• ankara üniversitesi'nin zannederim sbf'si tarafından çıkarılan periyodiklerden birinin epeyce eski bir sayısında vrangel ordusu'nun istanbul'a gelişine dair, genelkurmay belgeleri'ne de yer veren dikkate değer bir makale yayınlanmıştır. saime yüceer tarafından yard. doç. dr. sıfatıyla imzalanmış makalenin dipnotlarında ikdam gazetesi'nin 21 kasım 1920 tarihli sayısında yayınlanmış haber alıntılanır. bolşevik ordusuna yenilen beyaz rus ordularının kırım'dan ayrılışıyla ilgili anlatılanlar, bunun tam bir mülteci akını olduğunu düşündürmelidir. haberde anlatıldığına göre yenilgiden sonra kırım'dan ayrılış hazırlıkları sırasında alınacak malzemeler vapurlara yüklenirken, yaralıların aileleriyle birlikte sivil memurlar, asker aileleri ve kırım'dan ayrılmak isteyen diğer unsurlar vapurlara yerleştirilmeye başlanıyor. zırhı otomobiller gemilere alınmayarak imha ediliyor. sivastopol'daki mühimmat ve mermilerin imha edilmesi düşüncesinden ise şehri tahrip ve can kaybına yol açacağı gerekçesiyle vazgeçiliyor ve orada bırakılıyor. bataryalar da kamaları alınarak terk ediliyor. hicri ordu, mitralyözlerin tamamını ise yanına almış. sivastopol'dan sonra balta, kefe ve kerç mıntıkaları da vrangel'in gözetimi altında boşaltılmış. kazakları taşıyan vapurlar da 21 kasım'da istanbul'a ulaşarak bu mülteci mahşerine dahil olmuş. beyaz-kızıl ordular arasında bir çok cephede devam eden savaşta kazakların hangi tarafta yer alacağının tayin edici olması, bu kazak göçmenlerle ilgili bilgiye özel bir önem katmakta.

    yenilerek kırım'ı terk etmek zorunda kalan vrangel ordusunun beyaz rus ve tatarlar yanında kaydedeğer sayıda bir çerkes askeri de içerdiği bilgisine genelkurmay ateşe arşivi'nin belgelerinde rastlıyoruz. aynı belgelerde bu ordu unsurlarının bir kısmının adapazarı'na gelmekteyken yunanlılar tarafından tutuklandığı yolunda da kayıtlar var. hatta aynı belgelerde ordu içinde, vrangel ordusu rusya'da iken "beyaz rus merkezi" adı altında yürütülen faaliyetler sonucu bolşevikler tarafından buraya sızdırılmış bazı unsurların da göç edenlerle birlikte istanbul'a geldiğine değinilmekte.

    saime yüceer, istanbul'a ulaşmalarının ardından general polko'nun yaverinin, vapurda sakladıkları pompalı silah ve cephane sandıkları ile birlikte rus mitralyözlerini türk tarafına teklif ettiğini ancak gemilerin ingilizler tarafından sıkı bir şekilde kontrol edilmesi nedeniyle bu alışverişin gerçekleşmediğini söylüyor. bir başka kaynağa göre gemilerin silah yüklü olduğunu öğrenildikten sonra boğaziçi'nden kadıköy açıklarına kadar sıralanmış olan vapur ve şilepler ingiliz harp gemileri tarafından kuşatıldı. silahların boşaltılmasından sonra vrangel birliği kilitbahir, maydos, bolayır, gelibolu, keşan, tekirdağ, silivri ve çatalca'ya gönderildi. bu birlikler fransızların kontrolünde taş kırma ve yol yapım işlerinde çalıştırıldı.

    boşaltılan silahlar ise ayastefonos'a gönderilmeye başlandı. yine genelkurmay belgeleri arasına bulunan ve 15 şubat 1921 tarihinde bakırköy barut fabrikalarına bağlı depolardan birinde cephane temizliği sırasında yangın çıktığını haber veren yazı, ayastefonos'ta önceleri şimendifer mektebi olarak kullanılan cevad bey köşkü'nün silahların depolanmasına tahsis edildiğine dair bir işaret olarak anılır.

    gelen mültecilerin bileşimi kadar sayıları üzerinde de farklı ve çelişkili bilgiler söz konusu. hüsamettin ertürk tarafından kaleme alınan "milli mücadele senelerinde teşkilat-ı mahsusa" başlıklı kitapta ileri sürülen 200 bin rakamının itiraz gördüğü anlaşılıyor. genelkurmay ateşe arşivindeki kayıtlarda fransızların 100 bin kişiyi silahlarını alıp gelibolu çatalca arasındaki yerlere yerleştirdiği, kuvvetlerden 70 bininin sırbistan'a 20 bininin bulgaristan'a yollandığı bilgilerine yer verilmiş. haliç'teki vrangel donanması'nın fransızlar tarafından afrika'ya gönderildiği de aynı arşivlerde yer alıyor.

