• kimyasal saldırı olayının üstünden 48 saat geçmeden suriye'nin akdeniz kıyılarındaki 2 savaş gemisinden fırlatılan 50 küsür tomahawk füzesiyle gerçekleşmiştir. bunun hazırlığının çok önceden yapıldığı belli.
    rusya'nın suriye'ye kurduğu hava savunma sisteminin buna nasıl bir tepki verdiğini şu an kamuoyu bilmiyor.

    türkiye tam 7 gün/1 hafta önce apar topar fırat kalkanı harekatını bitirdi.

    aynı gün donald trump damadını ırak'a görüşmeye gönderdi. damat dün döndü.

    rusya tsi gece 01.00 ile birleşmiş milletlere yazılı olarak abd'nin suriye'ye müdahalesine karşı önlem almasını ve uyarıda bulunmasını; bunun kesinlikle karşısında olduğunu bildirdi.

    çin halk cumhuriyeti devlet başkanı 2 saat önce donald trump ile florida'da buluştu.

    ben kendi bilgim dahilinde dünya tarihinde hiç böylesine karmaşık bir konjonktür görmedim, okumadım.
    rusya'nın da, abd'nin de, türkiye'nin de hem iç hem dış politikası karmakarışık ve kaos içinde.
    abd'de; içte, trump'un rus projesi olduğu konuşuluyor. trump'a kamuoyu desteği az. dış politikada bir kimliksizlik var.
    rusya'da; içte gitgide artan kaynağı belirsiz terör ve misilleme var. bu da putin'e olan kamuoyu desteği azalttı. dışta ise ukrayna ve suriye politikasından ötürü başta nato olmak üzere üstüne gelen hatta içinde küçük enişte tayyip'in bile arasıra yer aldığı bir kesim var.
    türkiye de iç politika da dış politika da toz duman olmuş durumda kimse ülke gündemine yetişemiyor.

    peki ne olacak?
    bu liderlerin iç politikalarında güvensizlikle karşı karşıya olduğu için dış politikada geri adım atacak, sükunetli davranacak lüksleri yok. hele de putin'in hiç yok. uçağının vurulmasından, diplomatının öldürülmesinden, patlayan bombalardan beri sükunetini korudu. rus askerler ve siviller öldükçe ülke içindeki desteğini kaybetmeye başladı. bunca olaydan sonra çıkıp da 'ben suriye konusunda geri adım atıyorum. abd'nin dediği olsun.' asla diyemez.

    iki ihtimal var.
    1- ya bu trump'un şekil için ilk ve tek saldırısı olacak ve konu kınamalarla kapanacak. zaten böyle bir durumda abd rusya'ya öncesinde haber vermiştir. trump bir nevi rusya'ya 'biraz füze atıp toplumun gazını alayım, kamuoyunu arkama alayım. sen de müsade et' demiş anlaşmışlardır. ruslar birkaç günlüğüne bombalanacak yerden çekilip savunma sistemlerini kapamıştır.

    2- ya da trump tamamen rusyadan habersiz şekilde saldırıya başlamıştır ve saldırıya devam edecektir. türkiye'de tayyip olmasa bile türkiye ister istemez bu işin bir parçası olacak, incirlik'i açacak. dengelerin aleyhine değiştiğini gören putin mecburen bu durumun karşısına çıkmak zorunda kalacak.
    işte o zaman sonrasını çok merak ediyorum.
  • şu sitede 5 senedir yazarım, onun öncesinde de yine 5-6 sene okur olarak takip ediyordum. o yüzden daha da öncesini bilmiyorum ama sanırım sözlük tarihinin en boş zamanları bunlar. 2 analiz okuyalım diye girdik, ortam kardeşler kıraathanesi'nden farksız. 3. dünya savaşı çıkaran mı istersin, şimdi rusya abd'ye dalacak diyen mi...

