• birisini ogrenci kazanir, digerini ebeveyn kazanir.
  • öğrenciye, araştırmacıya ve bilimsel çalışmaya gösterilen saygı açısından özel üniversitenin bir adım önde olduğu karşılaştırma. bu konuda özel üniversiteler ile devlet üniversiteleri arasındaki fark nedir peki? anlatayım:

    dil ve tarih coğrafya fakültesi'nde bulanamayan her kitap için haftanın üç günü bilkent üniversitesi'ne gitmek ve aranılan çoğu şeyin hemen bulunmasıdır. dil-tarih'te rafta görünen ama rafta olmayan kitabı görevliye sorunca "çalınmış olabilir." cevabı alırken; bilkent üniversitesi kütüphanecilerinin "geçen ay istediğiniz kitabı ingiltere'den getirttik. gelip kullanabilirsiniz." diye mesaj atmasıdır.

    neredeyse her gün kullanılan dil-tarih'in kütüphanesinde bir tek görevli bile öğrencilerle samimi bir şekilde ilgilenmezken, bilkent'e gidilen üçüncü haftada kütüphanecilerin öğrenciye adıyla hitap etmeye başlaması ve "hoşgeldin" demesidir. dil-tarih'te "bu ansiklopedinin şu cildi eksik" dediğinizde "ne yapayım?" gibi bir cevap alırken, bilkent'te kitap aradığınızı gören kütüphanecinin gelip, "arayıp bulamadığınız bir kitap varsa söyleyin getirtelim." demesidir.
  • birisi iyi bir ticarethane, diğeri kötü bir okuldur. bu hangisini daha kötü yapar görecelidir.
  • eskiden devlet üniversitesinde çalışmış, halihazırda da özel bir üniversitede çalışmakta olan bir profesörün, bir söyleşi programında dile getirdiği yorum;

    "devlet üniversitesinde öğrenciler ders vakti sınıftaki yerlerini alır, hocanın sınıfa gelip derse başlamasını sakin ve hazır bir şekilde beklerler.
    özel üniversitede hoca ders vakti sınıftaki yerini alır, öğrencilerin işlerini güçlerini, aralarındaki günlük konuşmalarını bitirmelerini, ortalığın sessizleşmesini bekler."
  • yapılan karşılaştırmaların %83'ünde vakıf üniversitesi kategorisinde erkek çocuk isimli apartman üniversitelerinden bahsedilip bilkent, koç, sabancı istisna olarak kabul edilirken, devlet üniversitesi'nden kasıt hep odtü, boğaziçi, itü'dür. kimse mardin artuklu'dan, ahi evran'dan bahsetmez.
  • faydalı karşılaştırma. lisansını devlet üniversitesinde, yüksek lisansını özel üniversitede yapan birisi olarak konuşmak gerekirse ; devlet üniversitesinin de özel üniversitenin de kendisine göre avantajları ve dezavantajları vardır. eğitim kalitesi olarak aralarında çok fazla bir fark göremesem de ( sonuçta hocalara anlamadığınız birşey sorduğunuzda "de get lan para mı veriyon da soru soruyon fakir it" diyen bir devlet üniversitesi hocasına rastlamadım ) özel üniversitede yaşam standartı çok yüksek olan ailelerin çocuklarıyla bir arada okuma şansınız daha yüksek. bu durumu kompleksli ve iradesi zayıf bir bireyseniz kaldıramayabilir ve kişilik bozukluğu yaşayabilirsiniz. fakat güçlü bir iradeye ve karaktere sahipseniz varlıklı ve orta halli ailelerin çocuklarıyla gül gibi geçinip müthiş bir sosyal ağ oluşturabilirsiniz. devlet üniversitesinde ise genelde düşük, orta veya azınlıkta da olsa yüksek gelirli öğrencilerle arkadaşlık edersiniz. genelde devlet üniversitelerinde kampusun tadını çıkarırsınız. sağcısı, solcusu, rakçısı, ülkücüsü, tikisi ile her telden adam görmek mümkündür. bu da sizin iş yaşantısına daha çabuk ve pratik bir şekilde adapte olmanızı sağlar. özel üniversitede biraz daha dershane havasında geçer öğrenim hayatınız. (bazı özel üniversiteler hariç) büyük oranda da tikiler mevcuttur. yani sonuç olarak hepsinin değişimlikleri farklıdır. hepsinin bir popisi vardır. bu popilerden faydalanmak lazımdır. ohh be bir an için hiç sıvayamayacağım sandım
  • niyet ettim niyet eyledim zamanın ötesine gitmeye.