    21 ve 22 kasım tarihlerinde sirkeci'den mülteci yüklü trenlerin ayastefanos ve hadımköy'e hareket ettiği bunların çatalca ve kabakçı'ya kadar uzanan bir bölgeye yerleştirildiği, 29 kasım tarihinde genelkurmay'ın itirazlarına rağmen küçük çekmece istasyonu yakınındaki rus abidesi civarına 3 bin rus askerinin yerleştirildiği mülteciler hakkında ortaya çıkarılan öteki bilgiler. öte yandan, mültecilerle ilgili fransız dışişleri bakanlığı'ndaki toplantılarda büyük bir felaket ve mahrumiyetten, 100 bin mültecinin barınma ve iaşeleri konusunda acilen yapılacak şeylerin kararlaştırılmasından sözedilmektedir. aynı toplantılarda mülteci problemine çözüm önerisi olarak bunların bir kısmının yunanistan sırbistan ve bulgaristan'a gönderilmesi seçeneği üzerinde de durulur ve deniz ticaret müsteşarlığının nakil vasıtalarının kullanılması kararı alınır.

    türk tarafının mülteciler hakkındaki düşünceleri, müdafaa-i milliye vekaleti'nden havali komutanlığına gönderilen emirden takip edilebilmektedir. yüceer'in genelkurmay arşivlerindeki belgelerden aktardıklarında, esasen tekrar dönüp savaşabilmek için derlenip toparlanmak amacıyla istanbul'a gelmiş bu ordudan işgalci güçlerin askeri amaçlar doğrultusunda yararlanmak istediği şüphesi öne çıkıyor. 2 aralık 1920 tarihli istihbarat raporu, vrangel ordusu'nun nerelere yerleştirileceğini, savaşma yetenekleri, miktarları ve sınıfları soruluyor, birlikler içinde türklere sadık olabileceklerler kanalıyla ingilizlere meyledenlerin dağılmasını sağlayacak şekilde propaganda yapılması öneriliyor. aynı konuda müdafaa-i milliye vekaleti'nden havali komutanlığına gönderilen emirde de "vrangel ordusu mültecilerinin bundan böyle harb esiri telakki edilmeyerek isteyenlerin memleket dışına çıkabilecekleri"nden bahisle, gitmek istemeyenlere ne maaş ne de ciheti askeriyede iaşe temin edilmeyeceği bildiriliyor. müdafaa-i milliye'nin bunlar için kararı, serbest bırakılmasıdır. müslüman mülteciler hakkında ise bunların gitmek istemeyenlerinin münasip hizmetle istihdamları suretiyle perişan olmamalarının temini istenerek, "bedema gelecek vrangel orduları mültecilerin hakkında esiri harp muamelesi yapılmayarak bervechi manız şeraite tabi tutulmaları tamimen arzolunur" deniyor.

    aynı tarihlerde gelibolu ve limnos'taki vrangel'e sadık unsurların isyan çıkardığı haberleri alınmaya başlanıyor. güvenilirliği şüpheli bazı kaynaklara dayanan değerlendirmelerde yunanlıların kuva-yı milliye aleyhine vrangel ordusuyla anlaşarak onları cepheye sürmek istemesi, bu isyana neden olarak gösteriliyor. buna göre mustafa kemal'in birliklerine karşı savaşmak istemeyen vrangel ordusu, kurmay heyetler seviyesinde sürdürülen görüşmelerde rusya'nın ihyası için çarpıştıklarını ve bir çok kayıp verdiklerini beyan ederek, bu savaşlarında asıl kendilerinin desteğe ihtiyaç duyduğunu yunan tarafına bildirdiler. alınan cevap olumsuzdu.

    vrangel ordusu'nda daha önceden rusya'ya yerleşmiş alman muhacirler arasından yetişmiş subaylar yanında doğrudan alman olup, ihtiyat subayı olarak görev yapanlar bulunuyordu. ingiliz istihbarat teşkilatı, vrangel ordusunun subay kademesindeki alman unsurların özellikle muhacir olmayan gruba dahil bulunanlarından, türk subaylarıyla yakınlık kurup istanbul'daki kuva-yı milliye varlığı hakkında bilgi edinmesini bekliyordu. bu alman subayları ingiliz yanlısı rus generali sakapoşof groniki'nin maiyetinde istihdam edilmişti.

