• insanın 20 yaşından sonra anladığı gerçeklerle, 30 yaşından sonra anladığı gerçekler arasındaki tek fark (büyük klişe geliyor, hazır olun) zamanın, bizim sandığımızdan da hızlı geçtiği. ve bazı şeyleri kaçırmış olmanın gerçeği.
  • 30 yaşıma geldiğimde kendi kendime şu soruyu sormuştum.tabi bu bir anda aydınlanma gibi olmadı. zamanla oluşan bir düşünce.

    dedim ki;
    hayat tersine mi gidiyor? yani yaş ilerledikçe daha takıntılı, daha sorumluluk bilinci olan, daha gerçekçi, daha sonuçları görebilen, daha az cesur, daha korkulu, kaygılı biri olmaya doğru mu gidiyorum? ben hep tam tersi olacak sanıyordum.

    bu biraz sıkıntılı geliyor bana. sanırım bu artık belli bir yaştan sonra bazı gerçeklerle yüzleşmeye az kalmasından, kaçınılmaz sonlara yaklaşmaktan kaynaklanıyor...
  • insanların hiç bir şeye hevesinin kalmadığı özellikle ikili ilişkilerde pek çok insanın gerçekten istediğini değilde yapması gerekeni yaptığını görüyorsun.
  • 20'li yaşların ne kadar önemli ve insan hayatında ne kadar belirleyici olduğu. asla boşa geçirilmemesi, ziyan edilmemesi gerektiği.

    sözlükte 20'li yaşlarındaki insanlara ergen diyoruz, dalga geçiyoruz. yazılan bazı saçma, çocukça şeylere isim verebilmek, tanımlayabilmek için. ama "ben daha ergenim, önümde uzun yıllar var takılayım biraz daha" mantığı 30'larınızı tatminsiz, mutsuz, umutsuz ve her şeye negatif yaklaşan bir insan olarak geçirmenize sebep olabilir. çok var etrafımda böyle insanlardan.

    türkiye'de yaşıyorsan daha 18 yaşına gelmeden hayat çizginde kaçınılmaz bir kırılma oluyor. saçma bir sınavla hangi üniversiteye gideceğin, nerede ne okuyacağın belirleniyor. felsefe okumak istiyorsun mesela, annen baban saçmalama felsefe okuyup napıcaksın diyor, kendini işletme bölümünde buluyorsun mesela. tamam, buraya kadar elinden fazla bir şey gelmiyor, çünkü gerçekten ergensin, hayatının ipleri senin değil, okuldaki (çoğu yetersiz olan) hocalarının, ve kafalarındaki hayali yaşamanı isteyen ailenin falan elinde.

    ama 20'li yaşların sana ait genç arkadaşım. 20'li yaşlarına, bu değerli 10 yıla sahip çıkmak zorundasın. nasıl bir insan olmak istiyorsun? ne yapmak istiyorsun? 35 yaşına geldiğinde geriye baktığında nasıl hissetmek istiyorsun? kafanda bir plan yapmak, ve azimle, yılmadan bunu uygulamak zorundasın. aşk, evlilik, çoluk çocuk gibi şeyler (bence) kader kısmetle ilgili, ama sen doğru düzgün bir insan olmak, hayatına sahip çıkmak zorundasın. 20'li yaşlarında karşına çıkan ilk hanzoyla evlenir, çoluk çocuğa karışır, kendini kısıtlarsan "hayatımı size feda ettim nankörler" diye söylenen mutsuz anne babalardan olursun.

    20'lerinin başında nerede ne yapmak istediğine, nerede nasıl yaşamak istediğine karar ver. yurt dışında yaşamak veya okumak mı istiyorsun mesela? 18 yaşından itibaren bunun için çalışmaya başla. salak olduğunu söyleyecekler, saçmaladığıı söyleyecekler, gereksiz bulacaklar. sen aldırma. ingilizceni ilerlet. paran yoksa kursa gidemiyorsan otur ingilizce televizyon izle, cnn izle. hiçbir şey anlamayacaksın ilk başta, onunla da dalga geçecekler, sen devam et. ingilizce kitap oku. bir kaplumbağa hızıyla ve istikrarıyla yavaş yavaş ilerle. okulda yüksek notlar almaya bak, bırak inek desinler, dalga geçsinler. araştır, ilgilen, bilgilen. hayallerini küçümseyenleri umursama, umursamamayı başaramıyorsan da hayatından çıkar. 30'larında, 40'larında çok pişman olacak onlar.

    spor yap, ilgi alanlarını geliştir. bol bol oku. insanların hayatlarına ve hikayelerine dedikodu yapma sığlığıyla değil, gözlemci derinliğiyle yaklaş. etrafından dersler çıkar. sana kendini kötü hissettiren, üzen, kısıtlayan, giydiğine, yediğine, gittiğin yerlere karışan insanları hayatına sokma. hayat yolunda üstünden atlayıp geçmen gereken taşlar onlar. takılma onlara, düşme. düştüysen de hemen kalk yoluna devam et. unutma, kaplumbağa hızıyla ve kararlılığıyla demiştik.

    bu aralar yolo, do what makes you happy gibi mottolarla 16-35 yaş arası insanlara sadece eğlenmek ve zevk için yaşamaları gerektiği pompalanıyor. bu yaşlarda istediğin bütün saçmalıkları yaşayabilir, her hatayı yapabilirsin, özgürsün ya. yalan onlar. bunlara kendini kaptırırsan 35 yaşına geldiğinde sözlük'te türkiye'den siktir olup gitmek başlığına "ben de çok istiyorum ama nasıl yapılacağını bilmiyorum. bilenler yeşillendirirse çok sevinirim" yazan zavallılara dönüşürsün. hayatına nasıl yön vereceğini bulmak için google'a bile bakmaktan aciz, bir türlü büyüyememiş koca bebeklerden olursun.

    20'li yaşlar önemlidir. şu anda bulunduğum yeri, yaşadığım ülkeyi ve şehri, okuduğum okulları, bildiğim dilleri 20'li yaşlardaki nympha'nın kaplumbağa yavaşlığıyla ilerleyen azmine ve kararlılığına borçluyum. 20'li yaşlarımı süs bitkisi gibi geçirmemiş olmama borçluyum.

    20'li yaşlarındaki sözlükçüler için yatırım tavsiyesidir.
  • aslında hiçbir şeyin değişmediği ve hala 18 gibi hissettiğindir. ama 30 yaşın psikolojik bir etkisi var. çünkü 30 demek 40'a daha yakın olmak demek. hatta 50'ye daha yakın olmak demek. 20'li yaşlardayken uzak gelen 50'ler, 30 olur olmaz çok yakın olmasa da o kadar uzak gelmiyor.
  • 31 yaşına girmeye çok yakın gerçeğidir.
  • yaşı ifade eden sayının başına 3 rakamı geldiği. insana koyuyor otuz küsur demek
  • kimseyle anlaşamadığım gerçeği
  • herşeyin anlamsız olması...
  • hayatta her şey her zaman yolunda gitmez, pes etmeyi bil. bil ki üzerinden yük kalksın.
hesabın var mı? giriş yap