• mutsuzluktan, ekonomik sıkıntılardan, ülkedeki kaos durumundan muzdaribiz. başlıklar ve etry'ler gösteriyor ki sosyal açıdan da bittik. gerçekten sürekli cem uzan'ın malum isyanı aklımda.

    (bkz: sıkılıyorum bunalıyorum isyan ediyorum isyan)

    peki sen sayın dinleyen var mısın beraber delirmeye ?
  • kendi 'var'lığım.
  • mutsuz değilim sadece mutlu değilim.
  • kısa sürede değişen hayat düzenim ve buna uyum sağlayacak hevesimin eksik olması.
  • hiçbir şeyden tad alamamak.

    bolluk içinde büyüdüm. istediğim bir şeyin olması için her zaman sadece istemem yetti. sayısız arkadaşım, dostum oldu. hiçbir zaman yalnız kalmadım. kahvaltı yapmak için ülke de değiştirdim, kafam attı diye bir gün çıkıp motosiklet de aldım. hayatımı hep uç noktalarda ve ufak heyecanlarla sürdürdüm.

    ama artık keyif alamıyorum. 2 gün sonra tekrar yurt dışına tatile çıkacağım. içimde en ufak bir heyecan bile yok. hatta kim havaalanına kadar gidecek bu trafikte diye düşünüyorum. muhtemelen yarın da bir önceki günün aynısına uyanacağım. bir hedefim, başarmak istediğim hiçbir şey yok. ne yapacağım, kendimi nasıl motive edeceğim bilemiyorum.
  • beklenen yazın bir türlü gelmemesi.
  • bilmem belki oldu bir on yıl... kayseri şehir tiyatrosuna iki perdelik bir komedi hazırlamıştık. ayıptır söylemesi ben de başroldüm. şimdi izleyince fark ediyorum da, oyunumuz o kadar komik değildi ama taşra halkını bize hayran bırakacak kadar ince düşünülmüştü. nitekim öyle de oldu. o gece selam olayından sonra abartısız salonun yarısı bizi tebrik etmek için sahneye çıktı. buraya kadar her şey normaldi. tebrik etmeye gelenlerden biri de recep abiydi. ah be recep abi... o dönemlerde recep abi kayseri'de kaliteli komedi yapardı. o dönemde öyle bir oynardı ki biz "hiç bir zaman bu kadar olamayız" diye düşünürdük. olamadık da tabi. az önce öğrendim ki recep abi de olamamış. evlilik teklifi organizasyonu diye bir oluşum kurmuş. basit insanlara basit evlilik teklifi yapacağı bir sektör oluşturmuş. sahnenin adamı, sahneden başka hiç bir şeyi olmayan adam, biri birine evlenme teklifi etse de ben de bir kaç mum yakıp biraz balon şişirip ekmek paramı çıkarsam, derdine düşmüş. biliyorum belki de recep abi bizim onca övgümüze rağmen boşa kürek çekti, belki de onu da çoğu insanı olduğu gibi kayseri harcadı. ha şunu bilemem kayseri değil de greater manchester olsaydı harcanmaz mıydı? bilemiyorum.

    peşin peşin edit: alkollü yazıyorum varsa noktalama, imla, kıl, tüy, ot, bok, it, kıl, postal, bağ tarzı hatalarım özür dilerim.
  • haftaiçi sabah erken uyansam bile yürüyüşe çıkamamak. bu zifiri karanlıkta eksi bilmem kaç derece gözümü korkutmuyor ama ıssız ve karanlık sokaklar korkutmuyor değil. ah şu saatleri ayrlama enstitüsü kapanmayaydı ne güzel geri alınıyordu saatler.
  • bolumumu sevmiyorum. insanlarin bullshitlerine dilimi isirmakla geciyor cogu vaktim. bir konferansa proposal yazdik, dun gun boyu onun uzerine calistim. disaridan yaptigimiz isin adi acayip havali geliyor. ben de disaridan uyumla ve heyecanla calisiyorum falan gibi gorunuyorum ama yaptigimiz seyin tamamen bullshit oldugunun farkindayim. sirf sunk cost fallacy'ye dusup iceride kalmaya devam ediyor gibi hissediyorum bazen. bilmiyorum ne olacak :(
  • kendim seçmiş olsam da yapayalnızlık.
hesabın var mı? giriş yap