    2 aralık 1920 tarihli istihbarat raporu, sakapoşof groniki için, "bu generali türk dostu olarak tanıtmak istiyorlardı. güya bu general kumandasına tevdi edilecek askerlerle mustafa kemal birliklerine dahil olup büyük hizmet edeceğini, karşılaştıkları türk subaylarına söylüyorlardı. halbuki bu general ve subaylar ingiliz casusudur" deniyor.

    azerbaycan'da bolşevik rejimin kabul edilmesinin ardından sıranın ermenistan ve gürcistan'a gelmesi, ingiltere'yi vrangel ordusunu kafkaslarda rusya'ya karşı kullanma düşüncesine itmişti. gelibolu'daki vrangel ordusuyla 1920'lerde bu amaçla sürdürülen görüşmeler sonuçsuz kaldı. 1922 yılında lozan'da barış görüşmelerinin sürdüğü dönemde, ingilizler vrangel kartını tekrar denemek istedi. yılın sonlarında çanakkale'ye rus, ermeni ve rumların taşınmakta olduğuna ilişkin istihbarat belgeleriyle karşılaşmak mümkün.

    bu istihbarat içerikleri, lozan'daki boğazlar meselesinin görüşüldüğü dönemde rusların türk tezine fazla direnmemesini, çanakkale'deki bu faaliyetlerle ilişkilendirenler için hareket noktası oluşturuyor.

    vrangel'in dolayısıyla vrangel ordusu'nun kuva-yı milliye hareketine karşı tutumu, o dönemde kritik öneme sahip bulunan türk-sovyet rusya ilişkileri bağlamında da ilgiye değer bir konu olmaktadır. bu bahiste, vrangel ordusu'na mensup bazı unsurların türk tarafına yanaşma girişimlerinden bahsedilir. berlin'den yazdığı 2 şubat 1921 tarihli mektubunda talat paşa, bir gün önce yaptığı üç önemli görüşmeden sözetmektedir. mektupta "vaktiyle suchon'un yerine tayin edilen amiral hofman general vrangel'in dostlarından bir rus generalini bizim eve getirdi. bu zat istanbul'dan gelmiş çatalca ve gelibolu'da bulunan ve miktarı 50 000 kişiden ibaret olan vrangel ordusu'nu entente, daha doğrusu fransızlar, evvelâ ocak, sonra da şubat sonuna kadar iaşe edebileceğini kesin bir şekilde söylemiş. general bu kuvvetlerin mustafa kemal ile ortak çalışmaya hazır olduğunu ve ilk baharda her iki kuvvetin bolşevikler aleyhine başarıyla hareket edebileceğini ve böyle bir ittifak hasıl olursa bu kuvvetlerin anadolu hesabına istanbul'daki ecnebi kuvvetlerini de kovacağını söyledi." deniyor.

    aynı bahse dahil edilebilecek bir başka mektup 22 nisan 1921 tarihini taşıyan stalin tarafından ali fuat cebesoy'a yazılmış olandır. stalin, ""anadolu ordusu boğazlara yürüyecek olursa vrangel de bulgaristan'daki ve istanbul'daki ingiliz ve fransız askerlerini arkadan vurabilir, silâhlarını alarak bunları esir edebilir" diye yazar. mektup, rusya'daki ittihatçılarla bolşevikler arasında vrangel ordusu'nun işgalcilere karşı kullanılması doğrultusunda bir işbirliğine konu edildiğini göstermesi bakımından önemlidir. naim cevad, anadolu'da yakalandığında, amacının, enver paşa'nın isteği üzerine istanbul'a gidip ittihatçı teşkilatla vrangel birliklerinin hazırlıklarının ne aşamada olduğunu öğrenmek, mümkünse işgalcilere karşı hemen harekete geçilmesini organize etmek olduğunu söyler.

    beykoz kadısı mehmet sırrı bey'in 19 haziran 1921 tarihli mektubu da vrangel cenahıyla türk tarafı arasındaki temaslara dair bir başka ilginç örnektir. yüceer'in harp tarihi vesikaları dergisi'nden alıntıladığı bu mektupla beykoz kadısı mustafa kemal'e "tekirdağı'nda sekiz alay kadar bulunan vrangel askerleri doğrudan doğruya bana başvurarak kendileri sovyetlere bağışlattırılmak veya barıştan sonra anadolu'da yerleşmelerine izin verilmek koşulu ile ellerinde bulunan silâhları ve makineli tüfeklerle parahotları istenildiği gibi millî hükümet adına bırakmaya veyahut trakya'da istenilen biçimde yunanîlere karşı hareket etmeye hazır olduklarını bildirmişlerdir. bildirilen sorun daha önce dolayısıyla sunulmuş ise de şimdiye kadar herhangi bir emir gelmemiştir" demekteydi.

    edit: kaynak:ankara üniversitesi türk inkılap tarihi enstitüsü atatürk yolu dergisicilt: 6 sayı: 21
  • 1917'de sovyet devrimi'ne karşı çarlık rejimini korumak amacıyla kurulan, çarlık yanlısı general piyoti nikolayeviç vrangel'in başında bulunduğu ordu.

