• argoda calmak, a$irmak manalarina da gelmekte olan kelime.

    - abi cakmagim nasil?
    - super valla, nerden aldin?
    - ne almasi lan, kazimdan yaladim eheh.
  • cinsel cagrisim yaptigindan, gecikmis ergenlerce
    en cok ragbet edilen laflardan biri.
  • korkarım "öpmek" yerine kullanılıyor artık bu kelime-ve hatta eylem-. "oki yaladım" diye telefonu kapatan bi takım insanları ben bizzat kendim duydum, gördüm, arkadaşımdı, öldürdüm.
  • türk dil kurumu'nun tanimi:

    1 . bir şeyin üzerinden dilini sürüp geçirmek.
    2 . dilini gezdirerek bir şeyin üzerindekini almak
    "kara üzüm tıkınıyor ya, parmak uçlarına bulaşan görünmez balını, teker teker yalıyor."- a. ilhan.
    3 . (mecaz) sıyırarak, dokunarak geçmek:
    "bir güneş parçası binanın yüzünü yalayarak açık kapılardan içeri giriyor."- r. h. karay.
    4 . (denizcilik) dalgalar geminin içine girmeyip yalnız bordasını sıyırarak geçmek.

    yukarida da görüldügü gibi
    yalamak, yalamak anlamina geliyor.
  • yalaka yalamak fiilinden türetilmiş olmalı... ama benim aklıma yalamak deyince ilk gelen şey şu:

    lisedeyken edebiyat derslerine giren kel bir öğretmenimiz vardı. çok ama çok sinirliydi ki bi ara sinirinden arkadaşın birini neredeyse pencereden aşağı atacaktı... buna rağmen onunla uğraşmaya bayılırdı tüm öğrenciler... bir gün hoca kaptırmış kendini edebi sanatları anlatmakta... o esnada arkadaşın biri, "hocaaamm dünkü gazeteyi okudunuz mu?" dedi... hoca sınıfa döndü ve "okumadım evladım" dedi 'konuyu kavramaya bakın siz şimdi' edasıyla ve hafif sinirli bir ses tonuyla... sonra yine tahtaya döndü ve tahtada yazılı şiirdeki edebi sanatları anlatmaya kaptırıverdi kendini kaldığı yerden... oğlan bekledi epey ve yine aynı soruyu tekrarladı... hoca bu kez gayet sakin bir şekilde, "e söyle bakalım ne yazıyordu gazetede" dedi... :
    - bir kelin kafasını öküz yalayınca saçlar en geç 1 ay içinde yeniden çıkmaya başlıyormuş hocam... (eleman pişkin pişkin sırıtıyordu bunu söylerken)
    hoca dellenmiş bir vaziyette ona doğru yürümeye başladı... hepimiz onu nasıl zaptedeceğiz acaba telaşı ile bakıyorduk... hoca oğlanın yanına geldi, bir hışımla elini kaldırıp sonra da kendi kafasına (keline) götürerek, bizi o anda dumur eden şu sözleri sarfetti: ne duruyorsun!!! yala ulan yala!!!

    liseden mezun olduktan sonra arasıra hocayı ziyarete gidiyordum... bizden sonra çok sakinleşmiş, haliyle de biraz yaşlanmıştı... belki de ben büyümüştüm de o da bana bir büyüğe davrandığı gibi davranır olmuştu...

    onu bir ziyaretimde ordan burdan sohpet ederken yukarda anlattığım bu anıyı hatırlattı bana... :

    - o çocuk var ya... balcalı otobüslerinde muavinlik yapıyor şimdi...

    bu cümleyi öyle manalı ve düşünceli bir yüz ifadesiyle söylemişti ki, ne yalan söyleyeyim, lafın devamında söyleyebileceği şeylerin ihtimali bile korkutmuştu bir an beni... ama hoca ne dese beğenirsiniz... :

    - kerata beni ne zaman görse, otobüs durağının 200 metre ilerisinden başlıyor bağırmaya: 'hocaammm yalayım mı!!!'
  • "dışarda deli dalgalar
    gelir duvarları yalar"
    (sabahattin ali, aldırma gönül)
  • sekste en güzel evre.
hesabın var mı? giriş yap