• benim.

    beni bu şekilde yaftalayıp, erkeklik sorgusu ve alay konusu yapan orospu çocukları varsa da buradan selam ederim.
  • bunun erkeği kadını yoktur, ayağını iyi ayarlayamayan insanı vardır.
    ha tabi araba kullanmayı erkeklikle bağdaştıran toplumlarda bu geçerli olabilir. bilemiyorum.

    edit: başlık üstüme kalmış.
  • el freniyle kaldırmasını öneririm.

    bak ben cidden iyi araba kullanırım. 2 ülkede ehliyetim 3 kıtada şöförlük tecrübem, 0dan 100bin kmye getirdiğim bir sürü eski arabam var. driftini de slalomunu da sizden öğrenecek değiliz. gerekirse makam aracı gibi kullanmasını da iyi biliriz. gençken sollayan arabayı sollamayı bile yaparken şimdilerde 80km/saat ile izmirden istanbula gidebilecek sabrı da gösteririz.

    bi kere şunu bilin. debriyaj sağlığı için el freni ile kalmak gereklidir. tabi arabanızda ek donanımlar olmadığını düşünüyorum. yoksa donanımlı arabalar zaten yokuşta kaymıyor geriye.

    ikincisi erkekliğinizi yokuşta kaydırmamak, el freni kullanmamak gibi şeylere dayamayın. bu kadar tırt bir erkeklik ölçüsü size bir şey kazandırmaz. el freni kullanmama erkekliği 5 yaşında bi cocugun dudaklarının üstüne tükenmez kalemle bıyık çizip "ben şimdi koca bi adam oldum" demesi gibidir.

    yokuşta arabayı kaçıran kardeşim. el freni üstüne çalış. inanılmaz kolay. araban için de en saglıklısı o. bir de boş bi zamanında arabayı gaz vermeden kaldırmayı çalış. sadece debriyajtan ayağı çekerek arabayı kaldırmaya alış. bu da sana baya bir şeyler kazandıracaktır.
  • yokuş aşağı ise başarılı bir çalışma yapmış olan erkektir.
  • ailemizin ilk arabasını almışız. fiat uno, bordo renkte. reklam olsun diye değil hani gözünüzde canlasın diye yazdım modeli markayı. ailede de tek ehliyet bende var ama aldığımdan beri araba kullanmışlığım, tecrübem yok. neyse ilk tecrübesizliği atalım diye bir hafta gezdik dolaştık sonra kardeşimin üniversite sebebiyle ankara'ya yerleşmesi gündeme geldi. biz de topladık eşyalarını attık arabaya, ağzına kadar doldurduk, ben dikiz aynasından arkayı bile göremiyorum, yan aynalarla idare ederim diye yola çıkıyoruz. mesafe 500 km antalya'dan ankara'ya gidiyoruz. benim de ilk uzun yol tecrübem. annem de yolda yeriz diye kurabiye yapmış. neyse vardık ankara'ya kazasız belasız. o zamanlar i.melih yok ortalarda. bir başkan yaptırmış battı çıktıyı. ben de ilk battı çıktıma girdim. battısını neyse de çıktısında trafik durdu, mecburen ben de durdum. o arada kurabiyelerden bir tane kalmış. annem de onu ağzıma tıkıştırdı. kupkuru ağzımın içinde döndürmeye çalışıyorum. bir yandan trafikte gitmeye çalışıyorum. neyse herkes hareket etti derken yokuşta olduğumu farketmemle panik olup arabayı kaydırmam birkaç saniyemi aldı ve küüüüt diye arkadan bir ses. aman naptım ettim derken hemen indim arabadan, gittim, baktım. çarptığım arabanın sahibi de indi söylenmeye başladı. "kardeşim dikkat etsene" diye üzerime yürüdü. ben de özür dilemeye çalışıyorum ama kurabiye konuşmama izin vermiyor. ağzımın içinde kocaman kurabiye yemeye çalışırken konuşmak, toz leblebi yerken ıslık çalmak gibi o derece zor. neyse ben zorladım, zorladım, zorladım. öpzürdiplerijm gibi bir laf çıktı ama adama özürümü belirtirken ağzımdan kurabiye parçalarını da püskürttüm. adam bir kaç adım geriye gitti. benden tiksinmiş olacak ki lafı fazla uzatmayıp, hasar var mı yok mu bakmadan hemen arabasına bindi. ben de homurdana homurdana arabaya döndüm. konuşamadığım için uzun bir süre sessizlik oldu. kendi adıma arabayı geriye kaçıran, ve özür dilemek yerine kurabiye püskürten erkek olarak tarihe geçtim.
  • yer çekiminin rutinini yaşayan sıradan bir insandır. cinsiyetiyle anılması yersizdir.
  • sorsak hepiniz rallici 50 yıllık şoförsünüz amk, o yüzden ayda bir ön plakalık kırılıyor.

    bu konuyu destekleyenler kekolar kesin otomatik vites kullanan ılık başlığı altına da yazmıştır.
  • düz vites kullanıyordur.
    (bkz: düz adam)
  • allah bilir erken de boşalıyordur.
  • acemidir. çalışırsa öğrenir.
hesabın var mı? giriş yap