• bugün türkiye’de hiç bir futbolcu 86. dakikada maç berabereyken, hakemi lehine verdiği yanlış karardan döndürmeye çalışmaz.

    umut nayir, 23 ocak 2023 günü oynanan ümraniyespor-fenerbahçe maçında, 86. dakikada top kendisinden kornere çıkmış olmasına rağmen aut kararı veren hakeme koşarak, defalarca kez “hocam benden çıktı” dedi. hakem oralı olmadı, o onun ayıbı.

    ahlak sahibi insanlar hayatın her alanında kazanmalı. bravo umut. inşallah forvet sıkıntısı çektiğimiz şu günlerde atatürk’ün işaret ettiği sporculardan biri olarak milli takıma çağrılırsın.

    edit: halil akbunar da yapmış benzerini. ona da helal olsun. bizim böyle sporculara ihtiyacımız var.

    edit: kendisi hak ettiği üzere milli takıma çağrılmıştır. kuntz’a ve yetkililere sonsuz teşekkürler. umut gibi hem yetenekli hem de yüksek ahlaklı sporcularımızın çoğalması dileğiyle.
  • kendisi bugün yazdığı tweetleri silecek bir karakter değildir ama olur da bir kaza olur, birileri dava falan açar, zorla sildirmeye falan kalkarlar diye, buraya da copy-paste yapmak istedim.

    4 kasım 2020 tarihli depremden sonraki floodunu alıntılayarak yazmış, önce o flood :

    hepimize tekrar geçmiş olsun.afet sonrası mağdurlara yardım için emek veren herkese sonsuz teşekkürler. yaşananlara çok üzüldük aynı zamanda mucize şekilde hayatta kalma hikayeleri tabi ki hepimizi çok mutlu etti. ama ben üzüntü ve mutluluğun üzerinde bir öfke duyuyorum.
    çok yakın bir zamanda elazığda aynı hüznü ve kayıpları yaşamışken, deprem ihtimali ülkemizin bir gerçeğiyken, dünyada yaşanan depremler başka hiçbir yerde böyle yıkıcılığa sebep olmazken daha ne kadar canı kaybetmeyi bekliyoruz bir şeyler yapmak için? gerçekten kafayı yiyeceğim.
    yaşanan her deprem sonrası aynı gündem konuşulup 3-5 gün sonra yeniden hiçbir şey olmamış gibi hayata devam etmek nasıl bir ikiyüzlülük, nasıl kabulleniyoruz bu durumu? kurtarılan canlardan birinin yeni bir depremle hayata gözlerini yumma ihtimali, yaşama ihtimalinden daha yüksek
    devlet, ev sahipleri , binada yaşayanlar...herkes sorumluluğu oranında görevini yerine getirmeli. kendimi bildim bileli olası “büyük istanbul depremi” adı altında konuşulan felaket teorisi gerçekleşsin diye mi bekliyoruz? ben daha fazla mucize hikayesi görmek istemiyorum...
    o mucize hikayelerine neden olacak durumlar oluşmasın istiyorum. politik meselerle, ekonomik kaygılarla ikinci üçüncü plana atılabilecek bir mesele değil insan hayatı. devletin rica etmeye devam edip bu durumu halkın takdirine bırakması bu durumu değiştirmeyecek.
    lütfenn ama lütfen farkına varalım. benim başıma gelmedi diye sorumlu olmadığımızı sanmayın hepimiz sorumluyuz. kimisi neden olduğu kimisi buna ses çıkarmadığı için. kusura bakmayın başınızı ağrıttıysam sadece içimden geçenleri artık tutamıyorum... sağlıcakla...

    ve bugün yaptığı paylaşımlar :

