• hiçbir halttan anlamayan, sırf sağdan soldan duyduğu mesnetsiz ön yargılarla hareket eden kolpacı bu.

    şunu belirtmeliyim ki; motosiklet düşünüyorsan üşenmeden oku.

    mahallesindeki mondialci motorcu abisinin ekmeğinde koşup "önce düşük cc'den başlamalısın arslanım" demesini beyninde hiçbir mantık filtresinden geçirmeyen ve aldanan bu kolpacı, düşmüş olduğu bu kerizler kuyusuna yandaş çekmeyi de ihmal etmez. her ortamda aynı saçmalıkları yineler, beni kerttiler bunu da kertsinler mantığıyla hareket eder.

    şimdi bu kolpacıları bir yana bırakarak, neden düşük cc'nin saçmalık ve de aptallık olduğundan bahsedelim.

    öncelikle gerçek motor sevdalıları arkadaşlarım;

    1- motosikletler 2 tekerden oluşur. yani ayakta durması için hareket etmesi gereken taşıtlardır. bu durumda risk? aynı.

    2- motosikletlerin en önemli unsuru dengedir. risk? aynı değil işte. düşük cc'li hafif motosikletler denge konusunda her zaman ağır motosikletlerden daha güvensiz ve daha fazla riskli aletlerdir. örneğin; 80 km hızla otobanda ilerlediğinizi ve karşınızdan bir tırın hızla yaklaşmakta olduğunu düşünelim. tırın yanınızdan geçerken oluşturduğu akımla oluşan sallantı ve dengede oluşturduğu olumsuz etki, düşük cc'li motosikletlerde ölümcül denecek kadar çoktur. kafasına bir kamera takıp şehir içinde motosikletçi ayağına video çeken tiplere değil, motosikleti harbiden kullananları dinlemelisin.

    3- düşük cc'li motosikletlerde asla ve asla toprak, çakıllı yolda fren yapamazsın. yaparsın da motosikletin üzerinde değil.

    4- yüksek cc'li motosikletleri birer katil olarak gören bu tipler, motosikletin cansız ve aklı olmayan, sadece kullanıcısının verdiği etkilere tepki veren bir makine olduğunu düşünemezler. ve onlardan hep korkarlar. oysa ki asıl katil olanlar yukarıda bahsettiğim ve sürücüsünün etkilerine gerekli tepkileri veremeyen, tamamen güvensiz düşük cc'li motosikletlerdir.

    5- nasıl ki yavaş gitmek sizin hayatınızı kurtarırsa, bazı durumlarda da hızlı gitmek (gidebilmek) hayatınızı kurtarır. bu durumda yüksek cc'li motosikletler 2 durumu da yapabileceğinden, sadece yavaşlıktan dolayı hayatınızı kurtarabilecek düşük cc'li motosikletten daha güvenlidir.

    6- motosiklet her taşıt gibi kullandıkça tecrübe kazanacağınız bir araçtır. cc'si size tecrübe katmaz (ama güven katar), karşılaştığınız anlık dış etmenler katar. (bakınız 5. madde) yani sizin mekanik zekanız motosiklete uygun değilse mondialci abinizden aldığınız motosikleti eve getiremeden kaza yapabilirsiniz.

    7- bu kolpacıların tek dayanağı "yüksek cc'li motosikletin daha hızlı" olmasıdır. oysa ki motosikletin beyni, senin sağ avcunun içindedir. sen istemezsen bir motosiklet seni uçuramaz bir yerlere.

    8- düşük cc'li motosikletlerin genelinde, ön teker ve arka teker kalınlıkları birbirine oldukça yakındır. hatta bazılarında aynıdır. bu resmen katliamdır. bu da virajlarda son derece tehlikeli bir yol tutuş ve denge problemi yaratmaktadır. gerçek motosikletlerde ön tekerin, arka tekere nazaran daha ince olması tamamen virajlardaki yol tutuşu ve dengesi içindir.