    şu ağızlarda sakız olan 3. dünya savaşı inanın çıkmayacak. çünkü bir üçüncü dünya savaşı çıkarsa dünyanın yarısı havaya uçar. ne abd ne rusya ne de çin göze alamaz bunu, neden? çünkü artık nükleer var, nükleer! cephe savaşı mı kaldı? neredeyse her güçlü ülkede nükleer silahlar var. biri kullanmaya başlasa önünü alamazsın. her şeyi geç, kendi aile bireylerine roket atarak infaz eden kuzey kore'nin tosuncuk lideri zaten kendi başına dünyanın çeyreğini nükleere boğar. tüm vatandaşlarının öleceğini bilse bile yapar yani.

    o yüzden gözünüzü seveyim, her boka "üçüncü dünya savaşı çıkacak" diye atlamayın. nükleer caydırıcılık dolayısıyla hiçbir zaman çıkmayacak bu savaş. ha en fazla nasıl olur? insanoğlu olarak dünyaya artık çok fazla gelmeye başlarız, kaynaklar iyice azalır, artık 2 yılda bir domuz gribi, kuş gribi gibi laboratuvarda üretilen nüfus kontrol uygulamaları(tabi ne sandın) bile yeterli olmaz. o zaman bu büyük güçler toplanır ve; "dünyanın yarısını öldürelim de bize yer kalsın" der. o zaman göstermelik bir "üçüncü dünya savaşı" çıkartırlar.

    yani öyle kıçı kırık bir suriye için rusya ile abd birbirine girmez ki ne oluyorsa karşılıklı anlaşma ile oluyor. tabi ekşi'ye bakarsak putin sabah haberi duyar duymaz tanka atlayıp abd'yi işgale gidiyor...
  • beklenen gelişmedir.

    klayvesi olan yazmış, bizim neyimiz eksik? biz de karalayalım madem birkaç satır.

    bu müdahelenin ilk sebebi suriye'ye ağabeylik yapan rusya'ya patron burada imajı vermektir. ikinci ve asıl sebebi ise gayet açıktır; arap baharı adıyla başlayan ve yap-boz haline getirilmeye çalışılan orta doğu haritasında sıradaki hedef olan suriye parçasının törpülenme işlemine geçilmesidir.

    amerika'nın bu konudaki siyaseti ve yakın savaş tarihi birbirlerine biraz paralel ilerler.
    çok uzağa gitmeye gerek yok. dönüp bir göz atalım. amerika özellikle orta doğu siyasetinde savaş ve barış olmak üzere 2 çeşit gömlek giymektedir.

    devlet başkanlığı cumhuriyetçiler ve demokrat partililer arasında gider gelir. amerika önce 5 yıl ortalığı kan gölüne çevirir, sıradaki 5 yıl ise insanlık ve demokrasi aşığı kesilir. böyle bir siyasi sirkülasyon içindeki amerika'nın bu vur-kaça benzer taktiğinin analiz edilmesi aslında çok da zor değildir.

    körfez savaşını başlatan baba bush sonrası göreve clinton getirilir. ortadoğu'da akmaya başlayan kanı clinton ılımlı siyasetiyle kurutur. yaşı yetenler hatırlar, clinton sürekli türkiye ve orta doğu ziyaretleri yapardı. hatta t.b.m.m.'ni bile ziyaret etmişliği vardır. neyse çok dağıtmadan devam edelim. clinton orta doğu ve dünya nabzını yeteri kadar sakinleştirdikten sonra amerika'nın çift yönlü siyaseti yetkiyi yeni başkana, küçük bush'a verir. kan dökme sırası küçük bush'a devredilmiş, önce afganistan, ardından ırak, yap-boz haritası için gerekli kıvama getirilmeye çalışılmıştır.

    ne var ki bilindiği üzere sam amca afganistan ve ırak'ta ağır maddi ve askeri kayıplara uğramıştır. orta doğu'dan hiç de öyle planladıkları gibi çıkamamışlardır. süper güç aslında kendisi için küçük bir lokma gibi gördüğü orta doğu'yu hafife almış, verdiği kayıpları hazmetmesi bir hayli zor olmuştur. küçük bush'tan sonra sıradaki sevimli yüz, başkan obama'dır. obama'nın koltukta olduğu başkanlık döneminde amerika barışçıl politikalarına kaldığı yerden devam etmiştir. göreve gelir gelmez ortaköy cami ziyaretiyle müslümanlara yönelik hümanizm mesajları veren obama, kendi döneminde neredeyse hiç bir ofansif savaş hamlesi gerçekleştirmemiştir.

