• farklı görüşlerde olan tüm siyasetçilerin bir tartışma programında buluşması.
  • (bkz: demokrasi)
    (bkz: laiklik)
    (bkz: mark)

    bi de tarafsız cumhurbaşkanı. diploması olanlardan.
  • panço meksika tipi mısır cipsi.*
  • kesinlikle hukuk.
    hani bizimkilerde yönetici herkese "mahkemeye vericiğim sizi, orda görüşürüz" diyodu ya. işte onun o dönemde ülkemiz için gerçek olduğunu düşünüyorum ben. zira avrupa da abdullah öcalan'ı bu ülkede hukuk olduğuna inandığı için, adil yargılama olacağına inandığı için teslim etmişti.

    şimdi ise tam bir teksas. sabahın 5'inde işinden çıkmış adamı hiç sebep yokken öldüresiye dövüyolar sonra mahkeme dövenlerin itibarına zarar gelmesin diye adamları serbest bırakıyo.
  • okul okuyanın iş sahibi olup iyi para kazanması.
  • geleceğe yönelik umut ve devlet/özellikle orduya güven.

    90'larda da ülkemiz çok iyi değildi ama ileride iyi olacak, avrupa ayarında bir ülke olacağız, bunun için çalışmalıyız gibi bir anlayış vardı. kimse eskiye dönelim, orta doğu bataklığına gömülelim gibi bir anlayışta değildi.

    orduya büyük bir güven vardı. ne felaket olursa, ne kötülük olursa olsun ordumuz ayakta durur ve devleti-milleti kurtarır diye sonsuz bir güven vardı. balyoz-ergenekon ve 15 temmuz gibi olaylarla bu güven de bitti.

    şu anda türkiye paramiliter yapıların oluştuğu, gelecekte iç savaş tehlikesi batıdaki bütün makalelerde ele alınan bir ülke oldu. türkiye'nin 3-5 sene sonraya çıkacağı şüpheli. 90'larda böyle bir endişe asla yoktu. terörün en azgın olduğu zamanlarda bile böyle bir gelecek öngörüsü yoktu.
  • 90'lı yıllarda herkes her şeyi alıp yiyemezdi. çünkü şimdiki gibi teknoloji sayesinde gıda ile istediğin gibi oynama imkanın yoktu. örneğin; sucuk pek çok insan için pahalı bir gıdaydı. fakat içerisine hayvan yağı yerine dondurulmuş sıvı yağ, tavuk, hindi eti...vb katmazdı hiçbir işletme. dolayısıyla sen gidipte herhangi bir marketten, bim'den aldığın o ucuz fiyata alamazdın sucuğu. belki az yerdin fakat inan gerçek sucuk yerdin.
    meyvelerden ise muz misal. pahalıydı değil mi ? çünkü o yıllarda yerli üretici (anamur ve çevresi) üretimi arttırmak adına oksin, giberrellin ve sitokinin gibi bitki hormanlarını muz üretmek için kullanmayı etik bulmazdı. honduras'tan gelen ithal muzu pahalıya yerdin. günümüzde olduğu gibi.
    az çok üreten bir ülkeydik o yıllarda. örneğin; yediğimiz pilav, nohut, bulgur..vb şimdiki ithal ürünler gibi lezzetsiz değildi. içeriğine katılan gıda hilelerine girmiyorum bile.
    bu örnekler çoğaltılabilir. gıda teknolojilerinin gelişmesinin fiyatların düşmesine olan katkısı da anlaşılabilir. ancak hiç kimse o yıllardaki gıda kalitesinin günümüzde devam ettiği iddiasını dile getirmesin. keza doğru bir yaklaşım şekli olmayacaktır.

    ekonomik istikrarsızlığın olduğu doğrudur. fakat klasik iktisadi yaklaşım anlayışı bu sürecin devletlerin gelişimi açısından olumlu yönde kullanılabileceğini öngörür. ancak üretim, hukuk, eğitim ve bilimsel çalışmaların hasar görmememesi şartıyla. doksanlı yıllardan sonra bu devlet mekanizmalarının hangisi zarar görmedi? istisnasız hepsi zarar gördü. üstelik geriye gitti...
    lafı uzatmaya gerek yok. o yıllarda ülkede yolsuzluk yok muydu ? vardı. fakat günümüzdeki kadar hoşgörülü yaklaşılmazdı.
    yoksulluk yok muydu ? günümüzdekinden çok daha fazlaydı. fakat bu yoksulluğa dur demek isteyen insan sayısı da günümüzden çok ama çok fazlaydı.
    (bkz: öğrenilmiş çaresizlik)
    o yıllarda (doksanlar) insanların cebinde parası yoktu. bunu hepimiz kabul ediyoruz. fakat günümüzün aksine, insanlık, ahlak, komşuluk, yardımlaşma ve belkide en önemlisi vicdanlı cehalet vardı. şimdi bunların hiçbiri yok. ayrışma-kutuplaşma ve millet olmanın niteliklerini kavrayamamış bir toplum var. hatta ne acıdır ki, mustafa kemal atatürk'ün boşa giden emekleri var...
  • trt 2 (bkz: rock market)
  • cem uzan.
hesabın var mı? giriş yap