• öğrenilmiş çaresizlik
  • insanımızın olayları artık kanıksadığından mütevellit
  • çünkü herkes artık bireysel düşünüyor. basit bir ornek üzerinden ele alalım konuyu. bir tane ailesine bakmakla yükümlü bir baba var. bu babanın tüm derdi şundan ibaret : eve ekmek gotureyim, çocuklarımı okutayim, istediğim arabayı alayım, eşimi mutlu etmek için ona hediyeler alayım, biraz da ailenin geleceği için yatırım yapayım...
    hemen hemen her türk ailesi bu ve bunun benzeri şeyleri gerçekleştirmek için hayatını sürdürüyor geri kalan hicbir şeyin onlar için önemi yok. o ve onun ailesine dokunmayan yılan bin yaşasın çünkü (!)
  • sesini cıkarttı mı polis devlet ikilisinde ya kapısına polis dayanıyor yada mahalle baskısıyla toplumdan dışlanıyor eskiden buna anarşik denirken şimdi fetö pkklı cehapeli muhalefet vb isimler takılıyor. bundan 2 sene önce 1 senelik süreçte ülke windowstaki mayın tarlası oyununa dönmüş adımımızı attığımız herhangi bir yerde bomba paylayabiliyordu. burda ölümün soğukluğuna alıştık dibimizde birisini diri diri kesseler telefonumuza sarılıp polisi aramak yerne kamerasnı acar hatıra kalsın yada youtube’a yüklemek için video cekeriz. ki son kırk senedir gelen şehit haberleriyle yüreklermiz ya kan agladı ya bıçak kemiğe dayandı birşeyler oldu yani ama o patlama asla olmadı bir kaç genco sokaklarda bağırdı cağırdı o gece evlere dağıldıklarında bitti orda kaldı. devlet batısıyla doğusuyla halkından uzaklaştı aslında. cebi dolu olana yakın dururken mazlum hep yalnız kaldı garip sesini çıkartamadı asla artık millet gtadaki botlara döndü dünya sikime trampet götüme takılıyorlar. çünkü birşeyin değişmiyeceğni düşünüyorlr artık tv reyini şuna verceksin diorlar tamam buna vercez diolar ve sadıklr veryorlar tvler şu teknolojik aleti almalısın diyorlar oueew alman lazım diyip düşünmeden kazanmadığı parayı ipotekletip kredi çekebiliyor ve o ürünlere ulaşıyorlar alıştık alıştırıldık birileri gemilerini üstümüzden yürütürken biz sadece bunlra peçete tutuyoruz ses cıkartamıyorz asla.
  • gerçekten çok acayip. çok çok acayip.

    halkın kendisini "yönetmesi için kurduğu sistemde" kendisini "yönetmesi için seçtiği insanlara" hesap soramıyor. ayağını denk al ya da defol git o koltuktan diyemiyor.

    normal şartlarda demokratik bir sistemde sadece bu son birkaç ayda hükümetin defalarca düşmesi gerekirdi. iktidar ortaklarının desteğini çekmesi, halkın hükümetin düşmesi/değişmesi için avaz avaz bağırması, sorumlulara yazar kasa fırlatması gerekirdi. birilerinin cumhurbaşkanına, içişleri bakanına, adalet bakanına, meclis başkanına anayasayı fırlatması gerekirdi.

    ama öyle bir durum var ki milliyetçi olarak nitelendirilen hükümet ortağı hala mevcut durumu savunup 2023 adayımız rte şeklinde açıklama yapıyor, halk anayasal hakkı olan "bir şeyleri protesto etme"nin dahi vatan hainliği olduğuna inanıyor. milletvekillerini hatta anayasa mahkemesi üyelerini bile tribün liderinden hallice bakanlar açık seçik tehdit edebiliyorken halk başına gelebileceklerden korkuyor. bakanların, cumhurbaşkanının, destekçilerinin yaptığı saçma sapan işleri, açıklamaları halk mizah kaynağı olarak görüyor ve "sadece" eğleniyor. dövizde gerçekleşen günlük % bilmem kaçlık artışın insanları her gün nasıl daha da köleleştirdiği bunun geri dönüşünün kaç yıl alacağı tartışılmıyor, bunun yerine hangi tarihte hangi araç ne kadar olacak tahmin oyunları falan oynanıyor. mesela ülkenin ekonomisinin faiz kararlarına bağlı olduğu sanılan saçma sapan bir ortam var ülkede hatta sürekli bu konuda dini gerekçeler falan tartışılıyor. daha kötüsü yarın seçim olsa ertesi gün bu sistemin en fazla 1-2 makyajla meşru ya da gayrimeşru yollarla kaldığı yerden devam edeceğini biliyor insanlar. kaldı ki öyle vasıfsızlar sürüsünden ibaret bir siyaset ortamı var ki mevcut duruma çözüm getirecek ya da geleceğe dair en azından ufacık ışık tutacak bir kişi dahi görülemiyor.

    "cehalet" zaten her zaman birinci sıradaki suçlusuydu mevcut durumun ama bir de halka yüklenen korku ve etkisizlik hissi insanları resmen bitkisel hayata soktu, sindirdi, umutsuzluğu ve mutsuzluğu dahi kabul ettirdi. ülkenin milli marşının daha ilk kelimesini unutturdu.

    29 ekim cumhuriyet bayramımız kutlu olsun...
  • yerinde ve dozunda tepki vermeyi bilmeyişimizdir.
  • alışmışlık
  • insanların kendilerini güvende hissetmemesidir, üstteki yazarın dediği gibi korkudur.
  • her haline şükretmek!
hesabın var mı? giriş yap