• " kimseyi ısırmadan, hapse atılmadan hayırlısıyla bi gelselerdi bi kurtulsaydık " stresiyle bana kabus gördüren, pahalı nostaljik hadisedir.
    rüyamda...
    konserdeyim, konserin ortası gibi, şarkı bitmiş tam, alkışlar falan, axl geliyor mikrofona "fuck youuuuuuu" diye bağırıyor.
    seyircilerden biri de karşılık veriyor, "fuck you axl, fuck youuuuuuuu..." ve seyirci susmuyor coşuyor, " you motherfucker...fuck youuu...axl fuck fuuuuck youuuuuuuu...yeah"...
    bi sessizlik oluyor...axl mikrofonu çok efendi bir şekilde yerine takıyor, " hadi arkadaşlar gidelim " diyor türkçe, toparlanıyorlar...
    axl küsüyor, gidiyor...
    bu arada herkes benim gibi şokta, bir kısım galeyana geliyor, bağıran peder zicklermiş, onu linç etmeye çalışıyorlar, kalabalık dalgalanıyor o tarafa doğru, ben kapıya gidiyorum üzgün bir şekilde, kapıdaki güvenlik görevlisi ki zabıta gibi bir şey şapkalı falan " bırak ya pezevengi, söylemezse söylemesin, artist " diyor...
    dışarıda anneannem, dedem, teyzelerim, küçük kuzenlerim beni bekliyorlar nedense, onları görünce şaşırıyorum, teselli ediyorlar beni, arabaya binip gidiyoruz.
  • geriye dönüp bakınca, bu konserin patlaması için o kadar geçerli neden vardı ki,

    - çoğu büyük konser ve festival için aylarca tanıtım yapılırken, bu konserin olacağı sadece 15 gün öncesinde açıklandı. 93 konseri için billboard'lar reklamlarla doldurulup, tv'lerde bile uzun süreli tanıtımlar dönerken, bu konser için küçük afişlerle yetinildi. çoğu kişi "guns geliyor" haberini aldığında konsere 2-3 gün kalmıştı ve bu sırada birçok insan da çoktan tatile çıkmıştı,
    - bilet fiyatları neredeyse 100 milyondan başlıyordu, bu da üniversiteli dar gelirli rocker kitlesinin büyük kısmını dışarıda bırakmak anlamına geliyordu,
    - bu yaz istanbul'da konserlerle doluydu, yani bundan vazgeçilip başka konserler için tercih yapılabilite çok yüksekti,
    - hatta aynı gece aynı saatlerde james brown gibi bir efsanenin konseri vardı,
    - büyük çoğunluk biliyordu ki gelen aslında guns değil, axl'ın dizzy'li solo grubuydu, slash, duff yoktu, izzy'nin geleceğini de kimse bilmiyordu,
    - gelen grup birçok konsere geç çıkması ve konser iptal etmesiyle ün yapmıştı, bir kısım insanlar bu yüzden gelmeye şüpheyle yaklaştı,
    - yıl artık 1993 değildi, grup bir albüm çıkarmayalı 15 yıl, orjinal kadroyla konsere çıkmayalı 13 yıl olmuş, grubun büyük fanlari çoktan çoluğa çocuğa karışmış, mtv'de ise artık gün boyu bon jovi, whitesnake, gnr değil, 50 cent, eminem klipleri döndüğü için yeni nesilden adamları tanıyan çok az bir kitle kalmıştı,
    - ve yıllar içinde araya alternatiften britpop'a birçok akım girmiş, maalesef hard rock'ın piyasa olduğu zamanlar çok geride kalmıştı.

    bütün bu faktörleri de hesaba kattığımızda, tüm olumsuzluklara rağmen axl tek başına gelip kuruçeşme arena'yı 10000'e yakın kişiyle doldurabilmişse, bu guns n roses isminin ne kadar büyük olduğunu gösterir.
  • beni bir anda onüç yıl öncesine götürmüş olan konserdir.26 mayıs 1993 konserinde axl beyefendiye vaftiz ismi olan 'bill' şeklinde hitap ettiğim için kendisi bana milyonların önünde utanmadan "its not my name,its axl,suck my dick" demiştir.duyduğumda nasıl utanmıştım anlatamam.herhalde yaptığı kabalığı anladı,özür dilemeye geliyor benden.allahın bildiğini kuldan ne saklıyosun? senin ismin bill işte,bill bill bill.....
  • yorumların çokluğuyla, diğer konserlerden ayrılan, sivrilen, gülümsetirken düşündüren konserdir.

    axl ve guns n roses ve oluşturdukları tarz ve şarkılar ve o şarkılarla dolu geçmiş ve anılar ve tüm bunlara olan sevgi ve saygı...

    ben ordaydım, bir müzik ziyafeti için değil.
    zaman ne bizim zamanımız ne de guns n roses'ın zamanı, kendim başta olmak üzere beğenilerim de miadını doldurdu.
    guns n roses ve belleğimdeki onca şarkısı.
    bi nevi teşekkür için gittim.
    kendimi kandırmak için gittim, tatlı bir nostalji yaşamaya gittim.
    ne mi yaptım, ne görmek istiyorsam onu gördüm, ne duymak istiyorsam onu duydum. en azından denedim. mecburdum.