    şimdi geldik paçaları sıvamaya. zira deniz tekrar yükseliyor arkadaşlar. obama'dan sonra koltuğa oturan sıradaki başkan, orta doğu'da kanın tekrar dökülmesinde, yap-bozun şekillenmesinde imzası olacak olan trump'tır. gerek kişiliğiyle, gerek ise amerika'nın çizdiği bu ikircikli stratejiyle trump bu serinin beklenen ismidir. bu müdahele de beklenen bir hamledir.

    kronolojik olarak toparlayacak olursak;

    baba bush - körfez savaşı.
    clinton - barış elçisi. (yersen martin)
    oğul bush - afganistan ve ırak savaşları.
    obama - barış elçisi. (yersen martin)
    trump - suriye ve ... savaşları.

    bu durumdan anlaşılacağı üzere pek çoğunuzun beklediği gibi 3. dünya savaşı falan çıkmayacaktır. amerika 50 tane tomahawk sallayıp öncelikle rusya'ya çöplük benim demiştir. arkasından da yapılan açıklamalarda herhangi bir rus birliğinin bu füzelerin hedefinde olmadığı söylenmiştir. amerika her geçen gün yap-bozu ağır ağır tamamlama peşindedir. trump koltuğunu sevimli bir yüze devrederken yiten canlar ve kayıplar malesef onlar için sadece birkaç sayıdan ibaret olacaktır.

    tarihleri boyunca amerika-rus çekişmesinin garip bir rekabete sahne olduğunu görüyoruz. adamlar dünya dışında bile sidik yarışı halindeler. uzaya ilk çıkan rus yuri gagarin'e karşılık olarak aya ilk adım atan amerikalı neil armstrong olmuştur.

    bu her iki devlet de birbirlerini yiyemecek kadar büyüktürler. o yüzden bu iş sadece trump ve putin olayı değildir. geçmişleri ve gelecekleri söz konusudur. bir ülkenin koltuğunda birisinin oturması o ülke stratejilerini tamamen o insanın yönettiği anlamına gelmez. o yüzden saçma sapan '' trump affetmez, putin siger.'' gibi çoluk çocuk ağzıyla gereksizlik yapmayın. kaldı ki yakın geçmişte orta asya'da sağlam bir tokat yemiş amerika bu kez daha tedbirli davranacak, ekonomik sıkıntılarla boğuşmakta olan rusya ise amerika'ya çetin bir karşılık göstermeyecektir diyebiliriz. diyebiliriz demesine de iş burada biraz sarpa sarıyor.

    şunu iyi biliyoruz ki rusya suriye halkının hayrı için orada değil. yapılan bu kadar askeri harcama, çıkarlar ve ulusal itibar nedeniyle bölgenin kontrolünü elinde tutmak istiyor. amerika ise suriye hükümeti kimyasal kullandığı (?) için yapmadı bu saldırıyı. en büyük emeli malum yap-boza şekil verebilmek. görünürde 2 tane fil suriye çimenliğinde tepişeceğe benziyor. bunun yanı sıra palazlanan diğer ülkeler artık amerika'nın eskisi gibi ağalık taslamasını istemiyor. rusya, ''tamam abi ben gideyim o zaman'' deyip, ceketini ilikleyip kalkmayacaktır masadan. amerika ise gayet çakal bir strateji güdecektir. trump işi uzatacak ve putin ulusal kamuoyunu abd'ye karşı kullanmaya çalışacaktır. bundan sonra her ne olacaksa eskisi gibi olmayacaktır yani. amerika geldi, bombaladı bitti şeklinde sonuçlanmaz suriye'nin akıbeti.

