• gis üzerinden gördüğüm kadarıyla, istanbul'da sınavın yapılacağı yerler hep boğaz kenarı. denişik şeyler yaşanacak gibi o gün.
  • 4 yıllık ücretli öğretmenlik kariyerime güvenerek gireceğim sınav. sınavı kazanırsam anca bu kazandırır. çünkü soruların büyük çoğunluğu lise müfredatından olacak. kpss'ye 5. kez gireceğim ve çeşitli sebeplerden ötürü bu yıl hiç çalışmadım. gerek eğitim gerek gk/gy olsun belki de en basit kavramları bile neredeyse unutmuş durumdayım. dersanedeki 20 sınavın sadece 1'ine katıldım. dersanede derslerin yarısına girdim ya da girmedim. normalde aşırı stresli, kaygılı biri olarak sınavlara girerirm ve ramak kala kaybederim. geçen yıl da öyle oldu. ama bu yıl zevkine girdiğim ales'ten 83 alışım, kpss'de de neden olmasın'ı beraberinde getirdi. umutlu muyum onu da bilmiyorum ama bildiğim şu var: edebiyattan 18 bin kişi giriyor lan bu çok ciddi bir rakam. gidip de eski anadolu türkçesi çevirisi isterlerse kol gibi girer. ama gidip de -ki sanmıyorum- hangisi 2. yeni temsilcisi değildir? minvalinde sorular gelirse de coşarım, coçarız, herkes coşar, iyice kızışır.

    demem o ki bu sınavın genel dağılımda payı yüzde 50. 1 net, eğitim bilimlerindeki 9 nete eşdeğermiş. genelde ilk yapılan sınava girenler şanslı olur derler ama bakalım...
  • ingilizce öğretmenliği için olanı gayet basit bir testti. hemen hemen hiç ezber yoktu, dolayısıyla biraz genel kültür biraz da ingilizce bilmek yeterliydi.

    75 dakikada 50 alan bilgisi sorusunu yetiştiremeyen ingilizce öğretmeni arkadaşımı tebrik ediyorum, yahu arkadaş hadi shakespeare okumadın ve ya antagonist-protagonist nedir bilemedin, peki o paragrafları nasıl olup da anlayamadın, ingilizce öğrenemeden nasıl mezun oldun sen arkadaşım? 75 dakikada ancak 30 soru yapabiliyor -ki sorular %90 okuma-anlamaya dayalıydı- bir de sınav çıkışında utanmadan bağıra bağıra ağlıyor.

    edit: hayatında hiç kitap okumamış insanlar ingilizce öğretmeni olmaya hak kazanırsa 2 satırdan uzun soru görünce afallayıp ağlarlar tabii. çok niteliksiz bir öğretmen nesli yetişmekte.

    bildungsroman sorusuna laf edilmiş, mezun olalı 4 sene oldu ve aklımda hiç bir bilgi kalmadan girdim, yine de diğer şıklar öyle sakildi ki cevabın bildungsroman olduğu resmen bağırıyordu. canterbury tales'i bile ezbere değil yoruma dayalı sormuşlar. shakespeare'in de protagonist ve antagonistlerini bilmek için eserleri okumaya gerek yoktu, hepsi gayet ünlü karakterlerdi. ama kitap okumayan genel kültürü de olmayan vatandaş protagonist'le antagonist'i bilmediği için gitti othello-iago yerine romeo-juliet ve ya hamlet-ophelia'yı sazan gibi işaretledi.
  • türk dili ve edebiyatı branşında tek kelimeyle döşenmiş bir sınavdır. açık ve net...
  • edebiyat dersinde lise müfredatını bilmeyenlerin hazırladığı sınav.

    ayrıca bu kişiler, sınavın niçin ve neyi seçmek için yapıldığını da bilmemektedirler.

    konulara lafım yok ama bu kadar mı detay sorulur. çağatayca ile ilgili soru sor evet ama gidip de çağatayca'daki fiilimsiyi veya bilmem ne görevli eki sorma; tarihi gelişimini, coğrafyasını, verilen eserleri bıdı bıdısını sor mesela.

    o alanda akademik kariyer yapan, uzmanı olacak kişilerin literatüründe yer alması gereken detay bilgiler ölçülmüştür. yani bence sınav amacına hizmet etmemiştir.

    sınava girenlere geçmiş olsun diyorum, işleri zor.
hesabın var mı? giriş yap