyse. şimdi hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı var diye parise kaçtı diyorlar ama bence ankarada kararı düşürtmenin yollarını arıyordur.

    sonuçta biz konuşuruz, birileri yapar di mi?
hesabın var mı? giriş yap