• 48 oldum biraz önce...
    aklımda yoktu aslında böyle bir entry yazmak ama birden içimden geldi, hazır uyanığım madem. yazacaklarım tam da yukarıdaki arkadaş gibi düşünen, kendini bitik, berbat ve umutsuz hissedenlere iyi gelecek türden. belki birisinin içine umut eker, belli mi olur?
    hayat hikayesine dönmesin diye önemli bir iki şeye değineceğim sadece.

    babamı 15 yaşımda kaybettiğimde annemle birlikte, son derece zor koşullarla karşı karşıya kaldık, sağ olsun babam (ölmüş adama da sağ olsun demek ...) hayatı yaşamayı, önünü arkasını düşünmeden yemeyi-içmeyi, ha bir de dağıtmayı çok severdi. hal böyle olunca da geriye pek bir şey kalmadı, hatta hiç!

    o yıllarda 17 yaşında giriliyordu üniversite sınavına, öss-öys zamanları. ama ben giremedim. neden, çünkü öyle baskıyla ve baba korkusuyla büyümüştüm ki babam ölünce boşladım dersleri, çok parlak bir öğrenci olmama rağmen, saldım son sene ve yerleşemedim herhangi bir yere. olsun hayat devam ediyordu ama bu defa da toplum baskısı yüzünden küçücük kasaba bana dar geldi. ver elini istanbul ve turizm sektörüne giriş. o zamanlarki adı etap marmara olan şimdinin the marmara otelinde işe başlayarak giriş yaptım sektöre ve çok uzun yıllar çalıştım. bu esnada 20 yaşında tanıştığım eşimle, 6 ay beraber yaşadığımız nişanlılık evresinden sonra evlendik. (eşimle evlilik hikayem en çok favorilenen entry'm bu arada çok da eğlenceli) 26 yaşımda ilk oğlum, 33 yaşında da ikinci oğlum geldi dünyaya. ikinci oğlumun doğumuyla artık vardiyalı iş zor olacağı için turizm işini bırakmak zorunda kaldım. ve gündüz çalışacağım bir işe geçiş yaptım, çeyrek ücrete...olsun dedim, çocuklarımın başındayım en azından.

    sonra tekrar üniversite sınavına hazırlanıp, işletme üstüne lisans yaptım. sonra yüksek lisans ve en son doktora. şu an bir üniversitede dr. öğretim üyesi ve bölüm başkanı olarak çalışıyorum. bakıcılarda büyüttüğüm büyük oğlum üniversiteyi bitiriyor gelen ay, diğeri de lise 2 oldu.

    böyle yazınca ne kadar güzel ve çabuk olmuş gibi değil mi her şey. öyle değil işte! turizm sektöründe çalışırken o kadar uzun saatler çalışırdık ki, oğlumuzu göremezdik doğru düzgün, bizden çok bakıcılara anne-baba dedi. her iki çocuğumun doğumunda da yanımda eşimden başka kimse yoktu. eşim hem oğlanlara hem de bana baktı ben ayağa kalkana kadar. ailelerimizden hiç destek alamadık çünkü onlarda da yoktu. işsiz kaldık, parasız kaldık. kimse arayıp halimizi sormadı mesela, para isteriz diye çekindiler büyük ihtimal. ama sonuçta bugünlere geldik, bin şükür.

    hayat inişli-çıkışlı, bir günü bir gününe uymuyor ama mutlaka bir yol oluyor ve insan selamete çıkıyor. bugün değilse yarın ama bir gün mutlaka. yeter ki umudu kaybetmeyip, pes etmeyip ama mutlaka çok çalışıp azmetmek gerekiyor.

    bugün 48 yaşıma girerken, hayata karşı şükran doluyum. yaşadığım her zorluktan ya güçlenerek ya öğrenerek çıktım. yoktan var ettiğim küçük, mütevazı ailem ve hayatımla tam da istediğim yerdeyim. bin şükür.

    hoş geldin yeni yaşım, seninle de çok eğleneceğime, öğreneceğime eminim. seni yaşamaya hazırım, haydi başlayalım...
  • 20 yıldan bu yana "iyi ki doğdun" seslerini işittiğim ve hala bıkmadığım, sıkılmadığım günler öncesinden heyecanla beklediğim gündür. dünya çevre günü adı altında tüm dünya insanlığınca kutlanması da ayrıca mutluluk verir bugün doğan insanlara.
  • (bkz: doğum günü)

    edit: bundan sonra her sene buraya uğramayı düşünüyorum. 05.06.17
  • iktisatın en önemli adamlarından ikisi bugün doğmuştur. bi de ben.

    (bkz: adam smith ve john maynard keynes)
  • bugun

    sözlükteki ilk adımlarından bir entry. 5 sene evvel bugün olarak karşımıza çıkmış. ondan sonraki zamanlarda 5 haziran falanca günü, 10 haziran filancanın doğum günü, 15 haziran cart curt maçı, 20 haziran feşmekan gp'si karşımıza gene ilk adımlı yıl içermeyen entryler çıkar.

    evet yıllar evvel bugün diye sunulmuş, yıldan bir gündü kendisi 365/366 günden bir tanesi.
  • 2005in lgs gunu
  • dünya çevre günü. 1972 yılında isveç’in başkenti stockholm kentinde yapılan birleşmiş milletler çevre konferansı’nda alınan bir kararla kabul edildi ve uluslararası bir gün oldu.
  • bugün feda edilen ormanların nefessizliğinde,yağmalanan tarım arazilerinin susuzluğunda,siyanürlü madenlerin zehrinde,eksilen canlıların yokluğunda ve gelecekte nükleer santrallerin gölgesinde kutlayacağımız ! gün.
hesabın var mı? giriş yap