• vahşi bir tarih öncesi canavardır. ancak kangal köpeğine yaklaşamazmış. kangal göğsüyle vurarak öldürürmüş bunları, dedem anlatırdı hep rahmetli.
  • (bkz: tyranosaurus sex)

    yıllar sonra gelen özeleştiri editi: off ne salakmışım lan.
  • hakkında yanlış bilinenleri en çok olan ve en popüler yırtıcı.

    öncelikle sadece leşçil olmadığı aynı zamanda avlandığı bilinmektedir.

    çok hızlı olmamakla birlikte çok yavaşta sayılmaz. bilim adamlarının yaptığı araştırmalara göre saate 40 km/h hıza kadar koşabildikleri ön görülüyor. tabii bunlardan birisi sizi kovalamadan anlayamazsınız sanırım bunu.

    dna'sının tavuğa benzemesi teknik olarak mümkün değildir. zira 65 milyon yıllık bir fosilde, daha doğrusu bir fosilde dna olmaz. canlının kemiklerindeki tüm maddeler kaya, toprak artık nereden çıkarıldıysa onlardaki mineraller ile kimyasal etkileşime girerek taşlaşır, sadece şekil olarak aynı kalır, bulduğunuz şey bir taştır aslında.
    doğru olan ise tavuklar ile olan anatomik benzerliklerdir. aslında bu basitçe trex'in tavuga donduğu anlamına gelmez sadece dinozorlar ile kuşlar arasındaki benzerlikler ile alakalı olan bir konudur.
  • şu ortamda bu koca dinozorla öyle taşşak geçilmiş ki, hem kafamdaki bütün o görkemli imajı silindi hem de yarın öbür gün yolda karşıma çıksa, "siktir lan" der geçerim yani, yüzüne bile bakmam. bütün o kral havası söndü gözümde, leş yiyor falan diyorlar, yani artık kral olsa da gözümde en fazla joffrey gibi bir amın evladıdır.
  • tüylü müydü, değil miydi tartışmalarına açıklama getirmek ve biraz da çocukluğunuzu mahvetmek üzere, aile paleonerdünüz olarak başlığına intikal ettiğim tarih öncesi canlı.

    (konusu geçen taraflardan tyrannosaurus rex, her sefer yazması zor olduğundan, işbu entryde t-rex olarak anılacaktır.)

    t-rex ile direkt alakalı delillere geçmeden once, fosil kayıtlarının bize verdiği bilgiden, dinozorların geneline hakim olan deri izlenimleri hakkında bilgi veriyor olacağım.

    öncelikle hiçbir hayvan için sadece pullu yada sadece tüylü öngörüsü yapmak hiçbir şekilde doğruyu yansıtmayacaktır. fakat memeliler için kürk nasıl türe ait kalıtsal bir özellikse ve bu gruba dahil olan tüm hayvanlarda kısmen de olsa mevcut ise, dinozorların da türlerine ait kalıtsal mirasları tüydür. (bakmayın hollywood'un size dinozor diye yutturduğu ucubelere)

    dinozorlarda deri izlenimi olarak fosillerde ve dinozor familyası içerisinde tanımladığımız kuşlarda karşılaştığımız üç farklı deri tipi mevcut. bunlar:

    a) reticula ismi de verilen, kuşlarda ayak bölgesinde rastlanılan: pullu deri,
    b) tavuk, devekuşu gibi hayvanların bacak bölgesinde sahip olduğu: çıplak deri,
    c) tüm kuş türlerinde vucudun büyük yoğunluğuna hakim olan: tüylü deri.

    popüler kültürde oldukça yanlış yansıtılan bir konuya da tam bu noktada parantez açacağım. dinozorlar, günümüzde yaşayan tek örnekleri kuşlar ve timsahlar olan archosauria grubuna ait canlılardır. dolayısı ile günümüz kertenkeleleri ile deri izlenimi olarak alakaları; dinozor fosilleri ilk keşfedilmeye başlandığında, yetersiz bilgi neticesinde yerleşen yanlış bir algıdan ötürüdür. (sadece hayallerimizdeki korkunç canavar tiplemesiyle uyuşmadığı için tüy gerçeğini reddetmek de bu muazzam hayvanlara büyük bir haksızlık olacaktır.)

