• madem öyle neden ifade özgürlüğü diyerek savunuyorlar?
  • gün geçmiyor ki bir gariplik daha yaşanmasın.
  • suçlu değil, mağdur olan çevirmendir. nasıl ki bir kâtili cinayet yerine taşıyan taksici suçlu olmuyorsa bu çevirmen de suçlu değildir. gündemde tutulması gerekiyor.

    edit: imla
  • çevirmenin çevirdiği içerikten sorumlu tutulduğunu öğreten saçmalıktır.

    bunu da öğrenmiş oldum. iyi ki çevirmenlik yaptığım dönemde böyle bir yazı / kitap işi denk gelmemiş diyorum yeminle. ucuz kurtulmuşum.

    gün geçmiyor ki türkiye'de yeni bir saçmalık yaşanmasın.
  • yalnızca türkiye gibi üçüncü dünya ülkelerinde yaşanabilecek bir olayın mağduru bir çevirmendir.

    yazıklar olsun!

    başlık da gündemde kalması gereken bir başlıktır.
  • söz konusu kitaplardan birkaç tane sattım.
    sanırım elimde kalmıştı.
    akşam inceleyeceğim, bakalım var mı bir sorun.

    edit:

    söz konusu kitapların adları şunlar:

    "erkek çocuk hakları", "kız çocuk hakları".

    kitapları şimdi okudum. kitaplardan bahsetmek gerekirse şöyle özetleyebilirim: "erkek çocuk hakları" adlı kitapta şunları söylüyor: istediğim rengi giyebilirim, tamir işleri bilmeme hakkım var, her zaman kahraman olmak zorunda değilim, utangaç olabilirim, kavgacı olmayabilirim ve bu yüzden "ezik" yaftası yememe hakkım var, istedikleri kişiyi sevme hakları vardır: kız ya da erkek (ya da her ikisini de).

    "kız çocuk hakları" adlı kitapta da şunları söylüyor: istedikleri mesleği seçme hakları vardır: kamyon şoförü, polis astronot vs., dünya üstündeki bütün renkleri giyme hakkı vardır(yani kızlar pembe giyer erkekler giymemeli algısına karşı çıkıyor, ki doğru), ağaçlara tırmanma hakkı vardır vs., istedikleri kişiyi sevme hakkı vardır: erkek ya da kız (ya da her ikisini de de).

    kitaplarda rahatsız edici hiçbir şey göremiyorum.
    ama kitaplarda rahatsız edici olarak bir şeyler bulabileceğini düşündüğüm kitle malum kitledir; dinci tayfa!

    pedagog değilim. çocukların cinsel kimliklerine dair kaç yaşında bilgilendirilmeleri gerektiğini bilmiyorum.

    bu kitaplara, daha doğrusu çevirmenine soruşturma açılma sebebi bana göre iki kitaptaki şu iki maddedir:

    "erkek çocuk hakları" kitabındaki şu madde: "istedikleri kişiyi sevme hakkı vardır: kız ya da erkek (ya da her ikisini de)."

    "kız çocuk hakları" kitabındaki şu madde: "istedikleri kişiyi sevme hakkı vardır: erkek ya da kız (ya da her ikisini de)."

    toparlarsak, bu iki kitap çocuklara şimdiye kadar dayatılan cinsel kimliğe dokunuyor. erkekler mavi giyer kızlar pembe, erkekler arabalarla oynar kızlar bebeklerle, erkekler fiziksel güç gerektiren şeyler yapar kızlar yapmaz, erkekler kızları sever kızlar erkekleri vs.

    son sayfadaki iki maddenin, yani çocukların cinsel kimliklerinin özgür bırakılmasına değinmesi rahatsız edici bulundu anladığım kadarıyla.

    söz konusu kitapların kapakları:

    erkek çocuk hakları

    kız çocuk hakları

    söz konusu kitaplardaki rahatsız edici bulduklarını düşündüğüm iki madde:

    erkek çocuk hakları kitabındaki madde

    kız çocuk hakları kitabındaki madde
  • muzır yayın müstehcenlik dedikleri yayınları okumuştum zamanında ya bende bir sıkıntı var ya da bu kararı verenlerde.. kız çocuk hakları bildirgesi , erkek çocuk hakları bildirgesi hatta bunların bir de anne hakları bildirgesi var ki evlere şenliktir çok güzeldir bir de asi kızlara uykudan önce masallar var tabii ben bunların hiçbirinde müstehcen bir kelimeye dahi rastlamadım sizler okumadığınız kitaplar üzerinden atıp tutmadan önce ben özet geçeyim: bu kitapların ortak noktası, sorgulayan, düşünen, hakları olduğunu bilen, otoriteye saygılı ama korkmayan soru soran bulunduğu şartları yükseltmeye çalışan tiplerden bahsetmesi yani tam da istemedikleri insan tipi. şimdi de çevirisini yapan çevirmene rekor bir ceza istemiyle dava açılmış siyasal islam nedir derseniz işte tam budur.
  • madem öyle, niye kredi kartı kopyalamaya kullanılan makinaların üreticilerini yargılamıyorsunuz? her yazarkasa satan dükkanda bulursun!
    futbol oynayarak yasadışı bahsin oluşmasına sebebiyet veriyor diye tüm futbolcuları, kulüpleri ve federasyonları niye yargılamıyorsunuz? manyak mısınız bacım afedersin?
    "çevirmenler, çeviri yapmayın, suç işleyebilirsiniz!" manâsını çıkarabileceğimiz bir davadır.
    kitabını yayınlamak isteyen bir yayın evi, çeviri icin çevirmen aradığında, bu örnek sebebiyle korkudan çeviri yapmaya yanaşmayan çevirmenler yüzünden profesyonel bir çeviri programı kullansa, program ve insanlığa hizmet olsun diye programı üreten yazılımcı potansiyel suçlu durumuna düşecek öyle mi?
    aklım pek almadı savcının buradaki mantığını!
  • uğradığı saçmalığa kendinin de anlam veremediğine emin olduğum çevirmen. böyle bir iddianame ve dava ne kendisi için ne de başka herhangi bir çevirmen için kabul edilebilir bir durum değildir, bir an önce bu anlamsız hareketten dönülmesini umuyorum.
  • bu ülkede hiç mi ahlaklı bir meslek kalmamış?
    bu davanın savcısı hakimi falan nasıl aynaya veya çocuklarının yüzüne bakabiliyor?
    gidin bari bu çevirmenin yediği ekmeği üreten fırıncıya da dava açın tam olsun.
hesabın var mı? giriş yap