    9- düşük cc'li motosikletlerde kaza yaptığında canlı kalacağın, kırıksız atlatacağına dair bir hüküm yok. hatta düşük cc'li motosikletlerde motosikletin üzerine düştüğü kazalarda kırık oranı, yüksek cc'li motosikletlere oranla çok daha fazladır. çünkü yüksek cc'li motosikletlerin aerodinamiği, düşme esnasında motosikletin senin bacağına değmeyecek şekilde yatması için tasarlanmıştır.

    10- düşük cc'li motosiklet seni çok kısa süre içerisinde tatmin etmemeye başlayacak ve seni limitleri zorlamaya, güvensiz sürüşe itecektir. bunun neticesinde aptalca kazalar yaşamak çok olası.

    önemli not: bugün etrafına bir bak. motosiklet kazalarını incele. en çok düşük cc'li motosikletler mi istatistikte başa oynuyor, yoksa yüksek cc'ler mi?

    11- motosiklet kullanmaya karar vermişsen bazı riskleri göze almışsın demektir. bu riskleri minimize etmek, senin motosikleti dikkatli kullanmana ve bu doğrultuda tecrübe kazanmana bağlı. 600 cc'lik bir motosiklet kalkış anında 100 km hızla fırlamıyor yerinden, o da 0'dan başlayıp hızlanıyor.

    12- seyir halinde ani fren yaptığını hayal etmeni bile istemiyorum düşük cc'li motosikletlerde. umarım ani fren yapmak zorunda kalmazsın bu düşük cc'li motosikletlerde.

    13- daha önceki entrylerimde de belirttiğim şu hususu unutmuşum. "eğer motosiklet kullanmayı, en azından ilk tecrübeni kendi motorunla yapıyorsan sende biraz sıkıntı var" .

    şimdi ben sana soruyorum. riski, düşük cc'li motosiklette mi minimize edersin, yoksa yüksek cc'li gerçek bir motosiklette mi? kararı sen vereceksin.

    param yetmiyor dersen anlarım seni. fakat bu yazdıklarım aklının bir ucunda kalsın. 10 senelik motosiklet kullanıcısı olarak yazdım sana bunları. şimdi elbette gelip, yine ordan burdan duyduğu şeylerle laf sokmaya çalışanlar çıkacaktır. olsun onları da oku. okumak iyidir.

    pomçik yengene de öğretiyorum ufaktan. o da istiyor motosiklet. ama düşük cc alıp katili olmak istemiyorum.
  • (bkz: adam tabutçu beyler)

    edit: organ arayan biri de olabilir
  • yukarda yazılan maddeleri çürütmeyi kamu hizmeti olarak çürütmeyi kendime borç bilirim. umarım birkaç kişinin hayatını kurtarabilirim.

    olayı sadece tecrübeli sürücü perspektifinden yorumlamış arkadaş,neyse maddelere gelelim.

    1- motosikletler 2 tekerden oluşur. yani ayakta durması için hareket etmesi gereken taşıtlardır. bu durumda risk? aynı.

    *yanlış, olay sadece dengede durmak olmadığı için risk aynı felan değil.

    2- motosikletlerin en önemli unsuru dengedir. risk? aynı değil işte. düşük cc'li hafif motosikletler denge konusunda her zaman ağır motosikletlerden daha güvensiz ve daha fazla riskli aletlerdir. rüzgar, tır vs blabla

    *doğru, yüksek ccli aletler, ayrodinamiğinde de üzerinde çok çalışıldığı için (genelde) rüzgar etmenine karşı daha dayanıklıdır. yalnız ne yaparsanız yapın, hayabusa ile bile tırın yanından 300le geçerseniz, sarsılacaksınız. acemi bir sürücü olarak, 125lik motorla da otobandan uzak durmaya çalışın bi zahmet. kamyonların tırların arasında pek zevkli olmuyor sürüş.

    3- düşük cc'li motosikletlerde asla ve asla toprak, çakıllı yolda fren yapamazsın. yaparsın da motosikletin üzerinde değil.

    * yaparsın arkadaşım , yaparsın. frenin motor hacmiyle hiçbir alakası yoktur. fren motor aksamından neredeyse tamamen bağımsızdır (amortisörü saymazsan). acemi halinle 200 kg ss makinayla çakıla gir bakim tutabilecek misin motoru.ön tekeri kaydırıp düşeceksin. 125lik motorla düşük süratte en azından ayagını koyarak kurtarabilirsin. acemi halinle de çakıldan topraktan uzak dur bi zahmet. usta sürücüler de girmez mecbur kalmadıkça ( krossçular konu dışı) eziyet gelir asfalttan sonra çakıl kum vs.

