• babasını devirerek tahta çıktığı düşünülecek olursa geçerli olan durumdur. bu açıdan akp'nin üçüncü köprüye bir darbecinin ismini vermesi de düşünüdürücüdür.

    not: genelde kendisine 1. selim derim, ama kimden bahsettiğim iyice anlaşılsın diye lakabını da kullandım başlıkta.
  • yeniçerilerin ayaklanmasını sağlayarak tahta çıkan, sonrasında da öz kardeşlerini, öz yeğenlerini ve kesin olmamakla birlikte öz babasını öldürten bir darbecidir.

    edit: hayır bari bilmiyorsunuz üsturupsuz sallamak yerine rica ediyorum azcık olsun araştırın ondan sonra üsturuplu sallayın bari.

    alttaki sallamasyonlara geçmeden önce okuyabilmeniz için bazı gerçekler burada(çoğu bilinen şeyler gerçi, ama bazı osmanlı sevici tarihi kıçtan anlayıcıların algı ve yalan operasyonlarına maruz kalmadan önce yine de bi okumakta fayda var):

    - 2. bayezid yavaş ve sakin mizaçlıdır, doğrudur, bunun sebebi de afyonkeş olmasıdır. adam kelimenin tam anlamı ile kafayı çekip devleti boşvermiş. genelde "dindar" olduğu için ve "barışçıl mizaçlı" olduğu için onun döneminin sakin geçtiği söylenir. ders kitaplarında da "onun döneminde pek savaş olmamıştır ama oğlu yavuz sultan selim'e güçlü bir ordu ve dopdolu hazine bırakmıştır" falan yazar. ordu nasıl hazırsa artık kendi padişahını bile dinlemez hale gelmiş kimse siklemediği için.

    - bu afyonkeşlik konusu şah ismail - 1. selim mektuplaşmalarında da görülüyor hatta. şah ismail mektupların birinde 1. selim'in mektuplarının çok düşmanca olduğundan falan bahsediyor ve 1. selim'in de babası gibi afyon çektiğini ima ediyor. bi de mektubun yanında hediye olarak bol bol afyon gönderiyor. cevap olarak 1. selim de ordunla karşıma gel, gelemiyorsan çıkar zırhını bastonla gez falan diyip hediye olarak baston gönderiyor.

    - 2. bayezid tahttan ayrılacaktı da zaten oğlunu tahta çağırmıştı falan denilmiş, 2. bayezid'in öyle bir niyeti olduğu osmanlı kayıtlarında yer alıyor evet ama adamın 1. selim'e taht bırakmak gibi bir niyeti yok. 1. selim napıyor, ordu toplayıp babasına karşı savaşıyor. 2. bayezid ordusuyla 1. selim'in isyanını bastırıyor sonrasında da afyon çekip "darbe değil olsa olsa küçük bir kalkışmadır bu" demiştir belki de. ama yeniçeriler aynı fikirde değiller, keş padişahın seçtiği şehzade yerine kendi seçtikleri cengaver selim'i tahtta istiyorlar. sonra 2. bayezid şehzade ahmet ve şehzade korkut'u sırayla istanbul'a çağırıyor ama yeniçeriler birincisini komple tanımazken ikincisine saygı gösterip tahtta illa da 1. selim'i görmek istediklerini söylüyorlar. sonuç olarak 2. bayezid 1. selim'i devletin bekası için istanbul'a çağırmak durumunda kalıyor. darbe başarıya ulaşıyor.

