• birden fazla olurlarsa birbirlerini çeker, tek başlarına olurlarsa diğerlerini iterler.
  • nakîzıyla değer, aksiyle yer bulan söz meclislerinde.

    yaratılışın mütemmim delillerinden her biri.
    aralarındaki dillere destan cezbe ise zaten herkesçe malum...

    kâmil kul her birine karşı hassas bir denge tutturmakta,
    tedbir, sükût, riyazet, ifrat, tefrit, seyir, tecrîd, itidâl..
    zira zıtların her biri farklı bir dilden anlar.
    hani bireysel uğraşı dedikleri şey bu olsa gerek.
    zor mu? zor.
    ne de olsa imtihan.
    uyanık bulunmak ilk düstûr.

    ama görünenin ötesinde bütün zıtlar her zaman o'na işaret etmekte.
    misli, nazıri, zıttı olmayana.
    zıtları halk edene.

    ölüm-hayat, gece-gündüz, sıcak-soğuk, iman-küfr, ak-kara,
    uzun-kısa, ilim-cehalet, hidayet-dalalet, önce-sonra,

    bir araya gelişleri muhâl sayılsa bile
    fukaha indinde,
    izdivaçlarına ne methiyeler dizilmiş
    şuara dilinde...

    kör bir arap şair, bir çöl akşamında semâya kaydetmiş zıtların destanını;

    "fe'l-vechu mislü's-subhi mubyeddu
    ve'ş-şa'ru mislü'l-leyli müsveddü
    dıddâni lemme's-tücmi'â hasünâ
    ve'd-dıddü yuzhiru husnehu ed-dıddü"
  • hayatımız seçimimize (ve rastlantılara) bağlı olarak birbirinden çok farklı görünümler, zıt duygu ve yaşantılara evrilebilir durumda. birbirine taban tabana zıt olabilecek kadar. o zaman kasmadan önümüzden yemeli, anlık karar verdirici duygu ve sezgilerimizden gitmeli. iki zıt hayat da bize aitse, ikisi/hiçbiri de bize ait değildir. ne kadar dönersen dön kıçın yine arkanda*. burada kasmama gerekçesi götümüzün acımayacağı değil, göt hiç acımayacak olursa yaşamımızın hepten yalan çıkabileceğinden. (bkz: sevdiğin)

    (bkz: zıtlaşmak)
    (bkz: arka), ard
    (bkz: aykırı), karşı, karşıt
  • hani bir söz vardır, "kimse olana kadar hain değildir" diye.

    kimse övünmesin hiçbir vasfı ile; henüz zıttı ile imtihan olmadan.

    herkesin bir kırılma noktası vardır; işte o nokta senin makamındır; mertebendir; istidatının nihayetidir.

    mesela, düşmana esir düşsen, bütün askeri sırları işkencenin hangi noktasında verirsin? rahatsız oldun değil mi? daha önce hiç aklına gelmemişti; böyle şeylerin düşüncesi bile irkiltiyor seni.

    tıpkı bunun gibi aşkın, sevginin, sadakatin, bağlılığın, vefanın, dürüstlüğün, doğruluğun, iffetin test edildiği ve zıttı ile karşılaştığı zamanlar vardır.

    bol keseden atanlara şaşkınlıkla bakarken, kendimi acz içinde buluyorum. yok ki gücüm; mutlak kudret sahibine iltica ediyorum.
  • "bir şeye çare ancak zıtlarla olur."

    mektubat'tan
  • ünlüyle başlayan bir ek aldığında özgün biçimine dönerek ünsüz ikizleşmesi ve t > d değişimi yaşanan sözdür: zıdda, zıddı, zıddın...
hesabın var mı? giriş yap