    3 yıl geçmiş bu twitlerin üstünden. ne noktada olduğumuz ortada. öfkemi bastıramıyorum. kendimi masum hissedemiyorum. belki daha fazla sorgulasaydık, ses çıkarsaydık bir şeylerin önüne geçebilir miydik derken buluyorum kendimi. işin daha üzücüsü ben bunu düşünürken sorumluluğu resmi olarak taşıyanların en ufak mahcubiyet duymadan bunu öngörülemez bir durum gibi yansıtmaları. bilimden, sanattan, liyakatten, profesyonellikten, iş ahlakından uzak bir yönetim anlayışıyla her sektörde türlü felaketlere karşı türlü masallar, türlü düşmanlar oluşturulması.
    ben yoruldum artık bu acımasızlıktan, benden değilse düşmandırcılıktan. ön yargılı, birbirini dinlemekten bile aciz, sorgulamayan, ses çıkaramayan, haksızlığa hukuksuzluğa karşı aman benim de başım yanmasın diyen düzenden. gücü eline alan; iktidarından muhalefetine kendi rant çarkınızda bir ülkenin geleceğini karanlığa sürüklediniz. hiçbir alanda niteliğin önemsenmediği ülkemde herkes bir kahraman arıyor gelsin bizi kurtarsın diye. kahraman istemiyorum. kanaat önderi istemiyorum. partisinden, inancından, ırkından bağımsız, konusunda, alanında uzmanlaşmış yetkin kişilerin, sorumluluk sahibi, dürüst kişilerin gerekli görevlerin başında olmasını istiyorum. bunun farkına varmış bir ülke istiyorum. farkına varmanın yetmediğini anlayabilmiş, gerçekleşmesi için bunun peşinden koşan bir toplum istiyorum.
    kişilere bağlı değil işin gerekliliklerine bağlı, yapılması gerekenin arkasından dolaşmayı pratik zeka olarak değil hukuksuzluk olarak gören adil, vicdanlı bir toplum istiyorum. istiyorum, istiyoruz…bu bir itiraf mı, kendi kendime vicdanımı rahatlatma mı inanın bilmiyorum ama gerçekten yoruldum. bizim dışımızda gelişen birçok meseleyi dert olarak yüklenip herhangi bir çözüm bulamamaktan, yardımcı olamamaktan, çaresizlikten ve o çaresizlik altında ezilmekten yoruldum.
    belki bir çaresi vardır ve umuyorum ki bu çarenin farkına varmak için geç değildir. bu dayanışma ruhu umuyorum ki sağlıklı yarınların oluşması için bir milat olur.

    zeki çevik ahlaklı olduğunu biliyorduk. kendisinden beklenen böyle şeyler yazması idi, o da yazmış. tebrik ediyorum. top benden çıktı hocam diyen dürüst oyuncudan beklediğimiz budur.
  • fenerbahçe’liyim bu kafa golü kendi insanını küçük görüp, elin emeklisine 7 milyon euro verenlere gitsin.
  • pendikspor'da 2. maçında 2. golünü atmış ahlaklı sporcu. fenerbahçe'de yedek oturup maaşını almasını da bilirdi ama hakkını vermeyi tercih etti.
  • adaletten bihaber orrospu evladı bir düdüğe anayasa kitapçığı fırlatan avukat.
  • eski çalıştığım şirketin bir projesi vardı. çeşitli departmanlar başarılı lise öğrencilerine eğitimler veriyordu. işle ilgili eğitimlerin yanı sıra hobi eğitimleri de vermiştik. futbolla ilgili verdiğim yaklaşık 3 saatlik eğitimde çocuklara mario gomez'in şu golünü göstermiştim: http://tr.beinsports.com/…esiktas/mario-gomez-17880

    golün tekrarı gösterilirken spikerin söylediği bir söz var: "demarke durumda". dikkatle izlerseniz atak sağ taraftan gelişirken mario gomez orta sahanın biraz daha ilerisinden kaleye doğru koşmaya başlıyor. kayserispor'lu savunma oyuncusu da mario gomez sağında kalacak şekilde onu markaja alıp beraberinde koşuyor ki bu doğru bir hareket. hem topu hem hücum oyuncusunu görebiliyor. ancak, golün tekrarı gösterilirken daha net görülebileceği üzere, mario gomez ileri doğru koşarken bir-iki adım yavaşlayıp savunmacının arkasından dolaşıyor, kendini unutturuyor. mario gomez golü atarken başta kendini markaja almış olan savunma oyuncusu ceza yayı civarında ne olduğunu unutmuş bir halde golü izliyor. ders niteliğinde bir gol...