    *
  • sovyet devrimi sonrası iç savaşta kızıl ordu tarafından perişan edilen, tarihin en büyük firarlarından birini gerçekleştirmiş ve bu firar sonrası tüm silah ve mühimmatına ingilizler tarafından el konularak askerleri büyük partiler halinde balkan ülkeleri ve afrikaya sürülerek eritilmiş ordu.
  • bolşevik devrimi'nden sonra türkiye'ye sığınan rus ordusudur. (bkz: beyaz ordu)

    rusya'daki çarlık rejiminin son generallerinden olan pyotr nikolayeviç vrangel'in komutasındaki bu ordu, kızıl ordu tarafından mağlup edilince, itilaf devletleri'nin yardımıyla 1920'nin kasım ayında rusya'dan kaçıp, istanbul'a gelmişti. ordunun bir kısmı istanbul'un kırsal kesimlerine yerleştirilirken, bir kısmı da gelibolu, tekirdağ gibi çeşitli bölgelere yerleştirilmişti. ordunun maliyetlerini bir süreliğine fransa üstlenecekti. itilaf güçlerinin bu orduya dair ilk baştaki niyet ve amaçları; bir süre ellerinin altında tutmak, derleyip, toparlamak, daha sonra da tekrar bolşeviklerle savaşmaya göndermekti. fakat bu böyle olmadı.

    profesyonel ve donanımlı bir orduydu. dolayısıyla bu savaş döneminde taraflar bu orduyu kullanmak istediler:
    - yunanlılar, gelibolu'ya yerleştirilen ordunun kurmaylarıyla görüşmeler yapıp, türklere karşı beraber savaşma teklifinde bulundular fakat ordu mensupları buna yanaşmadı.
    - ingilizler, ordunun subaylarını casus olarak kullandılar. onların, türk subaylarıyla yakınlık kurmalarını sağlayıp, bilgi toplamaya çalıştılar.
    - en dikkat çeken temas ise enver paşa'nınkiydi. o da bu orduyla temasa geçmişti. o dönemde bolşevikler, enver paşa'yı yanlarına çekmişti. enver paşa'nın türk ve müslüman topraklarındaki nüfuzundan ve şöhretinden faydalanmak istiyorlardı. boğazlardaki itilaf devletlerinin varlığı aleyhlerineydi. dolayısıyla burasını temizlemek istiyorlardı. bir yandan da tam bağımsız bir milli devlet kurma fikrinde olan mustafa kemal paşa, bolşeviklere karşı temkinli yaklaşmaktaydı. ideolojilerine ise kapıları tamamen kapatmış durumdaydı. bu sebeple enver'in anadolu'ya girmesi, bolşeviklerin anadolu'daki nüfuzunu arttırması yönünde önemli bir hamle olabilirdi. nitekim enver paşa'nın, düşmanları general vrangel ile temasına ve anlaşmasına karşı çıkmadılar, hatta desteklediler dahi denilebilir. 1921 baharında joseph stalin, enver ile vrangel'in anlaşmasından sonra, o dönemde moskova'da bulunan ali fuat paşa'ya: enver-vrangel ordusu ile anadolu ordusunun eş zamanlı istanbul'a saldırabileceğini, böylelikle de itilaf güçlerini oradan çıkarılabileceğini teklif etti. ayrıca türk ordusu yunanlılara saldırırken, boğazları kontrol etmek maksadıyla üç sovyet kolordusunun kocaeli civarlarına yerleşmesi teklifi de sunuldu. görüldüğü üzere bolşeviklerin ana hedefi boğazları kontrol altına almak, bunun yanında da anadolu'ya girebilmekti. bu teklifleri ankara hükümeti reddetti.

    bu tarihten sonra itilaf devletleri, maliyetler ağır gelmeye başladığından vrangel ordusuna olan desteğini çekti. ardından da ordunun dağıtılması gündeme geldi. bunun üzerine zor durumda kalan askerlerin bazıları gelir elde etmek için ankara'ya silah ve teçhizat satmaya başladı. nihayetinde de ordu dağıtıldı, askerlerin bir kısmı başka ülkelere göç etti, bir kısmı da türkiye'de kalıp sivil yaşama karıştı.

    kaynaklar:
    + ali fuat cebesoy - moskova hatıraları - kültür ve turizm bakanlığı yayınları.
    + abdülahat akşin - atatürk'ün dış politika ilkeleri ve diplomasisi - türk tarih kurumu yayınları.
    + ahmet altıntaş - milli mücadele'de yeşil ordu cemiyeti ve siyasi kökeni - (doktora tezi)
hesabın var mı? giriş yap