• buna kapılanların teşhisini buldum. zöhrevi hastalıklar. kaçın.
  • ankara'da faaliyette bulunan bir din bezirganıdır. bu mübarek kişiliğe nasıl ulaştığını da şu sözlerle açıklamış:
    güler misin, ağlar mısın.

    not: aleviliğe saygı ve sevgimiz sonsuzdur, o başka.

    --- yüksek oranda saçmalama içermektedir ---

    "ailemde ve çevremde kesinlikle ne dedelik, ne ebelik mevzuu vardır. ne de hacılık, hocalık... ben bunları hiç görüp öğrenmedim… 1982 yılında tam 10 kasım günü ilk belirti başladı. perşembe günüydü. saat 16.00 - 17.00 sıralarıydı oğlum okuldan gelmişti. ona ders çalıştıracaktım . tam lambayı yakarken birkaç günden beri duyduğum, ama kimseye söyleyemediğim sesleri duymaya başladım. sanki içerde biri vardı. ama göremiyordum. aramaya başladım. lambayı yakarken her yanı yeşil duman kapladı. ben evin içinde nur olduğunu bilmiyordum. nuru görüyorum, ama evi de görüyorum. soba çok yanıyor diye koşup kucakladım. soba yerindeydi. beni yakmadı. birden anladım. bir besmele çekip iki dizimin üstüne oturdum. o nur, duman olup gökkuşağı gibi renklerle duvarlara serpildi. soba yerindeydi, çocuklarım hayretle bakıyordu. kendimi toparladım. onların yemeğini verdim...
    aynı gece, yani perşembe gecesi sabaha karşı 05:30 sıralarıydı. hatta saatime baktım. unutamıyorum. tam beşi yirmi geçiyordu. yine uyandım. evin içinde olduğumun farkındayım, ama hacı bektaş-ı veli dergahı olduğunu da görüyorum, evdeki masayı da görüyorum. bir taraftan da bir dergah görüyorum. masayı tutuyorum. demek ki rüya aleminde değilim. o anda bir mübarek başıma dikildi. bana bir lokma verdi. hurma sandım, meğer et lokmasıymış. iki parça yedirdiler. beni semaha gönderdiler. kırklar semahı’na. ismini söyledi. ‘bana gül baba derler, ama asıl ismim yusuf ziya’dır’, dedi. ben de ‘peki dedim, hacı bayram’daki, yani camideki evliyalar kim?’ diye sordum. orada yatanların mürşid-i kamil, kamil-i mürşid-i veli olduğunu söyledi. diğerleri gelsin, kendilerini sana kendilerini tanıtsın dedi. der demez kayba girip kayıp oldu. kendimi toparlayıp kalktım. beyimi uyandırdım, anlattım. önce anlayamadı. ama yatar yatmaz gül baba yine geldi;

    ‘sen dünya çapında duyulup yayılacaksın. sevenlere, sayanlara, darda kalanlara, biz buraya dergâh açıyoruz. gelenlere de şifa vereceksin’ deyip yine kayboldu.

    sabah kalktığımda sevinçten vücudumda bir dinçlik, o zamana kadar yaşamadığım bir hafiflik hissettim. sonra aile yakınlarıma, anneme, babama ve kardeşime de anlattım. … onlar kuşku içinde benim hasta olup olmadığımızı gözlerken, bende ufacık bir baş ağrısı, diş ağrısı göz ağrısı bile yoktu. hiç kaşıntım kalmamıştı. eski günlerimden daha rahattım, üstelik iki üç günde bir sabaha kadar beni uyutmaz oldular. hoca, minarenin 05:30 ‘unda okurken, gerçekler de dersten çekilirlerdi. böyle bir ay devam etti"

    --- buraya kadar sabredip okuyana cennetten arsa var ---

    kaynak
  • christopher dole isimli araştırmacı bu figürden kitabında epeyce bir bahseder.
  • din bezirganıdır.
  • alevi toplumunun hatırı sayılır bir kısmı tarafından sevilmeyen üfürükçü.
  • enteresan bi' şekilde hakkında yazılan entry'leri sildirten üfürükçü. ne demiştik? ülkede tarikat yapılanmaları gırla kol gezip insanları maddi ve manevi olarak kullanışlı birer ürün olarak görürken, alevi toplumu için de hanımefendi aynı yöntemleri uyguluyor.

