• güzel bir yazıdır. linke tıklayıp da sözcü gazetesinin adblock engeli ile karşılaşmak istemeyenler için aşağıya kopyalıyorum.

    (bkz: sözcü gazetesinin adblock kullananları engellemesi)

    --- spoiler ---

    sayın hükümetimiz, referandum kampanyası için çok enteresan bir reklam filmi çekti.
    henüz seyretmediniz.
    muhtemelen bu ayın son haftasında vizyona girecek.

    *

    reklam, stadyumda çekildi. milli maç oynanıyor.
    rakip takım çirkef...
    habire faul yapıyor.
    tekme atıyor.
    elle oynuyor.
    kuralları ihlal ediyor.
    hakem hiç oralı olmuyor.
    hakem bildiğin şerefsiz.
    her ne olursa olsun rakip ülkenin lehine, bizim aleyhimize düdük çalıyor, göz göre göre taraf tutuyor, haksızlık yapıyor.
    türkiye'yi resmen katlediyor.
    o da ne?
    sevimli mi sevimli küçük bir kız çocuğu koşarak sahaya giriyor.
    türk bayrağı gibi, kırmızı beyaz giyinmiş.
    şak...
    hakeme kırmızı kart gösteriyor.
    haysiyetsiz hakem şoke oluyor.
    rakip takım buz kesiyor.
    farklı kulüplerin formalarıyla tribünleri dolduran gurbetçilerimiz coşkuyla ayağa kalkıyor.
    milli duygular kabarıyor.
    ağlayanlar oluyor.
    küçük kızın tertemiz vicdanı ve cesareti, türkiye düşmanı hakemi de yeniyor, faullü oynayan rakip ülkeyi de yeniyor.
    böylece, türk milleti kendisine karşı birleşen avrupalıları dize getirmiş oluyor. yabancılar kaybediyor.
    türkiye kazanıyor.
    reklamın özeti bu.

    *

    şimdi sıkı durun...

    *

    ne zaman çekildi bu reklam?
    tee şubat ayı başında çekildi.
    tam tarih vermek gerekirse, asrın liderimiz henüz referandum kararını onaylamadan bir hafta önce çekildi.

    *

    soru şudur...

    *

    ortada fol yok yumurta yokken, şubat ayı itibariyle hollanda ve almanya'yla aramızda hiçbir sorun yokken, kriz emaresi yokken, hükümetimizin avrupa'da mağdur edileceğine dair en ufak bir sinyal yokken, hatta bu konuda beklenti yokken, ihtimal bile yokken...
    tee şubat ayı başında bu “milli mağduriyet” reklamı hangi muhteşem öngörüyle çekildi?

    *

    tee bir buçuk ay sonra avrupa sahalarında mağdur edileceğimiz, tee bir buçuk ay önceden nasıl tahmin edildi?

    *

    milli kriz yokken, milletimize haksızlık yapan avrupalılara karşı, milli vurgusuyla, milli duygulara hitap edecek şekilde reklam çekilmesi, üstelik, tam isabetle milli krize denk getirilmesi... tatlı bir tesadüf müdür, geleceği görebilme yeteneğiyle kehanet midir?

    *

    ayrıca...

    *

    almanya'dan karayoluyla hollanda'ya geçen ve mağdur edilen kadın bakanımız, karayoluyla döndüğü almanya'dan türkiye'ye nasıl geldi?
    spor bakanımız için tahsis edilen özel uçakla köln'den geldi.
    spor bakanımız da köln'de miydi yani?
    köln'deydi.
    e o halde...
    hadise çıkacağı belliyken, polisin müdahale edeceği belliyken, neden erkek bakanımız değil de, kadın bakanımız gitti hollanda'ya?
    veya neden, hem kadın hem erkek bakanımız birlikte gitmediler?

    *

    tıpkı reklamdaki gibi...
    yürekli kız çocuğunun milli mağduriyete müdahale etmesi gibi...
    kadın bakanımızın milli mağduriyet kahramanı olması ne mucizevi değil mi?