    -şu şeyi söyleyenler var ya onlar gelmiş gidelim dinleyelim paramız da var berkecan merkecan merkepcan lar da gidiyor- larla dolu, eşlik etmekten, alkışlamaktan bihaber bir kısım seyirciye takılmamaya çalıştım,
    axl ın eski axl olmayışına,
    grup elemenlarının çok afadersiniz iğretiliğine, suniliğine takılmamaya çalıştım,
    genel havaya hakim ruhsuzluğa takılmamaya çalıştım.

    aslında takıldım da çaktırmamaya çalıştım,
    gözlerimi sık sık kapadım, hayal kurdum.
  • uzun süre beklememize rağmen herşeye değmiş olan konserdir. evet 2 saat bekledik ama içimizden hep just a little (bkz: patience) dedik. kendi tarzıyla bize hoşgeldin anlamında (bkz: welcome to the jungle) dedi. sonra iyicene coşturdu en sevdiğimi söyledi (bkz: it s so easy) dedi. sonrası da rüya gibiydi. (bkz: november rain) dağıttı zaten bünyeyi. axl`ın sesine gelince harikaydı. kilosuna gelince de sahnedeki hareketli hali sanırım yeterdi. kıçlarını kıpırdatamayan bir çoğuna göre çok iyiydi. ayrıyetten axl çok da kibardı bunu gördük o gece. hakkında atıp tutulanları bir kenara koyarsak sanırım bu adamın hala sevildiğini görmek mümkün. çünkü orda bir kalabalık vardı her ne olursa olsun. evet gitar soloları kötüydü ama axl yetti arttı bile. tek kelimeyle muhteşemdi. ne migren ağrısı kaldı ne boğaz ağrısı. hepsine de iyi geldi. ağzına sağlık kibarlığına sağlık diyoruz.

    edit: bu arada belirtmeden geçemeyeceğim son zamanlarda gittiğim konserler arasında en sağlam ve en temiz dinleyiciye sahip konserdi. istanbul tam bir (bkz: paradise city) olmuştu.

    edit2: bu arada yine axl`a laf geçiren arkadaşlar acaba 40 larında kıçları kadayıf olurken axl kadar karizmatik ve hala hareket yeteneğine sahip olabilecekler mi? 3-4 şarkıda durduğunuz yerde nefesiniz kesilirken o adam sahnenin bir ucundan bir ucuna hoplayıp zıplıyordu. river me sea mi sanane adam iltifat etti normal bir istanbul gecesini cennete çevirdi hala o mu bu mu şu mu. asıl sizin yaptığınız gürültü gitar sololarından daha da beter.
  • hakkında söylenmemiş pek bir şey kalmamış olan bir konserdir ama ben de 1-2 şey ekleyeyim,

    1- axl'ın sesi gitmiş, şöyle dandik böyle şişko ehore ehore diye sayıklayanlara artık ağzımla gülmüyorum,
    2- finck biraz itici bir tiptir, bumblefoot mütevazidir amaaa, o richard fortus denen adam çok canavar biri. orjinal guns toplansa bile onu kadroda tutmalılar bence. adam en duygulusundan en tekniğine kadar her türlü soloyu çatır çatır çaldı, üstüne bir de süper karizması var.
    3- izzy'i gördüm. hala inanamıyorum. evet biraz yaşlı görünüyor ama daha da cool olmuş. keith richards gibi olucak 2-3 seneye kadar. (köpeğiyim)
    4- en can alıcı konu: gnr- velvet revolver karşılaştırması. evet ikisini de canlı izledim. şöyle diyeyim. gnr'da daha fazla sanatsal kaygı var. uzun gitar sololarıyla ve efektlerle milleti etkilemeye çalışırken vr çok daha punk eğilimli, gaz bir grup, ve daha önemlisi onlarda an itibariyle 1 değil 4 tane rock star var. kısacası gaza gelip azmak, birbirinizi ezmek istiyorsanız vr çok daha etkili bir seçim, yok klasik rock istiyorsanız gnr tabii ki...
  • where do we go now sorusunun cevabı.
  • hiçbirşeyi beğenmemeyi kendine düstur edinmiş (beğense bile bunu kendine prim yapacağı için beğenen bencil ve samimiyetsiz insanların), ama bu tavrı kabul edilebilir bir idealistlikten değil, anlamsız bir ukalalıktan dolayı takınmış, gerçeklerden kopuk bir kitlenin beğenmese de olabileceği konser.
  • eski sevgiliyle kaçamak bir buluşma gibiydi gözlerinin gözlerime değmesi. hiçbir şeyin aynı olmadığını bile bile, unutmak için son bir kez sevişmek gibi, duygu yüklü ama buruk, sonrasında huzurlu bir uyku getiren...
hesabın var mı? giriş yap