    t-rex fosillerinden (ki oldukça fazla sayıda bulunduğu için şanslıyız) deri izlenimi namına öğrendiklerimiz ise oldukça kısıtlı. kesin olarak bildiğimiz, bhı 6230 "wyrex" fosili üzerinde yapılan çalışmalar neticesinde, büyüklükleri madeni para kadar olan iki kısım mevcut ki bunlar: kuyruğun altına denk gelen bölümde pullu deri ve gövdenin alt kısmında çıplak deri. yani t-rex in, daha once yukarıda bahsettiğimiz pullu ve çıplak deri türlerini birlikte barındırdığını biliyoruz. tüylü doku izlenimine erişebileceğimiz buluntular, fosilleşme sürecinde ender rastlanılan bir takım kondüsyonları gerektirdiğinden henüz birinci elden bir kanıta ulaşılmış değil fakat…

    fosilleşmiş bir canlıya ait, genelde eksik kalıntılar bulduğumuzda, örneğin kafatası eksik ise “aa bu hayvanın kafası yokmuş” sonucu çıkarmak yerine benzerliklerden yola çıkarak, yakın türler ve ortak ata üzerinden bazı genellemeler ile sonuca ulaşabiliriz. (bkz: pylogenesis)

    peki t-rex in yakın akrabaları bize tüy konusunda neler söylemekte? t-rex in de dahil olduğu tyrannosauroidea ailesine baktığımızda, türün erken temsilcilerinden olan dilong ‘un kuyruk kısmında tüylü deri izlenimi edinilmiştir. 2012 yılında bulunan yutyrannus ise tam anlamıyla tabuta son çiviyi çakmıştır. çünkü 9 metre uzunluğunda olduğu tahmin edilen bu canlıda, kuyruk bölgesinde sınırlı kalmayıp, boyun, ayak ve el kısımlarında tüylü deri kanıtları gün yüzüne çıkmıştır. boynundaki tüylerin 20 cm e ulaştığını da hesaba katarsak, yutyrannus tahminen tepeden tırnağa tüyler ile kaplıydı.

    sonuç olarak, bilimsel bulgular bize gösteriyor ki t-rex, büyük bir kesinlilik ile tüylüydü. peki bu tüyleri hangi bölgelerinde barındırıyordu; muhtemelen doğumdan itibaren kuyruk altı bölgesi hariç tüm bölgelerde tüy görünmekteydi fakat yetişkinliğe ilerlediği yıllarda gövde altı ve bacak tüyleri azalarak yerini çıplak deriye bırakırken, gövdenin üst kısmı, kolları ve kuyruğun üst kısmında tüyler sabit kalıyordu. (bu konudaki en yakın örnek devekuşudur)

    aşağıdaki linkte, bir t-rex yavrusunun bilimsel gerçeklikle ele alınmış bir illustrasyonunu görebilirsiniz:
    t-rex yavrusu

    konuya oldukça bilimsel yaklaşan ve başlı başına ciddi bir araştırma projesi olan saurian isimli bilgisayar oyunundan, konuyla alakalı infografik:
    saurian rex

    sorular & cevaplar:

    t-rex, ortak atadan devraldığı bu özelliği zaman içerisinde yitirmiş olabilir mi?

    hayır. bahsedilen süre 10 milyon yıllık bir süreyi kapsamaktadır. unutmayın ki kuşlar 80 milyon yıldır bu ortak kalıtsal özelliği taşımaktadır ve büyükten, küçüğe hiçbiri tamamen bu özellikten arınmış durumda değildir.

    t-rex, diğer ufak dinozorların, ısı regulasyonu için gerek olduğu tüylere, devasa boyutlarda olduğu için ihtiyaç duymuyor olabilir miydi? filler de memeli olmasına karşın kürkü yok sonuçta?

    hem evet hem hayır. tabiki t-rex yapısal olarak, küçük dinozorlardan daha az ısı yalıtımına ihtiyaç duyuyordu bu sebepten ötürü de tamamı tüy ile kaplı değildi ama yukarıda belirttiğim bölgelerinde tüy barındırma ihtimaline yönelik daha fazla biyolojik kanıtımız var. zaten bu mantık, 9 metre uzunluğundaki akrabası yutyrannus un neden tüylerle kaplı olduğu da açıklamıyor.

    t-rex ufakken tüylü olup da, yetişkinlikte tüyleri döküp tamamen pullu bir görüntüye sahip olamaz mı?

