• dünkü bölümde 3 yıl italya'da yaşadı diye kendini italyanlar'dan daha italyan zanneden, bu saçma özelliği ile insanları ezme çabasıyla "siz ingilizce bilmiyor musunuz? halbuki avrupa'da 3 yaşındaki çocuk bile ingilizce biliyor" diye 3 grlık aklı ile konuşan herif, kadının biri sırf salatasını kaıştı diye masada herkesin gözü önünde "seni yarın ağlatıcam bilmem napıcam, seni ağlatmazsam bana uğur demesinler" size iğrenç tehtidler savuruyor, oradaki herkeste durmuş bunu izliyor.
    izlemeleri geçtim bir de orada arnavut olmaktan başka hiçbir özelliği olmayan yalaka bir kadın çıkıp "sumru hanımın bu terbiyesizliğine uğur bey çok sabırlı davrandı ağzını açmadı, sakin karşıladı" dedi. adam bir saniyesini bile tehtidsiz geçirmedi bu ne demek?

    onu bey'in bu olaya seyirci kalması ayrı terbiyesizlik, saygısızlık. göz göre göre bir kadının orda kadın olması da değil önemli olan bir insanın tehtid edilmesi kabul edilir birşey değil. gerçekten böyle bir olay karşısında ben sinir krizi geçirdim. birtek ömür bey saolsun "kadınlar ağlatılmaz" diyerek ufakta olsa doğru birşey söyledi.

    bugün bile o arnavut kadın resmen çirkefliğin dibine vurdu. neymiş bu yaşına kadar nasıl ezogelin yapmazmış. lan kadın 33 yıl londra'da yaşamış ! londra'da kuru fasulye mi yapsaydı? bu zamana kadar belkide en terbiyesiz yarışmacılar bunlar olabilir. bu kadın haftanın başından beri "ben zaten balık sevmem / yok ben makarna yiyemem/ yok ben şunu hiç yemem" eee sen türksün yesene bunları. madem hiçbişey yemiyorsun ne işin var bu yarışmada.

    uğur bey zaten hayatımda karşılaştığım ve inşallah karşılaşacağım en çirkin insan olsun. bir kadını ağlatmakla tehtid eden insanın ve bu tehtide birşey demeyen insanların malesef benim gözümde hiçbir değeri yok.

    umarım show tv, onur büyüktopçu veya orda yarışan yarışmacılar bunu okurda biraz utanırlar.

    siktirin lan türk misafirperverliği sizikiler değil.
  • akıl sağlını bozabilecek bir program oldu iyice, reyting için bu denli gerilime ne gerek var?
  • bu hafta ile beraber izlemeyi bıraktığım program. normalde sevdiğim bir format değildi zaten ama onur büyüktopçu'nun katılımıyla durum farklı bir konsept içine girmişti sanki. taa ki bugüne kadar. bugünkü daha doğrusu bu haftanın genelinde yapılanlara edilen müsaade ile sınırı aşmıştır. o program yapımında kimse istemese, karşısındaki bayana " seni ağlatacağım" diyen bir adamı konuşturmaz, konuşmasını yayınlamaz veya diskalifiye edebilir. kadına şiddet illaki fiziksel olmak zorunda değil, bu sözlü bir taciz.
    zaten yarışmacıların gitgide düşen kalitesi... uçurumun dibini görürsün, onları göremezsin. kalite o kadar yerlerde sürünüyordu bu haftanın bitimi itibariyle.
    cem yılmaz'ın sonradan gurme diye bir tabiri vardır. tam da öyle bu yarışmaya katılanlar. evet, bir senaryo vardır bir kurgu ama bu kadar seviyesizlik kurguyla olabilir mi arkadaş ya? nimet de nimet... o nimeti yapıp önüne koyana, sana evini açana saygı duyulmadığı gibi, sanki her yemeğin profesörü gibi o yemeklere yorum yapılıyor ki amann evlere şenlik(!) ama sorsan, nimet. sorsan, bizim kültürümüz dillere destan, yok misafirperverlik filan. ama misafirliğe gitme adabı yerlerde! sorsan her şeyi bilir, en güzeli onun yemeğidir ama onu hiç yemedim nasıl yorum yapacağım . o da ayrı bir manyaklık. sevmediğin, daha önce yemediğin bişeye nasıl yorum yapacaksın? vah ki ne vah...eee normal hayatında nasıl yorumluyorsan öyle! sanki çok bi halt ediyorlarmış gibi. sorsan kendisininki emek, ama karşısındakinin yemeğini yerken" bunların hepsi hazır mı" turşu da mı hazır? asdafajalhjk. ay hayır hayatım, sana özel 3 saatte turşu kuracaktı çünkü yemeklerin yanında! sebzelerini üç saatte yetiştirecekti. erişteleri kesecekti... siz normal hayatınızda nasılsınız allah aşkına, kurgu olur da bu manyaklıklar da mı kurgu yani? hayatlarında ilk defa sözleri değerlendiriliyor herhalde ondan böyleler(!)
    o tartışmaların içerisinde nasıl yemek yiyorlar diye hayret ede ede izliyordum, artık izlemek zorunda kalmayacağım neyseki.
    edit: aslında tam yeni trnin özeti gibi. nezaket, esas emek beş para etmiyor ancak şansa hakkını alabiliyor. nerede cahil, sonradan görme ve hakaretle üste çıkmaya çalışan var, o kazanıyor.
  • bu haftanın hak etmeden kazananı, face'inde rabia işareti paylaşan sevda dere karabunar'ı daha önce başka bir tv programında gördüğüme emin olduğum yarışma.
  • her hafta cast seçiminde şaşırmadan:

    - bir adet muhafazakar, çirkef ev hanımı
    - bir adet muhafakar olmayan çirkef kadın
    - bir adet diğerleinden daha genç çirkef kadın
    - bir adet despot yaşlı adam
    - bir adet efemine adam

    kadrosunu tutturan program.
  • kremalı mantar çorbasına isot ve kızgın tereyağı koymak isteyen yarışmacıların olduğu matrak program...
  • cahil, görmemiş, kendi ağız tadını 1 numara zanneden farklı tadlara kapalı, adap nedir bilmez varoş takımının salt kendi ağız tadını esas alıp sadece olumsuz yorum yapmak üzerine şartlanarak sofraya geldiği saçma program.

    öküzün teki safranı hayatında duymamış, gelmiş "pilavla olmamış" diyor. diğer öküz graten nedir bilmez, yemeğin doğru olmadığını iddia ediyor. bir başkası sanki anasının evinde her akşam kuzu çevrilmiş gibi "tavuğu ana yemekten saymıyorum" diyor.
  • televizyon açıkken denk geldiğim, başından sonuna kadar izlediğim ömür törpüsü.

    bu insanlar gerçekten, rol yapmıyorlarsa ayıp lan, vallahi billahi yazık!

    -karnabahar ograten, denilen şeyi, karnabahar kızartması olarak bilen insanlar,

    -mantar çorbasının içine isot filan atılmasını isteyen insanlar,

    -coleslaw denen salatayı duymamış, hadi onu da geç, lahanayı sadece sarma ile kapuska dışında başka bir yerde kullanılamayacağını düşünen ev hanımı.. onu geç, bunu diyen 13 yıldır evliymiş.. hanımefendi saçmaladı..

    -safrandan bihaber olan insanların, kalkıp safranlı pilav olmaz, safran tatlıda kullanılır demeleri..

    -bir de, tavuk ana yemek olmazmış, ara sıcak olurmuş diyen, optik beyefendi de işin tuzu biberi oldu. annesi, eşi beef wellington’la besliyor herhalde her akşam amk. bunlara kıracaksın 4 yumurtayı, yaracaksın ekmeği, vereceksin 2-3 baş soğanı yesinler dursunlar.
  • show tv'deyken anneannem ve dedeme gittiğimde hep izlerdim. o dönem de böyle aşırı yorumlar vardı ama ne bileyim o zamanlar çok severdim. yıllar sonra tv8'de denk geldim. başta sevindim. yemek yapma kısımları yine iyi ama o masadaki tiplerin özellikle seçildiği o kadar belli ki. reyting önemli tabii ki ama kalite de önemli, seviye de önemli.

    bu arada kıbrıslı haber sunucusu saffet soykal'ın show tv'deki dönemlerden kalma yarıştığı program efsaneydi. gülmekten ölmüştük. seviyorum böyle adamları.
  • sunucusunun neden dudak parlatıcısı kullanıp programa çıktığını merak ettiğim program.
hesabın var mı? giriş yap