    4- yüksek cc'li motosikletleri birer katil olarak gören bu tipler, motosikletin cansız ve aklı olmayan, sadece kullanıcısının verdiği etkilere tepki veren bir makine olduğunu düşünemezler. ve onlardan hep korkarlar. oysa ki asıl katil olanlar yukarıda bahsettiğim ve sürücüsünün etkilerine gerekli tepkileri veremeyen, tamamen güvensiz düşük cc'li motosikletlerdir.

    *acemi bir sürücüyü etki tepki vs durumlarından yargılamaya kalkamazsın.sıkıntı zaten adam motora etki tepki vermeyi öğreniyor, arada yanlış etkiler-tepkiler veriyor. frene fazla basıyor, gaza fazla basıyor, debriyajı ayarlayamıyor motor fırlıyor. vitesi değiştiremiyor.virajda frene-gaza asılıyor. tüm bunları yapmak başlı başına bir stresken, bir de trafik stresi içinde , gg wp, cenaze namazına bekleriz. motordan korkun zaten. korkmak dediğim içinizde bir korku olsun. sizin egonuzu- sürat yapma isteğinizi dizginleyecek olan bu korku-endişedir. yola çıkmadan kaza videosu felan izleyin.

    5- nasıl ki yavaş gitmek sizin hayatınızı kurtarırsa, bazı durumlarda da hızlı gitmek (gidebilmek) hayatınızı kurtarır. bu durumda yüksek cc'li motosikletler 2 durumu da yapabileceğinden, sadece yavaşlıktan dolayı hayatınızı kurtarabilecek düşük cc'li motosikletten daha güvenlidir.

    * burda şair haklı . fakat şöyle birşey var 125lik motorlar da zaten 80-90'a kadar çoğu arabadan iyi hızlanır. bu süratlerden sonra ivmelenme düşer. yani e-5te acil durumlarda hızlanma problemi çekebilir ufak hacimli motor . 250cc'de 130-140'a kadar sıkıntı yok. o süratlere kadar çoğu arabadan hızlısınız merak etmeyin.

    6- motosiklet her taşıt gibi kullandıkça tecrübe kazanacağınız bir araçtır. cc'si size tecrübe katmaz (ama güven katar), karşılaştığınız anlık dış etmenler katar. (bakınız 5. madde) yani sizin mekanik zekanız motosiklete uygun değilse mondialci abinizden aldığınız motosikleti eve getiremeden kaza yapabilirsiniz.

    *burda tam anlayamadım ne demek istediğini entry sahibinin ama şöyle bağımsız bir yorum yapayım. eğer ufak cc motosikletle başlarsanız, her cc büyüttüğünüzde inanılmaz bir keyif alacaksınız. iddia ediyorum seks kadar ve seksten çok daha uzun süreli bir zevk yaşayacaksınız.125lik motor aldınız, performansı sizi şoke edecek,kafanızdaki '125 ne amk bassan gitmez' önyargısı bir anda kırılacak. arabaların %90ından daha çabuk hızlanacaksınız.3-5 ay böyle gezeceksiniz. 125likten 250'ye geçtiniz, performans daha da arttı.üffff bu ne laan yarış arabası gibi.kalkışta artık bmw-audi'den daha güçlüsünüz. 110-120ye kadar ferrari-lamborghini hariç çoğu arabadan kuvvetlisiniz. 600lük aldınız ' ohaaaaa bu ne laaan diyeceksiniz.bundan daha hızlı bir alet olamaz diyeceksiniz. 1 ay sırıtarak gezeceksiniz. böyle böyle gidecek.direk 600lük motor aldığınızda, 250ccnin-125ccnin zevkini hiç bir zaman tadamayacaksınız. denemek için bindiğinizde(binmeye ömrünüz olur umarım) attan eşeğe binmiş gibi olacak ve size güvensiz gelecek. ilk entryi yazan arkadaşa olduğu gibi.

