• maçtaki son golü ya baros attı, ya elmander, ya ben. üçümüz aynı anda yükseldik, kim vurdu göremedim.
  • teknoloji özürlüleri link link diye bağırtan maç. amınakoyim anlamıyorum bu işi yemin ediyorum anlamıyorum. o kadar paylaşılıyor maçlarda insan bi favorilere ekler sonra izlerim diye. her defasında aynı bok, başlıkları sikip atıyorlar insanda bir yorum falan okuma şevki kalmıyor. link var ama vermiyorum anasını satayım.

    tamam sakinim.
  • 26 şubat 2012 günü, yani kimisi için kredi kartlarının kesim gününde, kimisi için doğum gününde, kimisi için erken uyandığı için lanet ettiği bir pazar gününde oynanan, ve milyonlarca galatasaray taraftarının seneler sonra, belki de kewell'in bordo'ya attığı o golden sonra, içlerinde kalan tüm ukteyi ortaya çıkarmış, yıllar sonra bir gole, kewell'in attığı gol kadar sevindirmiş ve tüm bunlardan öte 3-2 bitmiş musabakadir..

    her şeyden evvel, böylesi bir sevinmeyi bize mümkün kıldıkları için beşiktaş'a teşekkür etmek gerek. yani bu sezon fenerbahçeyi'de yendik, trabzonu da devirdik ama hiç birinde böylesine mutlu olmamıştık.. zaten güzel bir maç eze eze yendiğin bir maç değildir.. 7-0 yendiğin maçta asla 3-2 kazanılan ve galibiyetin son dakikada geldiği bir maçtaki kadar mutlu olamazsin.. bizi futbola aşık eden hep 90+1lerdir..

    kış bir süreliğine "ateşkes" ilan etmiş, hatta yurdun bazı yerlerine "yalancı bahar" gelmişken, fenerbahçe deplasmanda 3 puan kaybetmişken (ve galatasaray bu maci kazanip 9/2 puan öne geçiyordu), şike davasinda tahliyeler olup, nihayetinde hiç bir yeri bombalamamış, birilerini öldürmemiş insanlar "tutuksuz yargilanmak" yerine içerde duruyorken, yani futbol adına bir sürü komedi ve çirkinlik yaşanırken sanırım herkesin 90'daki güzel bir şeyler görmeye ihtiyacı vardı..

    maçtan evvel ultraslan, arjantin'de bile görülmeyecek bir kareografi yapıyordu.. binlerce insan ellerine sari, siyah, kirmizi, beyaz kartonlar tutuyorlar, sonra onlarin üzerine metrelerce uzunlukta fatih terim ve futbolcu pankartlari asıyorlardi.. üstüne bir de "braveheart" müzikleri calinca tribunlerde ve televizyonlardan maci izleyen milyonlarca taraftar "freedooooom" diye bagirmak istiyordu..

    daha maçın başında galatasaray, geçen seneleri unutmayi ne kadar çok istediğini gösteriyordu.. velhasil maç da o şekilde başladi.. ilk dakikalarda kazanılan bir taç mesela, aynı anda iki futbolcu tarafından kullanılıyordu.. öyle bir heyecan gelmişti takımın üstüne..

    15. dakikada da galatasaray ebouenin sagdan getirdiği topa, isvecli elmanderin ceza yayı civarlarinda abanması ve topun üst direge carpip içeri girmesiyle öne geçiyordu.. yedek kulubesinde sabri gole belki de eboue'den daha çok seviniyordu o mavi gözleriyle..

    beşiktaş yorgundu.. son bir haftada 3 maça, bir ayda 6, 1 senede 47, 14 senede 611 ve 109 senede tamı tamına 3703 mac oynayan besiktas cok yorgundu.. bundan yaklasik 10 sene evvel bugunlerde, real madrid'i 3-2 yenen aynı haftasonu besiktasi yenen galatasaray o kadar yorgun değildi.. mordor'a giden fredo ve sam gibi yorgundu hepsi.. ama işte 15 dakikalik arada dinlenmeleri gerekiyordu bu takimin..

    velhasil dinlendiler de.. ikinci yarının hemen başında bir karambolde, galatasaray savunması topu uzaklastiramayi basaramazken, toraman topu aglara birakiyordu..

    ama çok değil 3 dakika sonra, selçuk'un havadan arapasi ile melo, pazartesi günü beden dersinde ön bahçede top oynayacak çocuklara kendi ismini takiyordu.. "olm melo gibi kostum vurdum ha" denecekti yarin saat 11 de, cengiz topel lisesinin ön bahçesinde..