    - 1. selim tahta çıktıktan sonra tabii ilk iş yerini garantilemek için şehzade korkut, şehzade ahmet ve onların çocuklarını ortadan kaldırıyor. normalde tahta çıkacak olan şehzade ahmet isyan ediyor, oğlunu ordunun başına koyuyor ama hem ordusu yeniliyor hem oğlu öldürülüyor. sonrasında kendi ordunun başına geçiyor, kendi de yenilip sonrasında öldürülüyor. diğer şehzadeler zaten önceden ölmüş, çocukları hayatta ama onları da 1. selim teker teker hallediyor. şehzade korkut'u mektup entrikalarıyla öldürüyor bu arada, devlet erkanı ağzından gibi mektuplar yazıyor şehzade korkut'a "gel de devletin başına geç biz sana destek olacaz" gibisinden, korkut da yumuşak konuşunca bu da isyancı ulen diyip onu da hallediyor. entrika demişken, 2. bayezid tahtı 1. selim'e bıraktıktan sonra dimetoka'ya(meriç nehri'nin az yunanistan tarafında) giderken yolda tekirdağ civarlarında ansızın rahatsızlanıp ölüyor. 1. selim'in cülus günü 23 mayıs, 2. bayezid'in ölüm günü 26 mayıs.

    - ayrıca bakın çok enteresan, 1. selim tahta çıkar çıkmaz şeyhülislam alevilerin öldürülmesinin vacip olduğunu, onların zaten müslüman olmadığını söyleyen fetva çıkarmıştır. sebebi neydi ki diye merak ediyor insan. sonrasında türkmen celal diye biri liderliğinde anadolu ayaklanıyor, 20.000-30.000 civarı ordu bile oluşturuyorlar. 20.000 falan o dönemlerde halk tarafından kurulmuş bir ordu için müthiş rakamlar. o dönemde kaç tane köy kasaba eder 20.000 kişi bi düşünün. neyse, bunlar savaşıyor ve yeniliyor. ama etkileri büyük olacak ki anadolu'da çıkan isyanlar artık celali isyanları olarak adlandırılıyor.

    - tabii yavuz sultan selim demişken alevi katliamlarından söz etmemek olmaz. fetvadan bahsettim. bu fetvanın ardından işler karışıyor, kimilerine göre toplamda 40.000 kadar alevi katlediliyor. 1. selim'in ordusuyla iran seferine giderken yolda kendisinin de alevi öldürdüğü biliniyor ama 40.000 tane öldürmüş olması o dönem için biraz zor bi ihtimal. yani anadolu'yu köy köy gezip kapı bucak alevi aramadıysa 40.000 gerçekten zor bir rakam. alevilik o dönemlerde türkler arasında baya yaygın ama sonrasında günümüze kadar uzanan bir alevi hor görme adeti başlıyor. tekrar söyleyeyim, 1. selim döneminde başlıyor alevi düşmanlığı.
  • yalnızca kısmen doğru bir önerme.

    selim'in babası hastaydı ve zayıftı, tehlikeleri öngöremiyor, mâni olamıyordu. asker ona olan sadakatini kaybetmişti. halk artık ona güvenmiyor ve itibar göstermiyordu. yavuz sultan selim de babasına meydan okuyarak devleti kurtarmak için hakkı olan tahtı ondan aldı.

    bugün biliyoruz ki, sultan bayezid aslında öteki oğullarından birini vârisi yapmak istemiş ve bu sebeple istanbul'a getirmişti. fakat oğlu gelince, asker ve halk sokaklarda gösteri yaparak ününü çok duydukları yavuz'u istemişler tahta. babası da yavuz'a bir şans vermeye mecbur kalmış.

    yavuz babasına karşı ayaklandı, evet fakat milletin isteği ve arzusuyla başa geçti. buna modern manada ''coup'', yani ''darbe'' denemez. geleneksel imparatorluklarda saray darbeleri, devleti kurtarmak için yapılır. modern dönemde ise rejimi değiştirmek için. yavuz yaptığı bu işle, belki de devleti kurtardı. fetö 15 temmuz'da başarılı olsa, tüm devlet yapısı değişecekti.