    7- bu kolpacıların tek dayanağı "yüksek cc'li motosikletin daha hızlı" olmasıdır. oysa ki motosikletin beyni, senin sağ avcunun içindedir. sen istemezsen bir motosiklet seni uçuramaz bir yerlere.

    *haklı burda, güç sende. ama tecrübesiz birine 0-100 km 3 sn olan bir alet vermek pek akıl karı değil. f-16 da da güç sende. elinde gaz kolu . ama hadi sür amk. pırpırı uçurdun da, dur ne pırpırı, önce simulatörde pırpırı yere indirebildin de, sonra gerçeğini yere indirdin de, sonra bilmem kaç sene 2. pilotluk yaptın da belki f-16 verirler.

    8- düşük cc'li motosikletlerin genelinde, ön teker ve arka teker kalınlıkları birbirine oldukça yakındır. hatta bazılarında aynıdır. bu resmen katliamdır. bu da virajlarda son derece tehlikeli bir yol tutuş ve denge problemi yaratmaktadır. gerçek motosikletlerde ön tekerin, arka tekere nazaran daha ince olması tamamen virajlardaki yol tutuşu ve dengesi içindir.

    eksik bilgi. ön tekerin ince olması yolu iyi tutsun diye değil, arka tekerin kalın (ve eğimli) olması yolu iyi tutsun diyedir. viraj alma tekniği şu şekildedir, motoru yatırdığınızda ağırlık merkezi arka tekere kaymalıdır.yani gaz çok hafif açık olacak. ağırlık merkezi arkada olduğu için arka tekerin geniş olması yolu daha iyi tutmanızı sağlar. acemi bir sürücü olarak bunun farkında olmayacaksınız. farkında olsanız dahi uygulamada sıkıntılar olacak. zaten acemi bir sürücü olarak 55 derece yatırmayacaksınız, kalın lastiğe gerek yok. yatırsanız dahi, gazı freni, viraj açısını ayarlayamayacağınızdan, lastiğin pek bir işlevi kalmayacak. yani siz gazı freni, viraj açısını ayarlayamıyoken, istersen 300luk lastik tak arkaya , hiçbir faydası yok.

    9- düşük cc'li motosikletlerde kaza yaptığında canlı kalacağın, kırıksız atlatacağına dair bir hüküm yok. hatta düşük cc'li motosikletlerde motosikletin üzerine düştüğü kazalarda kırık oranı, yüksek cc'li motosikletlere oranla çok daha fazladır. çünkü yüksek cc'li motosikletlerin aerodinamiği, düşme esnasında motosikletin senin bacağına değmeyecek şekilde yatması için tasarlanmıştır.

    *yanlış. km başına en yüksek ölüm oranı, supersport motosikletlerdedir. en düşük ölüm oranı ise, chopper tarzı motorlardadır. motor hacmi olarak olarak istatistik bugüne kadar göremedim.
    edit : şimdi gördüm https://crashstats.nhtsa.dot.gov/…ublication/812148 . amerikan ulusal trafik emniyet bilmemne kuruluşunun 2013 tarihli resmi motosiklet kaza istatistik raporu. altlarda motor hacmine göre istatistik mevcut. 600-1000cc arası en yüksek kaza oranı .

    http://www.nolo.com/…ibutory-comparative-30148.html
    şu blog yazısında da supersport modellerin diğer modellere göre 4 kat , sport modellerin ise 2 kat fazla ölüm oranına sahip olduğundan bahsedilmiş. kaynak gösterilmemiş.

    10- düşük cc'li motosiklet seni çok kısa süre içerisinde tatmin etmemeye başlayacak ve seni limitleri zorlamaya, güvensiz sürüşe itecektir. bunun neticesinde aptalca kazalar yaşamak çok olası.

    önemli not: bugün etrafına bir bak. motosiklet kazalarını incele. en çok düşük cc'li motosikletler mi istatistikte başa oynuyor, yoksa yüksek cc'ler mi?

    *tekrar yazıyorum. km başına en yüksek ölümlü kaza oranı supersport modellerdedir.cc olarak bir araştırma yoktur yapılması da mantıksızdır .cc'den ziyade motor tipi önemlidir. 125lik motorun limiti 110 km/h. zorlasan da birşey çıkmıyor. 600 ss, 270 km/h . onda limit zorladığın zaman sıkıntı var işte.