    --- spoiler ---
  • demek ki sadece böyle düşünen ben değilmişim diyerek yüzümde tebessüm oluşturan yazıdır.

    hollanda olayı pisi pisine olmuş bir rezalet olarak tarihe geçecektir. hani aç köpeğin önüne yemeğini atarsan yer. ama atmazsan yemez heh aynı o misal işte. yani bile bile, bastıra bastıra olması istenilen oldurulmuştur. en basitinden mağduriyet yaratmak için, 3-5 oy daha fazla gelsin diye türkiye saçma sapan bir olayın içine bilerek sürüklenmiştir ki birileri sonradan çıkıp ' eyyyyy hollanda' diyebilsin ve mağduriyet kasıp birazcık daha fazla oy alabilsin.

    yani adam seni ülkesine almıyor bizim ki 'banane banane giricem' diyor. la orası adamların ülkesi ya tamam konsolosluk binan var ama daha sabahında diğer bakanının uçağını indirmemişler ne diye hala zorluyorsun? çok mu güçlü bir devletsin o zaman çağır kardeşim bakanlarını orada mağduriyet oynatmayı bırak ve karşı atak için başlat yaptırımlarını. la adamlar almadı diye birde karadan gitmeye çalıştılar dimi:))) fatih sultan mehmet döneminde ki gemilerden esinlendiler sanırım ama yemezler artık canım o 1453 yılında kaldı.

    yani kısacası türkiye' yi bana göre, bir şov malzemesi haline getirdiler olayı lehine çevirmek için. ben böyle düşünüyorum böyle görüyorum. siz düşünüyor musunuz ki hollanda, abd bakanını ülkesine almayacak abd bakanı da karadan girmeye çalışacak falan. komik geldi dimi?
  • guzel yazi ancak riskli yazi. bu reklam hicbir zaman gosterime girmezse, ozdil sacmalamis olur. ben olsam bu yaziyi yazardim, noterden onaylatirdim su gun yazilmistir diye. sonra da bekletirdim cekmecede. reklam gosterime girerse ertesi gun gazeteye koyardim noter belgesiyle, yok girmezse de kimse bilmezdi cope atardim.
  • dinini, imanını, elindeki en değerli şeyi, inancını, para, güç için hiç çekinmeden kullanan adamların bunu yapmasına şaşıralım mı şimdi?

    adamlar ülkenin bug'ını bulmuşlar sonuna kadar sömürecekler tabi. millet olarak mal olma da, bu gidişe bir dur de! bazen bir hayır yeter!
  • yine gerçekleri bilezik gibi takmıştır
  • sabah sabah şoke etmiştir.
  • hiç şaşırmadım. beni asıl şaşırtan şey okumuş, görmüş, mantığını çalıştırabilen insanların bile bu durumda milliyetçi ruhları kabardığı için saçmalaması oldu. türküz ama biz diye portakal kesmeseler de garip bir ruh haline bürünmüşlerdir. bu durumda istenen algıyı yarattığını gösterir. hepimiz bu pislik içinde öleceğiz.
  • olabilir ya da olmayabilir.
    zamanlaması doğru değil.
    buradan bile destek mitingi çıkarabilir akp o derece akıllı hareket ediyorlar.
    darbe tiyatro diyenlerden sonra buna da tiyatro deneceğini biliyordum.
    belki de artık bu şekilde kazanabiliyorlar.
    ama ilk sayfada bir arkadaşın yazdığı gibi keşke şimdi yayımlanmasaydı.
  • bir tek şuna sinir oluyorum,
    neden erkek dururken kadın gitmiş, hadise çıkacağı belliyken...
    sanane?
    kadın kendini savunamaz mı? hadiseleri çözmekte erkeğe kıyasla sahipsiz mi?
    akp kadar güvenmiyor musun kadınlara?

    edit: çok reaksiyon aldım bu yoruma. evet mağduriyet simgesi olarak başörtülü kadını kullanıyor akp, saf değilim. ama kadını küçümsemeden, erkek varken gönderilmesi akıl almaz birşeymiş gibi göstermeden de bunu gösterebilirdi. kaç senelik yazar, kelimelerini o iyi seçmeyecek de, ben mi seçeceğim? ki bu tavrı sadece yılmaz özdil'in reklamdan bahseden yazısında değil, pek çok başka yorumda gördüm ve tiksindim. kadın halimle hollanda'da ülkemi, bizi savunmak ve daha da önemlisi temsil etmek durumunda kalmamın üzerinden fazla zaman geçmedi benim de, tam olarak da o yüzden alındım. bir hadiseniz olursa beni gönderin, çözerim.
  • hamaseti bırakıp gazetecilik yaptığı yazıdır.
hesabın var mı? giriş yap