    edit: beyler meseleyi anlamadınız sanırım; bu darbe olamaz çünkü o sırada bayezid zaten tahtı bırakıyordu ve yerine veliahd arıyordu. ama bunu fatih kanununda olduğu gibi değil, kafasına göre yapmaya kalktı. yavuz da hakkını almak için kardeşleri ve babasıyla mücadele etti. yani ortada o sırada padişah yok, adam görevi bırakacak, bu darbe değil, politik bir mücadele.
  • memluk sultanlığı'nı tarihe gömerek ve mısır'a hükmederek hilafetin de osmanlıya geçmesini sağlamıştır. yani darbesi taht ile sınırlı kalmamıştır.
  • miletin istegi ve arzusuyla gecmismis. kenan evren'de darbe sonrasi 82 anayasasini yuzde 91.4 oy ile onaylatarak, milletin istegi ve arzusuyla iktidara gecmis bulunuyordu o zaman. 1. selim kabak gibi ortada darbecidir, pek tabii ki darbecilerin ecdadidir.
  • yukarıda selim hakkında yazanların hemen hemen tamamı türkiye tarihinin iki başarılı darbesi için de, söz konusu darbeyi yapanlar tarafından kullanılmıştır. türkiye tarihinin üç başarısız darbesinin liderleri de eğer başarsalardı muhtemelen aynısı diyeceklerdi. (evet 15 temmuz öncesinde de ismet inönü başbakanken önlenen iki başarısız darbe var)

    ne denmiş "selim'in babası hastaydı ve zayıftı, tehlikeleri öngöremiyor, mâni olamıyordu. asker ona olan sadakatini kaybetmişti. halk artık ona güvenmiyor ve itibar göstermiyordu. yavuz sultan selim de babasına meydan okuyarak devleti kurtarmak için hakkı olan tahtı ondan aldı."

    27 mayısçılar ne diyor "menderes tehlikeleri öngöremiyor, mâni olamıyordu. asker ona olan sadakatini kaybetmişti. halk artık ona güvenmiyor ve itibar göstermiyordu. 27 mayıs cuntası da menderese meydan okuyarak devleti kurtarmak için hakkı olan iktidarı ondan aldı." diyor aşağı yukarı. isterseniz darbecilerin kendilerini nasıl savunduklarına bakın.

    peki 12 eylül darbecisi, kurduğu darbeci hükümete turgut özal'ı başbakan yardımcısı olarak atayan kenan paşa kendini nasıl savunuyor.

    o da aşağı yukarı şöyle diyor. "demirel'in başta olduğu hükümet, chp, ap, msp ve mhp'nin çoğunlukta olduğu tbmm zayıftı, tehlikeleri öngöremiyor, mâni olamıyordu, birbirleri ile didişmekle vakit geçiriyordu. asker onlara olan sadakatini kaybetmişti. halk artık ona güvenmiyor ve itibar göstermiyordu. kenan paşa da devleti kurtarmak içün iktidarı hükümetten, ve dört partinin bulunduğu tbmm'den aldı."

    iki durumda da asker ve halk darbeye destek vermiştir, en azından istanbul sokaklarında. (1. selim'e de sanırım verilen destek aynı şehrin sokaklarında gerçekleşmişti) aradaki tek fark, 1960 ve 1980'de devrilenin demokratik yolla başa gelmiş iktidarlar olmasıdır. ancak teknik olarak demokratik yolla iktidara gelmemiş birisinin devrilmesine de darbe yani coup denebilir. latin amerika'da darbe ile başa gelmiş cuntanın başka bir darbe ile yerini başka bir cuntaya bırakması görülmüş bir durumdur.

    eh başka bir başlıkta geçen atatürk örneğinde de, istanbul'un işgali sonucunda dağılmış meclisi mebusan'ın sonrasında iktidarının meşruiyeti hiçbir demokratik mekanizmaya dayanmayan bir padişahtan iktidarın, iyi kötü demokratik bir mekanizmaya sahip bir meclis tarafından devralınması söz konusu. buna bile darbe diyen olmuş. kişisel düşüncem iktidar devri, demokratik meşruiyete dayalı bir kuruma yapılıyorsa, veya bu kurum aracılığı ile yapılıyorsa darbeden söz edilemez.

    ama demokratik bir mekanizma yoksa, ve iktidar var olan teammüllerin dışında, söz konusu devlet kurumlarından birisinin belirlenen teammüllerin ve yasaların belirlediği sınırlarının dışına çıkması sonucunda, bir adam veya bir zümreden başkasının eline geçiyorsa, o zaman söz konusu iktidar değişimine darbe denmesi mümkündür. söz konusu iktidar demokratik meşruiyete dayanmıyorsa bile.