    tam maç böyle kitlenir, beşiktaş yorgun derken, galatasaray ceza sahasina açılan bir ortaya, semih takoz recep misali ayaginin disiyla vuruyor, ve o demi voleden besiktas adina güzel bir gol yaziliyordu.. maçtan sonra fatih terim "semih üzülürdü, biz de üzülürdük.. ama kizmazdik ona" diyecek ve kale arkasina o posterin neden asıldığını gösterecekti..

    maç 2-2 olmuştu ve kimsenin skorla bir sorunu yoktu.. o dakika maç bitse, ne galatasaraylilar ne besiktaslilar skora üzülecekti.. ama besiktas galatasarayin üzerine akin akin geliyordu.. galatasaray takimi macın basinda ful motiveyken gardi indirmis, besiktas inen gardi görüp üzerine saldiriyordu.. ki neredeyse golü atiyordu besiktas.. 90. dakikada sagdan gelen ortaya arka direkte hugo almeida yüzde yüzlük bir golu kaciriyordu..

    o top dönüyor, selcuk'un cenk'i kalesinden cikartmasi ve akabinde isabetli ortasiyla elmanderin omzuna carpip kaleye giriyordu..

    ali sami yen kompleks henüz galatasaray'in stadi degil.. bunu kabul edelim.. ama işte böyle anlarla, elmander'in attigi golde kafaya çıkıp sanal topa vurmak isteyen milyonlarca taraftarla o stat yavas yavas bizim olacak.. çünkü bir stadi stat yapan üzerindeki tabela degil, hakkindaki anilardir.. ve bu stat binlerce anı ile, onlarca şampiyonlukla bizim olacak..
  • maçın özeti: elmander atabiliyor, almeida atamıyor.

    ne zaman kurtulacaksak şu kazma forvet takıntısından, kanserim katlandı amk!
  • maçın özeti bence carlos carvalhal'in kareografiyi izlerkenki halidir. galatasaray - beşiktaş derbilerinin de özeti budur. sahada futbol oynanır, mücadele hep üst düzeydir. iki taraf da iyi niyetli olunca böyle harika maçlar olur doğal olarak.

    bahsettiğim kare;

    10. saniye

    http://www.acunn.com/…ri/galatasaray3-besiktas2/173

    fenerbahçe olsaydı aynı şeyler olur muydu siz karar verin.
  • kimin kazanıp kimin kaybettiğinin önemi yok. güzel futbol ve centilmence bir oyun. daha da ötesi yok.

    not: galatasaraylı' yım.
  • - rieara'nin selcuk'a attigi pas nefisti, futbol adina oyundaki en guzel hareketlerden birisiydi diyebilirim.
    - gol sonrasi futbolcularin yasadigi sevinc gorulmeye degerdi. bu takim sampiyon olmustur otesi yok
    - maci sonradan izledim, oncesinde golun faul olduguna dair yorumlar okumustum. tekrar tekrar izledim, futbol otoritesi degilim ama bu golde faul var demek icin fenerbahce'li olmak gerekiyormus. onun disinda bir ikinci grup bulamazsiniz bu golde faul var diyecek.

    son olarak; carlos carvalhal adamin hasisin, umarim uzun yillar basarili bir sekilde turkiye'de kalirsin
  • sonucu itibariyle, galip gelen, galatasaray taraftarını mutlu eden, mağlup olan beşiktaş taraftarını ise takımlarının ortaya koyduğu mücadeleden ötürü boynu bükük bırakmayan seyri hoş derbi. dikkat edilmesi gereken konu ise sonucunun ne olursa olsun çok önemli olduğu bu mücadelede, her iki takım futbolcularının da topuzun kantarını kaçırmamaları ve çirkefleşmemeleridir. anlık sinirlenmeler ve maç içinde olabilecek agresif hareketler dışında, giyilen formalara yakışmayacak tek bir hareket dahi olmadı. tebrikler galatasaray, tebrikler beşiktas.
  • galatasaray'in uzatmada gelen golunun bariz faul oldugu musabaka.

    not: galatasarayliyim ve tassak geciyorum.
  • beşiktaşlı olmaktan bir kere daha gurur duyduğum maçtır. yerlerde sürünmeden, maçı çirkefleştirmeden, delikanlı gibi oynayıp kaybeden bir beşiktaş vardı sahada. takım çok yorgun düştü artık yapılabilecek fazla birşey yok. galatasarayı tebrik etmek gerekir. kaybedebilecekleri bir maçı kazanmasını bildiler.

    (bkz: yalnız o engin baytar nedir)
hesabın var mı? giriş yap