    hakim-savcı gibi müritlerine cübbe giydirmeler, ücreti mukabilinde okunmuş elma hediye etmeler, chp'nin içeride yaptığı seçimlere müdahil olmalar filan derken kendisini ziyaret eden chp'li siyasilerle olan fotoğraflarını şuradan görebilirsiniz.

    kılışdar'ın omzuna elini atmalar, grup başkanvekili levent gök ile aşure yemeler, ydk başkanı uğur bayraktutan'dan tut, aylin nazlıaka'ya kadar tonla kişi ablayı makamında ziyaret etmiş. ve daha da enteresan olanı, partinin içindeki dengelerde bu kadar etkin olabilen birinden el almaya gelebililiyor, fotoğraf verebiliyorlar.

    bu yapılanmanın müritlerinin 15 yıl sonra devletin çeşitli birimlerinde kümelendiğini düşünün bakalım, çağrışım yapmıştır diye umuyorum.
  • bir alevi dedesi zöhre ana hakkında "ölürse bi kaç milyon alevi sokaklarda eğlenir, garanti veriyorum" der.
  • hayat hikayesi, nasıl erdiği, ne işlerle uğraştığını görünce midem bulandı. lan atatürk ü neden karıştırıyorsunuz bu sahtekarliginiza.
    cahil heryerde cahil . anladığım kadarı ile buna inanan biraz aklı kıt cahil 3-5 kişi dışındakiler kendi çıkarını düşünen bu işten nemalanan, saadet zincirini kuran tipler.
    benim kaynanam da cahil kafasıyla rüyamda gördüm mesajıyla rüyalar uydurup evliliğime işime gücüme müdahale etmeye kalktı sağdan soldan duyduklarını benim rüyam çıkar ayağıyla empoze etmeye kalktı. ben de direk bak ne güzel kenar mahallede ev tutalım sen istiareye yat para işine ben bakarım dedim hemen bozuldu kırıldım falan dedi o gün bu gündür rüya görmüyor.
    bu kadın da bildiğin şizofren fakat refaha ermiş çoluk çocuğu ses çıkarmıyorlar .
    acilen hekim tavsiye ediyorsum eskilerin dediği gibi "asabiyeci" bir hekim.
  • kendini ermiş ilan eden ama bi kerametini göremediğimiz. din tüccarı
  • geçen hafta rüyamda, sırtıma elini sürdüdüğünü gördüğümü , anne kişisine söylememden sonra (hay ağzımı siksinler) annemin ağır tacizlerine maruz kalarak bugün götürüldüğüm muhterem zat ama bir deist olduğumu yıllarca annesine anlatamamış hatta ikna edememiş biri olarak yaşadıklarımın küçük özeti ; öncelikle üfürükçü değil , konuşmaları hep iyiliğe ve dürüstlüğe yönelik , o'na gelip duasını alıp iyileşen , çocuk sahibi olan , kötü yollardan kurtulan insanları dinledim ve yine plasebo etkisine bağladım. orada çalışanların gönüllü olduklarını öğrendim ve en önemli tespitim de tabiki çaresizlik , insanlar ne kadar çaresizse bir o kadar da umut bağladıkları hatta uğruna ölebilecekleri kahramanları var. sonra sordum kendime ' ben hiç bu kadar çaresiz kaldim mi' diye , evet kaldım , kronik böbrek yetmezliği sebebi ile defalarca ölümden dönen kardeşimi düşündüm, acaba o zamanlarda nasıl düşünüyordum diye kendi kendimi sorguladım ve hatta babam ile annemin kim nerede ne diyosa o' na koştuklarını dua ise dua , para ise para şeklinde evlatlarına organ bulmaları ya da hemo dilayiz den bir an önce kurtulması için her kapıda dua ettikleri geldi aklima. kalbimin ölümüne bir daha veryansın edip neden sorgulamadan diger inançlı insanlar gibi yaşayamıyorum sorusuna takıldım ve gece yıne bir kırmızı tuborg ile sona erecek.
hesabın var mı? giriş yap