    sağ kanattan gelişen o pozisyon ortayla sonuçlanmayabilir, mario gomez'in yaptığı bu ustaca hareket boşa gidebilirdi. ancak iyi bir forvet oyuncusunun maç boyunca bu hareketleri yapıp pozisyona girme ihtimalini arttırması gerekiyor. forvet demek sadece bitirici vuruş demek değil. işte, umut nayir de böyle top oynuyor.

    umut nayir'i özellikle son iki maçta (24 ekim 2019 beşiktaş braga maçı ve 27 ekim 2019 beşiktaş galatasaray maçı) golleri attığı kalenin arkasından izleme şansım oldu... arkadaşlar, "zirvede bıraksın", "bugün galatasaray'a attığı golle hatırlayacağız", "çok hırslı ama beşiktaş'ın topçusu değil" falan diyorsunuz da, kusura bakmayın biraz boş yapıyorsunuz. adam ekstra ekstra oynuyor. mücadelesi zaten herkesin malumu. ancak aldığı pozisyonlar, yaptığı koşular falan... baya baya aklıyla oynuyor ve modern futbolu oynuyor. atak başlarken mesela kendini önce kenara atıyor, sonra atağın gelişimine göre eğer top kanattan geliyorsa penaltı noktasına, eğer ortadan geliyorsa dikine koşular yapıyor. ihtiyacı olan tek şey arkasında düzgün oynayan bir takım. iyi bir takım demiyorum bakın. düzgün oynayan bir takım...

    bugün attığı golde, top daha caner'e giderken kafamı çevirip ceza sahası ne durumda diye baktım, umut nayir'i sinsice koşu yaparken görünce "iyi orta gol getirir" dedim. nihayetinde oldu da:
    http://tr.beinsports.com/…besiktas/umut-nayir-23544

    dikkatle izlerseniz atak gelişiminde önce kendisini hafif sağa atıyor, ljajic topu aldığında içeriye koşu gösteriyor (ki ljajic önüne atsa pozisyon), sonra top sol kanada gidince markajda olduğunu bildiği için önce biraz yavaşlıyor, sonra orta gelirken koşuyu ön direğe yapıp golü atıyor. bu golü ve galibiyeti umut nayir'e yazın lütfen...

    umut nayir'in kendini geliştirmesi gerekiyor pek tabii. potansiyeli var. ancak ben sahada kendisini izlerken, özellikle topsuz alandaki oyununu izlerken mest oluyorum. velhasılı bugün attığı gol beni şaşırtmadı. bekliyordum.

    sevgili arkadaşlar, profesyonel futbol sizin o 10. dakikada nefesinizin kesildiği ve 50 dakika yürüdüğünüz, göt kadar sahada yedişerlik oynadığınız halı saha maçlarına benzemiyor. büyük sahada 11'e 11, 90 dakika tempo halinde mücadele etmemiş olabilirsiniz ama bu oyunu seviyorsanız açıp biraz araştırın bari. bilgi çağındayız...

    bu arada asisti yapan caner'e braga maçında baya sövmüştüm ama whoscored.com sitesindeki sitatistiklere göre beşiktaş'ın bu seneki en iyi oyuncusu. onu da not düşeyim dedim...
  • oyunda kalırsa 27 ekim 2019 beşiktaş galatasaray maçı nın ikinci yarısıda golünü atacak olan futbolcu.
  • yargı dağıtan avukat.

    yürüyedur çocuk.
  • bildiğimiz o cahil futbolcu tipine karşı gönderilmiş entelektüel, iyi bir forvet.
  • bu adam ankara hukuk bitirmiş, yani öss'de turev ve integral, trigonometri filan çözmüş,

    türev ve integral çözebilen adam herseyi yapar. bak muleka'ya muhtemelen okuma yazma dahi bilmiyor.

    adam kosinus,tanjant filan yapmış ya
hesabın var mı? giriş yap