• eczanede üç çalışan yanyana oturuyor diye para cezası yazıldı. metrodan inen mavi saçlı hanfendi biraz nefes almak icin maskeyi çenesinden 10 saniye indirdi ceza yazıldı. motorsiklet sürücüsü maske takmadığı için durdurulup ceza yazıldı. bankta yanyana oturan iki vatandaşa sosyal mesafeyi ihlal ettiği gerekçesiyle ceza yazıldı. küçük bir çocuk babasıyla beraber bankaya gittiği için "babana söyle 900 lira fazla çeksin" diye polis espri yapıp ona da ceza yazdı. 30 yaşında bir adam evine en yakın fırından değil de iki sokak ötedeki fırından ekmek almaya gittiği için suiistimall ettiği gerekçesiyle o da ceza yedi. yanan evini maskesiz izlediği için bile ceza yiyen oldu. sokakta yaşayan adama sokağa çıkma yasağı ihlalinden bile ceza uygulandı.

    özetle en ufak hatada devlet baba ensemize yapıştı ama aynı devletimiz ak parti kongrelerine hiçbir şey yapamadı. her ilden otobüs dolusu maskesiz yüzlerce insan şarkı söyleye söyleye toplandı gıkı çıkmadı.

    reisimiz aldı mikrofonu "nağme olsam tellerine, kurban olam yollarına. ardahan, hoş geldin" dedi. ardahanlilar hoşbuldukkkk deyip virüsü kaptığı gibi memleketine gitti.

    "senin gibi yari olan neyler ayvayı narı. artvin, hoş geldin" dedi. artvinliler de aldı memleketine gitti.

    "beyleri sözlerin eri, ışıldar zeytin gözleri. kilis, sen de hoşgeldin" dedi. kilis de hoş bulduk deyip aldı virüsü gitti.

    "alem düşman kesilse, gönül senden vazgeçmez. adıyaman, sen de hoşgeldin" dedi. adıyaman da eyvallah dedi çekti gitti.

    özetle 81 ilimizin insanı o hınca hınç kalabalıkta hoşbulduk diyerek çekti gitti.

    çay ocaklarının kapatıldığı, kahvelerin aylardır açılmadığı, halısahada top dahil oynanmadığı dönemde ağzı maskesiz yüzlerce insan hoşbulduk, hoşbulduk, hüloooo dedi gitti.

    "unutmayalım ki bu virüs bir kişiden tüm dünyaya yayıldı" diyen sağlık bakanımız fahrettin koca dahil kimse buna sesini çıkaramadı. hatta erdoğan; "işte salonun hali. bakın bir kongre yapıyoruz, salgının olduğu bir dönemde kongre yapıyoruz ve salon lebaleb dolu” diyerek aklımızla dalga geçti. yetmedi bir sonra ki ankara kongresinde "sizleri kar yağışının tüm mikropları temizlediği anlamlı buluşmada en kalbi duygularla selamlıyorum" diyerek her fırsatta övdüğü duble yollar gibi aklımızla da duble dalga geçti ve risksiz denilen mavi yerler dahil tüm ülke kısa zamanda kankırmızı oldu.

    yani bu yönetim biçimiyle 55 bin değil, 155 bin vaka olsa bu sayı çok azdır. olan esnafa, olan emekçiye oluyor maalesef olay budur. lafı hiç uzatmaya gerek yok.

    "sen menfaatime dokunmayan, zengin iş yerlerime bulaşmayan, ashâbıma yapışmayan korona,
    sen de hoşgeldin..."
  • sıcayım böyle süreç yönetimine
  • sağlık personelinden sonra en önce aşılanması gereken öğretmenlerin yerine futbolcuların aşılanmasına karar verilen bir ülkede normal olandır. günlük vaka sayısının 200 bin olmadığına dua etmek lazım.
  • tam kapanma falan gelecek diyorlar fakat dünyanın kıskandığı devletimizin fakire fukaraya bakacak, kapısına ekmek getirecek gücü var mı büyük merak konusu. geçen yıl maske veremeyen, belediyelerin ücretsiz dağıttığı ekmeği bile yasaklayan bir devlet.