    özel üniversiteye gitmiş ama asla kendini çoğunluğun bir parçası olarak görmemiş bir olarak:

    birinde azınlık olan diğerinde çoğunluktur. özel üniversitede moda olacak giyim tarzını birkaç ay önceden görebilirsiniz. genele yayılması bunlardan görülerek olur. devlet üniversitesinde giyim tarzını, kendini ait hissettiği kültürel çevre belirler.

    özel üniversitede öğrencinin derdi, sipariş ettiği otomobilin ne zaman geleceğidir. geçici olarak kullandığı annesinin otomobilinden kurtulmaktır. devlet üniversitesinde aysonu bütçe hedefini tutturabilmek için mesafeye bağlı olarak yürümek bile tercih edilebilinir. bırakınız otobüsü, dolmuşu.

    özel üniversitede siyaset asla konuşulmaz. haftasonu hangi kulübe gidileceği, hangi kayak merkezine gidileceği planları yapılır. konuşulur. devlet üniversitesinde benim zamanımda sağ-sol dalgaları vardı. şimdilerde muhtemelen şakirt-laikçi dalgasına dönüşmüştür. ben okulumda hiç komünist görmedim.

    özel üniversitede ünlü bir markaya adını veren soyisime sahip biriyle arkadaş olabilirsiniz.
  • pek çok yeni mezunla birlikte çalışma tecrübesi olan birisi olarak şunları söyleyebilirim:
    *devlet üniversitelerinden mezun kişiler temel bilgileri az çok bilir, dahi anlamında "de" yi ayırabilir, resmi yazı nedir dilekçe nedir bilir örneğin. özel üniversitedekiler ise resmi yazışma dilinde yazışamaz. herşeyi günlük konuşma dilinde algılar. bir şirkete hitaben yazılan yazıda "istediğiniz malzemeler merkezdede bulunur sanırım "yazılmayacağını işe girdiği zaman öğrenir.
    *devlet üniversitesi mezunları temel matematiğe hakimdir. ortalama vade hesapla deyince mantıklı bir yanıt verir, veremezse mantıklı soru sorar. özel üniversite mezunu formül verseniz bile neyi neye böleceğini bilemeyebilir. 10 lira satışı olan firmadan 5, 8 lira satışı olan başka firmadan 4 lira kazanırsam toplamda ortalama kazancım nedir diye sorduğunuz özel üniversitelilerden şaşmaz şekilde ortalama 9 lira yanıtını alırsınız, isterseniz siz de deneyin.
    *devlet üniversitesinden mezun çalışanlar çekingendir, iyi dil bilip bilmediğinden emin olamazsınız mıy mıy konuşur, sanki her an küsecek gibi toplantılarda geride kalır. özel üniversite mezunu ise bildiği hangi yabancı dilse artık konuşurken espriler yapar, yüksek sesle konuşur. tartışmalarda kendine güveni yüksektir.her şeyin iyisini bildiğine/ hakettiğine emindir. siz de bir süre sonra onun herşeyi hakettiğine inanırsınız yeterli zaman geçerse.
    *özel üniversite mezunları misafir ağırlama/toplantı organize etme/herkes sustuğunda muhabbet açıp firmaları gevşetme konusunda mahir iken devlet üniversitesi mezunları bu konuda cılız kalır.
    *zamanla her iki grup da birbirlerine yaklaşır ancak girgin olma/kendine güven konusu sanırım en az kapanan klasmandır, bu husus çocukken veya zenginken belirlenmiş olabilir.

