• önce sabahın beşinde kalkıp saat sekizdeki uçuşa koştur koştur hazırlanırsın , yolda aklında acaba yetişebilirmiyim olur , ardından alanda park yeri ararsın ve o otopark hep dolu olur . alana girice birinci güvenlikten gecersin , ardından bilet için sıra ve ikinci güvenlik . sonra bir bakmışsın uçagın 2 saat gecikmesi var . o sinir stres derken saat onbirde uçaga biner derin bir oh çekersin ve o kultuga oturur oturmaz yanında bir geveze yoksa dünyanın en tatlı uykusu seni çagırmaya başlar . artık uçaga sonunda binebildim rahatlamasındanmıdır , yoksa düşük kabin basıncındanmıdır bilinmez ama o an dünyanın en guzel uykusu uyunur .
  • acil çıkışında oturuyorsanız diz mesafesi fazla olduğundan ayaklarınızı biraz daha gevşek tutmanız mümkün. onun dışında sancak nöbeti tutar gibi neredeyse hareketsiz bir sekilde kafadan 1 saatlik uçuşlar bile kalkıştan sonra sıkıcı olmaya başlıyor.
    en fazla uçak içindeki dergiyi okudun. ee başka yapacak bir şey kalmıyor geriye.
    kolları göğüste birbine kenetleyip 15 20 dakikalık şekerleme gibisi yok. bilgisayarın yeniden başlaması huzuruna kavuşturuyor insanı.
    (bkz: rem uykusu)
  • çoğu zaman uyanılınca 'nerdeyim ben' sorgulamasını en peak seviyede yasatır.

    okyanus aşırılarda önerilen eylem.
  • eğer uçak iniş yaparken de uyuyorsanız sıkıntı yaratabilir.
    şöyle ki, uçağın inmesine yakın uyku bastırdı "amaan zaten inecek" şimdi diye kendimi oyalamaya başladım. sonra pilot konuştu "trafik yoğun bir tur atıp öyle iniş yapacağız". sonrasını hatırlamıyorum dalmışım. bir sarsıntıya uyandım tepkim şu "eyvah düşüyoruz!" tabii yanımda oturan adam kahkahara boğuldu meğerse piste inmişiz. tüm gün boyunca o korkuyu atamadım üstümden.
    uyumayın uçakta.
  • zengin aktivitesidir.
    (bkz: sadece zenginlerin yaşayabileceği olaylar)
  • uçak yolculuğunun en kritik anlarında koltuğunuzda uyanık olmaya dikkat edin. uçakların pistten teker kesip havalandıkları veya havalimanına yaklaşıp inişe geçtikleri zamanlarda, kabin içindeki hava basıncı da bu ani yükseklik farkları sebebiyle hızlı bir şekilde değişmektedir. insan vücudu uyanık olması halinde daha kolay uyum sağlayacaktır. ama uykulu olarak bu anları geçirirseniz, bu ani değişikliklerin algılanması zorlaşacağından, kulak zarınızda kalıcı hasara sebep olabilirsiniz. özellikle iniş ve kalkışlarda yutkunmak, esnemek östaki tüpünü açar ve havanın orta kulağın içine veya dışına geçişine izin verir. böylece kulakların her iki tarafında basınç dengelenir.

    bu sebeple iniş ve kalkışlarda büyüklerin ve çocukların sakız çiğnemesi, ara ara su içmesi kulaklarda basınç dengesinin oluşmasına yardımcı olacaktır. özellikle bebeklerin iniş ve kalkış esnasında ağlamalarının en önemli sebebi bu basınç değişikliğidir. annelerinin emzirmesi veya ağızlarına emzik vermesi bunun için tavsiye ediliyor.
  • uçak daha haraket etmeden başladığım, genelde iniş sarsıntısı ile bitirdiğim eylem. çok tatlı gelir. (bkz: en sevdiğim)
    ayrıca genelde koridor koltuk tercih ettiğim için yanımdakiler tuvalete gidemez. birkaç defa yanımda oturanların, uyandırmak istemedik demişliği var. swh
  • yahu gecenin köründe de uçsam gündüz de uçsam içip de uçsam aç da binsem tok da binsem hiçbir zaman beceremediğim ve becerenlere de imrenerek baktığım eylemdir
  • uçak fobisi olanların da yapabildiği eylemdir. stresten anında uyku bastırır, tekerleklerin yere değdiği andaki sarsıntı ile de uyanırsınız. birtakım zorunluluklar gereği bazı bazı uçak yolculuğu yapmak durumda kalıyorum ve tek kurtuluş uyku.
  • sikorsky'de uyumak olarak geliştirdiğim hede. 2003 mart'ı. malatya-devegeçidi arası horlayarak uyudum resmen.

    binbaşının dirseği ile uyandım...
hesabın var mı? giriş yap