    geçen sene başarısız olarak alınmış pandemi kararlarından başını kaldıramamış üç aileye bakmaya çalışıyorum ben tek başıma. aileler aç susuz, birisi evden atılmak üzere. devlet önce birinci yasakların yaralarını sarsın da sonra tam kapanmaya girelim ha olmaz mı? sürekli olarak halkı suçlayarak bu salgını yine bu noktaya getiren sizsiniz.

    turizm açılsın diye atmayacakları takla yok. fakir ölsün, zengin yaşasın değil mi sayın dünya lideri..
  • baktı fakirlikten ölmüyoruz böyle deneyecek bir de
  • isterseler tüm türkiye'yi evlere kapatsınlar. büyükşehirlerdeki nüfus yoğunlukları azaltılmadıkça ne salgını biter ne de doğru düzgün eğitim olur bu ülkede. avrupa'da adam sokakta maskesiz gezebilir çünkü nüfus ülkenin her yerine dağılmış vaziyette. tek bir semtinde ortalama 1 milyon insan yığılmamış, göt göte, dirsek dirseğe, nefes nefese yaşamıyor, yaşamak zorunda bırakılmıyor!
    biz bunları görebilirken kanal istanbul çevresine şehir kurmaya çalışıyorlar. milletin aklıyla dalga geçiliyor.
  • 276 kişi ölmüş bugün. fetö'nün kanlı darbe girişiminde öldürdüğü insan kadar vatandaşımız ölüyor her gün bir yıldır. ama algı öyle bir şey ki 5 yıldır milli gün olarak 15 temmuzu ananlar bir yıldır ölen bu insanlarımızın sorumlularıyla aynı. hoş 15 temmuzun sorumluları da farklı değildi ya.
  • geçen sene italya'da vaka sayıları 50-60 bin civarlarinda gezerken bizimkiler temizlik anlayışı olmadığından ve taharet musluğu olmadığından, ellerini yikamadiklarindan olduğunu iddia ediyorlardı:)

    limon kolonyası kullanarak corona ile mücadele eden necip milletimiz demekki bu işi de kıvıramamış.
  • evde 5 kişiyiz eşim pozitif, babam 78 yaşında negatif, çocuklar belli değil, ben negatif . eşimi ayrı bir odaya hapsettik. kapı önüne yemek bırakıyorum yiyor, yatıyor. bizde çocuklar ve babam kendi halimizde izalasyon hak getire takılıyoruz iki gün oldu. babam 2 doz aşılı allah sonumuzu hayretsin. bu gün markete cıkmak zorunda kaldım. evde hiç bir şey yoktu. maaş hesabından eksiye indim o da bitti . yaşıyoruz şimdilik.çocuklarıma bir şey olmasın başka bir şey istemiyorum.
  • yoğun bakım gerçekleri:
    - maalesef ki her gün patır patır insanlar ölüyor.
    - eskiden genellikle 70 yaş üzerindekiler vefat ediyorken şimdilerde yaş skalası 40-60 yaş arasında yoğunluk gösteriyor.
    - yoğun bakımdaki hastanın yatağı boşaldığında 10 dakika geçmeden yerine yeni hasta geliyor.
    - durumu en iyi olan hastalar bile 30 saniye maskeden ayrıldıklarında satürasyonları 50'leri görüyor.
    - yoğun bakımdan iyileşipte taburcu edilen kişi sayısı her geçen gün azalıyor.
    - daha bir ay önce sadece 1 yoğun bakım ünitesi covid'li hastalara bakıyorken şu anda 4 ybü yetersiz geliyor.
    - entübe edilen hastaların ekstübe edilip iyileşme oranı oldukça düşük.

    şu an ekim-kasım ayındaki yoğunlukla eşdeğer gidiyorken devletin mantık dışı yönetimi ve sokaktaki insanların hastalıktan korkmamaya başlamasıyla birlikte bizi artık daha da kötü günler bekliyor.
hesabın var mı? giriş yap