• fazla fazla sayabilirim belki ama, birinci sıradaki tercihim asla daha iyisi gelene kadar bozulmayacak:

    cadılar bayramı bile değilken evlerden birindeki çatı katı penceresinden iple aşağıya üzeri kanlı, normal insan boyutlarında bir kuklanın sarkıtılmış olduğunu ve rüzgarla birlikte insanın altına yaptırıcı türden salındığını görmek. kolları ve bacakları da yoktu bu arada. (bkz: sebebi neydi ki)
  • yurtdışında yüksek lisans öğrencisi olan iki arkadaşın yolda deri kanepe bulması, bu kanepeyi eve götürmek istemeleri, araçları olmadığı için otobüsle götürmek için durakta kanepe ile beklemeleri, otobüs şoförüne kanepeyi de içeri alabilir miyiz diye sorduklarında otobüs şoförünün sokabiliyorsanız neden olmasın demesi, arkadaşların kanepeyi tüm otobüs yolcularının da desteği ile otobüse sokması, inecekleri durakta da hep birlikte kanepeyi indirmeleri, kanepeyi eve sokmaya çalıştıklarında kapının kanepeden küçük olduğunu fark etmeleri. eve sokamadıkları kanepeyi şehrin bir köşesinden diğer köşesine taşıdıkları yetmezmiş gibi, otobüsteki bir gazeteci sayesinde yerel haberlerde çıkmaları.
  • rusya’nın nizhny tagil şehrinin hiç bilmediğimiz bir yerindeki bir kırsalda bulunan küçücük bir kafeye girdik arkadaşla ve ardından kendimizi bir anda cenaze töreninde bulduk. allah rahmet eylesin.
  • bazı kilise katedral vesairede sizden sadece bozuklarınızı bi kumbaraya atmanızı istiyorlar, tabi euro ve ya onların birimlerini atmak yerine tl ve kuruşlarımızı atıp sıyrılmıştık. işin acı kısmı bunu yapanın türk olduğunu bilecekler...
  • çift dumur. prag da metroya bindik arkadaşla. türk bir aile gelip çat pat ingilizceleri ile yol tarifi soruyor. sonra geçtik bir köşeye oturduk şu 4 lü koltuklardan var karşılıklı. karşımızda pragda yaşayan bir anne kız sanırım. türkçe konuşarak yine yaz geldi doluştu türkler ....... gibi dolanıyorlar ortalıkta vb. kötüleyici lafların ardından ben ve arkadaşımı işaret ederek bak avrupalılara nasıl beyefendiler sanırım italyanlar diye cümlesini bitirdikten sonra ağzımıza geleni saymamıza sebep olan olay.

    not: ikimizde esmer kavruk anadolu delikanlısı tipindeyiz.
  • hollanda da adam akıllı bir çay içip kahvaltı etmeyi özlediğim sırada bir simit sarayına denk gelmem ile dünyalar benim olmuştu .
    kasa da saçları mavi renkli 3 numaraya vurulmuş, kaş ve kulağının her yeri piercing dolu bir hanım kız vardı haliyle kendisini flemenk bir şahıs zannedip yarım yamalak ingilizcemle ;
    ''cheese simit and cheese börek '' içerikli saçma sapan bir cümle kurduktan sonra hanım kızın bana bön bön bakması , ben anlamadığını düşünerek elimle börek ve simiti tezgahta göstermeye çalışırken ;
    hanım kızın börek ve simiti tezgahtan alıp ''ısıtayım mı böyle mi yersiniz '' diye sorması

    benim de '' thank you gerek yok '' diye cevap vermem :(
  • uçaktan indikten sonra kabız olduğum ve tatilimin içine ettiğim durum
  • 2017 yılında erasmus ile hollanda'ya gitmiştim. gitmeden önce airnb üzerinden bir kadınla kalacak yer konusunda anlaştım. hollanda'ya vardığımda kadın ile para noktasında sorun yaşadık. kadın akşam 9da bana 'ya parayı ver ya da çık' dedi. hollanda'da kimseyi tanımama rağmen söylediği söz çok zoruma gitti. ben de evden ayrıldım. gittim asansörde sabahladım.
  • 2015’te arnavutluk’a gittiğimde para birimi lek ile kafa karışıklı yaşamıştım.
    sayıları öğrenmiştim ama bütün herkes 1000 lek yerine 10000 lek, 500 yerine 5000 lek diyordu ; bir sıfır fazla okuyorlardı . ilk başıma geldiğinde aslında çok ucuz olan bir şeyi astronomik fiyatı olduğunu sanarak almamıştım.
    bu 1 sıfır fazla okuma olayı acayip yaygındı, 10 yaşında çocuklar bile böyle söylüyordu. meğer bunlar paradan sıfır atmış ve halk buna henüz alışamamış.buraya kadar normal gibi ama asıl dumur edici olay ise arnavutluk’un paradan sıfırı 1965’te atmış olması.
  • yurtdışına gidebiksekte buraya alnımızın akıyla yazabilsek
hesabın var mı? giriş yap