• yusuf altınta$, nam-ı diger köseköylü yusuf, nam-ı diger rambo yusuf, galatasaray tarihine gecmi$, teknik ya da futbol bilgisi olmasa bile forması icin varını yogunu ortaya koyan yapısı ile bugun bile ne$-e icerisinde hatırlanan bir futbolcudur..

    kocelispor'da 1984'e kadar oynayan yusuf ba$kan ali uras önderliginde ergun gursoy ve alp yalman'ın gayreti ile galatasaray'a gecmi$tir. 86-87, 87-88, 92-93, 93-94 $ampiyonlukları sırasında galatasaray forması giymi$tir.

    ömrü bol olsun, ezeli rakip ve ebedi dost fenerbahce cok cekmi$tir bu yusuf'tan. 1 aralık 1990 senesinde, yagmurun göz gözü görmeyecegi $ekilde yagdıgı bir inönü gecesinde sarı kırmızı cubuklu forması ile galatasaray'ın fenerbahce'yi tanju'nun iki gol attıgı macta 2-1 yendigi gece fenerbahce'nin kabadayılıgı ile ünlü oyuncusu arap ismail'e yeni acık tarafında bir osmanlı tokadı yapı$tırmı$, ismail fukara sümügü gibi yere yapı$mı$tır..
    ertesi sene mayıs ayında galatasaray'ın sami yen'de fenerbahce'yi 4-1 yendigi macta da durup dururken ceza sahasına tofa$ marka otomobil gibi yalpayararak giren rıdvan'a celmenin hasını takıp rıdvan'ın omuzunun cıkmasına sebep olmu$, rıdvan'ın futbol hayatını artık sonlanmasına önderlik etmi$tir..
    1992 senesinde yanlı$ım yoksa oynanan stahl eisenhuttenstadt macında kendisine nadir olarak yapılan faul hakem tarafından verilmemi$, yusuf'a faul yapan alman oyuncu 3 pozisyon sonra orta sahaya yakın bir mevkide sakat olarak görülmü$tür.. olayı ne hakem, ne kameralar, ne de taraftarların yakalayamamı$ olması herkesi korkutmu$tur, yusuf'un i$ini ne kadar temiz yaptıgı hakkında da fikir vermi$tir..
    son olarak 1994 senesi bursaspor $ampiyonluk macında hayrettin'i ısındırmak icin ceza sahası dı$ından cektigi $utlardan birisi saha komiserinin kafasına carpmi$, adamcagız yuvarlanarak soyunma odalarına dü$mü$tür..

    bundan ba$ka eklenebilecek olaylar, giydigi 6 numaralı forma, sensible soccer'de sarı$ın olmasına itiraz etmesi, macta cektigi bir $utun eski acık üzerinden ortaklar caddesine gitmesi eklenebilir..

    yüregi ile galatasaray formasını ıslatan oyunculardandır....
  • yine aynı maçta nezihi yi ısındırmak maksadıyla yaptığı hareketlerle unutlmazlar arasında girmiştir.
    az sonra anlatacaklarım kesinlikle palavra değildir şahitlerim vardır.

    kaleye geçen nezihi ye şut çekmek üzere gerilen yusuf 18 in dışından attığı ilk şut ile korner direğinin arkasında ki megafonlardan birini kırmıştır.

    2. atışında ise polislerin oturduğu bank ı kırmıştır.(evet aynen çotaaa diye ortadan kırılmıştır bank)

    3.atışında ise sonunda kaleyi tutturmuş fakat top direğe çarpmış, sekmiş kafasını çevirmiş olan nezihinin suratında patlamıştır.nezihi bayılmış.sahaya doktor gelmiş, bir görevli yusuf u omzundan tutup kibarca saha kenarına davet etmiştir.biz bu devre arasında ki hadiseye "şov muydu acaba?" diyerek bakmışızdır.
  • geçen sene bir ara trt nin yayınladığı çok başarılı bi spor programında kendisine "ulan be yusuf ulan be yusuf" dedirtmiş eski gs lı futbolcu.. programın içeriği 80lerin liglerinin maç özetleri, röportajlar vs ler.. anekdot ise şu ;