    çıplak derinin bulunduğu alan, pulun ve tüylerin yapı malzemesi keratin için gerekli olan proteinleri kaybettiğinden, pullu bölgeden bağımsız olarak var olabilir. fakat özünde ayni şey olduklarından(pul = keratin = tüy) bu iki deri türü ayni anda var olamaz, yani tüylü olan bölge tüyler bir sebepten döküldüğünde o bölgede tekrardan pullu deri var olamaz. ayni şekilde pullu kısım da tüy geliştiremez. yani hayır.

    sorular için yeşillenmeyi göze almasam böyle bir entry girmezdim diyerek sözümü sonlandırıyorum. esen kalın.

    güncelleme: phil r. bell’in yukarıda bahsettiğim pullu deri örneğini ihtiva eden bhı 6230 "wyrex" fosili üzerinde yaptığı çalışmalar ile ilgili detayları paylaştığı, 7 haziran 2017 tarihli makalesinde, daha önce paylaşılmamış boynun üst kısmına denk gelen ufak bir bölgesinde daha pullu deri izlenimi elde edildi. fakat bu, medyanın abarttığı gibi, tamamı pullu bir tyrannasaurus’a dönüş anlamına gelmiyor. aksine bu bulguları: canlı üzerindeki tüylü kısımın sınırlarını çizmek konusunda bir bulgu olarak değerlendirebiliriz. bilgiler ışığında güncellenen modelde: tüylerin, boyunun bağlantı noktasından başlayarak, sırt bölgesini kapladığı ve kuyruğun başlangıç kısmında sona erdiği sonucu çıkmaktadır.

    edit: görseller eklendi.
    edit 2: bell at al makalesine istinaden güncelleme
  • tyrannosaurus, kelime anlami olarak latince "tyran" kelimesi (ingilizcede tyrant olarak gecer) kokunden gelmektedir. tyran (yani tyrant) "kötü, kötülük icin herseyi yapabilecek kisi, kabadayi, diktator" gibi gucu elinde bulunduran ancak bu guclerini kotuye kullananlara denmektedir.

    rex kelimesi de latinceden gelmektedir ve "kral" anlamini tasir.

    yani "kotulerin krali" gibi bir anlam ifade etmektedir.
  • t-rex salt leşçiden ziyade fırsatçı etobur kategorisindedir. hem avlanıp hem leş tükettiği düşünülüyor. bu leşçi avcı ayrımı da oldukça muallak bir kavram. misal aslan belgesellere göre çoğunlukla kendi avını yiyen bir hayvan olarak kafalarda yer edinir ancak ortalama bir aslanın menüsünün %40 civarını başka yırtıcılardan çaldığı avlar ya da ölü hayvanlar oluştururken herkesin gözünde leşçi olarak damgalanmış sırtlanlar %95 gibi oranlarda kendi avladıkları hayvanları tüketiyorlar.

    t-rex'e gelirsek, kendi dönemindeki büyük otobur fosillerinde t-rex'e ait sonradan iyileşmiş yaralama izleri bol bol gözlenmektedir. hatta bir örnekte saldırı sırasında t-rex'in dişi avının kuyruk sokumuna yakın bir yerde gömülü kalmış ancak avı kaçmayı başarmış ve yara sonradan iyileşse de ömrünün kalanında bu dişle yaşamış. bu da t-rex'in fırsat buldukça avlandığını da gösteriyor. sırf leşçil bir hayvanın bu derece büyük çene ve onu destekleyen muazzam boyun kası geliştirmiş olması anlamsız bir durum. tamamen işlevsiz sanılan kollarınınsa son bulgulara göre oldukça güçlü olduğu tahmin edilmektedir. kol fosillerinde yaygın olarak stres kırıkları gözlenmiş. stres kırıkları sürekli aynı eylemlerin tekrarı sonucu oluşan deformasyonlar. bu da kolların sürekli olarak bir takım aktivitelerde kullanıldığını ve buna bağlı olarak gerilime maruz kaldığını gösterir. bu eylemlerin ne olduğu tam bilinmemekte tabi ki ancak t-rex'e epey güç sarfettirdiği düşünülüyor.