    tüm darbeler kötü müdür? bence öyledir. en azından belli dönemlerde normal bile olsalar ilerici değillerdir. iktidar değişiklikleri halk ile birlikte halk adına yapıldığında (en azından zamanın koşullarının izin verdiği düzeyde) ilerici sayılabilirler diye düşünüyorum.
  • bir önerme. doğru olabilir.
    lakin mısıra boş çöl diyebilmek için sıfır tarih bilgisi gerekir.
    mısır akdeniz imparatorlukları için taçta ki elmastır.
  • atatürk söz konusu olunca salyalar saçarak darbeci edebiyatı yap, iş yavuza gelince milli irade devletin selameti zayıf baba edebiyatı yap hassktr ordan...!!!!
  • lüzumsuz adamın biri atatürk darbecidir dedi diye, beynine kodlanmış, atatürk'e laf attılarsa hemen osmanlı'ya laf atmalıyım programının çalıştığını görmek üzüyor.

    yavuz sultan selim darbecidir.

    ne zaman kafirle savaşılacak olsa fırsattan istifade edip arkadan saldıran ödlek şah ismail'e darbe indirmiştir.
  • lüzumsuz adamın atatürk'e darbeci demesi, başlığı açan yazarı inanmadığı, doğru olmadığına inandığı bir şeyi sırf inat uğruna yazmaya itmiş değildir.

    zira yazar, gerçekten atatürk'ün bir devrimci, 1. selim'in de zamanın koşullarında pekiala darbeci olarak anılabilecek bir insan olduğuna inanmaktadır. 1. selim ilk darbeyi babası 2. beyazıd'a indirmiştir zira. babasına indirdiği darbede şahsi kanaatimce şah ismail'e indirdiğinden daha ağırdır.

    ikincisi bu başlığın açılması iki somut nedene dayanıyor.

    birincisi ortada kıyaslanan iki vizyon var. birincisi atatürk'ün kurduğu rejim üzerinden oluşturulan vizyon, ikincisi osmanlı devleti'nin sahip olduğu rejim üzerinden oluşturulan vizyon. ben iki vizyonun da ötesine geçip yeni bir vizyon yaratmanın en doğrusu olduğunu düşünüyorum. ama ille de tercih edeceksem, günümüz türkiyesi için atatürk rejiminin vizyonunun, osmanlı rejiminin vizyonundan bin kat daha faydalı olacağını düşünüyorum. (iki cümle önce de yazdığım gibi, yepyeni bir vizyonun en doğrusu olduğuna inansam da) bu başlık, bir parça akpliler tarafından darbe üzerinden yapılan bu kıyaslamaya bir katkıdır.

    ikincisi, darbe kavramının kendisinin ne olduğunu belirsizleştiren bir kavram karmaşası yaratılıyor. ve bunun özünde, normal şartlarda çoğunlukla 1945 sonrasında kullanılan bir kavramın geçmişe uyarlanması var. elbette kimi kavramlar, normal şartlarda kullanıldıkları olaylardan önceki olayları tasvir için de kullanılabilirler. yüzde yüz olmasa da en azından bir yere kadar da bu uyarlamalar anlamlı ve hatta faydalı olabilir. ben de diyorum ki madem böyle bir uyarlama yapılacak, o zaman 1. selim'in iktidarı devralışı darbe denen tanıma, atatürk'ün ve tbmm'nin iktidarı devralışı ile kıyaslandığında çok daha fazla uyuyor. bunu herşeyden önce darbenin ne olduğunu ve hangi tarihi olaylara uyarlanabileceğini netleştirmek için yapıyorum. mesela daha eskiden örnek vermek gerekirse julius sezar da darbeci sayılabilir. o da epey yer fethetmiş bir adam, ama aynı zamanda günümüzdeki kavramlarla kendisini değerlendirdiğimizde bir darbeci olduğu gerçeğini değiştirmiyor bu.
hesabın var mı? giriş yap