• akıtma* ucu.
    testi, çaydanlık, ırbık/ibrik gibi sıvı hazneli nesnelerin emzik gibi, denetimli su/sıvı bırakan ucu.

    misal ümzüklü toz şekerlik: yan masada iki üç tane genç var, ümzüklüden gereği kadar şeker boşaltmaya çalışıyorlar. sessiz bir çile gibi, uğraşıp didinmelerini buradan görüyorum, hani kalkıp yardım önereceğim.

    şekerin hepsi birden boca olmasın diye kibar davranıyorlar. tekrar tekrar şekerliği üst-alt ediyor, azıcık dökülen şekere bakıyor. sonra öteki devralıyor, şekeri yetmeyen sıranın ona dönmesini bekliyor. bir sosyoloji başlığı kadar ilginç.

    ***
    çaydanlık ümzüğü bana bir şeyler öğretti: çaydanlığı tipik olarak sağ elimle tutup dolduruyorum. bu ümzük bana tam orta hatta, düzgün, yani olması gerektiği gibi duygusunu veriyor. bu duyguyla doldurup duruyorum. günün birinde bir zorunluluktan veya değişiklik gereksiniminden, çaydanlıktan suyu sol elimi kullanarak döküyorum. o an gözüme bir asimetri çarpıyor. ümzük orta hatta değil, dışa doğru açılı. aha- kandırıldım mı desem, skandal bir hatayı ortaya çıkartım mı desem? bu çaydanlık bozuk!

    algım murphy yasaları uyarınca çalışmış. önceden sağ elle tutulan çaydanlık ümzüğü ya gerçekten orta hattaydı, ya alışacağım şekilde lehime bana yakınsak açılıydı. alışkanlık dışına çıkınca eskiden normal ve hakkım saydığım durumun arabı, zıt kutbu ortaya çıktı, gereksiz bir kazıklanma duygusu doğdu. eskiden, oh, işler keka, dengesizlikler lehime işliyor demiyordum. üstelik ümzük nesnel olarak orta hatta olabilir, bu sefer algım ortada ve adil olan şeyi alışkanlığı kırıldığında aleyhineymiş gibi velveleye vermek istedi. belirsizliği olumsuz ve düşmanca yorumladı.

    (bkz: görecelilik/@ibisile)
    (bkz: murphy yasalarının mantıksal çözümlemeleri)
hesabın var mı? giriş yap