    11- motosiklet kullanmaya karar vermişsen bazı riskleri göze almışsın demektir. bu riskleri minimize etmek, senin motosikleti dikkatli kullanmana ve bu doğrultuda tecrübe kazanmana bağlı. 600 cc'lik bir motosiklet kalkış anında 100 km hızla fırlamıyor yerinden, o da 0'dan başlayıp hızlanıyor.

    * pek anlayamadım . f-16 da 0'dan başlayıp hızlanıyor. pırpır da. neden f-16yla başlatmıyolar pilot adaylarını?

    12- seyir halinde ani fren yaptığını hayal etmeni bile istemiyorum düşük cc'li motosikletlerde. umarım ani fren yapmak zorunda kalmazsın bu düşük cc'li motosikletlerde.

    *tekrar ediyorum. frenin motor hacmiyle hiç bir alakası yoktur. fren motor aksamından bağımsız yardımcı bir sistemdir. frenden daha önemli birşey var o da 'lastik' tir. kaliperlerin diski istediği kadar güçlü sıksın, lastiğin kötü ise hiçbir işe yaramaz. progressive fren yapmazsan, en iyi fren sistemin,en iyi amortisörün, en iyi lastiğin olsa dahi, ön teker kayar. (abs yoksa)

    1 ay önce başıma gelen mevzuyu anlatayım da ibret olsun.
    arkadaşlarla sahilde oturuyoruz. bir arkadaşım motor ehliyeti aldı. 125lik eğitimi de var. rica etti, şurdan bi tur dönüp geleyim diye. döndü, geldi, dururken, motoru tutamadı devirdi. sağ ayna kırıldı. allahtan arkadaşta da birşey yok. hallettik. ona da çok güzel bir ders oldu bu. 600lük alcam diye tutturmuştu.

    edit : frende motorun kendi ağırlık faktörü de var. unutmuşum. eksantirik milli 'ne teşekkürler
    edit 2 : motor hacmi olarak kaza istatistiği görmedim yazmışım. ama xaph nickli yazarın gazlaması ile buldum.
  • 10 senede en azından fren yapmayı öğrenebilmiş motosikletçilerdir.
  • tabi lan hepimiz malız.alın 600rr ile başlayın motora sonra haberlerde parçalanmış cesedinizin mozaiklenmiş fotoğrafı çıkınca bizim ailemiz eşimiz dostumuz tribe girsin. ulan acemi adam illa debriyaj kaçıracak, viraj almayı bilmeyecek. 250 cc motosiklet ile viraja en acemi adam gaza gelse bile 100 le girse bile az buçuk risk alarak kurtarır. ulan 600 rr 200 ü 6 saniyede görüyor pezevenk. yüksek cc pert motor alıp tamir edip satan biriyseniz millete yüksek cc ile başlamasını önerin o zaman mantıklı, müşteri sayınızı arttırırsınız.
  • bence de büyük cc ile başlanmalı. misal bir arkadaşım 1000rr'la başladı, şu anda hayatına trafik ışığı olarak devam ediyor.
  • önce klasik gitarla başlar, sonra elektroya geçer.
  • risk algısı sağlıklı bireydir. motosiklet sürmek biraz deneme yanılma yolu ile çıkarımlar yaparak tecrübe kazanma işi olduğundan, en basit örnekle 600cc bir motosikletle düz yolda 160km hızla giderken hiçbir sorun yaşamayan çaylak sürücünün ilk virajda 80km hızla bile yolda kalmayı başaramayıp nerde hata yaptım lan ben demeye fırsat bulamadan belki de olaya veda etmesine sebep olabilir. belli bir süre motosiklet kullanmış bir sürücü olayın sadece gaz kolundan ibaret olmadığını bilir, dolayısı ile tecrübe kazanırken hataların daha fazla telafi edilebilir olabileceği güçte motosikletler tercih edilmesi mantıklıdır, bu motosikletler yalnızca mondial marka değildir...
hesabın var mı? giriş yap