    verilen karşılıklı demeçler tarafların birbirlerine çok fazla girmeyeceğini göstermektedir. dinamikler de artık eskisi gibi değildir. çok değişken durumlar söz konusu. bu konuda ciddi bir kehanette bulunmak zor ama bu işte canı yanan her zamanki gibi mazlum halk olacaktır. doğal olarak kapımızın dibinde yaşanan ve kısmen içinde bulunduğumuz bu savaş biz türkiye'yi de çok ciddi anlamda etkileyecektir. bu entry'yi girerken dolar tarihi seviyeyi bir kez daha aştı. 2017 ve sonrasının bizim açımızdan gerçekten çok zor olacağı aşikar.

    oradaki mazlum halkın, kendi askerlerimiz ve insanlarımızın bu işten en zararsız şekilde çıkmalarını temenni ediyorum.

    not: dünya haritasına baktım az önce öyle boş boş. avusturalya ve kanada çarptı gözüme. ağızlarına sıçtıklarım hiçbir şeyden habersiz etliye de, sütlüye de karışmadan kebap yapıyorlar. çok kıskandım onları. norveç, finlandiya, izlanda falan. honduras var mesela. suriye nerede desen, ananın *mında der. bana ne der. hayat çok garip gerçekten.

    edit:imla.
  • tahminimde yanılmadığım durum.

    (bkz: trump'ın işgal edeceği ilk ülke/medeniyet/#63996769)

    başlığı açtıktan sonra birçok kişi mesaj göndermiş ve trump'ın içe kapalı bir politika izleyeceğini, dış politikada pasif kalacağını söylemişti.

    cumhuriyetçi de gelse, demokratı da gelse amerikan siyaseti bellidir. amerikan dış siyaseti en başından beri kolonyalisttir, yayılmacıdır. bunu değiştirmeye cüret edenlerin sonu john f. kennedy gibi olur.

    kimin yaptığı belli olmayan bir kimyasal saldırı ve akabinde o bilindik işgaller. dünya siyasetinde ölen masum çocuklardan başka hakikat yok. her şey yalanlar üzere kurgulanmış ve kimse masum değil. biz de değiliz.

    bu kirli oyunun parçası olan herkes bunlardan sorumludur.

    rusya suriye'yi bombalayınca konsolosluğa gidip eylem yapanlar şimdi amerikan konsolosluğuna gidecekler mi? tabi ki hayır. çünkü malum güruh kime sakso çekeceğini iyi bilir. çünkü ikiyüzlülük sadece amerikan siyasetine özgü bir durum değil. çağın düsturu bu.

    rusya ile amerika arasındaki sözde mücadele, çocukken ben ve kuzenimle olan rekabete benziyor. çocukken yaz tatili olunca köye giderdik. dedemin yaşlı meşe ağaçlarından kestiği odunları eşeğe yükleyip eve getirirdik. kuzenimle aramızda hep kıskançlık ve rekabet vardı ama birbirimizle kavga etmeye cesaret edemezdik. gücümüzü "kim eşeğe daha fazla odun yükler" kriterinde gösterip dedemize yaranmaya çalışırdık. bizim bu aptal rekabetimizde olan eşeğe olurdu. gariban eşek, o yaz sıcağında koca odunlarla rampa tırmanırken bitkinlikten bazen osururdu. eşek osurunca sözde rekabet halinde olduğum kuzenimle kahkahalara boğulurduk. bir keresinde köy içinde geçerken yaşlılardan biri gelip kulağımızı çekip fırça atmıştı. eşeğin bu kadar yükü kaldıramayacağını, günah işlediğimizi falan söylemişti. bunu bizim belki bilemeyeceğimizi ama dedemizin neden uyarmadığını söylemişti. dedeme kızmıştı.

