• bazen en olmadık yerde akla gelirler. hiç alakasız, aniden, böyle bir anda bundan beş yıl, on yıl, on beş yıl öncesinden annenizle babanız aranızda geçen bir konuşma aklınıza gelir ve ancak yıllar sonra anlam verirsiniz o konuşmadaki imalara. "çok yorgunum erken yatalım", "ben de yorgunum, yatıyorum, hadi oğlum yerine git sen de". tüylerim diken diken oldu yazarken bile... ne de safmışım. saat 20:00 p.m'de neyin yorgunluğu, neyin uyuması bu acaba günahkar bedenler???

    ya da ofiste (ofis: türkiye'de sözlük yazarlarınının yaşadığı yerlere verilen ad) aniden akla gelen liseden bir kız arkadaşın söylediği şey: "hafta sonu annemler yok. özge ve beril erkek arkadaşlarıyla bize gelecek, sen de gel, patates kızartırım". bakın burdaki genel imayı o zaman anlamamış ve ezgi'nin davetine sınıftaki en yakın arkadaşlarımdan yaşar'la gitmiştim. ama yıllar sonra ofiste anlayınca hayata isyan edesim geldi. ama yine de patates kısmı kafa karıştırıcı geliyor hala. onu niye söyledi lan acaba?
  • su sekilde ifade edilir: "haaaaaa!"
  • gel gitler yaşanmasına neden olandır.

    unutmanın değerli olduğu işte burada daha çok ortaya çıkar...

    unutursun konuşulanları ve artık o imalardan eser yoktur hayatında...
  • bundan 3 yil kadar önceydi. metroda bir kizla tanistim. hic detaya girmeyecegim. 4-5 durak sohbet ettik. sonra birden gözlerime derin derin bakarak "ben burada inmeliyim" dedi ve bakislarini otomatik kapiya cevirdi ve birdaha bana bakti. ben de "iyi negzel, hayirli günler" dedim. indi gitti amina koyim.
  • bundan birkaç yıl önceydi, otelde bi kızla tanıştım. ertesi gün merdivenlerde karşılaştık. bu bana ürkek ürkek meraba demesin mi? o an anlamadım tabii, yıllar sonra ah dedim "gafamı skiym" afedersiniz. o imayı nasıl anlamadım amk yaa
  • şirketten 10-15 kişinin katılacağı bir eğitim için şehir dışındayız, gündüz eğitim gerçekleşti, akşam hepberaber yemeğe gidildi, sohbet, muhabbet, alkol alındı ve otele dönüldü, herkes birbirine iyi akşamlar dileyip odalarına çekildiğinde saat zaten oldukça geç olmuş, ertesi gün devam edecek eğitim için yatma vakti gelmişti.

    ben de odama girdim, daha çantamı bıraktım, kıyafetlerimi çıkartırken oda telefonu çaldı. telefondaki ofisten :) abi dediğimiz, esprili, sıcakkanlı, güleryüzlü ve de evli bir herifti. "naber napıyosun"'la başladığı cümleyi, "bak burası başka şehir, dışardan bişey lazım olur filan, sakın gece gece dışarı çıkma, bi ihtiyacın olursa beni ara, oda numaram 206" diye tamamladı. ben de "yok zaten artık yatıcam abicim, teşekkür ederim" diyip kapattım, duşumu aldım ve yattım, hatta kendi kendime, "ne babacan adam, gerçekten çok iyi insan, bak nasıl da bi ihtiyacın var mı filan dedi, aferin lan adama" diye düşünerek uyuyakalmışım.

    bu olayı hiç önemsemedim, bir daha da hiç böyle bir muhabbet olmadı, hatta kendisiyle sonradan yine bir başka eğitime gittik filan, konusu bile olmadı, neyse aradan oldukça uzun zaman geçti, bu adamın karısını aldattığı dedikodusu dönmeye başladı, işte o dedikoduyu ilk duyduğum anda bir aydınlanma yaşadım, beynimde yıldızlar uçuyor, havai fişekler patlıyor, renkli renkli ışıklar kafamda yanıp yanıp sönüyordu. ulan?!! yoksa?!! "bi ihtiyacın var mı?!!" "ihtiyaç!"... ne demek istedi ulan bana bu taşakları pörsümüş, kıçının kılları kadayıf olmuş koca herif diye, o günden beri içim içimi yer. bakın hala emin değilim, hala şüphelenmiyorum, dikkat. adam yaşça büyük ya, evli ya, babacan ya... vay puşt...vay göt... şimdi yazdıklarımı okurken bile yuh nasıl anlamamışım dedim lan!
  • (bkz: candide)
  • (bkz: yıllar sonra anlaşılan imamlar)*

    gülen diye anket doldurasım geldi. gerçi iç yüzünü biz biliyorduk ama bazıları yıllar sonra anladı.
  • özellikle diyet yaparken böylelerine çok denk gelinir...

    çok sevgili yakınların sen zayıflayınca yaptığı imalar
  • asansördeki merhabadan vaziyet çıkaranları görmemizi sağlayan ima olduğu sanılan aslında ima olmayan komikli durumlardır.
hesabın var mı? giriş yap