    yine kol, omuz ve bacak bölgelerinde yırtıcılarda sık görülen yaralanma ve stres kırıkları var. bir diğer theropod türü olan allosaurus gibi t-rex de bu tip darbelerden nasibini almış. bunların özellikli iri avlarla mücadeleler sırasında oluştuğu tahmin ediliyor. allosaurus kesin olarak avcı kategorisinde nitelendirilirken t-rex'e salt leşçi demek yanlış olabilir.

    t-rex'in vücut yapısı da bir avcının niteliklerini taşımaktadır. mesela gözlerinin konumlanma şekli yırtıcılara özgü olarak ön taraftadır. bu tip göz şekli avını takip etme konusunda uzmanlaşmaya işarettir. yine son araştırmalara göre t-rex'in kuyruk bölümü anormal şekilde kaslıdır va bu kaslar bacaklara ekstra güç sağlamaktadır. bu da kuyruğun sadece denge değil hız ve çeviklik sağladığının işareti olabilir. bir hayvanın kesin hızını fosiller üzerinden tespit edebilmek zordur. t-rex'e ait ayak izlerinin tamamı yürüme halinden kalma ancak vücut özellikleri ve benzer türlerden yola çıkılarak t-rex'in saatte 30-35 km yapabildiği ve bir filden daha hızlı koşabildiği düşünülüyor.

    t-rexlerin ikili üçlü küçük gruplar halinde gezmeleri de toplu avlandıklarının bir göstergesi olabilir. yine bir grup bilim adamı o dönemde iri hayvan ölülerinin daha küçük ama çok sayıda olan diğer etçiller yüzünden çabucak tüketildiğini bu yüzden de sayıca epey kalabalık olan t-rexlerin yeterince leşe denk gelmesinin zor olduğu sonucuna varmaktalar. yani t-rex ebatlarında bir hayvanın sırf leşçilikle idare edebilmesi zor bir ihtimal. hayatta kalabilmek ve diğer yırtıcılarla rekabet edebilmek için aktif olarak avlanmak bunu da dönemin en iri avlarına yönelerek yapmak zorundadır. bu tip büyük dinozorları avlayabilecek kendisine yakın boyutlarda başka yırtıcı da olmadığı için onlardan da av çalamaz.
  • samimiyetine inanmadığım ve tipi nedeniyle iki yüzlü bi kişiliğe sahip olduğunu düşündüğüm vasat dinazor. jurasssic park sonrası dinazor camiasında hoplatmadığı dişi dinazor kalmamıştır.
  • son yıllarda bilim adamı geçinen cahil cühela bir kesimin, itibarsızlaştırma operasyonlarına maruz kalmaktadır.

    bir takım dış mihraklara hizmet eden fanatik gruplar tarafından ortaya atılan mesnetsiz iddialarda; ne leşçilliği, ne yavaşlığı, ne kırmızı burunluluğu, ne akbaba kılıklılığı kalmıştır. bazıları bu iğrençliği anlı şanlı t-rex in-ki "rex" kral demektir- zamanla tavuğa evrimleştiğini söyleyebilecek kadar ileri götürme rezilliğinde dahi bulunmuşlardır.

    tüm bu ahval ve şeraitten öte, yine aynı zihniyete hizmet eden ve orada burada yönetmen olduğunu zikreden bazı şahıslar tarafından, elin maymunundan dayak yiyecek kadar biçare gösterilmeye çalışılmıştır.

    gerçekte, bir tyrannosaurus kükremesi duysa osurarak kaçacak olan bu tipler, türün artık dünya üzerinde olmadığını fırsat bilerek tüm saldırganlıklarını, alçakça bir tavırla ortaya dökmektedir.
  • yasayan hayvanlar arasinda dna dizisi en cok tavuklara (evet evet bildiginiz tavuk) benzeyen gelmis gecmis en kabadayi yaratik.

    konunun anafikri: eee ne oldum degil ne olacam demeli...
hesabın var mı? giriş yap