    (burada özel üniversiteden bahsederken burssuz kişilerden bahsedilmektedir)
  • her ikisinde de görev yapmış bir öğretim görevlisi olarak yazıyorum, belki işinize yarar.

    şimdi öncelikle ilk fark tabii ki ücrettir, özel üniversite ücretini ödeyemeyecekseniz hiç okumanıza gerek yok, başka bir başlık seçin, devam edin.

    kardeşim, alınacak eğitim, hocaların kalitesi gibi konularda yorum yapmak çok doğru değil. eğitim anlamında, türkiye'de mi okumalıyım, başka bir ülkede mi sorusu daha mantıklı. çünkü türkiye'de okuduktan sonra, okul çok farketmiyor. hocaların kalitesi de biraz araştırma yapılarak görülebilecek bir durumdur fakat o da belli olmuyor zira adamın kariyeri çok iyidir, on numara işler yapmıştır, müstakbel hocan olacaktır ama okula başlarsın, dersine girmeyebilir. hakikaten biraz şans işi onlar. ha özel üniversitede hocaya posta koyarsın, devlette koyamazsın diyen adam da bok yer. birinci hocaya posta koymak senin karaktersizliğinin göstergesidir. ikincisi hocanın adamlığı. mekan, yer ne farkeder? devlette de, özelde de daha birinden posta yemişliğim yoktur. koymaya kalkan oldu elbet, ben bırakırken okulu hala bir tek benim dersimden gelip gidiyordu mezun durumundaki adam. ben bırakmasaydım da benimle birlikte emekli ederdim onu.,

    imkanlar olarak okuldan okula ve bölümden bölüme farkeder. benim bulunduğum devlet üniversitesinde kamera ve ışık imkanları daha iyiydi mesela. özel üniversitede yoktu o cihazlar.

    bürakrasi olarak bakınca devlette işler biraz daha yavaş yürür çünkü sonuçta orası bir devlet dairesidir. kimse işi siklemez. özel üniversitelerde öğrenci işleri vs daha iyi çalışır, denetim vardır. özel kurumlarda kimse elemana boş yere para ödemez. adamın iliğini kuruturlar.

    birlikte vakit geçireceğiniz arkadaşlarınız da çok çeşitli olacaktır. adamın özel üniversiteye gidecek parası hayli hayli vardır fakat istanbul üniversitesini kazanmıştır. tabii ki istanbul üniversitesini tercih eder ve parasını da çatır çatır yer. bunlardan çok var. arabalarıyla gelir parkederler beyazıtın ara sokaklarına, kıyafetler de ona göredir. ama yine özel üniversiteye gidip, sadece okul taksitlerini ödeyebilecek kadar parası olanlar da vardır. sadece zenginler özele gider diye bir durum yok. hem zengin, hem kafası çalışanlar her zaman vardır. zaten okul başlayınca, bu durum sizin için çok önemliyse, kendi gelir seviyenize göre birilerini bulursunuz mutlaka.

    özet olarak şunu bilin, çok büyük fark yok, aynı bokun laciverti. üniversite eğitimi aslında teşviktir. bilime ve öğrenmeye teşvik. sabah okula gidip, akşam disko bar, facebook falan takılacaksanız hiç kafanızı yormayın, sallayın tercihleri, elbet birine girersiniz. ha yok, gerçekten insan gibi okuyacaksanız, gönlünüze biraz daha fazla yatanı tercih edin, hoca sizi eğitemezse, siz hocayı eğitirsiniz. okul dışı zamanlarda kendinizi eğitirsiniz. aslanlar gibi mezun olursunuz.
  • teraziye koyulacak üniversitelere göre değişecek karşılaştırmadır. bu kadar açık bir şey üzerine hala karşılaştırma yapmanın da pek bir anlamı olduğunu düşünmüyorum.

    boğaziçi de devlet üniversitesi ardahan üniversitesi de; koç da vakıf üniversitesi nişantaşı da.
hesabın var mı? giriş yap