• bazende çok daha daha fazla çalışan bu işçiler kitap nasıl okuyabilir? staj yapmadan önce günde 2 saat kitap okuyordum geçen sene. artık hiç okuyamıyorum bile. eve o kadar yorgun geliyorum ki, eve gelince de çocuklara yemek yap, otur yemek ye derken saat 20.00 oluyor. saat 12 de yatıyorum genelde. gözlerini açıp kitap okuyacak vakti bırak, evde o kadar çok ses oluyor ki genelde sadece tv izleyebiliyorum. kütüphane desen 17.00'da kapatıyor. 24 saat açık tek kütüphane var oda taksimde 1 saat uzak mesafede ve o saatte işten gel tekrar yol çek filan hangi beden kaldırır ki? yazarken bile yaşamaktan bıktığımı farkettim.
  • bunun birde halk kütüphanesine nasıl gidebilir ki şekli vardır ki akıllara zarar

    (bkz: #24324453)
    (bkz: #67625554)
    (bkz: halk kütüphaneleri 18.00'de kapanmasın kampanyası)
  • o kadar yoğun çalışırken tuvalete nasıl gidebiliyorsan, yemek nasıl yiyebiliyorsan, kitabı da gerçekten istediğin takdirde gayet de okuyabilirsin.

    edit: öyle yoğun tepki aldım ki, "kitap okumak zorunluluk mu"dan tutun, "okunur da kavranamaz"a kadar. arkadaşım ben örneği vakit ayırma olarak demişim, "gerçekten istediğin takdirde" yazmışım. 10 saat çalıştığın süre, 8 saat uyusan, geriye kalan 6 saatin 15 dakikasında da mı yoğunlaşıp okuyamıyorsun? evet okuyamıyorum diyorsan sen kendini kandırıyorsun arkadaşım. basbayağı okumamak için bahane uyduruyorsun.
  • adana'dayım o zaman. turgut özal'da oturuyor, atatürk parkı'nın orada çalışıyorum. otobüsten inip 5 dk yürüyorsun. otobüste zaten okuyorum da baktım yolu da ezberlemişim, bir cümle okuyup, önüme bakıp bir cümle daha... yapmaya başladım.
    baktım sorun olmuyor, bu şekilde okumak için bes dk. daha kazandım.

    kitap okumak ekstra bir şey olarak degil de dogal bir ihtiyac olarak algılanıyorsa buluyor insan bir çözüm. ha bu demek degildir ki bu denli uzun çalışma saatini onaylıyorum. mottom hep aynı:

    (bkz: hafta sonu 4 güne çıksın)
  • okuyamasın diye 08 00- 18 00 çalıştırılır.
    adam demiş " isterse her halükarda vakit bulur"
    vakit bulursun da, okuyabilir misin orası muamma.
    senin de üzerinden 10 saat boyunca tonlarca yük geçsin, eve git kitabı eline al bakalım kaç cümle okuyabileceksin. gözlerin gider anlamazsın ikinci cümlede.
    edit; bazı arkadaşlar demişler ki, " içinde olsa okur, alışkanlık ile alakalı" diye mesajlar geliyor.
    elbette ki okur, okur ama dinlenik bir zihinle, bedenle okunan kitap sana bir şeyler katabilir. kaygılar, geçim sitresi ve yorgunluk içinde okuyamazsın. okumaya başlayıp alışkanlık kazanamazsın ki alışkanlık yüzünden zaman yaratıp okuyasın.
  • 08-18 çalışıyorum, 1 saatte yol var eve (hergün 170 km gidip geliyorum toplamda). döndüğümde yemek hazırla ye, kaldır. sonra çalışma odasındaki koltuğa uzanıp açıyorum kitabı 1 sayfa sonra yorgunluktan öldüğümü farkedip yatağa girip telefon karıştırırken uyuya kalıyorum. resmen azalarak yok olacak kitap okuma alışkanlığım.. başlığı kim açtıysa haklı, enerjin olsa bile şu düzende insanın içinden bile gelmiyor. sürünerek uyuyayım diyorsun sadece.
  • çalışma saatlerimiz 52 saatten 40/42 saate düşmüş durumda. bu haliyle bile avrupada en uzun çalışma saatine sahibiz. insanların üniversitede verilen eğitimin gereksiz olduğunu insan hayatından çalınan zaman olduğunu tartıştığı bu dönemde, bırak kitap okumayı çoluğu çocuğuyla zaman geçiremiyor, iş ev arası gidip gelmesi eziyet olan insanlardan o temponun ardından ne bekleyebilirsinki. karnını doyurup uyuyabildiyse tamam işte, görev tamamlandı
  • fransada gözümün önünde forkliftçi öğle yemeği arasında ekmek arası bişeyler yerlerken ağacın altında kitabını okuyordu. niyeti olan yapar.
  • 8 de işe başlayan bir kişi istanbulda ise en az 1 saat önce evden çıkmak zorunda.
    gidişte ve gelişte 2 saat eder, bu şekilde ayda 2 kitap bitiriyorum.
    bu benim için yolu çekilebilir kılan bir eylemdir aynı zamanda . mal mal insanların yüzüne bakmak ya da mal gibi telefonda sosyal medyada gezinmek aptallık gibi geliyor. çağımız bilgi çağı, beyinlere sosyal medyayı verip süngere çeviriyorlar işte böyle böyle.
  • kitap okumanın boş zaman etkinliği -hobi- olarak cvlere yazıldığı bir kültürde bu isyanı okumak çok normal.
hesabın var mı? giriş yap