    burada 3. dünya savaşı edebiyatı yapanlar hala abd ile rusya arasında savaş yaşanacağını falan düşünüyorlar. onların rekabeti bizimki gibi. birbiriyle kavgaya cesaret edemezler, eşek üzerinden güçlerini yarıştırırlar. olan eşeğe olur. akşam olunca eşek tüm sancısıyla ahıra çekilir, bunlar ise yine oyunlarına dönerler, keyiflerine bakarlar.

    amerikan müdahelesine karşılık rusya'nın yapacağı şey alaska'yı veya abd eyaletini bombalamak değil, suriye'deki muhalifleri veya amerikan nüfuzunu arttırabilecek yerleri bombalamak olur. yani olan yine eşeğe olur. ölenler rus veya amerikan değil, müslüman araplar olacaktır.

    burada yapılacak iki şey var. güçlü olup eşek konumuna düşmeyeceksin. kendini kullandırmayacaksın. ikincisi ise bazen bu yaramaz çocukların kulağını çekecek bir dede gerekiyor. o dede kamuoyudur. halktır. abd'nin vietnam'da sıçıp tüm dünyaya rezil olmasının sebebi, dünyada yükselen savaş karşıtılığıydı. en totaliter ülkede bile halk desteği en önemli güçtür. her zaman ve her şartta savaş karşıtlığını, emperyalizm karşıtlığını dile getirmek gerek.

    güçlü bir ülke olmak çok önemli. hukuk, bilim, ekonomi her alanda kendine yeten ve üreten bir ülke olmak gerek. bunu başaramadığın müddetçe yaramaz çocukların sidik yarıştırdığı eşekler kümesinden çıkamazsın. bugün bu eşeklerden biri olmaman, yarın olmayacağın anlamına gelmiyor. al bak tarih orada. bugün rezil hale düşen ülkeler dün hangi hataları yapmışlar? bakın bakalım bugün hangi ülke onların yaşadığı sürecin benzerini yaşıyor?
  • rus zulmüne karşı amerikadan medet ummak da ayrı bir bela. ayının ağzındaki ceylanın aslandan medet umması gibi. aslan ceylanı ancak kendisi yiyecekse kurtarır. vah ortadoğu halklarının kaderi.
  • amerika müslümanları öldürürken kendine müslüman diyenlerin sevinçten ne yapacağını şaşırdığı mudahale. inanılır gibi değil. daha düne kadar amerika'ya emperyalist diyen, hatta kendi vatandaşlarını cia ajanı olarak yaftalayan, üst akıl diyerek büyük resmi gören akitlerin ağzından salyalar, köpükler saça saça amerika'yı övdüklerine şahit olmaktayız an itibarıyla.

    rusya'nın kucağından amerika'nın kucağına oturup, inleyen bir kevaşe de 'ne oldu lan köpekler! gördünüz mu amerika'nın koca yarrağını' diyor. hayır, üzerine oturduğun için göremiyoruz.
  • ağzından köpükler saçarak ölen zavallı bebeklerin amerikanın umrunda olduğunu düşünen nâif adamlar var aramızda. geçen ay musulda çoluk çocuk demeden katlettikleri yüzlerce insanın mezarı soğumadı daha.

    yemen'i de unutmamak lazım. sadece 2017 yılı bilançosu bile lanetlemeye yeterde artar bile. 200 yıla kadar geriye gitmeye gerek yok.
  • askerde 3-5 nöbetinin neden en önemli nöbet olduğunu yine yeniden göstermiş saldırıdır...
  • bizim bütün ordularımıza girildiğinden, bütün tersanelerimiz dağıtıldığından ilgilenmediğim müdahale.

    bop eşbaşkanına siktiri çekmediğimiz sürece yavaş yavaş sonumuz geliyor.
  • ne zaman bir ortadoğu ülkesi abd tarafından vurulsa siyasal islamcılar bayram yapıyor. çok acayip
hesabın var mı? giriş yap