• yenilikleri sevmeyenler için zor. daha net anlatabilmek için kendimden örnek vermek zorundayım. benim için her şey aynı kalmalı. mahallenin bakkalı bile değişmemeli. hastalıklı bir ruh hali belki ama elde değil. her insan monotonluktan şikayet eder, ben bunun bozulmasını istemem. çok eğleneceğim, çok sevdiğim bir ortama bile davet edileceksem, haftalar önce edilmeli, bu fikre alışmalıyım. beynimi programlamam şart. çok sevindiğim bir şeyin tarihi erkene alınınca bile keyfim kaçar. açıkçası, manyağın biriyim.

    ama ne olursa olsun, alışkanlıklarımız ne kadar kemikleşmiş olursa olsun, hayat, yeni bir sayfa açmaya mecbur ediyor insanı. ailemdeki en değerli insanları kaybettim mesela. hayat bir günde değişiyor. hattâ bir dakikada. "başın sağolsun. kaybettik." dediklerinden 1 dakika önce bir ailen vardır örneğin. benim 3 ay önce vardı, artık yok. herkesin gerçek yüzü o zaman daha net görülüyor. yalnızlık, yeni bir sayfa açmak için o eli deftere uzandırıyor. kötünün iyisi için belki. değişmemesini istesen de, her şey değişmiş. geriye kalanların davranışları bile kötüye gitmiş. bir parça daha duyarlılık için parmağımı ağzıma götürüp, hafifçe ıslattım. sayfayı açarken, tutukluk yapmasın diye. eşşek gibi açacaksın o sayfayı, başka yolu yok.

    ama bakıyorsun ki, o sayfa açılmış bile. elin havada kalıyor.
  • ilişkide , sizin şartlarınıza göre zor olandır belki de...
    zamanında çok yıpratan , haksızlığa uğratan ancak gönül defterinizde kapatamadığınız sevdiceğiniz birgün , - tak tak ben geldim hayatım ,yeni ,yepyeni bir sayfa açalım , herşeyi unutalım dediği anda , zamanında kenar süsleri yapıp ,en güzel kap kağıdı ile kaplayıp , kenarları kıvrılmasın diye ataşladığınız gönül defterinizin sayfaları ışık hızıyla bir anda açılmaya başlar.
    sonra durur sayfaları çevirmeye başlarsınız tek tek...
    yaptığınız kenar süsleri size anlamsız gözükür , yenilerini yapmak istersiniz..
    kıvrılan yapraklar sizi rahatsız etmez eskisi gibi..
    defterinizin kabı da hoşunuza gitmez hiç , çocukca bulursunuz ,yırtıp atarsınız...
    o'na dair yazdığınız satırları okumaya çalışırsınız ama, yazdıklarınız size , siz yazdıklarınıza yabancısınızdır...
    konular artık hüzünlü gelir, içiniz acır okurken satırları,ağır ağır bitirirsiniz ,bir çırpıda okurdunuz oysa..

    o an anlarsınız o gelmiştir evet , siz gitmişsinizdir çoktan...
    eski defterde yeni bir sayfaya değil, yeni bir deftere başlamışsınızdır..
  • bastırılarak yazılan her anı yüzünden ikinci sayfa bile birincinin izlerini taşır.
  • hayata dair yeniden umut bağlamaktır.
    insanların hayatlarında bazı dönemler vardır. bunalımlı. saçmalarsın. birkaç cibilliyetsiz insan yüzünden tüm insanlardan nefret edersin, olumsuz durum/ koşullar yüzünden yaşamaktan bıkarsın, içinden çıkılmaz meselelerde çaresiz hissedersin.
    benim bunları öğrenmiş olmam gerekirdi, öğrendiğimi sanıyordum, kendimi güçlü sanıyordum, ama değilmişim.
    yaşama sarılmak için binlerce neden var oysa. çiçekler böcekler klişesi değil bu. nefes almak bir mucize, tek başına bu bile yeterlidir.
    demem o ki;
    mutsuzluk çoğunlukla bodoslama hayatımıza giren kişi/ olaylardan kaynaklanmaktadır. izin vermeyin.. hepsi bu. ıvır zıvır şeyler bunlar.
  • tüm yeni sayfalar eski sayfalardan izler taşır. dünyanızı değiştirmek istiyorsanız, yeni bir defter alın.
  • gözyaşıyla ıslanmış sayfalar lekelenmiş ve birbirine yapışmışsa ya da yazarken kalemi çok bastırdığın için sonraki sayfalarda da izler kalmışsa pek de kolay gerçekleştirilemeyen eylemdir.
  • eski sayfalar yırtılıp atılmadıkça, atılamadıkça hiçbir etkisi olamayacak olan bir harekettir. yeni bir sayfa açabilmek için öncelikle eski yazılmışların silinmesi, unutulması lazım yoksa eski sayfalara yazılanlar o yeni sayfaya taşar, yazacaklarınızı bulandırır, okunmaz hale getirir.
  • daha önceki sayfayı kapatmayı gerektirir.
  • ev arkadasindan ve sevgiliden ayni gun ayrilarak bulunulan girisim.
  • geçmişe çizik atmaktır.
hesabın var mı? giriş yap