    inönü'de bjk-gs maçı oynancak.. genel uygulama doğrultusunda gslı oyuncular sivil kıyafetleri ile sahaya çıkmış çimlere tribünlere bakmaktalar (nedense artık).. kamera bikaç gsli futbolcuya yaklaşıyor.. şık paltosu ve takım elbisesiyle türkiye futbol tarihinin kanımca en beyefendi oyuncusu cuneyt tanman ile röportaj başlıyor.. bu esnada yusuf arkada birilerine el şakası yapmakta.. cüneyt başlıyor.. "zor bi maç olacak.. bizim için galibiyet çok önemli.. elbette ki kazanmak için geldik ama hakeden taraf kazansın.. beşiktaşa başarılar dilerim.." derken yusuf arkadan kabarık montu, balıkçı yaka kazağıyla cüneytin omzundan "iki üç tane sallarız yaaağğ" diyor.. deli dolu bi adamdı.. seyretmesi keyifliydi..
  • rambo ya da köse köylü olarak tanırdık kendisini.manyak bir insandı.fenerbahçede ki abdülkerim in gelişmiş bir versiyonuydu.bir maç arayla oynardı.zira paso kırmızı kart görür bi sonra ki maçı özlerdi(misses the next match)
    samiyen tarihine savuşturmak istediği topu yeni açık üzeründen mecidiyeköy e atması ile geçti.hala öyle bir hareket görebileceğimizi sanmıyorum.
  • topa sert, rakibe sert, kendine bile sert bir adamdı yusuf. galatasaray'ın bir maç öncesi çektirdiği takım fotoğrafında bütün takım objektife bakarken yusuf ellerini kaldırmış birilerine kızıp söylenirken çıkmıştı. işte böyle ayrıksı bir adamdı rambo yusuf.
  • bir milli macta bu arkadaş bizim ceza alanından aldığı topu driplingle rakip takım ceza sahasına kadar taşımış ve oracıkta bayılmıştır.
  • mustafa denizli'nin atv'de spor haberlerini sunduğu zaman hakan şükür ile röportaj yapılmaktaydı. hakan sorulardan birine cevap verirken "daha sonra..." derken arkadan ismail ile rambo çıkmıuş "sonra da biz geldiiik ehehehuheeee" şeklinde gülmüşlerdi. bunun üzerine mustafa denizli de "alem çocuklar bunlar" demekle yetinmişti.*
  • en son 98 yılnda kendisi devre arasında arkadaşları ile ısınmaya çıkmış.ortada sıçan oyununda ortada fazla kalınca sinirlenerek, okan a tokat atmış topu almıştır.tribünleri güldürmüştür.
  • sensible soccerdaki ilk sarisin turktur kendisi.
  • anadolu çocuğu portresini birebir sergilerdi, yazın dedemgilin köyüne gittiğimde atla gezerken görsem şaşırmayacaktım. yusuf'u tanımayanlara kıyak olsun diye kafa patlatalım dersek, bu açıdan yusuf'a yaklaşabilen yegane emsal ibrahim üzülmez olsa gerek. muhammet altıntaş'la aynı anda takımda bulunduğu yıllar yaşadığımız soyadı karmaşasını geçtim, kırsal kesim profilli yusuf'a altuntaş soyadını yakıştırırdım. altını altun diye telaffuz edebilesi yerellikte, şivesini unutmamış bir görünümdeydi yusuf. o yılların galatasaray savunmasına sadece bıyıklı ve sarışın oyuncular tercih ediliyordu. ismail demiriz, semih yuvakuran, cüneyt tanman, yusuf altıntaş itinayla völler stilini temsil ettiler florya'da. vesikalık resimlerini görsen, alman milli takımı derdin.

    yusuf'un futbol stili de abanmak üzerine kuruluydu. ki bu, 80'lerin ve 90'ların futbolu için bayağı kayda değer bir maharet idi. şimdilerde dahi yusuf kadar iyi abanan bir futbolcu göremiyoruz sahalarda. hatta topla ilerlemesini, çalımlarını falan bile abanma tehdidi üzerine kurardı. iyi abanabilen bir oyuncunun, çok hızlı çakacakmışçasına bacağını kaldırıp karşısındaki savunmacıyı yere yatırmak suretiyle önünü boşaltışını biliriz hepimiz. yusuf altıntaş şahbazı idi bu hareketin.

    3-0'dan gelip 3-2'yi yakalayıp da bir gol daha atamadığımız izmir'deki yugoslavya maçında da çotanak diye doksana bir gol asmışlığı var. ben çok severdim yusuf'u, oynuyor olsa şimdi linderoth'un sakatlığına üzülmezdik muhtemelen. zaten sakatlandım da demezdi, sardırır bacağını oynardı.
hesabın var mı? giriş yap